Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 1. CEZA DAIRESI (KYB)

1. Ceza Dairesi         2023/3831 E.  ,  2023/3097 K.HUKUKI DEĞERDEN YOKSUN OLAN EK KARARA YÖNELIK KANUN YARARINA BOZMA TALEBINDE BULUNULAMAYACAĞI.TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 86
"İçtihat Metni"Ankara 31. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.12.2015 tarihli ve 2015/956 Esas, 2015/1277 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 10 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın aynı Kanun'un aynı maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca beş yıl süreyle denetime tabi tutulmasına ilişkin kararın 15.01.2016 tarihinde itiraz edilmeden kesinleşmesi üzerine sanık tarafından yapılan 18.01.2021 tarihli ortadan kaldırma talebinin 24.02.2021 tarihli ek karar ile kabulüne ve davanın düşmesine karar verilmesinden sonra sanık tarafından yapılan aynı talebin reddine ilişkin Ankara 31. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.03.2021 tarihli ve 2015/956 Esas, 2015/1277 Karar sayılı ek kararının itiraz edilmeden kesinleştiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 15.03.2023 tarihli ve 2022/16649 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 06.04.2023 tarihli ve KYB-2023/32740 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 06.04.2023 tarihli ve KYB-2023/32740 sayılı kanun yararına bozma isteminin;“Ankara 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.02.2021 tarihli ve 2015/956 Esas, 2015/1277 sayılı ek kararı yönünden, sanık hakkındaki 10.12.2015 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 15.01.2016 tarihinde kesinleşmesiyle birlikte 5 yıllık denetim süresinin başladığı, ancak sanığın bu süre dolmadan 20.08.2019 tarihinde işlemiş olduğu basit tehdit suçundan Emirdağ Asliye Ceza Mahkemesinin 06.09.2021 tarihli ve 2020/629 Esas, 2021/692 sayılı kararı ile cezalandırıldığı anlaşıldığından, düşme kararı verilmesinde isabet görülmemiş ise de, benzer bir duruma ilişkin olarak verilen Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 26.03.2015 tarihli ve 2014/35163 Esas, 2015/25380 Karar sayılı emsal ilâmında da belirtildiği üzere, düşme kararının kanun yararına bozulmasının aleyhe tesir etmeyeceği ve yeniden yargılamayı gerektirmeyeceği gözetilerek yapılan incelemede,Dosya kapsamına göre, sanık H. İ. Ç.'nın 18.01.2021 tarihli dilekçesi ile Ankara 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/956 Esasına kayden görülen kamu davasında hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi dolduğundan bahisle ortadan kaldırılmasına yönelik talebi üzerine, Ankara 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/03/2021 tarihli ek kararı ile sanığın denetim süresi dolmadan hakkında Emirdağ Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/629 Esas sayılı dosya üzerinden basit tehdit suçundan yargılama yapıldığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş ise de, daha önceden adı geçen sanığın talebi üzerine Ankara 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.02.2021 tarihli ek kararı ile kamu davasının ortadan kaldırılarak düşürülmesine karar verildiği gözetilerek, sanığın talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
1. Öğretide olağanüstü temyiz olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü kanun yolunun koşulları ve sonuçları, 5271 sayılı Kanun'un 309 uncu maddesi ile aynı Kanun'un 310 uncu maddesinde düzenlenmiştir. 5271 sayılı Kanun’un, Kanun yararına bozma başlıklı 309 uncu maddesinin inceleme konusu ile ilgili birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan;"(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.
(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir. (3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar."
Şeklindeki düzenlemeler uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddi hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm kanun yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Buna göre hâkim veya mahkemece verilen karar veya hükümlerin kanun yararına bozma konusu yapılabilmesi için, bu karar veya hükmün hukuken geçerli olması ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmesi gerekmektedir.
2. Hâkim veya mahkemenin, kovuşturma aşaması sonucunda verdiği karar ya da hüküm, kanun yolu incelemesi ile ortadan kaldırılmadıkça veya yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulü söz konusu olmadıkça aynı davaya bakma imkânı olmadığı hâlde, mahkemenin, yeniden dosyayı ele alarak verdiği karar ya da hüküm hukuken geçersizdir. Bu hüküm veya karar, kural olarak olağan kanun yolu olan itiraz, istinaf ve temyiz yoluna konu olamayacağı gibi olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma yoluna da konu olamaz.
3. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 27.10.2009 tarihli ve 2009/206 Esas, 2009/250 Karar sayılı kararında; "...Hukuken geçerli olmayan karar ve hükümlere karşı yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulması olanaklı olmadığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının bu nedenlerle kabulü ile Özel Daire kararının kaldırılmasına ve Adalet Bakanlığının yasa yararına bozma isteminin bu nedenlerle reddine karar verilmesi” gerektiği kabul edilmiştir.
4. Bu açıklamalar ışığında inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde; Ankara 31. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.12.2015 tarihli ve 2015/956 Esas, 2015/1277 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 10 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Sanığın talebi üzerine aynı Mahkemenin 24.02.2021 tarihli ek kararı ile sanığın talebinin kabulüne ve 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin onuncu fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ortadan kaldırılmasına ve açılan davanın düşmesine karar verildiği, bu karar istinaf edilmeden kesinleştiği hâlde aynı Mahkemenin 16.03.2021 tarihli ek kararı ile aynı konudaki talebin sanığın denetim süresi içerisinde suç işlemiş olduğu gerekçesiyle reddine karar verildiği belirlenmekle anılan ikinci ek kararın hukukî değerden yoksun bulunduğu belirlenmiştir.
Hukuken varlık kazanmayan bir kararın kanun yararına bozma istemine konu edilmesi olanaklı değil ise de mevzuatta hukuken geçersiz nitelikteki kararların kendiliğinden yok sayılmasını düzenleyen bir hüküm de bulunmadığından hukuken geçersiz olan kararlar, olağan veya olağanüstü kanun yolları vasıtasıyla, hukuken geçersiz olduklarına ilişkin bir tespit yapılmadıkça şeklen varlığını koruyacaktır.
5. Yukarıda (3) numaralı paragrafta zikredilen YCGK, 2009/206 Esas, 2009/250 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere hukukî değerden yoksun bulunan inceleme konusu kararın kanun yararına bozma talebine konu edilemeyeceği belirlenmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.05.2023 tarihinde karar verildi.

UYAP Entegrasyonu