WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 11. CEZA DAIRESI (KYB)

11. Ceza Dairesi         2021/41579 E.  ,  2022/2071 K.EKSIK SORUŞTURMA NETICESINDE KOVUŞTURNMAYA YER OLDAĞINA KARAR VERILMESITÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) DOLANDIRICILIK
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 12.08.2021 tarih ve 2020/16213 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 29.09.2021 tarih ve KYB-2021/106561 sayılı ihbarname ile;Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından şüpheliler M. T. B. ve R. B. haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/09/2019 tarihli ve 2019/81732 soruşturma, 2019/77503 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliğinin 21/01/2020 tarihli ve 2019/6033 değişik iş sayılı kararının "5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi hâlde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,Dosya kapsamına göre, müşteki vekilinin şikayet dilekçesinde özetle; Öz-B. K. T. O. T. İ. İ. S. T. L. Ş. sahibi olan müştekiler N. B. ve O. B. şirket adına senet imzalama yetkisini de içerir şekilde İstanbul 24. Noterliğinin 18/09/2009 tarihli ve 13370 Yevmiye sayılı vekaletnamesi ile şüpheli M.T. B. şirket adına vekil tayin ettikleri, bu kapsamda şüpheli M. T. B. tarafından şirket adına kendi imzası ile imzalanan 3 adet bononun kardeşi diğer şüpheli R. B. tarafından İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2019/18069 Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden icra takibine koyulduğu, müştekilerin şirket adına şüpheli M. T. B. adına imzalanmış bonolardaki imzaların kendilerine ait olmadığını ve bonolardan haberlerinin olmadığını belirterek şikayetçi oldukları, 10/09/2019 havale tarihli dilekçelerinde şüphelilerin müşteki N. B. kayınbiraderleri olduğunun  açıkça güveninin kötüye kullandıklarının belirtildiği somut olayda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturmaya konu olayda taraflar arasında senetlerin imzalanma tarihinde devam eden bir vekaletname ilişkisinin bulunduğu, vekaletname ile verilen yetkinin kullanımı konusunda taraflar arasında hukuki nitelikte bir ihtilafın bulunduğu, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre vekaletnameye istinaden imzalanan bonoya ilişkin borçtan müştekilerin sorumlu olup olmayacağı hususunun hukuk mahkemeleri tarafından çözülmesi gereken hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, nitekim bu konuda devam eden bir hukuk davasının da bulunduğu, gerçeğe aykırı olarak düzenmiş bir belgenin veya başkasının yerine imzalanmış sahte bir senedin de söz konusu olmadığı, hukuki ihtilaf nedeniyle soruşturmaya konu suçların yasal unsurlarının oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 01/11/2016 tarihli ve 2014/6129 esas, 2016/8220 karar sayılı ilamında da, "... Ltd. Şti. %90 hissedarı katılanın,kardeşi olan sanığa şirket adına işlem yapması için vekalet verdiği ancak Elazığ 1. Noterliğinin ... yevmiye nolu azillamesiyle vekaletten azlettiği,vekaletten azlettikten sonra sanığın, tanıdığı olan sanık İ. A.’ya şirket adına düzenlediği 200.000 TL’lik bonoyu verdiği, şirketten alacağı olmadığı halde sanık İ.’nin senedi icraya koyduğu ve şirkette %5 hissesi olan sanık H. Y.'ye ödeme emrini tebliğ ettirip katılanın borca itiraz etmesini engeleyip takibi kesinleştirdikleri iddia edilen olayda; sanık H. K.'nin araç alımı nedeniyle senedin verildiğini ve senedi ileri tarihli olarak vekalet azledilmeden önce düzenlediğine dair savunmaları ve katılanın hissedarı olduğu şirketin sanık İ. A.'ya herhangi bir borcu olmadığını,sanık İ. A.’nın işçi olarak çalıştığı ve kardeşi olan sanık H. K.'yı azlettikten sonra sanık H.’nin senedi düzenlediğini ifade etmesi karşısında gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; suça konu senedin, hangi borç ilişkisine istinaden hangi zaman aralığında düzenlendiğinin kesin olarak tespit edilerek sonucunda; senet gerçek bir borç ilişkisine dayanılarak vekalet süresi içerisinde verilmiş ise eylemin suç oluşturmayacağı, ancak borç ilişkisinin olmadığının tespit edilmesi halinde; senedin sanık H. K. tarafından azilden önce verilmiş ise sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı TCK.nın 155/2,37 maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu ve bu suça iştiraki, şayet borç ilişkisi olmadan ve azilden sonra senedin düzenlendiği tespit edildiği takdirde de sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı TCK.nın 158/1-d, 35,37 maddesinde düzenlenen kamu kurumunun vasıta olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçuna teşebbüs suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi... BOZULMASINA..." şeklinde belirtildiği üzere; somut olayda, müştekilerin şirketi münferiden temsile yetkili ortakları olduğu, şüphelilerin kardeş oldukları ve müşteki N. ise kayınbiraderi oldukları, şirketi temsile yetkili müdür müşteki N. tarafından şüpheli M. T. B. şirket adına senet düzenleme yetkisini içerir şekilde 18/09/2009 tarihinde vekalet verildiği, şüpheli M.' şirket adına lehtarı M.'in kardeşi şüpheli R. olan düzenleme tarihleri 15/11/2018, 15/01/2019 ve 15/03/2019, bedelleri 800.000,00 Amerikan doları, 850.000,00 Amerikan doları ve 850.000,00 Amerikan doları olan 3 adet bono düzenleyerek, anılan bonoların şüpheli R. tarafından 2019 yılında takibe konulduğunun belirtildiği, 3 adet bonodaki toplam miktarın müşteki vekili tarafından yaklaşık 14.000.000,00 Türk lirası olarak belirtildiği, müştekilerin şüpheliler ile herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını ve vekalet verilmesi akabinde senet düzenleme yetkisinin ilgili tarihe kadar hiç kullanılmadığını iddia etmeleri ve şüphelilerin kardeş oldukları hususları nazara alınarak, senetteki imzaların ve yazıların müştekilere ve şüphelilere ait olup olmadığının belirlenmesi için imza ve yazı örneklerinin alınarak bilirkişiye gönderilmesi, ayrıca senetlerin gerçek bir borç ilişkisine dayanılarak düzenlenip düzenlenmediğinin tespiti için şirket defter ve kayıtlarının getirtilerek incelenmesi ve müşteki ve şüphelilerin bu konuda beyanlarının alınması sonucu şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
 Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmekle, İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliğinin 21.01.2020 tarihli ve 2019/6033 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 10.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu