T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : Esas
KARAR NO :
HAKİM : ... ...
KATİP : ... ...
DAVACI :... - ...
VEKİLİ :Av. ... -
DAVALI :... (T.C. ...) ...
VEKİLİ : Av. ... -
DAVA : Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2023
KARAR TARİHİ : 06/11/2024
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/11/2024
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı kooperatifin Kayseri ilinde faaliyet gösteren konut yapı kooperatifi olup bugüne kadar 192 üyeye 196 arsa sahibine konut teslimi yapılmış olduğunu, davalının ise davacı kooperatif üyesi olup davacı kooperatiften ferdileşme suretiyle taşınmaz temin etmiş olduğunu, davacı kooperatifin halen tasfiye sürecine girememiş olup 10 yıldan fazla süredir kooperatife üye olan kişilere ve 15 yıl önce arsasını kat karşılığı devreden arsa sahiplerine konutunu teslim edememiş olduğunu, mağduriyetlerin çığ gibi büyüdüğü, üyelerin ve arsa sahiplerinin haklarının temin edilmesi hususunda umudunu yitirdikleri dönemde iflasa sürüklenmekte olan davacı kooperatifin, mağdur üyelerin bir araya gelişi ve gayretli çabalarıyla tekrar ayağa kalkmış ve üyelere ve arsa sahiplerine taahhüt edilen konutların yapımı ve teslimi ile seneler öncesine ait borçların ödenmesi için son süratle çalışmakta olduğunu, davacı kooperatifin, kapısına yıllardır kilit vurulan, inşaatlarının paslandığı, üyelerin dolandırıldığını düşündüğü, istifa eden üyelerin ve alacaklıların alacaklarından umudunu kestiği, iş yapamaz bir yer halinde olduğunu, bu süreçte kooperatifin durumunun kötüye gittiğini gören üyelerin büyük bir kısmı kooperatif üyeliğinden istifa etmiş olduğunu, Kooperatiften istifa eden üyelere yapılan ödemeler mevcut üyeler tarafından sağlanmış olduğunu, söz konusu istifalar çok olup ekteki grafikte görüleceği üzere kooperatifin 2006 senesinde üye sayısı 1692 iken 2016 yılına gelindiğinde bu sayı 156'ya düşmüş olduğunu, yine ikiz kuleler diye bilinen site inşaatı, 14 yıldır atıl durumdayken Melikgazi Belediyesi, söz konusu binanın yıkımı için karar vermiş ve yıkım çalışmalarına başlamış olduğunu, arsa sahiplerinin ve dairesine kavuşamamış üyelerin neredeyse tamamı haklarına kavuşmanın imkansız olduğunu düşündüğü ve kooperatifin bir daha asla ayağa kalkamayacağı algısının mevcut olduğu bir dönemde mağdur üyelerden bir grup kooperatifi ayağa kaldırmak ve mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla yönetim kuruluna aday olmuş ve oybirliğiyle seçilmiş olduklarını, bu süreçte ikiz kule sitesi a blok diye bilinen inşaat tamamlanıp üyelere teslim edilmiş, b blok inşaatı %99 seviyesinde olduğunu ayrıca 3 farklı blok inşaatına da başlanmış olduğunu, davacı kooperatifin tek gayesinin, inşaatları tamamlayarak yıllardır evini alamamış üyelere ve arsa sahiplerine haklarını teslim etmek, ödemesini alamayan alacaklıların alacaklarına kavuşturmak ve kooperatifi tasfiye etmek olduğunu, kooperatife atanan kayyım hazırladığı raporda, tapusunu teslim alan üyelerden kesin maliyet, aidat ve kira bedeli alınması gerektiği yönünde rapor hazırlamış, bu rapor doğrultusunda üyelere kesin maliyet bedeli alacağı çıkartılmış, bu hususta üyelere tebliğ edilmiş ve üyeler tarafından ödenmediği için 2019 yılında Kayseri Asliye Ticaret mahkemelerinde 160'dan fazla dava açılmış, bu davalarda davanın kabulüne karar verilmiş olup, söz konusu kararlar istinaf mahkemesi tarafından da onandığını, İstinaf kararları davalılar tarafından temyiz edilmiş ve temyiz incelemesi sonucunda, davalıların üye olduğu, her türlü yükümlülüğe diğer üyelerle birlikte katlanması gerektiği, ancak kesin maliyetin inşaatlar bitmeden talep edilemeyeceği belirtilerek lehlerine verilen yerel mahkeme kararları erken dava gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş olduğunu, Yargıtayın