8. Ceza Dairesi 2023/465 E. , 2024/7598 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Hâkimliği
SAYISI : 2020/787 D.İş
SUÇ :Köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz
KARAR : Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı itirazın reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Çifteler Cumhuriyet Başsavcılığının 28.01.2020 tarihli, şüpheli hakkında köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz suçundan verilen ek kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı şikayetçi vekilinin itirazı üzerine Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 21.02.2020 tarihli kararı ile ek kovuşturmaya yer olmadığı kararında usul ve kanuna aykırılık bulunmadığından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 173 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca itirazın reddine kesin olarak karar verildiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 24.11.2022 tarihli ve 2020/17884 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.02.2023 tarihli ve KYB-2022/156842 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.02.2023 tarihli ve KYB-2022/156842 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre, şüpheli hakkında Çifteler Cumhuriyet Başsavcılığınca köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz suçundan yapılan soruşturma sonucunda, 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 30/03/2014 tarihinde yürürlüğe giren 1/3. madde ve fıkrasına göre, büyükşehir belediyesi kurulan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliğinin kaldırıldığı, köyler mahalle olarak, belde belediyeleri ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katıldığı cihetle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Hakkı olmayan yere tecavüz" başlıklı 154. maddesinin 1 ve 2. bentlerindeki atılı suçun unsurlarının oluşmayacağı, ancak somut olayın 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyedliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara yönelik itirazın merciince reddine karar verilmiş ise de;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Hakkı olmayan yere tecavüz" başlıklı 154. maddesinin 1 ve 2. bendlerinde, "(1)(Değişik: 25/2/2009-5841/1 md.) Bir hakka dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz mal veya eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal eden veya sınırlarını değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa yararlanmasına engel olan kimseye, suçtan zarar görenin şikâyeti üzerine altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir.
(2) Köy tüzel kişiliğine ait olduğunu veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta bulunan veya sürüp eken kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır." şeklinde yer alan düzenleme karşısında,
Eskişehir Büyükşehir Belediyesinin hüküm ve tasarrufu altında bulunan Eskişehir ili, Mahmudiye ilçesi, ... Mahallesi, ... mevkinde bulunan meradan ... isimli firma için şüphelinin yetkilisi olduğu Kılıç Hafriyat firması aracılığıyla 2018 tarihinde toprak alınması suretiyle meranın zarar görmesi şeklinde gerçekleşen somut olayda, söz konusu taşınmazın mera vasfında köylünün ortak kullanımına bırakılan alan olduğu ve şüphelinin bu alana zarar verdiği nazara alındığında, şüphelinin eyleminin 3091 sayılı Kanun kapsamında kalıp kalmadığının, atılı suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerektiği, dellilerin takdir ve değerlendirme yetkisinin ise Mahkemesine ait olduğu gözetilmeksizin, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. Eskişehir ili ... Mahallesi ... mevkinde bulunan meradan ... isimli firmanın, şüphelinin yetkilisi olduğu Kılınç Hafriyat isimli firma aracılığıyla Kasım 2018-Şubat 2019 tarihleri arasında toprak alınması nedeniyle meranın zarar gördüğü iddiasına ilişkin olarak Çifteler Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma neticesinde şüpheli hakkında köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz suçundan 28.01.2020 tarihli kararı ile "6360 sayılı yasa ile suça konu olan Mahmudiye İlçesi ... mahallesinin Eskişehir İlinin Büyükşehir olması sebebiyle Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na bağlandığı ve köy tüzel kişiliğinin sona erdiği, TCK’nın 154/2 maddesi köy tüzel kişiliğine ait olan veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunan mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta bulunan veya sürüp eken kimse hakkında birinci fıkraya göre cezası verileceği hüküm altına alındığı, 5237 sayılı TCK'nın 154/2 maddesinde meraya yapılan müdahalelerde suçun oluşması için bu yerlerin yalnızca “köy tüzel kişiliğine ait olan” veya “öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş yerlerden” olması gerektiği dolayısıyla Büyükşehir Belediye sınırları içerisinde kalan bu tarz mera, harman yeri, yol ve sulak gibi yerlere yapılan tecavüzler bakımından TCK’nın 154/2’nci maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığı, Yargıtay 8. Ceza Dairesi 13/06/2011 tarih ve 2009/3185 Esas ve 2011/4740 Karar sayılı kararında belediye teşkilatı bulunan yerlerdeki kamuya ait taşınmazlara tecavüzün, hükümden sonra yürürlüğe giren 5841 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 154. maddesindeki suçu oluşturmayacağı, koşulların varlığı halinde 3091 sayılı Yasaya aykırılıktan söz edilebileceği şeklinde karar verildiği" belirtilerek ek kovuşturmaya yer olmadığı kararının verildiği, bu karara karşı şikayetçi vekilinin itirazı üzerine Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 21.02.2020 tarihli kararı ile ek kovuşturmaya yer olmadığı kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından 5271 sayılı Kanun'un 173 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca itirazın reddine karar verildiği belirlenmiştir.
