WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KAYSERI 2. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : Esas
KARAR NO :

HAKİM : ... ...
KATİP : ... ...

DAVACI :... - ... ...
VEKİLİ : Av. ... -
DAVALI :... (T.C. ...) ...
VEKİLİ : Av. ... - [16171-71970-09678] UETS
DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2023
KARAR TARİHİ : 23/10/2024
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/10/2024
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalının davacı kooperatifin ortağı iken kooperatifin 15.05.2022 tarihli genel kurulun 9. Gündem maddesi ile alınan karar ile, devam eden konut inşaatlarının devam edip tamamlanabilmesi için 2022 Temmuz ayından başlamak ve aylık net 2.500,00 TL. olmak üzere toplamda 30.000,00 TL. ödemesine dair karar alınmış olduğunu, davalının bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle aleyhinde Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün.... sayılı dosyası ile icra takibine başlanmış olduğunu, vaki takibe davalının itirazı üzerine icra takibinin durmuş olduğunu, Genel kurulda alınan kararlar tüm ortakları bağlayıcı mahiyette olduğunu, Kooperatifin henüz dairelerini teslim alamamış 150 kadar üyesinin dairelerinin inşaatı devam etmekte olduğunu, maalesef davalı gibi birçok üye inşaatları devam eden üyeleri ve üyeler arasındaki eşitliği göz ardı edip vaki icra takiplerine itiraz etmekte olduklarını, bu durumun konut imalatlarının hızını önemli ölçüde düşürmekte bu nedenle de imalat maliyetlerine gelen zamlar dolayısıyla tüm diğer üyelerin külliyen zararına neden olmakta olduğunu, anılan genel kurul ile vaki genel kurulda alınan tüm kararlar davalı yönünden kesinleşmiş olduğunu, genel kurula bakanlık temsilcisinin katıldığı, toplantı ve karar nisaplarının oluştuğu, bir başka anlatımla genel kurul kararlarının yokluk sebeplerinin bulunmadığı, kaldı ki kararın oybirliği ile kabul edilmesi dikkate alındığında alınan kararların bağlayıcı olduğunu açıkça ortaya koymuş olduğunu, bilanço açığının kapanması veya ortağın kişisel sorumluluğunun artırılması halinde ek ödemeden söz edilebileceğin, bu bağlamda, aidatların artırılması, tapu alınması için bazı giderlerin alınması, gecikme faizi, konutların yapımının hızlandırılması için ek aidat, çevre ve bahçe düzenlemesine yönelik alınan kararlar ek ödeme niteliğinde olmadığını, bu gibi hallerde, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 31/1 ve 52/1. maddelerindeki ağırlaştırılmış karar yeter sayısına gerek olmadığını,(Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 06.04.2015 tarih ve 2278 E., 2303 K., 05.07.2012 tarih ve 3297 E., 4652 K.,Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 27.10.2009 2008/1237 E., 2009/11038 K., 05.11.2007 tarih ve 2006/11109 E., 2007/13776 K. sayılı ilamları aynı yöndedir.) genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açık olduğunu, nitekim davacı kooperatifin daha önce alınan genel kurullarında yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortaklardan yasal faizin 2 katı oranında gecikme faizi alınacağına dair kararlar mevcut olup bu kararın aksine başkaca kararlarda alınmamış olduğunu, davalı gibi birçok kişi tarafından değişik aşamalarda kesin hesap borcunun ödendiği iddia edilmiş ise de; kesin hesap üye borç tablosu belgesinde üyenin borcunun belirlendiği tarih açıkça yazılmış olduğunu, belge, "Kesin Hesap" tanımlamasını içeren başlık taşımakta ve kooperatif genel kurullarında bu ibare kullanılmakta ise de kooperatifin inşaatlarının devam etmesi, belgede borç miktarının belirlendiği tarihin yazılı olması gözetildiğinde, ana sözleşmenin 61. maddesindeki kesin hesabın somut olayda söz konusu olmadığı, yapılan hesabın tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğu açık olduğunu, “Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmelidir. Kooperatif inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahiptir. İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin vaatlerin kooperatif tarafından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde kooperatifin ortaklarından bu bedelin talep edileceği Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir.” Yargıtay 6.Hukuk Dairesi'nin 2021/6310 Esas, 2022/185 Karar sayılı ilamında bu husus açıkça derç edilmiş olduğunu, davacı kooperatifin imalatlarına devam etmesi, inşaat maliyetlerinin artması ve imalatlarını zamanında yetiştirememesi hasebiyle kira borcu altına girmesi, davalının konutuna 2012 yılında çıkartılan geçici maliyet hesabının ana sözleşmeye aykırı olması kooperatifin devam etmesi nedeniyle genel giderlerinin artması gibi nedenlerle davalının daha önce yaptığı ve adına isabet eden ödemeler yetersiz kalmış olduğunu, şu aşamada 2012 yılında yapılan geçici maliyet hesaplarını ödeyen üyelerin gerek aidat ödememesi gerekse yapılan tüm ödeme başvurularına karşı çıkması nedeniyle kooperatifte evini teslim almayan üyeler ile davalı gibi evini teslim alan üyeler arasında çok fahiş eşitsizlikler doğmuş olduğunu, zira davalı durumunda bulunan üyelerin hem evlerine erken oturması hem de ödediği rakamlar dikkate alındığında şu aşamada evini teslim almayan üyelere daireleri 2-3 kat daha fazla miktara mal olmakta olduğunu, Kooperatifte üyeler arasındaki eşitlik ilkesi bu bağlamda davalı ve davalı gibi durumda bulunan birçok üyenin haksız ve kötü niyetli tutumu dolayısı ile bariz bir şekilde ihlal edilmekte olduğunu, nitekim davacı kooperatif tarafından davanın konusunu teşkil eden benzer alacaklarla ilgili açılan Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... sayılı ilamı ile davanın reddine karar verilmiş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin ... karar sayılı ilamı ile Yerel Mahkeme Kararı Kaldırılarak esas hakkında karar verilmiş ve davamız ile benzer konuda olan alacak taleplerinin kesin olmak üzere hüküm altına alınmış olduğunu, yine taraflarından benzer alacak talepleri ile ilgili açtıkları davalar Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... sayılı dosyası ve Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin... sayılı dosyası ile görülmüş, davaların kabulüne karar verilmiş olduğunu, verilen iş bu kararlara karşı davalıların istinaf taleplerinin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedilerek verilen kabul hükümlerinin kesinleşmiş olduğunu, davalının icra dosyasına itirazının iptali ve takip konusu alacağın ödenmesi için taraflarınca arabulucuya başvurulmuş ise de anlaşma sağlanamadığını belirterek, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı itirazında haksız ve kötü niyetli olduğundan 20 den aşağı olmayacak şekilde icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yan 15.05.2022 tarihli genel kurulun 9. Gündem maddesi ile alınan karar ile devam eden konut inşaatlarının tamamlanabilmesi için 2022 Temmuz ayından başlamak ve aylık net 2.500,00 TL olmak üzere toplamda 30.000,00 TL ödenmesine karar verildiğini ancak davalının bu karar gereğince üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini iddia etmiş olduğunu ancak bu iddianın hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu, zira davalının kooperatif genel kurulunda alınan bu kararı yerine getirmekle yükümlü olmadığını, bundan sebep davacı yan tarafından davalı aleyhine başlatılan Kayseri Genel İcra Dairesi ...Sayılı icra takibine itiraz edilmiş ve icra takibi durdurulmuş olduğunu, yapılan icra takibi ve itirazın iptali için açılan işbu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalının, davacı kooperatife üye olduğu tarihten itibaren tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğunu, davaya konu daire ile ilgili tüm ödemelerini yapmış, 21.01.2016 tarihinde ise Kayseri 8. Noter'inin ... yevmiye numaralı istifanamesi ile kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini usulüne uygun olarak davacı kooperatife bildirmiş olduğunu, aynı tarihte