1. Ceza Dairesi 2024/1661 E. , 2024/6724 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ceza Dairesi
SAYISI : 2023/1201 E., 2023/2753 K.
SUÇ : Nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs
HÜKÜM : Direnme
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Bozma
Bölge Adliye Mahkesince, sanık hakkında Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 23.03.2023 tarihli 2022/2120 Esas ve 2023/1282 Karar sayılı suç vasfının kasten yaralama olması gerektiği yönünden bozma kararı üzerine önceki hükümde direnilmesine karar verildiği anlaşılmış ise de, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.06.2022 tarih ve 2022/11-3 Esas, 2022/469 Karar sayılı ilamı ve bu yönde süreklilik kazanmış uygulamalarına göre direnme kararı verilmiş olsun olmasın, Bölge Adliye Mahkemesinin bozma sonrası sanık hakkında kurduğu hükmün özde direnme kararı niteliğinde olmayıp, yeni ve değişik gerekçe içermesi nedeniyle yeni bir hüküm niteliğinde olduğu ve temyiz isteminin Dairece yapılması gerektiği belirlenmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286/1 ve 307/3. maddeleri uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.12.2017 tarihli ve 2017/194 Esas, 2017/386 Karar sayılı kararıyla;
sanık ... hakkında katılan ...'a yönelik kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86/1, 86/3-e, 87/1-d ve son, 29, 62,53. maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2.Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 05.11.2018 tarihli ve 2018/486 Esas, 2018/2436 Karar sayılı kararıyla; sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik Cumhuriyet savcısı (aleyhe), katılan ... vekili, katılan Kurum vekili ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280/1-g maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280/2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81/1, 35, 29,62,53. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
3.Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 05.11.2018 tarihli ve 2018/486 Esas, 2018/2436 Karar sayılı kararının katılan Kurum vekili, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı (lehe), sanık ... müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 23.03.2023 tarihli 2022/2120 Esas ve 2023/1282 Karar sayılı kararı ile sanığın kastının yaralamaya yönelik olduğunun kabulüyle, kasten yaralama suçundan sonuca etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm kurulması gerektiği, kabule göre de; katılan ...’in suç tarihinde 18 yaşından küçük olması karşısında, temel cezanın çocuğa karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 5237 sayılı Kanun'un 82/1-e maddesi uyarınca tayin edilmesi gerektiği nedenleriyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304/2 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
4.Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 13.11.2023 tarihli ve 2023/1201 Esas, 2023/2753 Karar sayılı kararı ile; önceki hükümde direnilmesi ile sanık ... hakkında nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 82/1-e, 35, 29,62,53. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Katılan Kurum vekilinin temyiz sebepleri özetle; cezanın en üst hadden verilmesi gerektiğine, sanık hakkında haksız tahrik ve takdiri indirim hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine ilişkindir.
2.Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri özetle; sanığın kasten yaralama suçundan cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.
3. Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle; suç vasfının kasten yaralama olması gerektiğine, sanığın katılanın yaşı konusunda hataya düştüğünden 5237 sayılı Kanun'un 30. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkindir.
III. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, alınan raporların yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, dosya içeriğinden varlığı anlaşılan, katılandan sanığa yönelen ve haksız tahrik oluşturan eylemlerin niteliği ve ulaştığı boyut dikkate alındığında haksız tahrik hükmünün uygulanmasının ve belirlenen indirim oranının isabetli olduğu, takdiri indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmasına karar verildiği, hata koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından, ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinde hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 13.11.2023 tarihli ve 2023/1201 Esas, 2023/2753 Karar sayılı kararında katılan Kurum vekili, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı, sanık ... müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289/1. maddesi ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy çokluğu ile TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304/1.maddesi uyarınca Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1.Ceza Dairesine, gönderilmek üzere gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
17.10.2024 tarihinde karar verildi.
K A R Ş I O Y
Sanık hakkında, mağduru bıçakla hayati tehlike geçirir şekilde yaralamak suçundan, Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesince, TCK 86/1, 86/3-e, 87/1-d,son, 29/1, 62/1. maddeleri gereğince 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verildiği,
Kararın sanık ve katılan tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından duruşma açılarak, olayın kasten öldürme suçu olduğu belirtilerek TCK 81/1, 35/1, 29/1, 62/1. maddeleri gereğince 7 yıl 6 ay Hapis Cezasına karar verildiği,
Kararın temyizi üzerine, olayın kasten yaralama suçu olduğu, temel cezada sonuca etkili olacak şekilde uzaklaşılarak karar verilmesi gerektiği belirtilerek “Bozma kararı” verildiği,
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından olayın nitelikli kasten öldürme suçu olduğu belirtilerek TCK 82/1-e, 35/1, 29/1, 62/1. maddeleri gereğince 10 yıl Hapis Cezasına karar verildiği,
Sayın Dairemiz çoğunluğu Temyiz Başvurusunun Esastan Reddi ile Kararın Onanmasına karar vermiş ise de, olayın nitelikli kasten yaralama suçu olduğundan kararın bozulması gerektiğinden, sayın çoğunluğun görüşüne muhalifiz. Şöyle ki;
Bir eylemin öldürmeye teşebbüs suçunu mu yoksa kasten yaralama suçunu mu oluşturacağının tespiti, uygulamada en çok görülen sorunlardan birisidir.
