T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2024/11 Esas
KARAR NO: 2024/814
DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ: 04/01/2024
KARAR TARİHİ: 06/11/2024
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili 04/01/2024 tarihli dava dilekçesinde özetle, davalılardan --------, müvekkili ---------- ile --------- Şirketi ortağı olduğunu, iki ortaklı bu şirkette davalının münferiden temsile yetkisini kötüye kullanarak, müvekkilin rızası ve bilgisi olmadan, şirket hesaplarını boşalttığını ve zimmetine para aktardığını, yapılacak inceleme ve araştırmalar neticesinde tespit edilecek hususların yanı sıra ekte sunulan dekontlardan da anlaşıldığı üzere yakınlarına, şirketin ---------- İban numaralı şirket hesabından; Oğlu --------- ---------- iban nolu hesabına ''günlük çalışan ödemesi'' adı altında 50.000 TL (EK:2-12/10/2023 tarihli dekont), Kızı ----------- ---------- iban nolu hesabına "gıda harcaması'' adı altında 399.000.00 TL(EK:3-05/10/2023 tarihli dekont) ve Kendi ---------- hesabına ''ekmek ve ilave harcamalar'' açıklaması ile 6.000.00 TL (EK:4-12/10/2023 tarihli dekont) para transfer işlemi ile şirket yetkisini kötüye kullanma yoluyla muavazalı ödemelerde bulunarak şirket hesaplarını boşalttığını, ayrıca şirkete ait olan ------------ plakalı --------- aracı ekte sunulan satış sözleşmesinde görüleceği üzere sattığı ve satış sonucu elde ettiği parayı şirket hesabına aktarmadığının tespit edildiğini, tespit edilen usulsüzlükler sonucunda aşağıda detaylıca izah edecekleri nedenlerle işbu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, A) Davalının Kanun Ve Esas Sözleşmeye Aykırı Hareket Etmesi : Temsilcinin Temsil Yetkisini Kötüye Kullanması; Temsilci, temsil olunan adına hareket ettiğinden, bir hukukî işlemi yaparken temsil olunanın menfaatine davranması gerektiğini, şayet temsilci, temsil olunanın menfaatine hareket etmiyorsa, açıkça temsil yetkisini kötüye kullandığını, temsilcinin yetkisini kötüye kullanmasının genellikle iki şekilde gerçekleştiğini, bunlardan ilkinin hileli anlaşma, diğerinin ise temsil yetkisinin temsil olunanın menfaatine aykırı kullanılması olduğunu, hileli anlaşma, temsilci ile üçüncü kişinin temsil olunanın aleyhinde anlaşarak hukukî işlem gerçekleştirmeleri olduğunu, buna karşılık, hileli anlaşmaya oranla daha hafif nitelikler taşıyan ikinci bir kötüye kullanma hali olduğunu, gerçekten de, ikinci durumda temsilci bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde temsil yetkisini temsil olunanın menfaatlerine açıkça ters düşen bir biçimde kullandığını, böyle bir halde temsilcinin kusurlu (kasten veya ihmalen) hareket etmiş olması önemli olmadığını, konuyla alakalı olarak ----------“Temsil yetkisinin kötüye kullanılmasından söz edebilmek için birin koşul temsilcinin temsil yetkisinin bulunmasına ilişkindir. İkinci koşul ise, dış temsil yetkisinin temsilci tarafından temsil olunan irade beyanına ve çıkarına aykırı biçimde kullanılmasıdır. Üçüncü koşul, temsilin yapıldığı üçüncü kişinin M.K. 3. maddesi anlamında iyi inançlı olmasıdır. Eğer temsilci yetkisini kötüye kullanmış olup da üçüncü kişi temsil yetkisinin kötüye kullanıldığını bilir ya da bilmesi gerekir ise M.K. 2. Fıkra 2 anlamında hakkın kötüye kullanılması söz konusu olur.”