11. Hukuk Dairesi 2023/5592 E. , 2024/7172 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI :2021/190 Esas, 2023/131 Karar
HÜKÜM :Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ :Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI :2019/113 E., 2020/11 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin “eti ...”, “eti ...”, “eti ...” “eti ... mini şekil” “eti ... şekil”, “eti ... şekil” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “... ... ...” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere diğer davalı Kuruma başvurduğunu, başvuruya müvekkilince yapılan itirazın reddedildiğini, müvekkilinin “...” ibareli markalarının ilk kez 1990 yılında piyasaya sürüldüğünü, ilk tescilin 1996 yılında yapıldığını, ... markasının 1990 yılından beri kullanıldığını ve tanınmış marka olduğunu, dava konusu “... ... ...” marka başvurusunun 30. sınıfta yer alan malları kapsadığını, müvekkilinin asıl iştigal alanının gıda ürünleri olduğunu ve “...” ibaresini esaslı unsur olarak içeren markalarının da 30.sınıfta tescilli bulunduğunu, müvekkili markaları ile dava konusu marka arasında ayniyet derecesinde sınıfsal benzerliğin mevcut olduğunu, ortalama gıda tüketicisinin, edindikleri tüketim tercihleri ve davranışları ile işbu dava konusu marka ile müvekkili markalarını benzer olarak algılayacağını, dava konusu marka kapsamındaki malların ortalama tüketicisinin bir kısmının çocuklar olduğu dikkate alındığında iltibas ihtimalinin yüksek bulunduğunu, dava konusu markanın esaslı unsurunun “...” olduğunu, ... kelimesinin şirketin ticaret unvanı olup sunulan malı/hizmeti temsil etmediğini, markada yer alan diğer “...” kelimelerin Sırpça olduğunu ve ortalama gıda tüketicisinin Sırpçaya hakim olmasının beklenemeyeceğini, ortalama tüketici tarafından bu kelimelerin algılanmasının dahi mümkün olmadığını, ayrıca ... kelimesine nazaran oldukça küçük punto ile yazıldığını, “...” kelimesinin İngilizcede “özel, ayrıcalıklı” anlamına geldiğini, doğrudan ... kelimesini nitelediğini, kendi başına herhangi bir ayırt ediciliğinin olmadığını, davacıya ait “...” markasının iş bu dava konusu markanın içerisinde hiçbir değişikliğe uğramadan mevcudiyetini koruduğunu, bu durumun iltibasa sebebiyet verdiğini, davalının hali hazırda “...” ibareli markalarının tescilli bulunduğunu, hal böyle iken dava konusu marka ile asıl korunmak istenen unsurun ... ibaresi olduğunu, “... ... ...” markasının davacının seri markalarının arasına sızacağını, ... makasının imajına zarar vereceğini ileri sürerek, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun (YİDK) 2018-M-11807 sayılı kararın iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1-Davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.
2-Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde; ayırt ediciliğin ve işaretlerin benzerlik ve karıştırılma ihtimaline neden olup olmayacağının tespitinde belirleyici unsurun, markanın bir bütün olarak bıraktığı genel izlenimin olduğunu, davalı şirketin “... ... ...” ibareli başvurusunun, stilize edilmiş bir yazı karakteri ile oluşturulduğunu, kelime, şekil ve renk unsurlarından oluşan özgün bir kombinasyona sahip olduğunu, aralarında iltibas doğma ihtimalinin bulunmadığını, mevcut farklar karşısında markaların birbirinin serisi olarak algılanmayacağını, aralarında benzerlik bulunmayan davalı markasının davacıya ait markalara zarar vermeyeceğini, sulandırmayacağını, davacı markasının tanınmış olduğu ve bu nedenle dava konusu markanın tescil edilmemesi gerektiği iddialarının isabetli olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davalıya ait “... ... ...” ibareli marka başvurusu ile itiraza dayanak davacı markaları arasında benzerlik bulunduğu, bu nedenle, somut uyuşmazlıkta 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin birinci fıkrası koşullarının çekişmeli başvuru kapsamındaki tüm mallar yönünden oluştuğu, taraf markaları arasında anılan madde anlamında iltibas ihtimali olduğu kanaatine varıldığından, davacı markasının tanınmış olup olmadığı hususunun somut olaya etkisinin olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK'in 2018-M-11807 sayılı kararının iptaline, 2017/06550 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiş, hüküm davalı TÜRKPATENT vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu başvurunun 17.10.2016 tarihinde yapılması nedeniyle uyuşmazlığın 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre çözümlenmesi gerekirken 6769 sayılı Kanun kapsamında değerlendirme yapılması doğru değil ise de bu yanlışlığın sonuca etkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davalı TÜRKPATENT vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı TÜRKPATENT vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı TÜRKPATENT vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 08.10.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!