Öldürmeye teşebbüs suçu ile kasten yaralama suçu, maddi unsurlar yönüyle aynı olduğundan ayırıcı ölçüt, sanığın kastıdır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun ve 1. Ceza Dairemizin istikrar kazanan ve süregelen kararlarında açıklandığı gibi TCK’nın 21/1. maddesine göre, suçun kanuni tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olan ve failin iç dünyasını ilgilendiren kast, insanın iç dünyası ile ilgili bir kavram olduğundan, kastın açıkça ifade edilmediği durumlarda, iç dünyaya ait bu olgunun dış dünyaya yansıyan davranışlara bakılarak belirlenmesi yoluna gidilmektedir.
Kişinin eyleminin, bir suçu oluşturup oluşturmadığının, oluşturuyorsa da hangi suçu oluşturduğunun saptanması için, eylemin bir aşamasındaki durumunun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonraki davranışların hep birlikte dikkate alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir.
Failin kastının öldürmeye mi yoksa yaralamaya mı yönelik olduğunun belirlenebilmesi için Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun; 09.06.1998 tarih, 1-126 Esas ve 204 sayılı kararı ve 06.02.1996 tarih, 1-380 Esas ve 4 sayılı kararı ve birçok kararları gereğince,
1-) Fail ile mağdur arasında olay öncesine dayalı, öldürmeyi gerektirir ciddi bir husumetin bulunup bulunmadığı,
2-) Olayda kullanılan vasıtanın öldürmeye elverişli olup olmadığı,
3-) Mağdurdaki darbe sayısı ve şiddeti,
4-) Darbelerin vurulduğu bölgenin hayati önem taşıyıp taşımadığı,
5-) Failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği,
6-) Olay öncesi, sırası ve sonrası mağdura yönelik sözleri ve davranışları, şeklindeki kriterleri ölçü alınmak suretiyle cevap bulabilmek mümkündür.
Yargıtay uygulamalarına göre; Eylemin nedeni, sanığın olay yerine hazırlıklı gelmesi, fiilin iradiliği, suçta kullanılan vasıtanın cinsi, nitelik ve şiddeti, yaranın meydana geldiği yer, eyleme maruz kalan organların hayati öneme haiz olması, olayın seyri ölümü "beklenir sonuç" haline getirmişse failin öldürme kastıyla hareket ettiğini kabul etmek gerekir.
Kastı sadece suç aletine göre belirlemek mümkün değildir, öldürmeye elverişli bir tabanca sadece yaralama amacıyla kullanılabileceği gibi, bir taş, sopa ve benzeri bir araç da öldürmeye elverişli şekilde kullanılabilir.
Saldırı neticesi oluşan yara/yaraların niteliği suç vasfının belirlenmesinde önemli olduğundan, vücuttaki her bir yaranın ayrı ayrı ve birlikte yaşamsal tehlikeye neden olup olmadığı, iç organlara nüfuz edip etmediği konusunda adli tıp kurumundan rapor aldırılarak sonucuna göre failin hukuki durumunun belirlenmesi gerekmektedir.
CGK, 22.01.2019, 3-135/32 tarih ve sayılı kararı; “Bir süre birlikte alkol alıp sohbet ettikleri, sonrasında sanıkla şikâyetçi ve arkadaşları arasında tartışma çıktığı, tartışma esnasında sanığın eline geçirdiği bıçakla şikâyetçiye saldırdığı, sağ el orta parmakları ile karnında oluşan kesiler nedeniyle şikâyetçinin hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı olayda; sanığın, ani gelişen hareketli kavga ortamında şikâyetçinin karın bölgesini bilerek ve isteyerek hedeflediğine ilişkin kesin bir belirlemenin yapılamayışı, şikâyetçide yaşamsal tehlikeye neden olacak şekilde sadece bir adet yaranın bulunması, sanığın engel neden bulunmamasına karşın şikâyetçiye yönelik eylemlerini devam ettirmemesi ve eylemine kendiliğinden son vererek olay yerinden uzaklaşması hususları birlikte değerlendirilerek sanığın kastının yaralamaya yönelik olduğu; belirtilmiştir.