kooperatifin alt yüklenicisi olan Soylu İnşaat yetkilisine kooperatife ilişkin son borcunu ödemiş ve ibra edilmiş olduğunu, ödeme belgesi ve davalının borcu kalmadığına ilişkin belgenin dosyaya sunulduğunu, davalının davacı kooperatif ile 21.01.2016 tarihinden itibaren hiçbir şekilde aktif bağı kalmadığını, tarafların karşılıklı olarak birbirinden hiçbir suretle hak ve alacağı söz konusu olmadığını, Kooperatif Kanunu'nun 10. Maddesine göre her ortağın kooperatiften çıkma hakkı bulunmadığını, Kanun ortağa kooperatif ile ilişkisini tek taraflı bir irade açıklaması ile kesebilme imkanı tanımakta olduğunu, kural olarak ortaklıktan çıkan kimse, ortaklık yükümlülüklerinden kurtulacağını, bunun tek istisnası Kooperatifler Kanunu m.36/I maddesinde belirtilmiş olduğunu, bu maddeye göre " Sınırsız veya sınırlı sorumlu bir ortak ölür veya diğer bir sebeple kooperatiften ayrılırsa ayrılmanın kesinleştiği tarihten başlayarak bir yıl veya ana sözleşme ile tespit olunan daha uzun bir süre içinde kooperatif iflas ettiği takdirde, ayrılmasından önce doğmuş olan borçlar için sorumluluktan kurtulamaz." denmek suretiyle şartlar açıklanmış olduğunu ancak davaya konu somut olayda bu şartların söz konusu olmadığını, davalı 2016 yılında ortaklıktan ayrılmış ve ayrılmasının kesinleşmiş olduğunu, davalının, davacı yan tarafından sorumlu tutulduğu borcun doğum tarihi ise 2022 yılı olduğun, aradan geçen 7 yılda davalıya herhangi bir borç ve sorumluluk yüklenilmemişken şimdi böyle bir alacak talebinde bulunulması alenen kötü niyetli ve haksız olduğunu, zira kişi, ortaklıktan çıkmasından sonra doğan kooperatif borçlarından sorumlu tutulamayacağını, bu gerek husus gerek Yargıtay içtihatlarında gerekse doktrinde genel kabuldü olduğunu, nitekim somut olayda davaya konu borç davalı ortaklıktan ayrıldıktan 7 yıl sonrasına ait olduğunu, davalının, davacı kooperatif üyesi iken, dairenin teslim ve tescili hususunda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf söz konusu olmadığını, bu durumunda davalının yükümlülüklerini yerine getirdiğinin göstergesi olduğunu, davalı kesin maliyet borcunu yerine getirmiş ve kooperatifte buna karşılık olarak dairenin mülkiyetini davalıya devretmiş olduğunu, dava dilekçesinde dayanılan Ankara BAM 23HD. ....E. ..... Sayılı kararı ile Kayseri 1. ATM ...... dosyaları ve diğer kararlar ile eldeki dava şartları aynı olmadığını, verilen kararlarda davalı kooperatif ortağının ortaklıktan çıktığına ilişkin olarak dosyalar içerisinde bir delil sunulmadığı gerekçesine dayanılarak hüküm tesis edilmiş olduğunu, oysa ki bizim somut olayımızda davalının noter tasdikli istifanamesi ekte sunulmuş olduğunu, dolayısıyla işbu kararların bu davanın konusuna, şartlarına, davalının ortaklıktaki hukuki durumuna uygun olmadığı izahtan vareste olup hükme esas alınmaları hukuka ve hakkaniyete aykırı olacak olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2017/23-2538 Karar No: 2018/440 Karar Tarihi: 07.03.2018 kararının dikkate alınması gerektiğini, Hukuk Genel Kurulu kararından da anlaşılacağı üzere davalı sadece istifa etmeden önceki döneme ait borçlardan sorumlu tutulabilmekte olduğunu ancak davaya konu borç davalının istifasından 7 yıl sonra doğmuş olduğunu, davalının işbu borçtan sorumlu olmadığının izahtan vareste olduğunu, davalının ortaklığını kabul anlamına gelmemekle birlikte genel kurula çağrı yapılırken ana sözleşmede belirtilen tebligat usullerine uyulmamış olduğunu, davalıya ulaşan herhangi bir iadeli taahhütlü mektup söz konusu olmadığını, ilana çıkılmamış olduğunu, bu sebeple usulüne uygun herhangi bir çağrı bulunmadan yapılan genel kurul kararları zaten davalıyı bağlamayacak olduğunu, usulüne uygun bir çağrı söz konusu olsa dahi genel kurul ile ortaklara getirilen ek ödeme yükümlülüğü ancak ana sözleşme değişikliği ile söz konusu olabilecek olduğunu, somut olayda herhangi bir ana sözleşme değişikliği de söz konusu olmadığını, dava