12. Ceza Dairesi 2020/5181 E. , 2021/1857 K.TEKKERRÜRÜNE ESAS ALINAMAYAN İLAM HAGB UYGULANMASINA ENGEL OLMAZ. TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 52TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 50TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 179
"İçtihat Metni"TÜRK MİLLETİ ADINAY A R G I T A Y İ L A M I
Esas No : 2020/5181 Karar No : 2021/1857Tebliğname No : KYB - 2020/73888
İNCELENEN KARARIN;Mahkemesi :Zile Asliye Ceza MahkemesiKarar Tarihi :13.02.2020 Numarası :2020/96 - 2020/83
Alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma suçundan şüpheli A. P. hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Zile Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 11/02/2020 tarihli ve 2020/210 soruşturma, 2020/105 esas, 2020/1 sayılı seri muhakeme usulüne tabi talepnamenin kabulüne ve sanığın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 250/4, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/2, 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince 3.300,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Zile Asliye Ceza Mahkemesinin 13/02/2020 tarihli ve 2020/96 esas, 2020/83 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. 5237 sayılı Kanunun 53/1. maddesinin 1. fıkrasına göre, kişinin kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak hak yoksunluğu uygulanacak olması karşısında, hakkında adlî para cezasına hükmedilen sanığın anılan Kanunun 53. maddesinde belirtilen haklardan yoksun bırakılmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesinde isabet görülmemiş ise de, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 14/10/2015 tarihli ve 2015/11290 esas ve 2015/15383 karar sayılı ilamı ile Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 06/02/2014 tarihli ve 2012/35339 esas ve 2014/3676 karar sayılı ilamında da değinildiği üzere, infaz aşamasında mahallinde düzeltilebilecek hususların kanun yararına bozma konusu yapılamayacağı, 5237 sayılı Kanunun 53/1. fıkrasının uygulanıp uygulanmaması veya yanlış uygulanmasının sanık lehine kazanılmış hak doğurmayacağı ve hapis cezasına mahkumiyetin yasal sonucu olan hak mahrumiyetleri konusunda her zaman karar verilebileceği düşünülerek yapılan incelemede, Zile Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 11/02/2020 tarihli talepname uyarınca Zile Asliye Ceza Mahkemesinin 13/02/2020 tarihli kararıyla, "şüphelinin daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmuş olması nedeniyle" hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 02/05/2018 tarihli ve 2018/3693 esas, 2018/8150 karar sayılı ilamında yer alan "...sanığın daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyeti bulunduğu gerekçesi hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği, sanığın sabıka kaydının incelenmesinde her hangi bir adli sicil kaydı bulunmadığı, arşiv kaydındaki cezanın 25/03/1999 tarihinde infaz edilmiş olduğundan adli sicilden silinerek arşiv kaydına alınmış olduğu cihetle, yargılama konusu olan yeni suç tarihinin 02/03/2016 olması karşısında suç tarihinden önce adli sicilden silinerek arşiv kaydına alınmış olan ve tekerrüre esas alınma süresi de geçmiş olan kasıtlı suçtan mahkûmiyetin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel olmayacağı,... yapılarak bir karar verilmesi yerine, “sanığın daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyeti bulunduğu” şeklindeki dosya kapsamı ile uyumlu olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu...BOZULMASINA" şeklindeki açıklamalar ve 5271 sayılı Kanunun seri muhakeme usulü başlıklı 250. maddesinin 6. fıkrasında yer alan; "Bu maddeye göre belirlenen yaptırımlar hakkında, Cumhuriyet savcısı tarafından, koşulları bulunması hâlinde 231inci madde kıyasen uygulanabilir." şeklindeki hüküm nazara alınarak, sanığın adlî sicil ve arşiv kaydı incelendiğinde; Zile Sulh Ceza Mahkemesinin 05/03/2013 tarihli ve 2013/82 esas, 2013/89 sayılı kararı ile mahkûm edildiği 1 yıl 20 gün hapis cezasının 27/03/2014 tarihinde kesinleştiği, 28/08/2014 tarihinde infaz edildiği, Zile Asliye Ceza Mahkemesinin 01/02/2013 tarihli ve 2011/99 esas, 2013/20 sayılı kararı ile mahkûm edildiği 5.240,00 Türk Lirası adlî para cezasının ise 09/06/2015 tarihinde kesinleştiği ve 02/10/2015 tarihinde infaz edildiği, Sanığın başkaca bir sicil ve arşiv kaydının da bulunmadığı cihetle, suç tarihi olan 12/01/2020'den önce adlî sicilden silinerek arşiv kaydına alınmış olan ve 5237 sayılı Kanunun 58/2-b maddesi uyarınca infaz tarihinden itibaren 3 yıllık tekerrüre esas alınma süresi de geçmiş olan kasıtlı suçtan mahkûmiyetlerin Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 02/05/2018 tarihli ve 2018/3693 esas, 2018/8150 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel olmayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde düzenlenen talepname uyarınca sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinde isabet görülmemiş olup 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 04/08/2020 gün ve 94660652-105-60-6255-2020-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15/09/2020 gün 2020/7388 sayılı tebliğnamesi ile ihbar ve dava evrakı daireye tevdi kılınmakla; Olay günü 2.52 promil alkollü araç kullandığı ve bu suretle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlediği tespit edilen sanık hakkında Zile Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2020/210 soruşturma, 2020/105 esas,2020/1 sayılı seri muhakeme usulüne tabi talepnamenin kabulüne karar verildiği ve Zile Asliye Ceza Mahkemesi tarafından CMK'nın 250/4, TCK'nın 179/3-2, 50/1-a, 52/2-4, 53/6. maddeleri gereğince 3.300 TL adli para cezası ile cezalandırıldığı ve sanık hakkında daha önce kasıtlı suçtan mahkum olması nedeniyle hükmün açıklanmasına yer olmadığına karar verildiği, dosya içeriğinde bulunan sanığa ait adli sicil kaydı incelendiğinde, suç tarihi olan 12/01/2020'den önce adlî sicilden silinerek arşiv kaydına alınmış olan ve 5237 sayılı Kanunun 58/2-b maddesi uyarınca infaz tarihinden itibaren 3 yıllık tekerrüre esas alınma süresi de geçmiş olan kasıtlı suçtan mahkûmiyetlerin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel olmayacağı gözetilmeden, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinde isabet görülmediğinden, Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Zile Asliye Ceza Mahkemesinin 13.02.2020 tarihli ve 2020/96 E. 2020/83 K. değişik iş sayılı kararının CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!