12. Ceza Dairesi 2020/11112 E. , 2021/3609 K.ŞÜPHELININ EYLEMININ BILINÇLI TAKSIR KAPSAMINDA OLUP OLMADIĞI HUSUSUNDA EKSIK SORUŞTURMADAN KYOK.TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 89
"İçtihat Metni"TÜRK MİLLETİ ADINAY A R G I T A Y İ L A M I
Esas No : 2020/11112 Karar No : 2021/3609Tebliğname No : KYB - 2020/97362
İNCELENEN KARARIN;Mahkemesi : İstanbul Anadolu 6. Sulh Ceza HakimliğiKarar tarihi : 20/05/2020Numarası : 2020/2375 değişik iş
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan şüpheli A. V. hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılıgınca verilen 20/02/2020 tarihli ve 2020/34428 soruşturma, 2020/21638 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 20/05/2020 tarihli ve 2020/2375 degişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.Dosya kapsamına göre,5271 sayılı Kanunun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali ögrenir ögrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gereğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanunun 170/2. maddesi geregince yapacağı degerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanunun 172. maddesi geregi kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanunun kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadıgı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında;Dosya kapsamına göre, 13/02/2019 ve 04/04/2019 tarihlerinde müştekinin çene alt bölgesinde şüpheli hekim tarafından gerçekleştirilen ameliyatlar sonucunda müştekinin vücudunun bu bölgesinde meydana gelen bozulma ve organın işlev kaybından bahisle yakınma üzerine yapılan soruşturmada şikayet yokluğundan şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89. maddesinin 5. fikrasındaki "Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete baglıdır. Ancak, birinci fikra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikayet aranmaz." hükmüne göre, somut olayda meydana gelen olay nedeniyle çene bölgesinde meydana gelen estetik görüntü ve his kaybı şikayetleri halen devam eden müştekinin yaralanması bakımından kesin doktor raporu aldırılıp yaralanmanın 5237 sayılı Kanunun 89. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında sayılan nitelikli yaralanma hallerine uyup uymadığı belirlendikten sonra şüphelinin hukuki durumunun değerlendirilmesi yapılarak, kesin rapora göre yaralanmanın 89/1. madde kapsamında kalması halinde ise fiil ve failin tespiti bakımından meydana gelen zararın aldırılacak bilirkişi raporu ile hangi tarih itibariyle ortaya çıktığının tespiti ile yaralanmanın aynı maddenin 2 veya 3. fıkralarına göre nitelikli olması halinde soruşturmanın şikayete bağlı olup olmadığının belirlenmesi için olayda bilinçli taksir bulunup bulunmadığının araştırılması gerekeceği gözetilmeden yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarnca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 28/10/2020 gün ve 94660652-105-34-14907-2020-KYB sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/11/2020 gün ve 2020/97362 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla; Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Taksirle yaralama suçu TCK'nın 89. maddesinde hükme bağlanmış olup, aynı maddenin 5. fıkrası gereğince, 1. fıkrası kapsamı dışında bulunan bilinçli taksir hali hariç şikayete tabi olduğu ve şikayet süresinin fiilin ve failin öğrenilmesinden itibaren 6 aylık süre içerisinde kullanılması gerektiği ancak müştekinin bu süre içerisinde şikayet hakkını kullanmadığı gerekçesi ile takipsizlik verilmiş ve takipsizlik kararına yapılan itirazın da reddedilmiş olduğu anlaşılmakla,Müşteki vekilinin dilekçesinde belirtilen ameliyatları yapan şüpheli doktorun anılan ameliyatları yapmaya yetkisinin bulunup bulunmadığı öncelikle araştırılarak, sonuca göre şüpheli doktorun anılan ameliyatları yapma yetkisinin bulunmadığının tespit edilmesi halinde yine müşteki vekilinin dilekçesinde belirtilen yaralanmaların niteliğinin Adli Tıp İhtisas Kurumunun ilgili dairesinden alınacak bir rapor ile tespit edilip, bahsedilen yaralanmaların nitekli yaralanma kapsamında olduğunun belirtilmesi halinde, şüpheli doktorun yetkisi dışında ve ehil olmadığı ameliyatları yaparak nitelikli yaralanmaya neden olması durumunda bilinçli taksir koşullarından söz edilebileceği ve TCK’nın 89/5. maddesi gereğince anılan olayda şikayet süresinin dolmasından bahsedilemeyeceği değerlendirilmekle,Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 20/02/2020 tarihli ve 2020/34428 soruşturma, 2020/21638 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 20/05/2020 tarihli ve 2020/2375 degişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.04.20121 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!