WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 8. CEZA DAIRESI

8. Ceza Dairesi         2022/5741 E.  ,  2024/7582 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/200 D. İş
SUÇ : 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a aykırılık
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 22.11.2021 tarihli iddianamesi ile hükümlü hakkında 6136 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan dava ile yapılan yargılama neticesinde Diyarbakır 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.02.2022 tarihli kararı ile 6136 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 1.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, Cumhuriyet savcısı tarafından itiraz edilmesi üzerine Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.04.2022 tarihli kararı ile iddianamenin 22.11.2021 tarihinde düzenlendiği, hükümlü tarafından 03.03.2021 tarihinde yeniden suç işlendiği ve ikinci suç tarihinin iddianame düzenleme tarihinden önce olduğu, hukuki kesinti gerçekleşene kadar eylemlerin 5237 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesi kapsamında zincirleme suç hükümleri yönünden değerlendirilmesi gerektiğinden itirazın kabulüne ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği belirlenmiştir.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 09.08.2022 tarihli ve 2022/14820 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 02.11.2022 tarihli ve KYB-2022/113393 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 02.11.2022 tarihli ve KYB-2022/113393 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre, sanığın 12/01/2021 tarihinde görevli memurlarca yapılan üst aramasında ele geçirilen silah, şarjör ve mermiler üzerine sanık hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturmayı takiben, bu defa 03/03/2021 tarihinde ele geçirilen silah, şarjör ve fişek ile ilgili sanık hakkında anılan Başsavcılıkça ayrı bir soruşturma başlatıldığı, sanığın her iki eyleminde hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan bahisle soruşturmalarının birleştirilmesine karar verilerek anılan Başsavcılığın 2021/40960 sayılı soruşturması üzerinden sürdürülen soruşturma neticesinde, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 22/11/2021 tarihli iddianamesi ile açılan kamu davası üzerine, Diyarbakır 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/1134 esasına kayden sürdürülen yargılaması sonucunda bahse konu eylemlerin tek suç oluşturacağı gözetilerek sanığın mahkûmiyetine, cezasının 5271 sayılı Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına dair karara Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının, sanığın bahse konu her iki eylemi hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 43/1. maddesinin uygulanması gerektiğinden bahisle yapılan itirazı müteakip, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesince itirazın kabulüne ve anılan kararın kaldırılmasına karar verilmişse de,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.11.2020 tarihli ve 2018/8-56, 2020/438 Karar sayılı ilâmında, "... 14.11.2008, 02.12.2008 ve 15.12.2008 tarihlerinde 7,65 mm çapında biri ele geçirilen diğeri ise ele geçirilemeyen iki adet ruhsatsız ateşli silah taşıdığı anlaşılan sanığın eylemleri arasında hukuki kesinti oluşmadığı, Yargıtayın yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere kesintisiz suçlar arasında yer alan ruhsatsız ateşli silah taşıma suçuna konu ateşli silah sayısı birden fazla olsa bile sanığın eyleminin hukuksal anlamda tek olan aynı fiili oluşturduğu; ... sanığın hukuksal anlamda tek olan ruhsatsız ateşli silah taşıma fiili nedeniyle ikinci kez soruşturma ve kovuşturmaya tabi tutulmasının da adil yargılanma ilkesine aykırılık oluşturduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde hukuksal anlamda tek olan ruhsatsız ateşli silah taşıma fiiline ilişkin olarak sanık hakkında 05.01.2009 tarihli iddianame ile açılan ikinci davanın mükerrer dava niteliğinde olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün, sanık hakkında 05.01.2009 tarihli ikinci iddianame ile mükerrer açılan kamu davasının CMK’nın 223/7. maddesi uyarınca reddi yerine yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir." şeklindeki,