. Davalılardan ------------, resmi belgelere dayandırmadığı, kişisel çıkarları sebebi ile diğer şüpheli oğlu ---------- ------------ iban numaralı hesabına 50.000.00 TL aktarmıştır. Şirketten para kaçırma saiki ile yine haksız ve mesnetsiz bir şekilde (EK:6-05/10/2023 tarihli dekont) 05/10/2023 tarihinde ----------- İban numaralı şirket hesabına -----------Ş tarafından yatırılan 398.695,00 TL'yi hemen aynı gün; ''Gıda harcaması'' açıklaması ile kızı --------- ----------- İban numaralı hesabına 399.000.00 TL aktarmıştır. "Ekmek ve ilave harcamalar'' açıklaması ile ---------- ------------ İban numaralı hesabına 6,000,00 TL para transferi yapmıştır. ----------- plakalı şirkete ait ---------- aracın satışını gerçekleştirmiş fakat satış bedelini şirket hesabına aktarmamıştır. Müvekkilinin rıza ve onayı alınmadan yapılan bu para transferlerinin davalı ------------- temsil yetkisini kötüye kullanması sebebi ile oluşan yetkisiz temsil durumu (TBK m. 46-47) kaynaklı olarak yapılan işlem yetki olmaksızın yapılan işlem niteliğinde olduğunu, araç satış bedelinin şirkete aktarılmaması sebebi ile şirket ödemelerinde güçlük çektiğini, bu dönemde şirket kirasını dahi ödemekte güçlük çekmeye başladığını, geciken maaş ve kira bedelleri sebebi ile şirkete ihtar çekildiğini, sebep olduğu finansal sıkıntı ile şirketin varlığını tehlikeye düşüren davalının TTK hukuki sorumluluk başlıklı 11. Bölüm hükümlerine göre ''limited şirket müdürlerinin kanun ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurları nedeni ile ihlal ettiği takdirde hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zararlardan sorumludur.'' maddesi gereği şirketin kira borcu ve bu borcun ödenememesinden doğan faiz ve zararlardan sorumlu olduğunu, bu sorumluluğun TTK madde 562 hükmü kapsamında amme borcundan doğan sorumluluğu sermaye payları oranında iken sorumluluk müdürler için genişletildiğini ve müdürlerin ödenmeyen borçlardan tamamen sorumlu tutulduğunu, davalı tarafın haksız ve hukuksuz iş bu eylemleri nedeniyle şirketin işlemez duruma geldiğini, çalışanların maaşını, vergilerini ve imalathanenin kirasını ödeyemez hale geldiğinin izahtan vareste olduğunu, nitekim şirket imalathanesinin mal sahibi olan ---------- tarafından ------------ İcra Müdürlüğünün ---------- Esas numaralı icra takibiyle (EK:7-Haciz ve tahliye takibi Ödeme Emri) Kira bedeline ilişkin haciz ve tahliye takibine geçtiğini, müvekkili tarafından davalı tarafa, ---------- Noterliğinin 20/10/2023 tarih ve ----------- yevmiye numaralı (EK:8) ihtarını keşide etmiş ancak davalı tarafından herhangi bir olumlu geri dönüş olmadığını, B) Dürüstlük İlkesine Aykırı Hareket Eden Şüphelinin Şirket Yönetiminden Azli: TTK m. 630/2’de haklı sebeplerin varlığı durumunda yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteme hakkı ortaklara verildiğini, bu hakkın herhangi bir oran şartı aranmaksızın, bireysel hak olarak tüm ortaklara tanındığını, bu sebeple, haklı sebeplerin varlığı durumunda müdürün görevden alınması ve yetkilerinin sınırlandırılması davasını açmak vazgeçilmez, sınırlanamaz ve ortağın elinden alınamaz, mutlak nitelikte bir ortaksal hak olduğunu, limited şirkette yönetim ve temsil organı müdürlerdir [6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 623/1]. Müdürler şirket ortaklarından veya üçüncü kişilerden seçilebilir. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (ETK) döneminde müdürün yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılması açısından ortak olan ve olmayan müdür şeklinde ikili bir ayrıma gidilmiştir: Buna göre ortaklara ait yönetim ve temsil yetkilerinin kaldırılması hakkında, kollektifşirkete dair 1611 ve 1622 nci maddeleri uygulanmıştır (ETK m. 543/1); ortak olmayan müdürün ise, genel kurul kararıyla her zaman azlolunabileceği düzenlenmiştir (ETK m. 543/2). TTK’de ise, bu şekilde bir ayrıma gidilmeksizin müdürlerin görevden alınması tek bir maddede düzenlenmiştir. TTK m. 630 bağlamında müdürlerin yönetim ve temsil yetkisi, genel kurul kararıyla veya haklı sebeplerin varlığında ortağın başvurusu üzerine mahkeme kararıyla kaldırılabilir veya sınırlandırılabileceğini, davalının yapmış olduğu ödemelerde müvekkilinin rıza ve onayını almadığını, para aktarılan hesaplar davalının birinci dereceden akrabalarına ait olan hesaplar olduğunu, davalının şirketin değil kendi çıkarını göz önünde tutarak yaptığı bu işlemlerin, şirkete ait aracın satış gelirini kendi hesabına geçirmesi şirket yapılarında temsil ve ilzam yetkilerinin şüphe doğurmayacak şekilde kullanılması gerekliliğine aykırı olduğunu, bu işlemlerin şirkette müdürün hangi işlemlerden sorumlu olduğunun belirlenmesi cezai sorumluluk gerektirecek olası bir eylemin önüne geçilmesine engel teşkil ettiğini, tüm bu işlemler yapılırken müvekkilin gerektiği gibi bilgilendirilmemesi ve şüpheye mahal verecek işlemler TCK m.632 dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, bu sebeple TTK 630/2 anonim şirketlerden farklı olarak limited şirketlerde müdür mahkeme kararı ile azledilebileceği maddesi uyarıca her limited şirket ortağı pay oranı ne olursa olsun temsil yetkisinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını talep edebileceği, bu maddeye dayanarak davalı --------- şirketten azli gerektiğini, davalının yapmış olduğu tüm bu işlemleri kendisine olan güveni ortadan kaldırdığını, bugüne kadar yapmış olduğu ve bundan sonra yapacağı işlemlerin şüphe unsuru taşıdığını, yapmış olduğu işlemlerin şirketi finansal açıdan zora soktuğunu, davalı ------------- para transferinin yapıldığı dönemde şirketin borcu bulunduğunun görüldüğünü, şüphelinin hesabına para geçirdiğinin görüldüğü, şirketin borcu bulunduğu dönemde araç satış bedelinin şirket hesabına aktarılmaması, şirket kayıtlarında satış bedelinin gösterilmemesi ve bunun neticesinde şirkete ihtar çekilmesine kadar varan duruma sebep olduğunu, limited şirket müdürlerini sorumluluk hükümleri anonim şirkete yapılan atıfla düzenleneceği, bu bağlamda işlenen suç ve yapılan ihmalin TTK m 549 sermaye hakkında yanlış bilgi, beyan ve ödeme yetersizliği kapsamında olduğunu, C-) Şirketin Feshi Ve Tasviyesi Yönünden; müvekkilinin, ---------- ---------lokantasının yarı hissesi sahibi olduğunu, bu şirketi diğer ortaklara devredip ortaklıktan ayrıldığını, ---------- müvekkilinin şahsına yemeklerin temini yani catering hizmetinin verilmesi için yapılan teklif üzerine, davalı ile görüşerek, bu işi beraber yapmak, müvekkilinin lokantacılık konusundaki tecrübeleri ile müvekkilinin mutfak ve yemeklerin yapılması işiyle ilgilenmesi, davalı tarafında hesap ve yapılan yemeklerin sevk edilmesi organizasyonuyla ilgilenmesi konusunda mutabık kalarak ----------- Şirketi kurduklarını, bu şirkete catering hizmeti verilen tüm şirketleri, şirketlerin müvekkiline duyulan güven neticesinde temin ettiğini ve iş bağlantılarını yaptığını, müvekkilinin lokanta ve cateringte çalıştığı için hesapları davalı taraf tuttuğunu ve ödemeleri yaptığını, bir süre sonra davalı tarafın kızını ve oğlunu şirkete getirerek çalıştırmaya başladığını, davalı tarafın oğlu ------------ ---------- yaşında, kızı ----------- de ----------- yaşında olduğunu, çocukların bir zaman sonra patronluk