WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL ANADOLU 8. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2024/550 Esas
KARAR NO:2024/792
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 29/07/2024
KARAR TARİHİ: 16/10/2024

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; -------- geçici 7. maddesine göre -----tarihinde münfesih olduğunu, şirketin hukuksal varlığına son verildiğini, müvekkili banka ile ---------- istinaden borçlu şirkete krediler kullandırıldığını, kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine hesap kat ihtarnamesi çekildiğini, hesabın katı üzerine ------------ı dosyaları ile icra takibine geçildiğini, ------ münfesih olmasının şekli bir işlem olup gerçeği yansıtmadığını,müvekkilinin davalı şirketten alacağının devam etmekte olduğunu, bildirilen derdest icra dosyalarından işlemlere devam edildiğini, --------tarihinde münfesih olmasının müvekkili tarafından dava tarihine yakın bir zamanda öğrenildiği, hakkında icra takipleri bulunan ------ kanun ve yasaya açıkça aykırı olarak terkin edildiğini ve şirketin münfesih olduğunun açık olduğu, bu sebeple borçlu şirketten davacı bankanın hak ve alacaklarının tahsili amacıyla borçlu şirketin ek tasfiye yapılmak üzere yeniden ------tescil edilip 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 26.06.2012 tarihli ve 6335 sayılı Kanun'un 38. maddesiyle eklenen geçici 7. madde gereği şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı ----- vekili cevap dilekçesinde özetle; -----numarası ile kayıtlı bulunan --------- yapılan incelemede, şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile 30.12.2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve ------Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi kapsamında; "Şirketin sermayesinin yasal tutar altında kalması" gerekçesiyle resen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından ------ tarihinde sicil kaydının resen terkin edildiğinin anlaşıldığını, ayrıca şirketin davacı ya da davalı sıfatıyla sürmekte olan davasının bulunması halinde, buna ilişkin yazılı beyanı----vermesi gerektiğini, davalının -------- söz konusu şirkete, belirtilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi halinde söz konusu şirketin unvanının ticaret sicilinden silineceğini, şirkete ait malvarlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceğini ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulmuş olsa da bu ihtara rağmen davalı şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, diğer yandan ilanın da, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu geçici madde 7/f.4-a’da, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat hükümleri yerine geçtiği hükme bağlandığından; müvekkili tarafından davaya konu şirkete yapılan ihtarın (bildirimin), dava konusu şirketin eline ulaşmadığı bir an için kabul edilse dahi, müvekkilin re’sen terkine ilişkin prosedürde bir eksik işlem yaptığından bahsetmenin mümkün olamayacağını, söz konusu şirketin ihyası istenmekte ise de bu işlemin madde hükmünde de belirtildiği üzere ancak bu hususta mahkemeye başvurulmak suretiyle gerçekleştirilmesi gerektiğini, davalı şirketin ticaret sicilinden re'sen terkin edildiği sırada hakkında derdest bir davası bulunsa dahi bu hususun başlı başına müvekkilinin kusurlu olduğu ve davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden bahsedilmesi için yetersiz olduğunun, davalının davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekalet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını, yasal hasım konumunda olan davalı ------, şirketin terkin işlemlerinin yapıldığı tarihte, şirket hakkındaki derdest davadan haberdar olduğunun ve bu hususta bilgilendirildiğine dair dosyaya bir delil sunulmadığını, ------gönderilen yazı cevabında, şirketin muamele adresine gönderilen tebligatın ---- tarihinde tanınmaması nedeniyle iade edildiğini, aynı şekilde şirketin yetkilisi adına çıkarılan tebligatın da ---- tarihinde adreste tanınmaması nedeniyle iade edildiğini, şirketin terkin edileceğinin ------ilan edildiğini, bu durumda terkin öncesi şirkete ilişkin işlemlerin yapılması için şirket ve yetkilisine usulüne uygun şekilde tebligat gönderildiğini ve ---------yasadan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, terkin işleminin usulsüzlüğüne dair başkaca bir sebep ve delil de ileri sürülmediğini, yasal hasım konumunda olan ve davanın açılmasına sebebiyet vermediği anlaşılan müvekkilinin yargılama giderlerine mahkum edilmemesi yönünde karar verilmesini talep ettiğini,----tarihinde Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren 7511 sayılı Türk Ticaret Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun konuyla ilgili 16. maddesi gereğince de, davalı müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibari ile 6102 sayılı Yasa'nın Geçici 7.maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir. Dilekçeler aşaması