8. Ceza Dairesi 2023/1807 E. , 2024/7525 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/598 Esas, 2022/774 Karar
SUÇ : Hükümlü veya tutuklunun kaçması
KARAR : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Muş 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.06.2022 tarihli kararıyla sanık hakkında hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 292 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 251 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 4 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin hükmün itiraz olunmaksızın 14.07.2022 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 07.05.2023 tarihli ve 2022/31966 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 06.06.2023 tarihli ve KYB-2023/55584 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 06.06.2023 tarihli ve KYB-2023/55584 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 292/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca belirlenen 5 ay hapis cezasından 5271 sayılı Kanun'un 251/3. maddesi uyarınca 1/4 oranında indirim yapılması neticesinde 3 ay 22 gün hapis cezası yerine, hesap hatası yapılarak 4 ay 20 gün hapis cezasına karar verilmek suretiyle fazla ceza tayin edilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 40 ıncı maddesinin ikinci fıkrası, 5271 sayılı Kanun'un 34 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 231 inci maddesinin ikinci fıkrası, 232 nci maddesinin altıncı fıkrası ve 291 inci maddesinin bir ve ikinci fıkraları uyarınca karar ve hükümlerde, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, sürenin ne zaman başlayacağı, mercii, başvuru şekli ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceğinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir.
2. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesi uyarınca kanun yararına bozma yoluna, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşen hüküm ve kararlar aleyhine gidilebilir.
3. 5271 sayılı Kanun'un 252 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ;
"(1) 251 inci madde uyarınca verilen hükümlere karşı itiraz edilebilir. Süresi içinde itiraz edilmeyen hükümler kesinleşir.
(2) İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında 223 üncü madde uyarınca hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır..” şeklinde düzenlenmiştir.
4. İnceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; sanık hakkında Mahkemesince 5271 sayılı Kanun'un 251 nci maddesi uyarınca basit yargılama usulü uygulandığı anlaşılmıştır. Sanık hakkında verilen bu kararın aynı Kanun'un 252 nci maddesi uyarınca itiraz yoluna tabi olduğu anlaşılmıştır. Hükümlünün Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) kayıtlarına göre karar tarihinde başka suçtan Tatvan Açık Ceza İnfaz Kurumu'nda hükümlü olduğu ve yokluğunda verilen hükmün yasa yolu bildiriminde 5271 sayılı Kanun'un 263 üncü maddesine göre sanığın bulunduğu cezaevi aracılığıyla vereceği dilekçe ile karara karşı itiraz kanun yoluna başvurabileceğinin gösterilmesi gerektiği halde gösterilmeyerek kanun yoluna başvuru hakkının kullanılması usulüne ilişkin olarak sanıkta yanılgı oluşturulduğu ayrıca gerekçeli kararın Ceza İnfaz Kurumu yerine kayıtlı adresine yapıldığı dolayısıyla inceleme konusu hükmün usulüne uygun olarak kesinleşmediği anlaşılmıştır. Sanık hakkındaki söz konusu kararın usulüne uygun şekilde kesinleşmediğinden olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma talebine konu edilemeyeceği belirlenmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.10.2024 tarihinde karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!