8. Ceza Dairesi 2023/733 E. , 2024/7527 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2017/216 E., 2017/248 K.
SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
KARAR : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.11.2017 tarihli kararıyla, hükümlü hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 268 inci maddesi delaletiyle 267 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği ve anılan kararın istinaf edilmeksizin 24.01.2018 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 12.01.2023 tarihli ve 2022/5300 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.03.2023 tarihli ve KYB-2023/8483 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.03.2023 tarihli ve KYB-2023/8483 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre, sanık hakkında ağabeyi ...’e ait kimlik bilgilerini kullanma eylemi nedeniyle İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/457 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda mahkumiyetine karar verildiği ve anılan kararın istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 23/10/2018 tarihli ve 2018/2302 esas, 2018/2357 sayılı kararı ile esastan reddine karar verilerek kesinleştiği, bu dosyadaki suç tarihinin 09/12/2015, iddianame tarihinin ise 02/02/2017 olduğu, incelemeye konu İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/216 esas sayılı dosyasında ise suç tarihinin 14/12/2015, iddianame tarihinin 17/04/2017 olduğu, her iki suçun da 02/02/2017 tarihli ilk iddianamenin düzenlenme tarihinden önce işlendiği ve hukuki kesinti olmadığı, her iki dosyada sanığın üzerine atılı eylemlerin aynı mahiyette bulunduğu anlaşılmakla, bu eylemlerin bir suç işleme kararı icrası kapsamında işlenip işlenmediği ve sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. Hükümlü hakkında mağdur ...'e karşı 14.12.2015 tarihli eylemi nedeniyle başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan cezalandırılması istemiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 17.04.2017 tarihli iddianamesiyle açılan kamu davasında İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.11.2017 tarihli kararıyla 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Hükümlü hakkında Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) ortamında yapılan incelemede; aynı mağdura karşı aynı nitelikteki eylemi nedeniyle (suç tarihi: 19.01.2016, iddianame düzenlenme tarihi: 07.06.2016) İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.05.2017 tarihli ve 2016/534 Esas, 2017/157 Karar sayılı kararıyla mahkumiyetine karar verildiği; (suç tarihi: 09.12.2015, iddianame düzenlenme tarihi: 02.02.2017) İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.06.2018 tarihli ve 2017/457 Esas, 2018/353 Karar sayılı kararıyla mahkumiyetine karar verildiği ve yine (suç tarihi: 18.12.2015, iddianame düzenlenme tarihi: 05.12.2017) İstanbul 34. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.04.2018 tarihli ve 2017/651 Esas, 2018/342 Karar sayılı kararıyla mahkumiyetine karar verildiği tespit edilmiştir.
3. Yukarıda bahsi geçen mahkeme kararlarının suç tarihlerinin tamamının hükümlü hakkındaki ilk hukukî kesintiyi oluşturan İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/534 Esas, 2017/157 Karar sayılı dosyasında yer alan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 07.06.2016 tarihli ilk iddianameden önce olması karşısında, hukukî kesinti oluşturan ilk iddianame tarihine kadarki eylemlerin zincirleme şekilde tek suç oluşturacağı gözetilerek, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçu bakımından birleştirme kararı verilip, sanığın suç kastının yoğunluğu, farklı zamanlardaki ... sayısı ve meydana gelen zararın ağırlığı gözetilerek ... cezanın üst sınırına yakın belirlenerek 5237 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümleri de uygulanmak suretiyle tek bir ceza tayin edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi Kanun’a aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.11.2017 tarihli ve 2017/216 Esas, 2017/248 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.10.2024 tarihinde karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!