11. Ceza Dairesi 2021/41558 E. , 2022/771 K.YARGILANMANIN YENILENMESINE ILIŞKIN HATAYA DÜŞÜLMESITÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) DOLANDIRICILIK
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 13.07.2021 tarih ve 2021/4394 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 23.09.2021 tarih ve KYB-2021/94669 sayılı ihbarname ile;Resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanıklar M. E., O. Ş., F. T. ve M. U. haklarında yapılan yargılama neticesinde, sanıkların beraatine dair İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.06.2014 tarihli ve 2013/452 esas, 2014/222 sayılı kararının, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 24.12.2014 tarihli ve 2014/21605 esas, 2014/22029 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, katılan vekili tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.10.2019 tarihli ve 2013/452 esas, 2014/222 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine dair merci İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/12/2019 tarihli ve 2019/1289 değişik iş sayılı kararının "müştekiye 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde çiçek gönderilerek 2 adet imzanın alındığı, imzaların ilkinin kefili sanık O. Ş. olan 01.04.2009 vadeli, 14.02.2009 düzenleme tarihli, 115.000,00 Türk lirası tutarlı, alacaklısı Fahriye Tavuş olan senet üzerinde kullanıldığı, diğer ikinci imza ile "ibra ve feragatname" adlı belgenin düzenlendiği, imzaların sanık Muhammet Uslucan tarafından alındığının iddia edildiği, iddia konusu imzalar kullanılarak üretilmiş olan belgelerden "ibra ve feragatname" başlıklı evrak hakkında yargılamanın İzmir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/580 esas, 2015/100 karar sayılı dosyasında yapıldığı, diğer ikinci imzaya ait senet üzerindeki yargılamanın ise İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/452 esas sayılı dosyasında gerçekleştirildiği, senedin lehtarının sanık F. T. olduğunun tespit edildiği, İzmir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/580 esas 2015/100 karar sayılı dosyasında yapılan yargılamada ve İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/452 esas, 2014/222 karar sayılı dosyasında sanıklar hakkında beraat kararı verildiği ancak bu yargılamalar devam ederken sanıkların dahil olduğu 30 kişinin örgütlü şekilde ve anılan dosyalara benzer şekilde 24 farklı şahsa karşı kargo yetkilisi kılığına girip açığa imza attırmak ve attırılan bu imzalardan senet oluşturarak imza sahiplerini borçlandırarak dolandırıcılık suçu işlediklerine dair haklarında iddianame düzenlendiği, İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/158 esas, 2021/69 karar sayılı dosyasının İzmir Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf incelemesinde olduğu, Müştekinin imzasının bulunduğu iki belgeden biri olan 'feragat ve ibraname '' başlıklı belgenin yargılamasının yapıldığı İzmir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/580 esas, 2015/100 sayılı kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesince "..Senedi icraya koyan avukat hakkında yapılan soruşturmanın ve açılan davanın akıbetinin beklenmesi, yine senette sahte adrese çıkartılan tebligatı yalan beyanla tebliği alan sanığın yargılandığı davanın neticesinin beklenmesi, yine sanıklar hakkında başkaca açılmış davaların görüldüğü dava ile birleştirilerek oradan çıkacak sonuca göre karar verilmesi'' gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, bozma üzerine yapılan yargılamada bu dosyaya konu ''feragatname ve ibraname'' belgenin sahte olarak üretildiği sabit olduğu gerekçesiyle sanık M. E. hakkında mahkumiyete dair hüküm kurulduğu, müştekiye sahte imzayı attırdığı iddia edilen M. U. aynı yöntemle senet tanzim etmeye çalışırken suçüstü yakalanması nedeniyle yapılan yargılamada hakkında İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/343 esas, 2016/295 karar sayılı dosyasında mahkumiyetine karar verildiği, sanığın Ödemiş 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/100 esas, 2016/156 karar sayılı dosyasında da resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından mahkum olduğu, kararın Yargıtay incelemesi sonucu kesinleştiği, İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/452 esas sayılı dosyasına konu senedin sahte bir adrese tebliğe çıkarılmasını ve kesinleştirmesini bilinçli olarak sağlayan takip alacaklısı vekili avukatın bu eylemi nedeniyle görevi kötüye kullanmak suçundan İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/159 