dilekçesinde dayanılan kanun maddeleri ve içtihatlar kooperatif ile aktif bağı olan ortaklar için söz konusu olduğunu, davalı, davacı kooperatiften 2016 yılı Ocak ayı itibari ile ayrılmış olup herhangi bir aktif bağı söz konusu olmadığını, dolayısıyla davacı yanın davalıdan hiçbir hak ve alacağı söz konusu olmadığını, davacı yan dilekçesinde maliyetin artması halinde kooperatif ortaklarından maliyet bedelinin talep edilebileceğini belirtmiş olduğunu, kooperatif ortakları bu maliyetten sorumlu olduğunu ancak davalının, kooperatif ortağı olmadığını, bundan sebep herhangi bir sorumluluğu da söz konusu olmadığını, kooperatif ortaklarının maliyetten sorumlu tutulması TMK m.2 hükümlerine aykırılık teşkil etmekte ve ülke genelindeki tüm kooperatif üyelerini mağdur etmekte olduğunu, ülkemizdeki enflasyon oranı ve ekonomik dalgalanmalar neticesinde kooperatif ortaklarının yükümlülükleri öngörülemez derecede artmıştır ve artmaya da devam etmekte olduğunu, ev sahibi olma umudu ile kooperatife üye olan vatandaşlar mağdur edilmekte olduğunu, Kooperatif yöneticileri ise bu durumu gelir kapısı haline getirmiş ve işbu davada olduğu gibi kooperatif ile bağı kalmayan eski ortakları dahi icra takibi, dava gibi yollar ile korkutarak haksız kazanç elde etmekte olduklarını, bu durumun kabulünün mümkün olmadığını belirterek, fazlaya dair her türlü beyan, dava, ek dava, karşı dava, ıslah, delil bildirme hakları saklı kalmak kaydı ve davacı tarafın hilafı hakikat beyanlarını kabul etmemekle birlikte; cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu ve yargılama sırasında sübuta erecek nedenlerden dolayı haksız, yersiz ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine ve kayseri genel icra müdürlüğü’nün ... esas sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine başlatılan takibin iptaline, davacı yanın icra takibini kötü niyetli olarak başlatmış olması sebebi ile %20'den aşağı olamayacak şekilde kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
YARGILAMA VE GEREKÇE
Dava, Davacının Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı dosyası nedeni ile davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususlarına ilişkindir.
Kayseri Genel İcra Dairesi'nin ... sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklının ... olduğu, borçlunun ... olduğu, takibin toplam 21.165,12 TL alacak nedeniyle ilamsız takip başlatıldığı, anlaşılmıştır.
Kayseri Çevre Şehircilik İl Müdürlüğüne, Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Kocasinan Tapu Müdürlüğüne, ...ne yazılan müzekkerelere cevap verildiği ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyetinden alınan 03/06/2024 havale tarihli raporda özetle; "Dosyada bulunan belgelerin incelenmesinden davalının davacı kooperatifin 1040 numaralı üyesi olduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına Kayseri 8. Noterliğinin 21.01.2016 tarihli ... yevmiye numaralı istifaname belgesi sunulmuştur. Davalının toplam ödemesi 68.885 TL olduğu dosyadaki hesap ekstresinden tespit edilmektedir. Davalının ayrıca 2015 yılı genel kurulunda alınan 9.500 TL tutarındaki bedeli de ödediği anlaşılmaktadır. Davalının takip konusu alacağı ilişkin herhangi bir ödemesi tespit edilememiştir. Davacı taraf davalı hakkında başlatmış olduğu takipte davalıdan 20.000 asıl alacak ve her bir taksitin temerrüt tarihinden takip tarihine kadar yıllık %18 oranı üzerinden 1.165,12 TL işlemiş faiz talebinde bulunmuştur. Davacı kooperatifin 21.06.2015 tarihli genel kurulunda aylık %1,5 işlemiş faiz kararı alınmış olup daha sonraki dönemlerde herhangi bir karar alınmamıştır. Genel kurulda alınan kararlar doğrultusunda tarafımızca 20.000 TL asıl alacak ve 1.165,7 TL işlemiş faiz tutarı hesaplanmıştır. Eşitlik ilkesi gereğince hak ve görevlerde ortakların eşit olması kuralı gözetilerek önceki genel kurul kararının değişen şartlar ve kooperatifin diğer ortaklarının durumları da nazara alınarak şartlarda eşitleme