Kavga ortamında meydana gelen olaylarda, sadece isabet bölgesi değil, isabet sayısı ile şiddeti; vücudu ne şekilde etkilediği ve hayati tehlikeye neden olup olmadığı da değerlendirilmelidir.
CGK, 13.12.2016, 1/165/1241 tarih ve sayılı kararı; “Sanığın üzerinde taşıdığı ele geçirilemeyen delici kesici özelliği bulunan bir cismi ... ve ... ile mağdur ...’e doğru rastgele salladığı esnada, mağdur ...’in batın sağ üst bölgesine bir kez vurmak suretiyle, pnömotoraks, hemotoraks ve karaciğer hasarı oluşturarak, mağduru yaşamsal tehlike geçirmesine neden olacak şekilde yaraladığı olayda; sanık ile mağdur arasında husumet bulunmaması, sanığın mağdura tek darbe vurması, ani gelişen hareketli kavga ortamında mağdurun hayati bölgesine bilerek ve isteyerek vurduğuna ilişkin kesin bir belirlemenin yapılamaması hususları birlikte değerlendirilerek sanığın yaralama kastı ile hareket ettiği kabul edilmiştir.
1. CD., 02.07.2015, 795/4240 tarih ve sayılı kararı; “Olay günü tanık ...’in bakkal dükkanında karşılaşan mağdur ... ile suça sürüklenen çocuk ...’ın daha önce yaşadıkları bir olayı konuştukları sırada tartışmaya başlamaları üzerine ...’in ikisinin de dışarı çıkmasını istediği, dükkanın dışına çıktıklarında mağdurun cep telefonunu kırılmaması için yere bırakarak suça sürüklenen çocuğun üzerine yürüdüğü, suça sürüklenen çocuğun ise bakkaldan aldığı ekmek bıçağını bir kez batın bölgesine vurarak sağ böbrekte rüptüre ve hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde mağduru yaraladığı, elindeki bıçağı yere atarak olay yerinden kaçtığı olayda; Suça sürüklenen çocuk ... ve mağdur ... arasında olay öncesi öldürmeyi gerektirecek husumetin bulunmaması, katılanda hayati tehlikeye neden olan yaranın tek olması, suça sürüklenen çocuğun herhangi bir engel bulunmadığı halde eylemine kendiliğinden son vermesi dikkate alındığında, eylemi ile ani olarak ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu anlaşılmakla, kasten silahla yaralama suçundan alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerdirme ile kasten öldürmeye teşebbüs suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,”
Yukarıda yapılan hukuki açıklamalardan sonra, olayın oluş ve dosya kapsamına göre; Olay günü katılan ...’in sanık ...’ın çalıştığı işyerine giderek onu konuşmak için otoparkın arkasına davet ettiği, sanığın olay yerine gittiğinde mağdurun kendisine küfürlü konuştuğu, iddiaya göre yüzüne tükürdüğü ve elindeki köpeği sanığa saldırtır gibi yaptığı, taraflar arasındaki tartışmanın kavgaya dönüştüğü, sanığın katılana bıçakla 3 darbe vurduğu, bu darbelerden birisinin göğse, diğer ikisinin sırta geldiği, Adli Tıp Raporuna göre göğüs boşluğuna gelen bıçak darbesinin hayati tehlikeye sebep olduğu, sırta gelen 2 darbenin hayati tehlikeye neden olmadığı, bu yaralanma üzerine mağdurun olay yerinden kaçtığı,
Sanık ile katılan arasında önceden öldürmeyi gerektirir ciddi bir husumetin olmaması, katılanın sanığın iş yerine gelerek bizzat onu otoparkın arkasına kendisinin çağırması, sanık oraya gidince de küfürlü konuşması ve yanındaki köpeği saldırtır şeklinde davranması üzerine, tartışmanın kavgaya dönüştüğü, tarafların mobil halde bulunduğu, sanığın bıçakla mağdurun hayati bölgelerine çok kez vurma imkânı olmasına rağmen vurmaması, mağdurdaki darbelerden adli tıp raporuna göre sadece bir tanesinin hayati tehlikeye neden olması, yaralanmanın birden çok organ harabiyetine sebep olmaması, katılanın olay yerinden kaçmasının sanığın eylemin devamına ciddi bir engel oluşturmaması birlikte değerlendirildiğinde, sanığın kastının yaralamaya yönelik olduğunun kabulüyle, kasten yaralama suçundan temel cezada sonuca etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması usul ve yasaya, yukarıda belirtilen Yargıtay CGK’nun ve Yargıtay 1. Ceza Dairemizin kararlarına aykırıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından verilen kararın Bozulmasına karar verilmesi gerekirken Onama kararı veren sayın çoğunluğun görüşüne muhalifiz.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!