yapmaya, herkese racon kesmeye ve hiçbir iş yapmamaya başladığını, personelin bu huzursuz ortamda ve davalının çocuklarının kötü eylemlerine tahammül etmeyip durmadığını ve işlerin aksamaya hatta durma noktasına gelmeye başladığını, bir zaman sonra müvekkilinin bunu dile getirdiğini ve bu sorunun çözülmesini istediğini, davalı tarafında oğlum benim vekilim dediğini sen karışamasın diyerek sorunu derinleştirmeye başladığını, bir müddet sürtüşme devam ettiğini, 2 gün sonra geldiklerinde ise davalının kızı oğlu taşkınlık yaptığını, camlara vurup şirket aracına zarar verdiklerini, müvekkilinin bu şekilde şirketin faaliyetinin sürdürmesinin imkanının bulunmadığını, davalının çocuklarının eylem ve hareketlerinden dolayı personellerin çalışmak istemediğini, işten ayrıldıklarını, yeni personel bulmakta zorlandığını, gelenlerinde bir iki hafta sonra aynı nedenlerle çıktığını, bu nedenle de çalışmanın mümkün olmayacağını beyan edip ortaklıktan ayrılmak istediğini, davalı tarafın da kabul ettiğini, ancak -----------, işlerin aksaması nedeniyle sözleşmeyi ihtar çekerek feshetmesi üzerine, davalı tarafın kabul ettiği müvekkiline 1.500,000,00 TL ödeme ve ------------ plakalı şirkete ait ----------- aracın devrinin müvekkiline yapılması işlemlerini yerine getirmediğini, bu olay sonrası davalı tarafın ilkin ------------- plakalı şirkete ait ------------- aracı sattığını ve parasını şirket hesaplarına aktarmadığını, şirketin hak edişlerinden gelen paraları da oğlu -----------, kızı ---------- ile kendi hesaplarına aktarıp şirketin içini boşaltığını, şirketin ödeme yapması gereken yerlere ödeme yapamadığını, personel maaşlarını ve kirasını ödeyemediğini, ----------- ve vergi gibi ödemelerini yapamadığını, catering sözleşmelerinin feshedildiğini, atıl bir hale geldiğini, ödenemeyen borçlar nedeniyle icra takiplerine maruz kalmış, kira alacağına dayalı takip ve tahliye takipleri yapıldığını, bu aşamadan sonra şirketin idare etmesinin mümkün olmadığını, bu zaman zarfında hesapta olan 182.000,00 TL’yi de davalı tarafın kendi hesabına aktardığını, müvekkilinin neden aktardın diye davalı tarafı aradığını, davalı tarafın telefonu açmadığını, müvekkilinin mesaj attığını, dönmediğini, hesapta alışveriş yapacak para kalmadığından, müvekkilinin kendi kredi kartından çevirmeye çalıştığını, müvekkilinin yaptığı masrafları da davalıya --------- attığını, bu arada ---------- hak edişe istinaden 65.000,00 TL şirket hesabına para yatırdığını, davalı tarafın yine çektiğini, müvekkilininde bir kısım miktarı kendi hesabıma aktarıp ve kendi kartından şirket için harcadığı gıda harcamalarını, personel ve tedarikçilerin ödemelerini vergi sgk faturalar gibi ödemeleri yaptığını, şu an itibari ile şirketin gayri faal durumda ve bir yığın ----------, Vergi, Kira, Personel maaşları ve tedarikçilere olan borçlar bulunmakla ödeyemez hale geldiğini, işbu nedenle davalı tarafından şirket hesaplarından yüklü miktarlarda para çekildiğini ve şirketin zarara uğratıldığını, davalı tarafın hukuka aykırı haksız yapılan işlemlerinin şirketi zarara uğrattığını zira bu işlemle şirketin yegâne kuruluş amacı olan catering hizmetine konu kurulan işletmelerinin bizzat işletilmesi veyahut kiraya verilmesi faaliyetleri ortadan kalktığı gibi ortakların arasındaki güven ilişkisinin tamamen ortadan kalktığı, şirketin amacına ulaşmasının bu aşamadan sonra mümkün olmadığından dolayı şirketin haklı sebeple feshi şartlarının gerçekleştiği, şirketin devamının ekonomik ve rasyonel