söz konusu kararını kabul etmiş anlamına gelmemek kaydıyla, bahsi geçen kesin maliyet dosyalarının tamamında davalılar kooperatif üyesi olmadıklarını, kooperatif ile ilişiklerinin tamamen kesildiğini, ibra edildiklerini iddia etmiş olduklarını, bir nevi davaya konu uyuşmazlığın esas konusu davalıların üye olup olmaması hususu olduğunu, Yargıtay, ilgili kararında söz konusu uyuşmazlığa noktayı koymuş ve davalıların üye olduğu hususunda karar vermiş olduğunu, Yargıtayın ilgili ilamında bu husus " Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmelidir." şeklinde ifade edilmiş olduğunu, bununla birlikte Yargıtay ilgili ilamında "İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir." şeklindeki ifadeyle kooperatifin üyelerden aidat talep edebileceği, aksi yöndeki taahhütlerin geçersiz olduğu belirtilmiş olduğunu, söz konusu Yargıtay kararının ardından verilen istinaf mahkemesi kararlarından da anlaşılacağı üzere davalı, istifa edip etmediğine bakılmaksızın aidat borcunu ödemek zorunda olduğunu, her ne kadar davanın konusu kira alacağına ilişkin olsa da söz konusu kira alacağı, Türk Borçlar Kanununda düzenlenen kira akdi ile bir ilgisi bulunmadığını, davanın konusu kooperatif genel kurul kararları ile alınan yalnızca tapusunu teslim alan üyelerin ödemesi gereken bir alacak kalemine ilişkin olduğunu, kooperatif hukukunun en temel ilkelerinden birisi eşitlik ilkesi olduğunu, Yerleşik içtihata ve doktrin görüşüne göre kooperatif hukukundaki eşitlik nispi bir eşitliği temsil etmekte olduğunu, tapusunu alamamış, 15 senedir ödeme yapmasına karşın tapusuna kavuşamayan üyelerle, tapusunu teslim alıp 15 senedir kooperatiften temin ettiği konutta oturan üyenin durumunun eşitlenmesi için kira isimli bir alacak kalemi ödenmesine karar vermiş olduğunu, 2019 tarihli genel kurulda alınan karar uyarınca, tapusunu teslim alan üyeler, mevcut aidat bedelinin %40'ı oranında kira ödeyeceğine karar verilmiş olduğunu, bu noktada taraflarınca kira alacağı hususunda daha önce dava açılmış, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi o dönem çıkan kanun maddesi olan Kooperatifler Kanunu geçici madde 11'e itibar ederek davamızın reddine karar vermiş, taraflarınca söz konusu karar istinaf edilmiş, istinaf tarafından yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiş olduğunu (Ek-5: Kayseri Bam 6. Hukuk Dairesi ... Sayılı İlamı), devamında bahsi geçen dosyada bilirkişi raporu aldırılmış olup söz konusu bilirkişi raporlarında davacının kooperatifin kira alacağına hak kazandığı yönünde kanaat bildiren rapor tanzim edilmiş olduğunu, söz konusu istinaf kaldırma kararı ve bilirkişi raporları sonrasında yerel mahkeme tarafından da davanın kabulüne karar verilmiş olduğunu, yine taraflarının talebi üzerine Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yapılan somut norm denetimi başvurusu neticesinde Anayasa Mahkemesinin 2022/126E. 2023/29K. Sayılı 16.02.2023 tarihli kararının 11 nolu paragrafında "üyenin yükümlülüğünün kooperatif tasfiye oluncaya kadar yükümlülüklere katlanmak." olduğu hususunu hükme bağlamış olduğunu, bu şekilde haklı davanın anayasa mahkemesi kararıyla dahi ispatlanmış olduğunu, arabuluculuğa başvurulmasına rağmen anlaşma sağlanamadığını belirterek, 53.600-TL kira alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %18 / aylık %1,5 faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacı kooperatife ödenmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından açılmış olan davayı kabul etmediklerini, davacının haksız davasının reddini talep ettiklerini, davacı kooperatif ana sözleşmede değişikliğe giderek 61/e maddesinde konutların tamamının yapımı tamamlanmadan önce kendisine konutu tahsis edilmiş ve tamamlanmış olan ortağın kat mülkiyeti tapusunu alarak