WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 8. CEZA DAIRESI

8. Ceza Dairesi         2024/12838 E.  ,  2024/7415 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/2372 E., 2023/1545 K.
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜM : Değişen suç vasfı ile kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKİ SÜREÇ
A. Sanığın 09.11.2021 tarihli eylemi nedeni ile Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 27.01.2021 tarihli iddianame ile uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan 5237 sayılı kanunun 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 53 üncü maddesi ve 54 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemi ile açılan kamu davasında Antalya 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.03.2021 tarih, 2021/42 Esas, 2021/96 Karar sayılı kararı ile değişen suç vasfı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 5237 sayılı kanunun 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasına, 191 inci maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmiştir.
B. Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine uymaması ile Antalya 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.10.2022 tarih, 2022/262 Esas, 2022/518 Karar sayılı kararı ile hüküm açıklanarak 5237 sayılı kanunun 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
C. Kararın Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafi tarafından istinaf edilmesi ile Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin 12.09.2023 tarihli, 2022/2372 Esas, 2023/1545 Karar sayılı kararı ile ilk derece mahkemesi tarafından verilen hüküm kaldırılarak 5237 sayılı kanunun 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezasına, hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz sebepleri özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, ilk derece Mahkemesinin hükmü açıklaması hukuka aykırı olduğuna, sanığın suç işleme kastı konusundaki beyanları incelendiğinde hükmün hukuka aykırı şekilde verildiği ortaya çıkacağı ceza hukukuna hakim olan şüpheden sanık yaralanır kuralının olaya uygun olduğuna, bir suç işlediği iddiasıyla yargılanan kimse hakkında mahkûmiyet kararının verilebilmesi için, o kimsenin o suçu işlediğinin kesin olması, ispatlanmış bulunması gerektiği, sanığın suç işleme kastı olmadığına, delillerin takdirinde yanılgıya düşüldüğüne, sanığın alt sınırdan uzaklaşılarak ceza almasının hukuka aykırı olduğuna, sanığın samimi beyanlarla mahkemeye yardımcı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, sanığın üzerinde ele geçen uyuşturucu madde ele geçirilmesi üzerine hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçunundan işlem yapılmış ise de değişen suç vasfı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediği iddiasına ilişkindir.
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü: Sanığın uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan cezalandırılması talebi ile kamu davası açılmış ise de; sanığın ele geçirilen uyuşturucu maddenin satışını yaptığına dair mahkumiyetine esas teşkil edecek her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediği, sanığın aşamalarda alınan savunmalarında uyuşturucu madde kullandığını belirttiği, kolluk kuvvetlerince yapılan arama sırasında uyuşturucu maddeyi kendisi rızası ile teslim ettiği, uyuşturucu maddelerin sanığın sol cebinde tek paket halinde bulunduğu, sanığın uyuşturucu maddeyi bulunmasını zorlaştıracak şekilde zulalama çabasına girmediği, alınan ilk ifadesinde uyuşturucuları aldığı şahısların açık kimlik bilgileri ile daha önce uyuşturucu madde satın aldığı başka şahıslar hakkında bilgiler verdiği, ayrıca ele geçirilen uyuşturucunun miktar itibariyle kişisel kullanım sınırlarında olduğu, sanığın kullanım sınırlarında olan uyuşturucu maddeyi bulundurmasının söz konusu uyuşturucu maddeleri ticaret kastı ile bulundurduğunu ispat için yeterli olmadığı anlaşılmış olmakla tüm bu hususlar hep birlikte göz önüne alındığında, sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçunu oluşturduğu sabit görülerek, yapılan yargılaması sonrası hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın denetim süresi içerisinde uyuşturucu kullanması nedeniyle yükümlülüklerine uymadığı, hükmün açıklanmasına ve sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü: Yürütülen soruşturma işlemleri, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamalar, istinaf dairesince yapılan duruşma ile bu kapsamda hukuka uygun yöntemle elde edilen tüm deliller, özellikle yakalama tutanağı, uzmanlık raporu, sanığın ikrara dayalı savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre, uyuşturucu maddenin sanığa aidiyetine ve madde miktarına göre eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğuna yönelik ilk derece mahkemesinin takdir ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak ele geçirilen uyuşturucu maddenin miktarı nedeniyle oluşan zarar ve tehlikenin ağırlığına göre 5237 sayılı kanunun 61 inci maddesindeki ölçütler ve aynı kanunun 3 