yapılmak üzere değiştirilmesine karar verilmesinde ilke olarak müktesep hak ihlali ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. (Yargıtay 23 H.D 2011/933 Esas 2011/936 Karar) ifade edildiği üzere kooperatifler aidat toplayarak inşaatlarını tamamlar ve amaçlarını gerçekleştirir. Bu nedenle bağımsız bölümün alınmış olması kooperatife aidat ödeme borcunu sona erdirmez. Kooperatif inşaatlarının devam ediyor olması durumunda kooperatifin aidat toplamaya devam etmesi doğaldır. (Yargıtay 23 HD 2016/7545 Esas 2019/5329 Karar). İnşaatların devam ediyor olması durumunda davalının aidat ödeme borcunun devam ettiğinden bahsetmek mümkün olacaktır. Dosya kapsamında genel kurul kararının iptali hakkında dava açıldığına ilişkin herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Yine genel Kurul toplantı tutanağı incelendiğinde; 396 ortağın her birine 11/04/2022 tarihinde PTT şubesinden taahhütlü mektup ile çağrı yapıldığı, 74 ortağın asaleten, 42 ortağın vekaleten olmak üzere toplamda 116 ortağın toplantıya katıldığı, ilgili kararın oy birliği ile genel kurula bakanlık temsilcisinin katıldığı, toplantı ve karar nisabının sağlandığı görülmektedir. Bu durumda davalı, davacı kooperatifin 21.06.2015 tarihli genel kurulunda aylık %1,5 işlemiş faiz kararı uyarınca hesaplanacak aidat borcundan sorumlu tutulacak olup genel kurulda alınan kararlar doğrultusunda davalıdan talep edilecek alacak mali müşavir bilirkişi incelemesi sonucu hesaplandığı" sonuç ve kanaatine varıldığının bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davalı tarafça takibe borçlu olmadığı belirtilerek itiraz edilmiş ve bunun üzerine Mahkememizde itirazın iptali davası açılmış ise de, davacının takibe konu alacak nedeni ile davalıdan alacaklı olup olmadığının tespiti için delillerin toplanmasından sonra bilirkişi heyetinden 03/06/2024 tarihli rapor alınmış olup raporda da belirtildiği üzere, inşaatlar devam ederken üyelik devam ettiği sürece inşaatın maliyetinin artması halinde finansmanı için ücret alınabilecek olması da dikkate alınarak davacının davasında haklı olduğu değerlendirilmiş, davalı tarafından davacı kooperatiften istifa edilmiş olsa bile üyelik devri olmadığı gibi taşınmazın davalı tarafça davacı kooperatife devredilmemiş olması da dikkate alınarak davalının sorumlu olduğu görülmüş ve böylece, davanın kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin ... sayılı dosyasına davalı tarafça yapılmış olan itirazın iptali ile takibin 20.000,00 TL asıl alacak ile 1.165,07 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.165,07 TL alacak üzerinden devamına, Kabul edilen toplam alacak bedeli olan 21.165,07 TL'nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin ... sayılı dosyasına davalı tarafça yapılmış olan itirazın iptali ile takibin 20.000,00 TL asıl alacak ile 1.165,07 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.165,07 TL alacak üzerinden devamına,
2-Kabul edilen toplam alacak bedeli olan 21.165,07 TL'nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.445,79 TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 255,62 TL peşin harç ile icra dosyasına yatırılan 105,83 TL peşin harçtan mahsubuyla eksik kalan 1.084,34‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 179,90 TL başvurma harcı, 255,62 TL peşin harç ile icra dosyasına yatırılan 105,83 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan; 98,00 TL tebligat gideri, 60,25 TL müzekkere ve posta gideri ve 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.158,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde harcanmayan gider avansının davacıya iadesine,
7-Davacı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. uyarınca davacı lehine takdir edilen 21.165,07 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak HAZİNE'YE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.23/10/2024

Katip ...
¸e-imzalıdır

Hakim ...
¸e-imzalıdır

UYAP Entegrasyonu