1. Ceza Dairesi 2021/11587 E. , 2021/13765 K.TEBLIGAT KANUNU 39 GEREĞI AYNI DAVADA HASIM OLANA TEBLIGAT GEÇERSIZDIRTÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) KASTEN YARALAMA
"İçtihat Metni"Kasten yaralama suçundan sanık T. U. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-a, 62 ve 52. maddeleri gereğince 3.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Çivril Asliye Ceza Mahkemesinin 11.09.2018 tarihli ve 2018/262 Esas, 2018/785 Karar sayılı kararının 26.10.2018 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 29.01.2019-24.12.2018 tarihlerinde işlediği kasıtlı suçlardan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Kanun'un 86/2, 86/3-a, 62 ve 52. maddeleri gereğince 3.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Çivril Asliye Ceza Mahkemesinin 10.03.2020 tarihli ve 2020/42 Esas, 2020/167 Karar sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 08.06.2021 tarihli ve 2021/1092 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.06.2021 tarihli ve 2021/79119 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi. Mezkur ihbarnamede; Çivril Asliye Ceza Mahkemesinin 10.03.2020 tarihli kararının sanık tarafından istinaf edilmesi üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin 08.10.2020 tarihli ve 2020/2486 Esas, 2020/3075 sayılı Kararı ile Çivril Asliye Ceza Mahkemesinin 11.09.2018 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararının sanığa tebliğinin usulsüz olduğundan bahisle usulüne uygun kesinleşmediği cihetle, trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokmak suçundan verilen 4 ay 5 gün hapis cezasına ilişkin hükmün açıklanmasına yönelik 10.03.2020 tarihli hükmün ortadan kaldırılmasına ve açıklanması geri bırakılan hükmün usulsüz tebligat nedeniyle henüz kesinleşmediği ve buna göre yasal şartları oluşmadığından hükmün açıklanmasına yer olmadığına, kasten yaralama suçundan 3.000,00 Türk lirası adli para cezası verilmesine ilişkin hükmün açıklanmasına yönelik ise 26.10.2018 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın usulüne uygun kesinleşmediğinin ve bu itibarla 10.03.2020 tarihli hükmün açıklanmasına ilişkin kesin olarak verilen hüküm yönünden kanun yararına bozma yoluna gidilebileceğine ilişkin karar verilmesi üzerine yapılan incelemede; Dosya kapsamına göre, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun "Tebellüğ edecek şahsın hasım olması" başlıklı 39. maddesinin; "Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz." şeklinde olmasına rağmen, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın sanığın annesi olan mağdur Ümmü Ulu imzasına tebliğ edildiği anlaşılmakla, sanık adına çıkartılan tebligatın usulüne uygun olmamasından dolayı kararın kesinleşmediği ve denetim süresinin başlamayacağı, bu nedenle denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlendiğinden söz edilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
7201 sayılı Kanun’un 39. maddesinde; “Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre tebliğ yapılan şahsın, muhatapla arasında husumet bulunması halinde, bu kişi muhatapla birlikte oturuyor ve reşit olsa bile kendisine yapılan tebligat hukuken geçersiz niteliktedir. İncelenen dosyada; sanığın yokluğunda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın, sanık hakkında kovuşturmaya konu olayda arasında ihtilaf bulunan annesine tebliğ edilmiş olması nedeniyle yapılan tebligat usulüne uygun değildir. Böylece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmesi usulüne uygun olmadığından hükmün açıklanmasına karar verilmesi isabetsizdir. Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden Çivril Asliye Ceza Mahkemesinin 10.03.2020 tarihli ve 2020/42 Esas, 2020/167 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.11.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!