ayrılmak istemesi halinde kesin maliyet bedelinin belirlenerek tapusunun verilebileceğini belirtmiş ve bu kapsamında da yapımı tamamlanan konutların 2010,2011 ve 2012 yıllarında yapılan genel kurullarda alınan kararlar ile kesin maliyet bedellerinin çıkarılıp üyelere tebliği ve ödenmesi halinde tapularını alarak ilişiklerinin kesilebileceği yönünde genel kurul kararları alınmış ve davalının da buna dayanarak kesin maliyet bedelini ödemiş ve tapusunu almış olduğunu, bu durumda yukarıda belirtilen yasada aranan şartların sağlandığı ve bu kapsamda davalıdan kesin maliyet talep edilemeyeceği hatta kooperatif ile ilişiği kesildiği ve üyeliğinin sona erdiği açık olduğunu, bu sebeple aidat alacağının talep edilmesi mümkün olmadığını, davacı kooperatifin yıllar sonra aidat alacakları ödenmediğinden bahisle dava açması kötüniyetli olduğunu, zira aidat borcu olup ödemeyen kooperatif üyelerine kooperatifin ihraç prosedürünü uygulayabileceği açık olduğunu, davacı ise aidat ödenmesi noktasında eldeki dava açılana kadar bir talepte bulunmadığı gibi ödenmediğinden bahisle ihraç prosedürü uygulamamış olduğunu, zira kooperatif de kesin maliyeti ödeyen üyeye tapusunu verdikten sonra üyeliğin sona erdiğini zımnen kabul edip bu yönde de hareket etmiş olduğunu, davacının davasını kesinlikle kabul etmemekle birlikte davalı tapuyu aldıktan sonra ve davacı kooperatif tarafından hazirunlarda yer verilmediği ve genel kurullara davet edilmediği için aidat alacağının davalı nezdinde muaccel olmadığını, Genel kurullarda alınan aidat kararları davalı hazirunlarda yer almadığı için haberdar olduğu şeklinde yorumlanarak aidat hesabı da yapılamayacağını, bu kapsamda Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2017/2182 e. 2020/2757 k. Sayılı sayılı ilamının dikkate alınması gerektiğini, ayrıca davacının talebi zamanaşımına uğramış olup bu sebeple de reddi gerekmekte olduğunu, tüm alacaklar alacağın muaccel olmasından itibaren zamanaşımına tabi olduğunu, TBK'nın 147/1-4 bendi gereğince kooperatifle ortağı arasındaki alacak hakkı beş yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, Yargıtay kararları gereği ve kanun gereği de dönemsel edimlerde 5 yıllık zamanaşımı olduğu açık olduğunu, Davacının talebinin gerek 1163 sayılı kanun gerek Borçlar Kanunu gereği zamanaşımına uğramış olduğunu, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2018/108 e. 2020/3494 k. Sayılı ilamının da bu yönde olduğunu, Kayseri 1. Atm .... e ve .. karar sayılı sayılı dosyalarında alınan bilirkişi raporlarında davacı kooperatifin ticari defter ve belgelerinde herhangi bir alacak kaydına rastlanmadığı tespit edilmiş olduğunu, yine Kayseri 1. Atm... E. Sayılı dosyada alınan bilirkişi raporunda da genel kurullarda çıkarılan aidat kararı gereği ödenmesi gereken tutardan fazla ödeme yaptığı tespit edilmiş ve davalının davacı kooperatife borcu olmadığı hatta alacaklı olduğu tespit edilmiş olup davanın reddine karar verilmiş olduğunu, eldeki dosyada da aynı şekilde davalıya çıkarılan borçtan daha fazlasını ödediği bilirkişi incelemesi ile netleşecek olduğunu, bu sebeplerle davacının davasının reddi gerekmekte olduğunu, ayrıca davalıya karşı Kayseri 2 Atm ... e. Sayılı dosyasında verilen karar davacı kooperatif tarafından Kayseri Genel İcra Müdürlüğü ...e. Sayılı dosyası ile icra takibine konu edilmiş ve davalının maaşında kesinti yapılmış olup bu kesintilerin de mahsup edilmesi gerekmekte olduğunu belirterek, davacının davasının esastan ve zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
YARGILAMA VE GEREKÇE
Dava, Davalının davacı kooperatifin üyesi olup olmadığı, davacının kira alacağı talebinin yerinde olup olmadığı ve yerinde ise davalının eşitlik ilkesi de dikkate alınarak ne kadar kira borcu olduğu hususlarına ilişkindir.
