11. Ceza Dairesi 2022/35 E. , 2022/966 K.RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK SUÇUNUN HUKUKİ KONUSUNUN KAMU GÖVENİ OLDUĞU
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 01.11.2021 tarih ve 2021/3217 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 17.12.2021 tarih ve KYB-2021/134269 sayılı ihbarname ile; Resmi belgede sahtecilik suçundan sanık M. Ç., 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 204/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 6 kez 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.10.2010 tarihli ve 2009/516 esas, 2010/661 sayılı kararının 07.07.2011 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 30.03.2015 tarihinde kasıtlı suç işlemesi nedeniyle hükmün açıklanmasına ve 5237 sayılı Kanun'un 204/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 6 kez 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.05.2017 tarihli ve 2016/563 esas, 2017/358 sayılı kararının "Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 22.04.2014 tarihli 2013/11- 397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, 5237 sayılı Kanun'un “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulün etkilenmeyeceği de göz önüne alınarak, sanığın eylemlerinin ayrı suçlara vücut vermediği, bir suç işleme kararının icrası kapsamında zincirleme biçimde işlendiği gözetilmeden, sanığın 6 kez resmi belgede sahtecilik suçundan mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Suça konu 6 farklı araca ilişkin sahte muayene tarihleri 29.12.2008 olarak trafik belgelerine yazılmış ise de; talep dışı sanıklardan A. Ö. 25.02.2009 tarihinde alınan ifadesinde, R. A. Y. ve N. M. ait araç ruhsatlarını, 23.02.2009 tarihinde sanık M. Ç. gönderdiğini ve ertesi gün teslim aldığını; M. O., O. Ö. ve M. K. ifadelerinde ise, araç ruhsatlarını 2009 yılının Ocak ayında verdiklerini ve birkaç gün sonra muayene işlemi yapılmış bir şekilde teslim aldıklarını söylemeleri ile Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 24.09.2009 tarih ve 2009/22207 Esas sayılı iddianamesinde, atılı suçların 2009 yılının Ocak ve Şubat aylarında işlendiğinin belirtilmesi karşısında, sahte muayene işlemlerinin farklı zamanlarda gerçekleştirildiği, ancak; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.04.2014 tarihli 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK'nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulün etkilenmeyeceği de göz önüne alınarak, sanığın eylemlerinin ayrı suçlara vücut vermediği, bir suç işleme kararının icrası kapsamında zincirleme biçimde işlendiği anlaşılmakla; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.05.2017 tarihli 2016/563 Esas ve 2017/358 Karar sayılı mahkûmiyet hükümlerinin CMK'nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA; bozma nedenine göre aynı maddenin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca karar verilmesi mümkün görüldüğünden, mahkemenin takdiri de gözetilerek; sanığın eylemine uyan “resmi belgede sahtecilik“ suçundan TCK‘nin 204/1. maddesi gereğince takdiren 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık eylemini zincirleme biçimde gerçekleştirdiğinden TCK'nin 43/1. maddesi uyarınca cezası 1/2 oranında artırılarak 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK'nin 62. maddesi uyarınca sanığın cezasından 1/6 indirim yapılarak, neticeten 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, diğer hususların yerinde bırakılmasına, infazın bu miktar üzerinden gerçekleştirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 24.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!