8. Ceza Dairesi 2023/1729 E. , 2024/7511 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/19 Esas, 2022/29 Karar
SUÇ : Genel güvenliği taksirle tehlikeye sokma
KARAR : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
Hazro Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.03.2022 tarihli ve 2021/19 Esas, 2022/29 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında genel güvenliği taksirle tehlikeye sokma suçundan 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin hükmün, istinaf edilmeksizin 07.04.2022 tarihinde kesinleştiğine dair kesinleştirme şerhi düzenlendiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca 11.04.2023 tarihli evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 25.05.2023 tarihli ve KYB-2023/46355 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 25.05.2023 tarihli ve KYB-2023/46355 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
"...1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58/4. maddesindeki “Kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükmü uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemeye nazaran, sanığın tekerrüre esas alınan Marmaraereğlisi Asliye Ceza Mahkemesinin 19.11.2018 tarihli ve 2007/110 Esas, 2008/226 sayılı Kararının güveni kötüye kullanma suçuna ilişkin olduğu ve dosyaya konu taksirli suç bakımından tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2) 5237 sayılı Kanun'un 53/1. maddesinin 1. fıkrasına göre, kişinin kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak hak yoksunluğu uygulanacak olması karşısında, taksirle işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasına hükmedilen sanık hakkında anılan Kanunun 53. maddesinde belirtilen haklardan yoksun bırakılmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesinde,isabet görülmemiştir." şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesi uyarınca kanun yararına bozma yoluna, istinaf veya
temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşen hüküm ve kararlar aleyhine gidilebilir.
2.Tebligat Kanunu’nun 16 ncı maddesinde "Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır" ve aynı Kanun'un 22 nci maddesinde “Muhatap yerine kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran onsekiz yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması lazımdır” şeklinde düzenlemeler mevcuttur.
3. İncelenen dosyada gıyabi kararın sanığa tebliğine ilişkin 30.03.2022 tarihli tebligat evrakında;
“muhattabın çarşıda olması sebebiyle aynı konutta ikamet eden komşusu Mekki Ezer'e tebliğ edildi” ifadesinin yazılı olduğu, ancak; gerekçeli kararın sanık ile aynı konutta sürekli oturması mümkün olmayan "komşusuna" tebliği işleminin usulsüz olduğu ve inceleme konusu hükmün kesinleşmediği anlaşılmıştır.
4. Henüz kesinleşmediği belirlenen inceleme konusu hükmün kanun yararına bozma talebine konu edilemeyeceği belirlenmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.10.2024 tarihinde karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!