üncü maddesindeki orantılılık ilkesine göre ... cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi yerinde görülmeyerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve alt sınırdan uzaklaşılarak mahkumiyetine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Sanığın 09.11.2020 tarihinde işlediği eylemi nedeniyle Antalya 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.03.2021 tarihli ve 2021/42 Esas, 2021/96 Karar sayılı kararı ile değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin sekizinci fıkrasına göre verilen 1 yıl 8 ay hapis cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanık hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği ve hükmün 21.04.2021 tarihinde kesinleştiği, Yargıtay 10. Ceza Dairesi'nin 13.09.2023 tarihli ve 2021/303 Esas, 2023/7673 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere; 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin sekizinci fıkrasında yer alan "Bu Kanunun; a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, b) 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir." hükmü gereği verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçuna özgü olarak düzenlendiği, bu kapsamda 5237 sayılı Kanun'un 6545 sayılı Kanun'la değişik 191 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları doğrultusunda verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile aynı nitelikte olduğu ve aynı hukuki sonuçları doğuracağı dolayısıyla, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilebilmesi için aranan tüm koşulların hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için de geçerli olduğu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile birlikte denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasının da zorunlu olduğu, gerek görülmesi halinde sanığın tedaviye de tabi tutulabileceği ancak, usulüne uygun olarak verilip kesinleşen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı var ise 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin sekizinci fıkrası doğrultusunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyeceği, aynı şekilde 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin sekizinci fıkrası kapsamında usulüne uygun şekilde verilip kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı var ise şüpheli/sanığın bu suçtan işlediği başka eylemi yönünden ayrı bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemeyeceği belirlenmiş ise de aleyhe temyiz bulunmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
A. UYAP kayıtlarında yapılan araştırmada, sanığın 18.11.2018 tarihli eylemi ile 21.02.2019 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği, sanığın yükümlülüklerine uymaması ile 07.02.2021 tarihinde iddianame düzenlendiği ve Gaziosmanpaşa 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.09.2021 tarih, 2021/106 Esas, 2021/414 Karara sayılı kararı ile sanığın mahkumiyetine karar verildiği görülmekle; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmesinden sonra işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu, 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında ihlal sebebi olarak sayılarak aynı maddenin beşinci fıkrası uyarınca ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağı, bu ihlalden sonra işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarının soruşturma ve kovuşturma konusu olabileceği, ancak iddianame düzenlenmeden aynı suçtan işlenen eylemlerin ise 5237 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesi kapsamında zincirleme suça esas alınması gerektiği kabul edilmektedir. İddianame düzenlendikten sonra aynı suçtan işlenen suçlar ise ayrı suçtur ve 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin altıncı fıkrası kapsamında doğrudan dava konusu edilebilir. Temyiz konusu suç tarihinin 09.11.2020 tarihli olduğu Gaziosmanpaşa 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/42 Esas sayılı dosya iddianamesinden önce gerçekleştiği anlaşılmakla söz konusu dosyanın aslı veya onaylı örneğinin getirtilip denetime imkan verecek şekilde dosya içine konulup, incelenen 09.11.2020 tarihli ... yönünden 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü madde gereğince zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
B. Sanığın olay günü vermiş olduğu kolluk beyanında suça konu uyuşturucu maddeyi satın aldığını söylediği şahıslar hakkındaki soruşturmanın akıbetinin araştırılması, dava açılmış ve derdest olması halinde dosyanın getirtilip incelenerek gerektiğinde davaların birleştirilmesi, hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise dava dosyasının bu dosya içine konulması ve sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 192 inci maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin 12.09.2023 tarihli, 2022/2372 Esas, 2023/1545 Karar sayılı kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 302 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca takdîren Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
08.10.2024 tarihinde karar verildi.

UYAP Entegrasyonu