tamamlanmış, mahkememizin----- günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenerek uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilmiştir. İhyası talep edilen şirketin sicil dosyası getirtilmiş, şirketin merkezinin mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığı, ------- tarafından şirketin 6103 sayılı Kanunun 20.maddesi gereği sermayesini artırmadığından 6102 sayılı TTK'nın geçici 7.maddesi ile 30.12.2012 tarih 28513 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Münfesih Olmasına ve Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ'in 5.maddesinin 4.bendine göre resen terkin kapsamına alınarak, ihtar ve ilan prosedürlerinin tamamlanmasının ardından, 07/07/2014 tarihinde resen terkin edildiği anlaşılmıştır.6102 Sayılı TTK'nun geçici 7. maddesinin 15. fıkrası son cümlesi uyarınca, şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplerle dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler hükmü, -------- tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 26/6/2012 tarihli ve 6335 sayılı Kanun’un 38. maddesiyle eklenen geçici 7. maddenin (15) numaralı fıkrasının beşinci cümlesinde yer alan “...silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.Eldeki dava ihyası istenen şirketin sicilden re'sen terkin edildiği tarihten itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açılmış olup davanın açıldığı tarihte anılan madde uyarınca dava açma süresi dolmuş ise de, --------6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 26/6/2012 tarihli ve 6335 sayılı Kanun’un 38. maddesiyle eklenen geçici 7. maddenin (15) numaralı fıkrasının beşinci cümlesinde yer alan “...silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği anlaşıldığından hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanması mümkün görülmemiştir ------
---------- sayılı takip dosyalarının davacı tarafından ihyası talep edilen şirket aleyhine başlatılan takipler olduğu anlaşılmış, dava dilekçesinde bildirilen ------- takip dosyasında ihyası talep edilen şirketin taraf olmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinden sorulduğunda ---- sayılı takip dosyasının sehven bildirildiği beyan edilmiştir.6102 Sayılı TTK'nın Geçici 7. maddesinde anonim ve limited şirketlerin hangi şartlarda sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca 1.7.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre anonim şirketler, 559 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 Sayılı TTK'nın yürürlük tarihinden önce veya 1.7.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, TTK'nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması sebebiyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Anılan maddenin 4. fıkrasına göre; ---- kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ------ kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere ---aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re'sen silinir.
Yapılan yargılama toplanan deliller bir arada değerlendirildiğinde davacı yanın talebinin sınırlı ihyaya yönelik olduğu, davacının takip dosyalarında işlemlere devam edebilmek için şirketin ihyasına karar verilmesini talep ettiği, bu durumda şirketin söz konusu işlemler yönünden ihyasının gerektiği ve tasfiye işlemleri için de şirkete tasfiye memuru atanması gerektiği, davacı tarafça davalı -------- işlemlerinin usulsüz olduğunun ileri sürülmediği,------ dava açılmasına sebebiyet vermediği bu yüzden yargılama gideri ve vekalet ücretinden de sorumlu tutulamayacağı sonucuna varılmış, davanın -----yönünden kabulüne, Sicilin ------ numarasında kayıtlı iken resen terkin edilen --------takip dosyalarında yürütülen işlemlerle sınırlı olarak geçici ihyasına, şirketin ticari siciline tesciline, ek tasfiye işlemlerini yapmak üzere resen şirketin önceki yetkilisi ------ tasfiye memuru olarak tayinine, şirket yetkilisi olduğundan ücret takdirine yer olmadığına, kararın Ticaret Sicilinde tescil ve ilanına karar verilmiştir.Davacı tarafça dava dilekçesinde ihyası istenen şirkette taraf olarak gösterilmiş ise de davalı şirket sicilden terkin edildiğinden tüzel kişiliği son bulmuş ve davalı olarak davada taraf olma ehliyeti bulunmadığından bu davalı yönünden davanın davalının taraf ehliyeti bulunmadığından usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-1-Davanın --------yönünden kabulüne, ----- sicil numarasında kayıtlı iken resen terkin edilen, ---------sayılı takip dosyalarında yürütülen işlemlerle sınırlı olarak geçici ihyasına, şirketin -------- tesciline,
Ek tasfiye işlemlerini yapmak üzere resen şirketin önceki yetkilisi ------ tasfiye memuru olarak tayinine, şirket yetkilisi olduğundan ücret takdirine yer olmadığına,
Kararın ----- tescil ve ilanına,
2-Davalı ------ aleyhine açılan davanın taraf ehliyeti yokluğundan usulden reddine,
3-Karar harcı peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/10/2024

UYAP Entegrasyonu