T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : Esas
KARAR NO :
HAKİM : ... ...
KATİP : ... ...
Davacıalar... mirasçıları;
:1- ... - ... ...
2- ... - ... ...
3- ... - ... ...
VEKİLİ :Av. ... -
DAVALI : ... - ... ...
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2024
KARAR TARİHİ : 17/10/2024
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/10/2024
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Muris ... 09/10/2007 tarihinde vefat ettiğini, müvekkilleri muris ...'ın çocukları olarak birinci dereceden yasal mirasçılar olduğunu, Muris ..., ...,....ve .... ile davalı arasında imzalanmış Kayseri 4. Noterliği tarafından hazırlanan ....yevmiye numaralı 14/04/200 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve daire karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, davalı taraf Kayseri ili, Kocasinan İlçesi, Sümer Mahallesi, kirişhane mevkinde bulunan 630 ada 13 parsel numarasında kayıtlı taşınmaz ile Kayseri İli, Kocasinan ilçesi Sümer Mahallesi, kirişhane mevkinde bulunan 630 ada 41 parsel numarasında kayıtlı taşınmaz ile Kayseri ili, Merkez ilçesi, Sümer Mahallesi, kirişhane mevkinde bulunan 630 ada 44 parsel numarasında kayıtlı taşınmazların birleştirilmesinden sonra arsa niteliğindeki taşınmazlar üzerinde binayı sözleşmeye uygun olarak inşa etme bağımsız bölümleri belirtilen süre sonunda teslim etme edimini yüklendiğini, müvekkillerin murisi ... Kayseri ili Merkez İlçesi, Sümer Mahallesi kirişhane mevkinde bulunan 630 ada 44 parsel numarasında kayıtlı taşınmazın sahibi olup sözleşme gereğince taşınmazı davalı tarafa devretmiş ve yapılan sözleşme gereği ve kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde sıkça uygulanan yerel adete göre maliki bulunduğu anılan taşınmazda yapılan bağımsız bölümleri satışını gerçekleştirsin diye davalıya Kayseri 4. Noterliği tarafından hazırlanan 14/04/2020 tarihli .... yevmiye numaralı düzenlenme şeklinde vekaletname verildiğini ve yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davalı kooperatifçe inşaat yapımına ne zaman başlandığı ve ne zaman bitirildiği taraflarınca bilinmediğini, mevcut durumda sözleşmeye binaen taşınmazlar birleştirilmiş ve kooperatifçe Kayseri İli Kocasinan İlçesi Sümer Mahallesi 3923 Ada 1 nolu parsele iki adet bina inşa edildiğini, ancak kooperatifçe müvekkillerin murisine ya da müvekkillere herhangi bir daire teslimi gerçekleştirilmediğini, Müvekkillerin murisi ile davalı şirket arasında yapılan gayrimenkul satış vaadi ve daire karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müvekkillerin murisi hissesi oranında hak kazanmış olduğu daireye ait olan tapu hissesinin iptal edilerek müvekkilleri adına tescil edilmesine, eğer mahkemece tapu iptal ve tescil talepleri konusunda aksi kanaatte ise, sözleşmede bahsi geçen müvekkillerin murisinin hakkı nispetinde teslim edilecek olan dairenin rayiç değerinin ticari işlere uygulanan temerrüt faizi ile birlikte davalı şirket tarafından müvekkillerine ödenmesini, sözleşmenin davalı şirket tarafından zamanında yerine getirilmemesi sebebi ile arsa sahiplerine verilecek olan her daire için rayiç bedel üzerinden ödeyeceği kira bedellerinin müvekkillerinin murisi evinin kooperatife teslim edildiği 14/04/2000 tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan temerrüt faizi ile birlikte davalı şirket tarafından müvekkillerini ödenmesini, davalı şirketin temerrüde düşmesi sebebi ile fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL gecikme tazminatının yasal faizi ile birlikte davalı şirket tarafından müvekkillerine ödenmesini, müvekkillerin ileride telafisi imkansız mağduriyeti söz konusu olabileceğinden dava sonucuna kadar kooperatife ait bağımsız bölüm yada tapuda hisse bulunması halinde taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
Dava tensip aşamasında olduğundan dava dilekçesi davalıya tarafa tebliğ edilmemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan edimin yerine getirilmemesinden kaynaklanan alacağına ilişkindir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK'nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK'nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK'dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları "ticari iş" kriterine göre değil de "ticari işletme" kriterine göre belirlemiştir.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/1026 E, -2015/1765 K)
TTK 11. maddesinde ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme şeklinde tanımlanmıştır. TTK’nın 15. maddesinde esnaf, ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır." şeklinde tanımlanmıştır.
Mülga 6762 sayılı yasanın 1463. maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 18.06.2007 tarihinde kararlaştırılıp, 21.07.2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında esnaf - tacir ayırımının nasıl yapılacağı belirlenmiş, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10. maddesinde ticari işletmeler hakkında 6102 sayılı TTK'nın 11/2 madde ve fıkrasında öngörülen Bakanlar Kurulu kararı çıkarılıncaya kadar yürürlükte bulunan düzenlemelerin uygulanacağı belirtilmiş olduğundan Bakanlar Kurulu kararının uygulanmasına devam edilerek esnaf ve tacir ayrımının anılan kararda belirtilen kıstasların değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerekmektedir. Bir kimsenin vergi mükellefi olması, TTK yönünden de tacir kabul edilmesini gerektirmez. Ticaret siciline ya da Oda'ya kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez.
Gevher nesibe Vergi Dairesi Başkanlığı'na yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda, ...'ın dairelerinde herhangi bir vergi kaydının olmadığını, dairelerinde potansiyel vergi kimlik numarası aldığı kayıtlarında tetkikinden tespit edilmiş olduğunun belirtildiği, davanın kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında daire devri ve alacak olması, davacıların murisinin tacir olmaması ve davacıların murisinin davalı kooperatif üyeliğinden kaynaklı bir dava olmaması nedeni ile ortada mutlak ticari davada olmadığından mahkememizin görevli olmadığı Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu görülmüştür.
6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK'nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK'nun 114/1-c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınır.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK'nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk mahkemelerine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK'nun 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Asliye Hukuk mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemelerince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın HMK madde 114/1-c gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK madde 115/2 gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının yetkili ve görevli KAYSERİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-H.M.K.'nun 20. maddesi gereği iş bu kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, mahkememizce dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden bu konuda HMK'nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, tarafların yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi'nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda tensiben karar verildi. 17/10/2024
Katip ...
¸e-imzalıdır
Hakim ...
¸e-imzalıdır
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!