8. Ceza Dairesi 2022/5938 E. , 2024/7659 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/539 E., 2022/982 K.
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, cinsel taciz, kasten yaralama
HÜKÜMLER :İstinaf başvurusunun esastan reddine, hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ret, onama
İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında cinsel taciz ve kasten yaralama suçlarından hükmolunan cezanın tür ve miktarı ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar dikkate alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hükmün temyizinin mümkün olmadığı belirlenmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen kararın; 5271 sayılıKanun'un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 12.03.2020 tarihli iddianamesiyle sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca, nitelikli cinsel saldırı suçundan 5237 sayılı Kanun'un 102 nci maddesinin ikinci fıkrası, 35 inci maddesi uyarınca, yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun'un 86 ıcı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi uyarınca cezalandırılması talebiyle dava açılmıştır.
2. İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.12.2021 tarihli ve 2020/169 Esas, 2021/507 Karar sayılı kararı ile sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Kanun'un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, üçüncü fıkrasının (a) bendi, beşinci fıkrası, 62 nci 53 üncü ve 58 inci maddeleri gereğince 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, nitelikli cinsel saldırı suçundan dönüşen suç vasfına göre cinsel taciz suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 105 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 62 nci maddesi, 53 üncü ve 58 inci maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri gereğince 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin 28.04.2022 tarihli ve 2022/539 Esas, 2022/982 Karar sayılı kararı ile sanık ... hakkında katılan ...' a yönelik cinsel taciz ve katılan ... e yönelik yaralama suçlarından İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Kanun'un 110 uncu maddesi uygulanarak netice cezanın 2 yıl 6 ay hapis cezası olarak düzeltilmesi suretiyle hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan redine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık ... müdafiinin temyiz sebepleri; kararın usul ve kanuna aykırı olduğuna, sanığın atılı suçu işlemediğine, mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığına, re'sen gözetilecek sebeplerle kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, sanığın iş bulma bahanesiyle işyerine çağırdığı katılan ...'a yönelik kendisinden hoşlandığını, birlikte olmak istediğini söylediği, bu talebi kabul etmeyip işyerinden çıkmak isteyen katılana falçata doğrultarak "o güzel yüzünü parçalarım" diyerek tehdit ettiği, işyerinden çıkmak için kapıya yönelen katılanın kapının kilitli olması nedeniyle kapıyı açamadığı ve bağırmaya başladığı, sanığın katılanın arkasından gelerek kapıyı açtığı ve katılanın bu şekilde işyerinden ayrıldığı, bu olayı öğrenen katılanın erkek arkadaşı olan ...'in, sanığın işyerine gelerek motor kaskıyla işyerinin camını kırması üzerine sanığın, ...' i kovalayarak yakaladığı ve ele geçmeyen maket bıçağı ile ...'i yaraladığı iddiasına ilişkindir.
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; "...katılanın iş ayarladığı düşüncesi ile önceden tanışık olduğu sanığın iş yerine giden katılanın sanığın daveti üzerine iş yerinin üst katına çıktıkları, sanığın katılana biri ile görüştüreceğini söylediği ancak katılan gittiğinde sanık ile yalnız oldukları, sanığın katılana karşı cinsel amaçlı fiziksel bir eylemi bulunmadan birlikte olmak istediğini, her şeyi göze aldığını söyleyerek mağdureyi taciz ettiği, sonrasında işyerinden çıkmak isteyen mağdurenin kapının kilitli olması nedeni ile olay yerinden ayrılamayıp sinirlenerek camlara vurmaya başladığı, iş yerinin alt katının cam yüzey olması nedeni ile sanığın kendisini rezil edeceğini söyleyerek kapıyı açıp mağdurenin gitmesine izin verdiği, mağdurenin olayın şoku ile sanıklardan erkek arkadaşı ...'i arayarak olanları anlattığı, sanık ...'in ise bu duruma sinirlenerek motoru ile olay yerine gelip sanığa ait iş yerinin camlarını kırdığı, sanığın iş yerinden çıkması üzerine taraflar arasında kavganın başladığı, sanık ...'in basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde yaralandığı..." şeklindeki gerekçeyle sanık ... hakkında katılan ...' a karşı dokunma, öpme gibi bir davranışının bulunmadığı, yalnızca cinsel amaç ile katılana yönelik söylemlerde bulunduğu ve bu söylemini bir sonraki aşamaya taşımadığı kanaatiyle eyleminin cinsel taciz suçunu oluşturduğu gerekçesiyle cinsel taciz suçundan, sanığın mağdureyi iş buldum vaadi ile kandırıp işyerine çağırdığı, daha sonra kapıyı kilitlediği ve tehdit ederek falçata kullanmak suretiyle gitmesini engellediği kabul edilerek kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ve diğer katılan ...' i elinde bulunan falçata ile yaraladığı sabit kabul edilerek yaralama suçundan mahkumiyet hükümleri kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
1. İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında katılan ...'a yönelik cinsel taciz ve katılan ...'e yönelik yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı kabul edilmiş ve istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kabul edilen olay ve olgular konusunda, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme neticesinde; "...Katılan ...’in aşamalardaki ifadeleri, savunma, tanık beyanları ve tüm dosya içeriği nazara alındığında: katılanın iş aradığı, katılanı daha önceden beri tanıyan sanık ...'ın iş ayarladığını söyleyerek katılanı kendi işyerine davet ettiği, katılanın iş ayarladığı düşüncesi ile önceden tanışık olduğu sanığın iş yerine gittiği, sanığın daveti üzerine sanıkla birlikte iş yerinin üst katına çıktıkları, sanığın katılana biri ile görüştüreceğini söylemesine rağmen katılan gittiğinde sanık ile yalnız olduklarını anladığı, sanığın katılana karşı cinsel amaçlı fiziksel bir eylemi bulunmadan birlikte olmak istediğini, her şeyi göze aldığını söyleyerek mağdureyi taciz ettiği, sonrasında işyerinden çıkmak isteyen mağdurenin kapının kilitli olması nedeni ile olay yerinden ayrılamadığı, katılanın sinirlenerek camlara vurmaya başladığı bunun üzerine sanığın kapıyı açarak katılanın gitmesine izin vermesinden ibaret eylemde,
Sanığın olay gecesi katılan ...'u hürriyetinden yoksun kıldıktan sonra hakkında soruşturmaya başlanmadan evvel şahsına zarar vermeden kendiliğinden bırakması karşısında hakkında müsnet suçtan belirlenen ... cezada TCK'nın 110. maddesi ile indirim yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup istinaf istemleri bu itibarla yerinde görülmekle, bu aykırılık daha fazla araştırmayı gerektirmediğinden ve yeniden duruşma yapılmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan mahkemenin hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinin üçüncü paragrafından sonra gelmek üzere
" TCK’nun 110. maddesi gereğince sanık ... 'ın etkin pişmanlık göstererek hakkında soruşturmaya başlanmadan önce katılanın şahsına zararı dokunmaksızın onu kendiliğinden serbest bıraktığı anlaşıldığından cezasından takdiren 2/3 oranında indirim yapılarak sanığın 3 YIL HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,"
İbaresinin eklenmesine,
Yine mahkemenin hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinin dördüncü paragraflarındaki "7 YIL 6 AY" ibarelerinin kaldırılarak yerine "2 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, " dair ibarelerin eklenmesine karar verilerek İlk Derece Mahkemesi hükmüne yönelik istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Sanık ... hakkında katılan ...'a yönelik cinsel taciz ve katılan ...'e yönelik yaralama suçundan kurulan hükümler yönünden yapılan incelemede;
5271 sayılı Kanun'un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer verilen; “İlk derece mahkemelerinde verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları"nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile 5271 sayılı Kanun'un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen suçlar ve aynı Kanun'un 296 ncı maddesinin birinci fıkrasının ilgili bölümünde yer alan “...temyiz edilemeyecek bir hüküm temyiz edilmiş [ise] hükmü temyiz olunan bölge adliye veya ilk derece mahkemesi bir karar ile temyiz istemini reddeder.” şeklindeki hüküm birlikte değerlendirildiğinde sanık ... müdafiinin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
B.Sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede;
1. Dava dosyası içeriği, olayın kolluğa intikal şekli, kolluk görevlileri tarafından hazırlanan tutanaklar, Adli Tıp Kurumu raporları, katılanın aşamalardaki istikrarlı anlatımları, tanık beyanları, sanık savunmaları ve tüm dosya kapsamındaki deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanığın davaya konu eylemi gerçekleştirdiğine ilişkin mahkeme gerekçesi isabetli bulunmakla, sanık ... müdafiinin, kararın usul ve kanuna aykırı olduğuna, sanığın atılı suçu işlemediğine, mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığına, yönelik yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
V. KARAR
A.Sanık ... hakkında katılan ...' a yönelik cinsel taciz ve katılan ...' e yönelik yaralama suçundan kurulan hükümler yönünden,
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle sanık ... müdafiinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B.Sanık ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hüküm yönünden,
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin 28.04.2022 tarihli ve 2022/539 Esas, 2022/982 Karar sayılı kararında sanık ... müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile
sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.10.2024 tarihinde karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!