8. Ceza Dairesi 2022/5075 E. , 2024/7406 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/1587 E., 2021/2075 K.
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, cinsel taciz
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Terme Cumhuriyet Başsavcılığının 16.04.2018 tarihli iddianamesiyle sanık hakkında başka suçla birlikte kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası uyarınca ve cinsel taciz suçundan 5237 sayılı Kanun'un 105 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması talebiyle dava açılmıştır.
2. Terme 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.03.2019 tarihli kararıyla sanık hakkında cinsel taciz ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından, 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararları verilmiştir.
3. Cumhuriyet savcısı, katılan Bakanlık vekili ve katılan mağdur vekilinin istinaf başvurusu üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 10.11.2021 tarihli kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan beraat kararlarının kaldırılmasına, sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Kanun'un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası, 53 üncü maddesi uyarınca 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cinsel taciz suçundan 5237 sayılı Kanun'un 105 inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi, 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Katılan kurum vekilinin temyiz sebepleri;
Sanık hakkında üst sınırdan ceza tayini gerektiğine, katılan kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine, re'sen dikkate alınacak sebeplerle kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.
2. Sanık ... müdafiinin temyiz sebepleri;
Sanığın üzerine atılı suçları işlediğinin kesin olarak ispatlanmadığına, mahkumiyete yeterli delil bulunmadığına, deliller yeterince incelenmeden ve suçun maddi ve manevi unsurlarının gerçekleşmediği gözetilmeden verilen kararın hatalı olduğuna, re'sen dikkate alınacak nedenlerle kararın bozulması gerektiğine, beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, sanığın 18 yaşından küçük mağdur çocuğun yanına aracıyla yaklaşıp mağduru aracına aldığı, mağduru bir süre gezdirdiği, yol üzerindeki bir büfeden alkol aldığı, mağdurun, sanığa kendisini eve bırakmasını söylediği, bu talebi kabul edip araçla dönüşe geçtiği sırada mağdura "beni yalar mısın?" şeklinde sözler söyleyerek cinsel tacizde bulunduğu, mağdurun kabul etmemesi üzerine "istediğin yere gidip sohbet edelim" şeklinde teklifte bulunduğu, mağdurun tekrar eve gitmek istediğini söylemesine ve imam hatip bölgesinde inmek istemesine rağmen sanığın belirtilen yerde aracı durdurmayarak yola devam edip mağduru indirmeyerek hürriyetini kısıtladığı iddiasına ilişkindir.
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk derece mahkemesince, sanığın eylemine uyan suçları gösterir mevcut, somut, kesin, her türlü şüpheden uzak ve inandırıcı delil mevcut olmadığından dolayı yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeni ile beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince; "...olay tarihinde sanığın 18 yaşından küçük mağdurun yanına yaklaşarak onu araca aldığı, bu sırada mağdura "beni yalar mısın" diyerek cinsel tacizde bulunduğu, bir müddet sonra mağdurun inmek istediği fakat sanığın aracı durdurmayarak mağduru araç ile gezdirdiği, daha sonra mağdurun araçtan inmek için hamle yaptığı, bu sırada sanığın mağdurun sırt çantasını tuttuğu, çantanın sap kısmının koptuğu ve çantanın araçta kaldığı, dolayısıyla üzerine atılı çocuğa karşı cinsel taciz ve cinsel amaçla çocuğa karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediği kabul olunmuştur. Her ne kadar sanık mağdur ile ne konuştuğunu hatırlamadığını, mağdurun kendisini halasına bırakmasını söylediğini beyan etmiş ve suçlamaları reddetmiş ise de, sanık ile aralarında herhangi bir husumet bulunmayan mağdurun beyanları, mağdurun sırt çantasının sanığa ait aracın içinde kalmış olması hususları gözönüne alındığında, sanığın savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu anlaşılmıştır..." şeklindeki gerekçeyle İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında cinsel taciz ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan beraat kararlarının, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kaldırılarak sanık hakkında atılı suçlardan mahkumiyet hükmü kurulduğu anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A. Katılan kurum vekilinin temyiz istemi yönünden;
1. Dava dosyası içeriği, olayın kolluğa intikal şekli, kolluk görevlileri tarafından hazırlanan tutanaklar, adli rapor, kamera görüntüsü araştırma tutanağı, katılan beyanları, sanık savunmaları ve tüm dosya kapsamındaki deliller birlikte değerlendirildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesinin kabul ve uygulamasında isabetsizlik bulunmadığından, katılan kurum vekilinin, sanık hakkında üst sınırdan ceza tayini gerektiğine, re'sen dikkate alınacak sebeplerle kararın bozulması gerektiğine yönelik yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
2. T.C. Anayasasının 41 inci maddesinde, ailenin huzur ve refahı ile özellikle anne ve çocukların korunmasına yönelik olarak her türlü istismar ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alma görevinin Devlete ait olduğu, aile ve çocukların korunması hakkının Anayasa ile güvence altına alındığı, 6284 sayılı Kanun'un 20 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince ...'nın kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi nedeniyle açılan davalara katılabileceği, ancak Bakanlığın davaya katılmasının doğrudan Anayasa ve Kanun'dan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup Bakanlığa yüklenen bir kamu görevi olduğu, 5271 sayılı Kanun'un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan doğrudan zarar görme şartının katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı gözetilerek, katılan Bakanlık vekilinin, kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin temyiz gerekçesi yerinde görülmemiştir.
B. Sanık müdafiinin temyiz istemleri yönünden;
1. Dava dosyası içeriği, olayın kolluğa intikal şekli, kolluk görevlileri tarafından hazırlanan tutanaklar, adli rapor, kamera görüntüsü araştırma tutanağı, katılan beyanları, sanık savunmaları ve dosya kapsamındaki deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanığın davaya konu eylemleri gerçekleştirdiğine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda hukuka aykırılık bulunmadığından, sanık müdafiinin, sanığın üzerine atılı suçları işlediğinin kesin olarak ispatlanmadığına, mahkumiyete yeterli delil bulunmadığına, deliller yeterince incelenmeden ve suçun maddi ve manevi unsurlarının gerçekleşmediği gözetilmeden verilen kararın hatalı olduğuna, beraat kararı verilmesi gerektiğine yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanaatin dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 10.11.2021 tarihli ve 2019/1587 Esas, 2021/2075 Karar sayılı kararında katılan kurum vekili ve sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Terme 1. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.10.2024 tarihinde karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!