açıdan mümkün olmadığı, şirketin bu gelinen noktada, davalı tarafın yol açtığı zararın şirkete iade edilerek şirketin fesih ve tasfiye edilmesi gerektiği, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep zarureti hasıl olduğunu, D-) Tazminat Yönünden : Limited şirket, kurucuların, yöneticilerin, yönetim kurulu üyelerinin ve tasfiye memurlarının kanundan doğan yükümlülüklerini ihlal etmeleri nedeniyle zarara uğrayabileceğini, limited şirketin zarara uğraması sonucunda şirket doğrudan zarara uğradığı gibi, şirket ortakları ve alacaklıları da dolaylı olarak zarara uğrayacağını, zarara uğrayan ortaklık veya kişiler zararın doğmasında sorumluluğu olan kişilere başvurabileceğini, Türk Ticaret Kanunu’nun 644. maddesinin yapmış olduğu gönderme ile anonim şirketlere ilişkin sorumluluk hükümlerinin Limited şirketler hakkında da uygulanacağını, Kanunun 553. maddesine göre; Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. Madde hükmü hem doğrudan hem de dolaylı zararın bulunduğu hallerde uygulanır. Doğrudan zarar, yöneticilerin veya müdürlerin kusurlu davranışları nedeniyle şirketin uğramış olduğu zarardır. Dolaylı zarar ise, şirketin uğramış olduğu zarardan şirket ortakları ve alacaklılarının uğramış olduğu zarar olarak ifade edilebilir. Doktrinde de doğrudan ve dolaylı zarar ayrımı bu minvalde yapılmaktadır. Dolaylı zararın söz konusu olduğu hallerde ortaklığın malvarlığı doğrudan zarara uğrar. Bu durumda ortakların katılımının değeri azalır. Alacaklıların da kendi alacakları için başvurabilecekleri ortaklığın malvarlığında azalma meydana gelir. Bunların da ortakların ve alacaklıların dolaylı zararına neden olacağını, davalı tarafın işbu dilekçe ve delillerinin toplanması ile anlaşılacak kanuna ve hukuka aykırı haksız eylemleri nedeniyle, birlikte ortak olunan şirketi zarara duccar etmiş olduğundan, şirketin zararı olan muvazaalı satış ve para transferleri miktarları ile ----------- plakalı şirkete ait --------- araç bedelinin davalı şirket ortağından tazmin edilmesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 455.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tarafların ortak olduğu --------- Şirketi ödenmek üzere davalıdan tahsilini talep etme zarureti hasıl olduğundan bahisle öncelikle davalı şirket ortağının yönetim yetkilerini kötüye kullanmaları nedeniyle TTK.m.636/4 uyarınca davalı ortağın müdürlük yetkisinin tedbiren kaldırılmasına, işbu talebin kabul edilmemesi halinde davalı ortağın davalı şirket hesaplarından para çekme yetkisinin tedbiren kaldırılmasına, dava sonucuna kadar yönetim kayyumu olarak müvekkilinin atanmasına aksi kanaatin hasıl olması halinde şirkete dava sonuna kadar kayyum tayinine, hisse devrinin durdurulmasına, davalı şirket ortağının yönetim yetkilerinin kaldırılmasına, bilahare aziline, şirketin zararı olan muvazaalı satış ve para transferleri miktarları ile -------- plakalı şirkete ait --------- araç bedelinin davalı şirket ortağından tazmin edilmesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 455.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tarafların ortak olduğu --------- Şirketi ödenmek üzere davalıdan tahsiline, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 636. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince ------------ Şirketi şirketin haklı sebeple feshine ve tasfiyesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ----------- dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak cevap dilekçesi vermemiştir.
