4. Ceza Dairesi 2022/9019 E. , 2022/21849 K.HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERI BIRAKILMASI KARARININ TARTIŞILMASI HUKUKA AYKIRIDIR.TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 125
"İçtihat Metni"Hakaret suçundan sanık A. A.'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Konya 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/11/2020 tarihli ve 2020/378 esas, 2020/484 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. İstem yazısında; "Dosya kapsamına göre; sanığın daha önce sabıka kaydının bulunmaması, suç nedeniyle mağdurda giderilmesi gereken maddî zarar bulunmaması ve sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasını kabul etmesi karşısında, 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin uygulanması için gerekli objektif şartların mevcut olduğu gözetilmeden subjektif şartlar tartışılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 14/04/2022 gün ve 94660652-105-42-29107-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur." denilmektedir.Hukuksal Değerlendirme: 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle, - Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması, - Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması, - Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, - Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının bulunmaması, Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/02/2010 tarih ve 4/253-28 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CYY’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Koşullu bir düşme nedeni oluşturan "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" müessesesi, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, sanığın kabulü, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanmalıdır. İnceleme konusu somut olayda; sanık A. A. hakkında hakaret suçundan adli para cezasına hükmolunduğu, sanığın suç tarihinde adli sicil kaydının bulunmadığı, sanığın 19/11/2020 tarihli savunmasında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesini kabul ettiği, bu nedenlerle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif şartlarının oluşması karşısında, mahkemece subjektif koşul da değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun tartışılmaması hukuka aykırıdır. Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamede yer alan düşünce yerinde görüldüğünden, 1-Hakaret suçundan sanık A. A. hakkında Konya 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 19/11/2020 tarihli ve 2020/378 esas, 2020/484 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 2-Bozma nedenine göre karardaki hukuka aykırılığın, CMK'nın 309. maddesinin 4-d fıkrası uyarınca Yargıtay tarafından düzeltilmesi gerektiğinden; Sanığın işlediği sabit olan hakaret suçundan eylemine uyan TCK'nın 125/1. maddesi gereğince sanığın kişiliği ve suçun işleniş biçimi nazara alınarak sanığın takdiren 90 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, yargılama sürecindeki davranışları göz önüne alınarak hakkında TCK'nın 62/1.maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın 75 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,Sanık, hakkında başkaca yasal ya da takdiri arttırım ve indirim yapılmasına yer olmadığına,Sanığa verilen gün para cezası TCK'nın 52. maddesi gereğince sanığın ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önüne alınarak günlüğü takdiren 20 TL'den adli para cezasına çevrilerek sonuç olarak SANIĞIN 1.500 TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,TCK'nın 52/4. maddesi uyarınca sanığın ekonomik ve şahsi halleri göz önüne alınarak verilen adli para cezasının birer aylık taksitler halinde taktiren 10 eşit taksitte sanıktan tahsiline,Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaat oluştuğundan CMK'nın 231. maddesi uyarınca HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA, Sanığın şahsi ve sosyal durumu göz önünde bulundurularak takdiren herhangi bir denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmaksızın CMK 231/8. maddesi uyarınca 5 YIL DENETİM SÜRESİNE TABİ TUTULMASINA, Denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlenmediği takdirde açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak, davanın düşmesine karar verileceğinin, aksi takdirde hükmün açıklanacağının sanığa ihtarına, bendinin hüküm fıkrasına eklenmesine, 3-Kararın diğer yönlerinin olduğu gibi bırakılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 07/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!