T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No:
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : Esas
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 17/11/2023
KARAR TARİHİ : 16/10/2024
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/10/2024
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacıya ait ... Plakalı 2007 Model Tofaş-Fıat Doblo Cargo 1.3 Multijet araç 24.07.2023 tarihinde ... sevk ve idaresinde iken şoförün bir anlık dalgınlık sonucu direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu oluşan kaza nedeniyle tek araçlı maddi hasarlı ve yaralanmalı kaza meydana geldiğini, olay mahalline Danişment Şehit Oktay İzgi Polis Merkezi Amirliğine polisler intikal ederek trafik kaza tespit tutanağı düzenlemiş olduklarını, şoför olan şahsın 112 Acil Ambulans servisi ile hastaneye kaldırıldığını, şoförün alkol muayenesinin negatif olduğunu, şoförün emniyet ifade tutanağı mevcut olduğunu, davalı sigortaya 9713 acente no, ... poliçe nolu kasko poliçesi kapsamında müracaat edilmiş, ... nolu hasar dosyası açtırılmış olduğunu, araçla ilgili ekspertiz raporu sigorta gözetiminde alınmış olduğunu, davalı sigorta şirketinin kasko ödemesi yapmaması nedeniyle arabuluculuk başvurusu yapılmış olup anlaşma sağlanamadığını, davacının ağır hasar kayıtlı aracını gerçek değerinin çok altında bir bedelle Kayseri 15. Noterliği'nin 05.10.2023 tarih ve ... yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile 133.000 TL bedel mukabilinde ancak satabilmiş olduğunu, davacının aracı kasko poliçesinde mevcut olan kaza riskinin gerçekleşmesi nedeniyle kullanılamaz hale gelmiş, pert kaydı trafik kaydına girmiş olduğunu, davalı sigorta şirketi davaya konu aracın piyasa değerini ödemeye yanaşmaması nedeniyle davacının mağdur olduğunu, davalının kasko bedelini ödememesi nedeniyle davacının aracı 133.000 TL bedelle satış yapmış olduğunu, aracın rayiç değerinden bu bedel düşüldükten sonra kalan tutarın davalı şirket tarafından kasko poliçesi kapsamında ödenmesi gerekmekte olduğunu ancak davalı sigorta şirketi hasar dosyasını ödeme yapılmaksızın kapatmış olduğunu belirterek, her türlü fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla: sigortalı aracın rayiç piyasa değerine karşılık şimdilik 20.000,00 TL tazminatın davalı sigorta şirketinden (poliçede yazılı limitle sınırlı olmak üzere) ihbar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte alınarak davacıya ödetilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan ... plakalı araca ilişkin olarak, davalı şirket nezdinde 22.06.2023-05.10.2023 başlangıç ve bitiş tarihli ... no’lu Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi bulunmakta olduğunu, davalı şirketin başvuru konusu olaya ilişkin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, başvuru konusu kazanın, davalı şirket tarafından tanzim edilen poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, oluşan hasar dolayısıyla talep sahibi tarafından davalı şirkete yapılan başvuru üzerine ... nolu hasar dosyası açılmış ve yapılan değerlendirmeler sonucunda söz konusu kazanın davalı şirket tarafından tanzim edilen poliçe teminatı kapsamı dışında kaldığının tespit edilmiş olduğunu, uyuşmazlık konusu hasara ilişkin tanzim edilen araştırma raporu’nda; yapılan inceleme ve araştırma sonucunda; sigortalı araç üzerinde oluşan hasar izinin kaza zaptı ile uyumlu olamayacağı ( sürücü değişikliği ile) Sigortalı sürücü ile yapılan görüşmede doğru bilgiler veremediği gözlenmiş kaza sonrası almış aldığı aksiyonun GSM görüşme detayları ile uyumlu olmadığı tespit edilmiştir. Bu tespit nedeni ile ve yukarıda yazılan detaylı bilgiler nedeni ile sürücü değişikliği yapılmıştır. Defalarca sigortalı araç sahibi ve araç sahibinin kardeşine ait arama kayıtları talep edilmesine rağmen her defasında sürücüye ait aram kaydı paylaşılmış olumsuz durumların tespit edilmemesi için (sürücü değişikliği organizasyonu) arama kayıtlarının gönderilmediği anlaşılmıştır. bu tespitler nedeni ile sürücü değişikliği yapıldığı anlaşılmıştır." şeklinde tespitler yapılmış olduğunun belirtildiği, aynı hususların hasara ilişkin tanzim edilen ekspertiz raporunda da açık bir şekilde tespit edilmiş olduğunu, sigorta sisteminin sigorta şirketi ile sigortalı arasındaki güven ilişkisi temeline kurulu olduğunu, bu nedenle; sigortalının gerçeğe aykırı beyanları taraflarınca sigorta şirketini yanıltmak suretiyle haksız kazanç elde etme gayesi şeklinde yorumlanmakta olduğunu, bu haksız gayenin ise hukuk sistemi tarafından korunmayacağının açık olduğunu, dosya kapsamında yapılan araştırmalara istinaden, dava konusu araçta sürücü değişikliği kuvvetle muhtemel olduğundan, sürücü değişikliğinin tespiti yönünden kazanın meydana geldiği mahaldeki mobese kayıtlarının mutlak surette incelenmesi gerekmekte olduğunu, bu kapsamda, emniyet genel müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak, kazanın meydana geldiği mahaldeki kamera kayıtlarının ve polisi kimin aradığı bilgisinin sorulmasını talep ettiklerini, mahkemece de bilindiği üzere, kazanın ve sürücüsünün doğru bir şekilde beyan edildiği hasarlarda, sigorta şirketleri gerekli incelemeyi yaparak araçta meydana gelen zararı tazmin etmekte olduğunu, kaldı ki, sigortalının, kara araçları kasko sigortası genel şartları’nın “b.l. rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortalı ve/veya sigorta ettirenin yükümlülükleri” başlıklı maddesinin 1.4. fıkrası uyarınca, sigortalının “zorunlu haller dışında, rizikonun gerçekleştiği yer veya şeylerde bir değişiklik yapmama” yükümlülüğü bulunmakta olduğunu, davacı kazaya ilişkin çelişkili beyanları bulunduğundan, başvuru sahibinin bu yükümlülüğe aykırı davrandığı sabit olduğunu, bu kapsamda, davalı şirketin sigortalısı olan davacının doğru beyanda bulunma yükümlülüğüne aykırı davrandığı sabit olduğundan, ispat yükü yer değiştirmiş olup, hem sürücünün kimliğinin hem de hasarın teminat kapsamında olduğunu ispat yükünün davacı üzerinde olduğu açık olduğunu, nitekim yargıtay’ın konuya ilişkin yerleşik içtihadı da bu yönde olduğunu, yargıtay 17. hukuk dairesi’nin 2009/7535 e. 2010/882 k. sayılı 08.02.2010 tarihli kararının dikkate alınması gerektiğini, tüm bu açıklamaları ışığında başvuru konusu kazanın davalı şirket tarafından tanzim edilen poliçe kapsamı dışında kaldığının kendiliğinden kanıtlanmış olduğunu, nitekim bu sebeple, davacının başvurusu, hasar aşamasında haklı gerekçeyle reddedildiğini, başvuru konusu kazanın teminat kapsamı dışından kaldığının mahkeme nezdinde değerlendirilmesini ve bu bağlamda, talep sahibinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan işbu başvurusunun reddine karar verilmesini talep ettiklerini, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydıyla birlikte, dosya kapsamındaki tazminat hesabının kara araçları kasko sigortası genel şartları ve poliçe hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmekte olduğunu, poliçede yer alan açıklanan hükümler ışığında, hasar gören ve onarımı mümkün olmayan parçaların davalı şirket tarafından tedarik edileceği ve bu kapsamda, bu parçalara ilişkin tazminat hesabının davalı şirket tarafından tedarik edilecek fiyatlar esas alınmak suretiyle yapılması gerektiğinin tartışmasız olduğunu, sundukları Yedek Parça Tedarik Sözleşmesi’nden de görüleceği üzere davalı şirketin TOFAS-FIAT marka araçlara ilişkin yedek parça iskonto oranının % 38 olduğunu, davacı tarafa ait aracın rayiç bedelinin Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları ve poliçe hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi gerekmekte olduğunu, aracın rayiç bedelinin internet sitelerinden ve galerilerden araştırma