Yine, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 12/11/2018 tarihli ve 2018/1981 esas, 2018/12582 Karar sayılı ilâmında, ".. Sanığın 6136 sayılı kanun kapsamında bir veya daha fazla silahı taşımasının temadi eden tek suç oluşturacağı, ancak sanıkta ele geçen silah sayısı, kastın yoğunluğu, tehlike ile zararın ağırlığı, suçun işlenmesindeki özellikler gözetilerek TCK.nun 3 ve 61/1. maddeleri uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini gerektiği gözetilerek; 08.08.2005 tarihli eylemde ele geçirilen kovan üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp, kovanın 30.08.2005 tarihinde ele geçen silahtan atıldığının tespiti halinde davanın reddine, aksi halde sanıkta iki adet silah bulunduğu gözetilerek alt sınırdan uzaklaşılarak tayin olunan cezadan, daha önce kesinleşen Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen cezanın mahsup edilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden Burhaniye Asliye Ceza Mahkemesi'nin 25.11.2010 gün ve 2010/361 Esas 2010/464 Karar sayılı kararının CMK.nun 309/4-4. maddesi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA" şeklindeki açıklamaları karşısında,
Somut olayda, sanığın 12.01.2021 ve 03.03.2021 tarihlerinde 6136 sayılı Kanun kapsamında bulunan eylemlerinin temadi eden tek bir suç oluşturduğundan bahisle Mahkemesince verilen kararda isabet görüldüğü cihetle, merciince itirazın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE
1. 12.01.2021 tarihinde durumundan şüphe edilmesi üzerine durdurulan hükümlünün yapılan kaba üst aramasında 6136 sayılı Kanun'a göre yasak niteliği haiz olan bir adet tabanca ve 13 adet fişek bulunduğu, 03.03.2021 tarihinde ise hükümlünün silahla ateş etme olayına karıştığı, olay yerinden ele geçen iki adet kovanın 6136 sayılı Kanun'a göre yasak niteliği haiz fişeklere ait olduğu olaylara ilişkin başlatılan her iki soruşturmanın birleştirilerek Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 22.11.2021 tarihli iddianamesi ile hükümlü hakkında 6136 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan dava ile yapılan yargılama neticesinde Diyarbakır 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.02.2022 tarihli kararı ile 6136 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 1.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, Cumhuriyet savcısı tarafından itiraz edilmesi üzerine Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.04.2022 tarihli kararı ile iddianamenin 22.11.2021 tarihinde düzenlendiği, hükümlü tarafından 03.03.2021 tarihinde yeniden suç işlendiği ve ikinci suç tarihinin iddianame düzenleme tarihinden önce olduğu, hukuki kesinti gerçekleşene kadar eylemlerin 5237 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesi kapsamında zincirleme suç hükümleri yönünden değerlendirilmesi gerektiğinden itirazın kabulüne ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği belirlenmiştir.
2. 6136 sayılı Kanun'a aykırılık suçu temadi eden suçlardan olup sanığa yüklenen iki ... arasında hukuki veya fiili kesinti olmadığı durumda eylemin tek suç olarak değerlendirilmesi gerektiği, ancak iddianamenin düzenlenmesi ile hukuki kesintinin ya da suç işleme kararının yenilendiği kabul edilen yakalanma, tutuklanma gibi hallerde fiili kesintinin oluştuğu kabul edilerek sanığın her bir eylemi için ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği hususu Dairemizin yerleşik içtihatları ile kabul edilmektedir. Bu itibarla inceleme konusu somut olaya ilişkin, her ne kadar kanun yararına bozma talebinde, hükümlünün temadi eden eylemlerinin tek suç oluşturduğundan kurulan mahkumiyet hükmünün itiraz merci tarafından zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinden bahisle itirazın kabulüne ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına ilişkin kararın kurulan mahkumiyet hükmünün isabetli olduğu gerekçesiyle bozulması talep edilmiş ise de, inceleme konusu somut olayda, 12.01.2021 tarihinde 6136 sayılı Kanun kapsamında yasak niteliği haiz silah ve fişekler bulunduran hükümlünün aynı gün yakalanması ile fiili kesintinin oluştuğu, 03.03.2021 tarihinde gerçekleştirdiği eyleminin ise ayrı bir suç teşkil ettiğinin anlaşılması karşısında, hükümlünün her bir eylemi nedeniyle ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği gözetilerek hükmün bu nedenle bozulması yerine zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinden bahisle yazılı şekilde karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma istemi anılan gerekçeyle yerinde görülmüştür.

III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.04.2022 tarihli ve 2022/200 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.10.2024 tarihinde karar verildi.

UYAP Entegrasyonu