esas, 2021/69 karar sayılı dosyasında mahkum olduğu, İzmir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/580 esas, 2015/100 karar sayılı dosyasına konu "İbra ve feragatname" adlı belgenin iptaline dair İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/256 esas, 2020/298 sayılı kararının verildiği, anılan karara karşı istinaf başvurusu üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 09.04.2021 tarihli ve 2021/445 esas, 2021/585 sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik hüküm kurulduğu, sanıkların mahkumiyetine konu anılan dosyaların İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/452 esas sayılı dosyasındaki yargılama ile bağlantılı olduğu, sanıkların ilgili dosyalarda yeni beyan ve ikrarlarının bulunduğunun iddia edildiği, müştekinin imzasının bulunduğu iki belgeden biri olan '' feragatname ve ibraname'' başlıklı resmi evrakın iptaline karar verildiği, sanıkların benzer dosyalarda mahkum olduğu ve birçok farklı dosyadaki müştekilere karşı eylemlerin aynı mahiyette olduğu anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK’nın 311/1-e maddesinde yer alan; “Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa” şeklindeki düzenleme uyarınca kesinleşen hükümden sonra ortaya çıkan ve yukarıda bahsedildiği gibi yargılamanın yenilenmesi talebinde belirtilen iddiaların diğer deliller ile birlikte değerlendirildiğinde, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311/1-e maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi sebebi olabileceği nazara alınarak, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule şayan olduğuna karar verildikten sonra sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,Dosya incelendi, gereği görüşüldü:Dosya kapsamına göre; müştekiye 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde çiçek gönderilerek aynı anda alınan iki adet imzasının senet ve feragatname haline getirildiği, dosyamızın konusunun alacaklısı F., borçlusu P., kefili O. olan 14.02.2009 tanzim, 01.04.2009 tarihli 115.000 TL 'lik sahte senedin kullanılıp usulsüz tebliğ ile kesinleşen icra takibi neticesinde müştekinin taşınmazına haciz konulması olduğunun iddia olunduğu olayda, müştekinin beyanında; yaptığı araştırma sonucu bu senedi arasında hukuk ve ceza davaları bulunan eski sevgilisi M., M. ortağı O. ve tanıdıkları F.n iş birliği içerisinde hazırladıklarını, M.simli sanığın diğer sanıklarla ortak hareket ettiğini ve çiçekçi olmadığı halde çiçek getirerek imzasını aldığını, bu durumu çiçekçinin kameralarından tespit ettiğini, sanıkların birbiriyle irtibat halinde olduğunu belirterek iştirak halinde nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından şikayetçi olduğunu belirttiği, mahkeme tarafından 2012 yılında imzanın müştekiye ait olması ve adli tıp kurumu raporuna göre bilgisayar yazısının sonradan ya da önceden oluşturulup oluşturulmadığı konusunda bir netlik bulunmadığından bahisle sanıklar hakkında oy çokluğu ile beraat kararı verildiği,Akabinde 01.10.2013 tarihinde Yargıtay 15. Ceza Dairesi tarafından; suça konu senette alacaklı görünen sanık F. savunmasında geçen annesinin dinlenmesi ve senetteki bilgisayar yazısının imzanın üstüne sonradan yerleştirilme ihtimalinin bulunup bulunmadığı hususunda adli tıp kurumundan rapor alınması gerektiğinden bahisle kararın bozulduğu, bu eksiklikler tamamlanırken müştekinin de haricen araştırmalarına devam ettiği ve sanıklar hakkında benzer türden eylemleri sebebiyle derdest bulunan dosyaları da mahkemesine bildirdiği, mahkeme tarafından bu dosyalardan bir kısmı getirilip dosya arasına alınmakla birlikte gerekçeli kararda yalnızca yargıtay bozma ilamındaki hususlar değerlendirilerek 2014 yılı haziran ayında yeniden beraat kararı verildiği, bu kararın da temyiz edilmesi üzerine 24.12.2014 tarihinde Yargıtay 15. Ceza Dairesi tarafından onandığı,Diğer taraftan; aynı anda alınan ikinci imzanın kullanıldığı ''ibraname ve feragatnamedir'' yazılı belgenin ise sanık M. akrabasına yönelik müştekinin açtığı alacak davasında sunulduğu ve içeriğinin müştekinin, sanık M. ve yakınlarına yönelik açtığı hukuki ve cezai davalardan vazgeçtiğine ilişkin olduğu, oysa ki müştekinin bu belgedeki imzanın da kendisine ait olmadığını, hatta belgenin düzenleme tarihinde dahi sanıkla ilgili ifade vermek için adliyede olduğunu belirttiği ve şikayetçi olduğu, bu dosyada sanık hakkında verilen beraat kararının 09.07.2013 tarihinde Yargıtay 11. Ceza Dairesince; ''sanık M. kargocu kılığında suçüstü yakalanarak yargılandığı, ayrıca sanıkların avukat Ö. karşı işledikleri benzer nitelikteki dosyaların da incelenmesi, sanıkların genelde avukatlığını üstlenen Y. U. hakkındaki irtibatlı dosyanın da incelenmesi, sanık M. ile M.n irtibatının tespit edilmesi '' hususlarında bozma kararı verildiği, sonrasında sanık M. 2015 yılında '' ibraname ve feragatnamedir'' şeklindeki 05.03.2010 tarihli sahte oluşturulmuş belge sebebiyle mahkumiyetine karar verildiği, bahse konu bu kararın 2018 yılında Yargıtayca onanarak kesinleştiği, yine aynı eyleme iştirakten M. de bir başka dosya üzerinden yargılaması yapılarak mahkumiyetine karar verildiği ve bu dosyanın da Yargıtayca 2018 yılında onanarak kesinleştiği, söz konusu ibraname ve feragatname belgesinin İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/256 Esas ve 2020/298 Karar sayılı kararı ile 2020 yılında iptal edildiği, bu kararın istinaf incelemesinin 2021 yılında yapılarak esastan ret kararı ile kesinleştiği, İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinde sanıklar hakkında başka müştekilere karşı işledikleri benzer nitelikteki eylemleri sebebiyle örgütlü şekilde hareket ettiklerinden bahisle yargılama yürütüldüğü , suça konu senetle ilgili müşteki aleyhine yürütülen icra takibi sırasında ödeme emrini usulsüz olarak tebliğ alan sanık Orhan hakkında Tebligat Kanunu'na muhalafetten mahkumiyet kararı verildiği, sanıkların avukatlığını üstlenen Y. U. müşteki P. Z. yönelik eylemi sebebiyle soruşturma usulünün farklı olmasından dolayı sonradan açılan ve İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava ile birleştirilen iş bu yargılamada da adı geçen avukat hakkında sanıkların müştekiye karşı işledikleri eylemle irtibatlı olarak görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet hükmü tesis edildiği ,bu dosyadan 2021 yılında kurulan hükümlerin istinaf incelemesinden geçtiği ve müştekinin dosyaya sunduğu 10.01.2022 havale tarihli evraka göre O. hakkında Tebligat Kanunu'na muhalefetten mahkumiyete dair düzeltilerek esastan ret kararı verildiği, avukat Y.ise ölmesi nedeniyle hakkındaki davanın düşmesine karar verildiği, yine sanıkların müşteki O. benzer şekilde imza alıp senet düzenlemeleri sebebiyle Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandıkları ve mahkumiyetlerine karar verildiği .bahse konu bu kararın da Yargıtay denetiminden geçerek 2021 yılında kesinleştiği, M. kargocu kılığında suç üstü yakalanması ile ilgili İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesince yürütülen yargılama sonunda da adı geçen sanığın mahkumiyetine karar verildiği ve bu hükmün de Yargıtay denetiminden geçerek 2016 yılında kesinleştiği, sanık Mehmet'in çalışanı olan H. isimli şahıs hakkında yalan tanıklık yaptığından bahisle 2016 yılında İzmir 10. Asliye Ceza Mahkemesince mahkumiyet hükmü kurulduğu anlaşılmış olup, Müşteki P. Z. 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde çiçek getirilerek alınan imzasını havi senet sebebiyle yürütülen yargılamada iki kez verilen beraat kararları en son 2014 yılında Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş ise de ; 2014 yılından sonra yukarıda safahatı özetlenen sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde aynı metodla farklı müştekilere karşı işledikleri ve mahkumiyetle sonuçlanan kararlar, müştekiden aynı tarihte ve aynı yöntemle alınan imzanın kullanılması suretiyle oluşturulan ''ibraname ve feragatnamedir'' belgesi ile ilgili yapılan yargılamada da bilahare mahkumiyet hükmü tesis edilmesi, özellikle sanıklardan M. suç üstü yakalanması, müştekinin 8 Mart'ta imzasının alındığı gün ve saatte bir kısım sanıklar ve müştekinin bulundukları yerleri ve iletişim kayıtlarını gösteren başka dosyadaki HTS raporları, suça konu senedin tanzim edildiği 14.02.2009 tarihinde müştekinin farklı bir ilde bulunduğunun belirlenmesi dikkate alındığında, müştekinin borçlu bulunduğu senedin de aynı yöntemle sahte oluşturulduğu anlaşılmasına rağmen, bütün bu gerekçelerle yargılamanın yenilenmesine dair talebinin oy çokluğu ile reddine ilişkin İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.10.2019 tarihli, 2013/452 Esas, 2014/222 Karar sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine dair merci İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.12.2019 tarihli 2019/1289 değişik iş sayılı kararının CMK'nın 314/1-a maddesi de nazara alınarak, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 19.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!