8. Ceza Dairesi 2023/2067 E. , 2024/7302 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/13 E., 2022/231 K.
SUÇ : Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması
KARAR : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Küçükçekmece 18. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.03.2022 tarihli ve 2022/13 Esas, 2022/231 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçundan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatlerine ilişkin hükümlerin (basit yargılama usulüne göre yapılan yargılama üzerine) itiraz olunmaksızın 03.06.2022 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 02.05.2023 tarihli ve 2022/28402 sayılı Evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.06.2023 tarihli ve KYB-2023/55709 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 15.06.2023 tarihli ve KYB-2023/55709 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 22/03/2021 tarihli ve 2021/6803 Esas, 2021/4689 Karar sayılı ilamında ''..Sanıkların kendilerini aynı vekil ile aynı davada temsil ettirmeleri nedeniyle, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 16.10.1978 tarih ve 2/324-350 sayılı kararında belirtildiği üzere; vekalet ücretinin tayininde esas ilke olarak sanıkların adedi ya da sanığın birden çok suç işlemiş olmasının değil, usulünce açılan ve avukat tarafından takip edilen davaların adedinin esas alındığı, buna göre, ayrı ayrı dava açılmadıkça ücreti vekaletin de ayrı ayrı tayin ve takdiri mümkün bulunmaması karşısında beraat hükümlerinde tek vekalet ücretine hükmedilmesine gerekmektedir. Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden..'' belirtildiği üzere, kendilerini aynı vekille temsil ettiren ve beraatlerine karar verilen sanıklar yararına tek vekalet ücreti tayini gerekirken, ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesinde isabet görülmemiştir.” şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. Olağanüstü kanun yolu olan ve öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozmanın amacı hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararların Yargıtay’ca incelenmesini, buna bağlı olarak da kanunların uygulanmasında ülke sathında birliğe ulaşmak, hâkim veya mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkları toplum ve birey açısından hukuk yararına gidermektir.
Olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma müessesesinin konusunu oluşturabilecek kanuna aykırılık halleri, olağan kanun olu olan temyiz nedenlerine göre dar ve kısıtlı tutulduğunda kesin hükmün otoritesi korunmuş olur.
26.10.1932 tarih ve 29/12 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve bu karar esas alınmak suretiyle verilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Özel Dairelerin süreklilik arz eden kararlarında belirtildiği üzere, kanun yararına bozma konusu olabilecek kanuna aykırılık halleri, uygulamadaki esaslı yanlışlıklar ile esasa etkili usûl hataları olup, her hukuka aykırılığın kanun yararına bozma konusu olamayacağı ancak önemli hukuka aykırılıkların kanun yararına bozma sebebi olarak kabul edilmesinde hem fayda hem zorunluluk bulunmaktadır. Sadece "hukukun zedelenmesi sonucunu doğuracak nitelikteki hukuka aykırılıklar" kanun yararına bozma sebebi oluşturabilmelidir.
Kesinleşmiş bir hükmün otoritesini kanun yararına bozma yoluyla ortadan kaldırmak için çok önemli, esaslı bir hukuka aykırılığa dayanmak gereklidir. Öyle ki, hükmün kurulmasında önemli bir noktayı oluşturan hukuka aykırılığın varlığı; toplumu, kamu vicdanını rahatsız edecek derecede bulunmalıdır. Buradaki gaye, hukuka aykırı hükmün kanun yararına bozma yoluyla ortadan kaldırılarak kamu vicdanının, adına karar verilen milletin adalete olan inancının pekiştirilmesidir. Olağanüstü temyiz olarak da adlandırılan bu denetim yolunun amacı da ismiyle müsemma şekilde kanun yani kamu yararına uygunluktur. Bu bağlamda, sadece o davayı ilgilendiren ve karardaki maddi bir meseleye ilişkin hatanın belirtilmesinde kamu yararının da bulunmadığı açıktır.
Bu açıklamalara ve yerleşik yargısal kararlara göre (Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 05.11.2008 tarihli ve 2008/9091 Esas, 2008/7078 Karar, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 14.11.2007 tarihli ve 2007/12330 Esas, 2007/8319 Karar, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 15.06.2023 tarihli ve 2023 /4280 Esas, 2023/4372 Karar, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 27.02.2013 tarihli ve 2012/28035 Esas, 2013/3196 Karar ve Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 27.12.2012 tarih ve 2012/21561 Esas, 2012/28771 Karar sayılı kararları) vekâlet ücretinin şahsi hakka ilişkin olması nedeniyle, bu hususta kanun yararına bozma talebinde bulunulamayacağı kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle vekalet ücretine ilişkin kanun yararına bozma talebinin "önemli esaslı hukuka aykırılık" niteliğinde bulunmadığı gibi "şahsi hak" kapsamında bulunması da göz önünde bulundurulduğunda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.10.2024 tarihinde karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!