8. Ceza Dairesi 2023/1804 E. , 2024/7523 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/243 E., 2017/73 K.
SUÇ : Kendiliğinden hak alma (ihkakı hak)
KARAR : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Didim (Yenihisar) 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.05.2010 tarihli ve 2010/129 Esas, 2010/392 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında kendiliğinden hak alma (ihkakı hak) suçundan 765 sayılı (mülga) Türk Ceza Kanunu'nun (765 sayılı Kanun) 308 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 10 gün hapis ve 114,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın 20.09.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Hükümlü hakkında verilen 13.05.2010 tarihli karar, beş yıllık denetim süresi içinde hükümlü tarafından kasten yeni bir suç işlediği gerekçesiyle, Didim (Yenihisar) 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.03.2017 tarihli kararıyla açıklanarak hükümlünün 765 sayılı Kanun'un 308 inci maddesinin ikinci fıkrası, 61 inci maddesi, 72 nci maddesi ve 647 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 6 ncı maddesi uyarınca 204,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine karar verildiği ve anılan kararın temyiz edilmeksizin 13.09.2017 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 02.05.2023 tarihli ve 2022/16280 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 06.06.2023 tarihli ve KYB-2023/54135 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 06.06.2023 tarihli ve KYB-2023/54135 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 308/2. maddesinde tanımlanan kendiliğinden hak alma suçunun, aynı Kanun'un 102/4 ve 104/3. maddelerine göre hesaplanan 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımı süresine tâbi olduğu, suç tarihi olan 2003 yılından, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklandığı 09/03/2017 tarihine kadar geçen 13 yıldan fazla süreden, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 20/09/2010 tarihi ile denetim süresi içerisinde işlenen suçun tarihi olan 29/06/2011 tarihleri arasında geçen 9 ay 9 günlük durma süresi de çıkarıldığında 12 yıldan fazla sürenin geçmiş olduğu cihetle, 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu dikkate alındığında, dava zamanaşımının dolması nedeniyle düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendinin; “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklinde düzenlendiği belirlenmiştir.
2.5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrasında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı ve aynı maddenin on birinci fıkrasında, denetim süresi içinde kasten yeni suç işlenmesi halinde mahkemece hükmün açıklanacağı düzenlenmiş olup, duran zamanaşımının, denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının kesinleşmesi koşuluyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı, dosya kapsamına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 20.09.2010 tarihi itibarıyla duran zamanaşımının sonraki mahkûmiyete konu suçun işlendiği 29.06.2011 tarihinde yeniden işlemeye başladığı belirlenerek inceleme yapılmıştır.
3. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9 uncu maddeleri uyarınca; hükümlüye yüklenen suçun kanun maddesinde öngörülen cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu suç tarihinde yürürlükle bulunan ve lehe olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102 nci maddesinin dördüncü ve 104 üncü maddesini ikinci fıkralarında belirlenen 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen dönemdeki durma süresi de belirtilen olağanüstü zamanaşımı süresine eklendikten sonra suç tarihi olan 2003 tarihinden hükmün açıklandığı 09.03.2017 tarihine kadar gerçekleştiği ve kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmekle, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bahse konu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Didim (Yenihisar) 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.03.2017 tarihli kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirdiğinden, hükümlü hakkında açılan kamu davasının 765 sayılı Kanun'un 102 nci maddesinin dördüncü ve 104 üncü maddesini ikinci fıkraları ile 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.10.2024 tarihinde karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!