Melikgazi Tapu Müdürlüğüne, Kayseri Genel İcra Dairesine, Kayseri Çevre Şehircilik İl Müdürlüğüne yazılan müzekkerelere cevap verildiği ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyetinden alınan 15/10/2024 havale tarihli raporda özetle; "
Davalı cevap dilekçesinde 21.04.2019 tarihli genel kurul dışında üyelerden
kira alınacağına ilişkin başka karar olmadığını, buna göre davacının kira talep
edebileceği dönemin 21.04.2019-23.02.2020 tarihleri arasını kapsadığını iddia etmiştir. Ancak böyle bir sınırlamadan bahsetmek mümkün değildir. Genel kurulca
verilmiş kararların, sonradan başka bir genel kurul kararıyla değiştirilmediği ya da
mahkeme kararı tarafından iptal edilmediği sürece yürürlükte olacağı ve
uygulanması gerekeceği doğaldır. Dosya kapsamında yapılan incelemede genel kurul
kararının aksine yeni bir genel kurul kararı alınmadığı ve genel kurul kararının
iptaline ilişkin dava açılmadığı görülmüştür. Bu durumda genel kurul kararı
geçerliliğini korumaktadır.
Davacı kooperatifin 21.04.2019 tarihli genel kurulunda konutunu teslim almış
üyelerden aidatının %40’ı oranındaki kira alınmasına karar verilmiştir. Bu karar
doğrultusunda davalıya teslim edilen 150 m2 daire için Mayıs/2019 döneminden
Ekim /2023 dönemine kadar hesaplanan kira tutarı 53.600 TL’dir. Genel kurulda kira bedelinin ödenmemesi halinde işleyecek faize ilişkin bir karar alınmamıştır.
Davacı taraf da dava tarihinden itibaren yıllık %18 oranında faiz talebinde
bulunmaktadır. Davacının raporumuz ekinde yer alan davalı ile olan ilişkilerini
gösteren muavin defterlerinde kira tahakkuku ve tahsiline ilişkin bir kayıt
bulunmamaktadır." sonuç ve kanaatine varıldığının bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Kooperatifin en yetkili organı genel kuruldur. Genel kurullarda hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararlar alındığı gibi daha önceden alınan kararlarda değiştirilebilir. Eşitlik ilkesi gereğince hak ve görevlerde ortakların eşit olması kuralı gözetilerek önceki genel kurul kararının değişen şartlar ve kooperatifin diğer ortaklarının durumları da nazara alınarak şartlarda eşitleme yapılmak üzere değiştirilmesine karar verilmesinde ilke olarak müktesep hak ihlali ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. (Yargıtay 23 H.D 2011/933 Esas 2011/936 Karar) Genel kurullarca belirlenmiş kararların ortağı bağlayacağı kuşkusuzdur. (23. Hukuk Dairesi 2012/1457 Esas 2012/3513 Karar)
Davacı kooperatifin 21.04.2019 tarihli genel kurul kararı incelendiğinde; "11-Dairesini almış ve alacak ortaklarından, teslim tarihten kesilinceye kadar kira bedeli alınması maddesinin görüşülmesi ve bu konuda yönetim kuruluna yetki verilmesi: Yapılan müzakere sonunda “konutunu teslim almış ortaklardan teslim tarihinden itibaren ilişiği kesilinceye kadar konutunu erken teslim almanın faydası karşılığı olarak her yıl ödenen aidat bedelinin % 40'ı kadar aylık konut kira bedeli alınması, bu konuda iş ve işlemleri yürütmek üzere yönetim kuruluna yetki verilmesi teklif edildi.” Teklif oylamaya sunuldu. Yapılan oylama sonunda teklif oy birliğiyle ile kabul edildi."şeklindedir.