2. 5237 sayılı Kanun’un "Hakkı olmayan yere tecavüz" başlıklı 154 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları;
“(1) Bir hakka dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz mal veya eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal eden veya sınırlarını değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa yararlanmasına engel olan kimseye, suçtan zarar görenin şikâyeti üzerine altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir.
(2) Köy tüzel kişiliğine ait olduğunu veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta bulunan veya sürüp eken kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır.''
3. 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 1 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları;
''(1) ..., Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
(2) Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.
(3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır."
4. 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyedliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun'un 15 inci maddesi;
"(1) Mahkeme kararıyla kendisine teslim edilmeksizin aynı taşınmaz mala ikinci defa yapılan tecavüz veya müdahale, ister tecavüz veya müdahalesi önceden önlenen kimse tarafından, isterse başkaları tarafından birinci mütecaviz yararına ilk defa yapılmış olsun, fiil daha ağır bir cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği takdirde, bu suçu işleyenler hakkında;
a) Taşınmaz mal, kamu kurum veya kuruluşlarına ait bulunuyorsa veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz veya umumun menfaatine ait yerlerden ise altı aydan iki yıla kadar; şayet taşınmaz mal diğer tüzelkişilere veya gerçek kişilere ait ise üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
b) Tecavüz veya müdahale silahlı bir kişi veya silahsız olsalar dahi birden fazla kişiler tarafından yapıldığı takdirde (a) bendindeki cezalar bir kat artırılarak hükmolunur.
c) Tecavüz veya müdahale taşınmaz malı aralarında paylaşmak veya ortaklaşa kullanmak amacıyla iki veya daha çok kişinin birleşmesiyle işlenirse (b) bendi ile artırılan ceza ayrıca üçte bir oranında artırılır. Bu amaçla birleşen kişilerden en az birisinin silahlı olması halinde ise (b) bendi ile artırılan ceza ayrıca yarı oranında artırılarak hükmolunur."
Şeklinde düzenlenmiştir.
5. Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; Eskişehir ili ... Mahallesi ... mevkinde bulunan meradan ... isimli firmanın, şüphelinin yetkilisi olduğu Kılınç Hafriyat isimli firma aracılığıyla Kasım 2018-Şubat 2019 tarihleri arasında toprak alınması nedeniyle meranın zarar gördüğü iddiasına ilişkin olarak şüphelinin Mahmudiye Kaymakamlığı tarafından 3091 sayılı Kanun gereğince yürütülen soruşturma neticesinde 06.05.2019 tarihli kararı ile tecavüzünün bulunduğu gerekçesiyle men edildiği, ancak şüpheli hakkında 3091 sayılı Kanun'un 15 inci maddesi kapsamında ikinci defa tecavüzün menine ilişkin karar verilmediğinin anlaşılması karşısında, 3091 sayılı Kanun'a aykırılık suçunun yasal unsurları oluşmadığından şüpheli hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği Tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
10.10.2024 tarihinde karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!