yapılmak suretiyle poliçe hükümlerine uygun bir şekilde tespit edilmiş olduğunu, nitekim poliçede yer alan hükümler dikkate alınarak, dosya kapsamında atanacak bilirkişi tarafından hesaplama yapılması durumunda da, Davacı tarafın dava konusu talebinin fahiş ve aracın gerçek değerini yansıtmadığı açıkça ortaya konacak olduğunu, açıklanan hüküm uyarınca, hurda tescil belgesi veya trafikten çekilmiştir kaşeli tescil belgesinin davalı şirkete ibraz edilmediği durumda davalı şirketin herhangi bir tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, bununla birlikte, araçların sovtajı davacı tarafta olduğundan, yapılacak tazminat hesabından sovtaj bedelinin düşülmesi gerekmekte olduğunu, tüm bu açıklamaların Mahkeme nezdinde değerlendirilmesini ve bu kapsamda, dosya kapsamındaki tazminat hesabının Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları ve bu doğrultuda düzenlenen poliçe hükümleri dikkate alınarak ve aracın onarımının ekonomik olup olmadığının değerlendirilmesi suretiyle yapılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydıyla birlikte davalı şirketin hasar tutarının kdv’sine ilişkin herhangi bir sorumluluğu olmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde, onarım faturası veya onarıma ilişkin ödeme yapıldığını gösterir dekont bulunmadığını, bu kapsamda, davacı tarafın aracın onarımına ilişkin kdv ödemesi yapmadığı açık olduğunu, dolayısıyla, davacı tarafça ödenmeyen kdv bedelinin davalı şirketten talep edilmesi mümkün olmadığını, mahkemece de takdir edileceği üzere, ödenmeyen KDV bedelinden davalı şirketin sorumlu tutulmasının davacı tarafın sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet vereceğinden hukuken kabul edilemez olduğunu belirterek, davalı şirketin sorumluluğu bulunmadığından, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
YARGILAMA VE GEREKÇE
Dava, Davacıya ait ... Plakalı 2007 Model Tofaş-Fıat Doblo Cargo 1.3 Multijet aracın 24.07.2023 tarihinde tek taraflı karışmış olduğu kaza nedeni ile davalı kasko şirketinden bakiye rayiç değer zarar talebinde bulunup bulunamayacağı, bulunabilecek ise miktarı hususlarına ilişkindir.
Kayseri C.Başsavcılığına, HDI Sigorta Şirketine, Melikgazi İlçe Emniyet Müdürlüğüne, Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş'ye yazılan müzekkerelere cevap verildiği ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyetinden alınan 24/06/2024 havale tarihli raporda özetle; "Kaza olayının maddi hasarlı ve tek taraflı bir Trafik Kazası olduğu, Dava konusu araç için 24.07.2023 olay tarihi itibarıyla Araç Hasar Bedelinin yedek parça ve işçilik olmak üzere %20 KDV dahil 80.423,56TL olduğu,... plakalı aracın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ... poliçe numaralı ve 16.05.2023 bitiş tarihli Quick Sigorta A.Ş. tarafından yapıldığı, aracın Kasko Sigorta Poliçesi... poliçe numaralı ve 22.06.2024 bitiş tarihli HDI Sigorta A.Ş. tarafından yapıldığı, 24.07.2023 tarihli kazanın poliçe süresi içerisinde meydana geldiği, dolayısı ile zararın poliçe kapsamında olduğu, poliçe kapsamında ödeme yapıldığına dair bir Banka ödeme dekontunun görülmediği, Dosyada yer alan 25.07.2023 tarih ve 00:12 saatinde yapılan Kayseri Devlet Hastanesindeki tetkikte araç sürücüsünün alkolsüz olduğunun tespit edildiği, Kaza tespit tutanağında kazanın özeti kısmında ... plakalı aracın sürücüsünün ... olduğunun belirtildiği ,T.T.K. 1409 MADDE 2. Fıkrası ile sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya ait olduğunun düzenlendiği, yasa ve Yargıtay ilamının takdir ve değerlendirmesinin sayın mahkemeye ait olduğu " sonuç ve kanaatine varıldığının bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davanın konusu TTK 4. maddesinde düzenlenmiş mutlak ticari davalardan değildir. Ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari dava da yoktur.
