15. Ceza Dairesi 2021/3564 E. , 2021/5825 K.NITELIKLI DOLANDIRICILIK KYOK EKSIK SORUŞTURMA . TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 158
"İçtihat Metni"Kamu görevlileri ile ilişkisi olduğundan bahisle bir işin gördürüleceği vaadiyle dolandırıcılık suçundan şüpheli K. B. hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/06/2020 tarihli ve 2020/36002 soruşturma, 2020/19066 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 18/07/2020 tarihli ve 2020/3374 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 14/01/2021 gün ve 94660652-105-34-19669-2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26/02/2021 gün ve 2021-15401 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,Dosya kapsamına göre, müştekinin, şüphelinin yüksek makamlarda ve Bakanlıklarda tanıdıkları olduğundan bahisle, kesinleşmiş idari para cezaları ve vergi borçlarını iptal ettirme vaadiyle kendisinden 7.000,00 Türk lirası aldığını ve bu yolla kendisini dolandırdığını belirterek şüpheli hakkında şikayetçi olması üzerine başlatılan soruşturma sonunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheliden beklenen eylemin hukuk düzeni içerisinde olmadığı ve Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 19/03/2014 tarihli ve 2012/12518 esas, 2014/5191 karar sayılı ilamında ahlaka uygun olmayan menfaat temini vaadinin suç oluşturmayacağından söz edildiği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin anılan emsal ilamı incelendiğinde, dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerektiği, müştekilerin hayat kadınlarına para ödemelerine rağmen kadınların rahatsızlanmaları üzerine müştekilerle birlikte olmaması ve paralarını da iade etmemelerine ilişkin yargılama konusu somut olayda ise dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığından söz edildiği, oysa soruşturmaya konu iddianın, şüphelinin kamu görevlileriyle ilişkisi olduğu, onlar nezdinde hatırının sayıldığından bahsederek mağduru vergi borcunu ve idari para cezalarını iptal ettireceği vaadiyle aldatıp, kendi lehine maddi menfaat elde etmesi eylemine ilişkin olduğu ve sübutu halinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 158/2. maddesini kapsamında nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağı nazara alındığında, şüphelinin ifadesinin alınması, müştekinin şikayet dilekçesinde tanık olarak bidirdiği B. A. ve şüphelinin 7.000,00 Türk lirasının yatırılmasını istediği banka hesabı sahibi olan F. D. isimli kişinin dinlenmesi, şüphelinin ve F. D. isimli kişinin banka hesap kayıtlarının celbi ile yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği cihetle, eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi nedeniyle, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Şüphelinin müştekiye yüksek mevkilerde kamu görevlisi tanıdıkları olduğundan bahisle müştekiye ait vergi borçlarını iptal ettirebileceğini belirtip müştekiden para aldığı halde , işini halletmediği gibi parasını da iade etmediği iddia edilen olayda ; her ne kadar Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 19/03/2014 tarihli ve 2012/12518 esas, 2014/5191 karar sayılı ilamında ahlaka uygun olmayan menfaat temini vaadinin suç oluşturmayacağından söz edildiği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin anılan emsal ilamı incelendiğinde, dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerektiği, müştekilerin hayat kadınlarına para ödemelerine rağmen kadınların rahatsızlanmaları üzerine müştekilerle birlikte olmaması ve paralarını da iade etmemelerine ilişkin yargılama konusu olayda dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığından söz edildiği, oysa soruşturmaya konu iddianın, şüphelinin kamu görevlileriyle ilişkisi olduğu, onlar nezdinde hatırının sayıldığından bahsederek mağduru vergi borcunu ve idari para cezalarını iptal ettireceği vaadiyle aldatıp, kendi lehine maddi menfaat elde etmesi eylemine ilişkin olduğu ve sübutu halinde dolandırıcılık suçunu oluşturacağı nazara alındığında, şüphelinin ifadesinin alınması, müştekinin şikayet dilekçesinde tanık olarak bidirdiği B. A. ve şüphelinin 7.000,00 Türk lirasının yatırılmasını istediği banka hesabı sahibi olan F. D. isimli kişinin dinlenmesi, şüphelinin ve F. D. isimli kişinin banka hesap kayıtlarının celbi ile yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği cihetle, eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiğinden kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmekle,Bakırköy 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 18/07/2020 tarihli ve 2020/3374 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 24/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!