Davacı kooperatifin 21.04.2019, 23.02.2020, 28.11.2021, 25.06.2022, 24.06.2023 tarihli genel kurullarında da aylık aidat bedellerine ilişkin kararlar alındığı görülmektedir.
Davalı tarafça cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürmüş ise de, kooperatif üyeleri ile kooperatif arasındaki üyelik sıfatının devamına ve üyeliğe sıkı sıkıya bağlı talepler ile ilgili olan tapu iptali ve tescile, üyelik tespitine, tahsis hakkına dayalı veya üyenin parasal yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklarda üyelik devam ettiği sürece zamanaşımı süresi işlemez. Davalının kooperatif üyesi olduğunu kabulü halinde dava konusu taleple ilgili üyelik devam ettiği sürece zamanaşımı işlemeyecektir. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/871 Esas 2021/1256 Karar) Netice itibariyle davalının sabit ücretli üye olduğuna ya da kooperatif üyeliğinden istifa ettiği ve bu istifanın kabul edildiğine dair dosyada delil bulunmadığı gibi davalının kooperatifçe kendisine teslim edilen taşınmazı kooperatife iade etmediği sabit olup davacı kooperatifçe usulüne uygun genel kurul kararı sonucu alınan kira alacağı bedelinin istenebileceği sabittir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, davacının dava konusu kira alacağı nedeni ile davalıdan alacaklı olup olmadığının tespiti için delillerin toplanmasından sonra bilirkişi heyetinden 15/10/2024 tarihli rapor alınmış olup raporda, davalının davacı kooperatifin 150 m² daire üyesi olduğu, söz konusu üyeliği dava dışı ....’tan Kayseri 5. Noterliğinin 22.04.2011 tarihli kooperatif hisse devir sözleşmesi ile devraldığının tespit edildiği görülmüştür. Davalının üyeliğine karşılık 6661 ada 5 parsel A blok .... kat .... numaralı bağımsız bölümün tapusunu da 02/06/2011 tarihinde devraldığı ve taşınmazı 21/10/2021 tarihinde oğlu ... devrettiği, davalının düzenli aidat ödeyen normal statülü üye olduğu, davacı kooperatif genel kurullarında peşin ve sabit ödemeli üye alımına yönelik yönetim kuruluna yetki verildiğine ilişkin bir karar bulunmadığı gibi ayrıca davalının peşin bedelli sabit fiyatlı üye yapıldığına ilişkin bir genel kurul kararı da bulunmadığı, davalının toplam ödemesinin 117.215, TL olduğu ile yapılan hesaplama sonucu davacının talep edebileceği kira bedelinin 53.600 TL olarak raporda hesaplandığı görülmüştür. Davacının kanun ve esas sözleşmeye uygun olarak almış olduğu genel kurulu kararları uyarınca eşitlik ilkesi gözeterek inşaatların henüz devam ettiği bir aşamada konutların teslim edildiği ve kooperatif ortaklığından ayrılmayan üyeler yönünden kira alacağı tahsil edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, davalının dava konusu kira borcundan sorumlu olduğu anlaşılmış, bilirkişi raporunun denetime açık ve yeterli olması nedeni ile rapora itibar edilmiş ve böylece, davanın kabulü ile, 53.600,00 TL kira alacağı bedelinin dava tarihi olan 28/12/2023 tarihinden itibaren işleyecek yılık %18, aylık %1,5 faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, 53.600,00 TL kira alacağı bedelinin dava tarihi olan 28/12/2023 tarihinden itibaren işleyecek yılık %18, aylık %1,5 faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 3.661,42 TL karar ve ilam harcından 915,36 TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 2.746,06 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 269,85 TL başvuru harcı, 915,36 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.185,21 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan, 110,50 TL tebligat ücreti, 5.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.110,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yargılama boyunca yapılan harç ve masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talep halinde harcanmayan gider avansının taraflara iadesine,
7-Davacı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. uyarınca davacı lehine takdir edilen 30.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak HAZİNE'YE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.06/11/2024
Katip ...
¸e-imzalıdır
Hakim ...
¸e-imzalıdır
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!