Mahkemenin görevli olması HMK'nun 114/1-c. maddesi gereğince bir dava şartıdır ve 115. maddesi gereğince de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun'un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK'nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun'un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin ... sayılı ilamında “….Dava; kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir…. davalı sigorta şirketi tacirdir. Davacının tüketici sıfatına sahip olup olmadığı, sigortalı aracın ticari araç olup olmadığı saptanarak görevli mahkemenin tespit edilmesi gerekir. Bir başka anlatımla davacının tüketici olması, aracın hususi otomobil niteliği bulunması halinde uyuşmazlığın çözüm yeri tüketici mahkemesi iken davacının tüketici sıfatına sahip olmaması, aracın ticari araç olması halinde uyuşmazlığın çözüm yeri ticaret mahkemesi olacaktır. Davaya dayanak yapılan kasko sigorta poliçesinden ve araç ruhsatından sigortalı aracın otomobil olduğu, kullanım tarzının hususi olarak belirtildiği görülmüştür. Davacının tacir olduğuna ilişkin bir iddia ve delil ise dosyada yer almamaktadır. Bu durumda davacı tüketici sıfatına haizdir. Hal böyle olunca mahkemece taraflar arasındaki ilişkinin sigorta ilişkisi olduğu, davacının ticari ve meslek amaçlı hareket etmediği, tüketici sıfatına haiz bulunduğu, sigortalı aracın hususi otomobil olduğu, işbu tazminat davasının tüketici mahkemesinin görevi alanında kaldığı gözetilerek davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denildiği görülmüş olup iş bu davada her ne kadar davacı vergi dairesinin yazı cevabına göre tacir ise de, davacıya ait aracın trafik tescil kaydına göre kullanım amacının hususi olduğu ve kazanın kişisel amaçlı kullanım esnasında meydana geldiğinin belirtilmesi ile ( araç sürücüsünün davalı sigortaya beyanına göre kazanın aracın ödünç alınması esnasında gerçekleştiği anlaşılmış, ticari amaçlı bir kullanım bulunmadığı görülmüştür) davacının gerçek kişi olarak söz konusu araca ticari amacı olmadan kendi hususi kullanımı amacı ile sahip olduğu ve davalı ile ilişkisinin bu kapsamda tüketici ilişkisi olduğu anlaşılmış ve bu nedenle dava konusu tazminat talebi yönünden tüketici mahkemesinin görevli olduğu değerlendirilmiştir.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK'nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK'nun 331/2. maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Tüketici Mahkemesinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Tüketici Mahkemesince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-HMK 114/c maddesi uyarınca görev hususu dava şartı olduğundan, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USÛLDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştiğinde 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın HMK'nun 20. maddesi uyarınca görevli Kayseri Tüketici Mahkemesi'ne gönderilmesi için Tevzi Bürosuna tevdiine,
2-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Tüketici Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Mahkememsinde Mahkemesince hükmedileceğinden bu konuda HMK 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
3-Görevsizlik kararından sonra dosyanın Tüketici Mahkemesine gönderilmemesi halinde mahkememizce verilecek ek karar ile yargılama harç ve giderleri konusunun karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.16/10/2024
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!