Davacı ---------- ve davalı ------------ davalı ---------- Şirketi 'nin yüzde elli şer ortağı ve münferiden yetkili müdürü olduklarından feshi istenen davalı şirket ile gerçek kişi taraflar arasında menfaat çatışması bulunduğundan işbu davada davalı ----------- Şirketi 'ni temsil etmek üzere ------------ TC kimlik numaralı ------------ temsil kayyımı olarak atanmasına karar verilmiş, kayyım atanmak suretiyle taraf teşkili sağlanmıştır. Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, nitelikli hesaplamalar uzmanı, mali müşavir ve gıda mühendisinden oluşan heyetten rapor alınmasına, bilirkişilerin gerekirse yerinde de inceleme yapmalarına karar verilmiştir. Bilirkişiler Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ---------, Akademisyen ----------- ve Gıda Mühendisi ----------- tarafından sunulan 19.09.2024 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; "5- GENEL DEĞERLENDİRME Huzurdaki davanın konusu, davalı şirketin feshi ve tasfiyesi, yöneticinin sorumluluğu ile şirkete kayyım atanması istemlerine ilişkindir. Somut olayda; dosyada mübrez davalı şirkete ait ------------ Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıda: davalı şirketin 404727-5 sicil numarası ile 07.09.2022 tarihinde kurulduğu, Davalı şirketin 100.000,00 TL sermaye ile kuruduğu, bu sermayenin 50.000 TL'si %50 sermaye payı ile davalı ----------, 50.000 TL'si %50 sermaye payı ile davacı ------------ ait olduğu, davalı şirketi iki ortağında müdür sıfatıyla münferiden temsil yetkilerinin olduğu, Davalı şirketin 2022-2023 dönemi ticari defter kayıtlarının incelenmesi neticesinde banka hareketlerine ilişkin işlemlerin ticari defterlere kaydedilmediği, 102- Bankalar hesabının kullanılmadığı, bu hesaplara herhangi bir kayıt yapılmadığı, şirkete ilişkin işlemlerde havuz hesap olarak Kasa hesabının kullanıldığı, davalı şirketin ticari defter kayıtlarının muhasebe standartları, tek düzen hesap planı ve muhasebe ilkelerine uygun tutulmadığı, Davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği hususlarla ilgili davalı şirkete ait ----------- Bankası ---------- iban nolu hesaba ait 26.09.2022-18.12.2023 dönemine ilişkin hesap hareketleri incelenmiş olup yapılan inceleme neticesinde; ----------- Yönünden; 12.10.2023 tarihinde günlük çalışan ödemesi olarak ------------ hesabına gönderilen 50.000,00 TL'nin rutin şirket işlemler dışında olduğu, ------------ Yönünden; davalı şirketin incelenen ----------- Bankası ------------ iban nolu hesabına 05.10.2023 tarihinde ---------Ş. Tarafından 05.10.2023 tarihinde 398.695,00 TL ödeme geldiği, gelen bu ödemenin aynı gün ----------- hesabına gıda harcaması açıklamasıyla 399.000,00 TL olarak gönderildiği, bu ödemenin rutin şirket işlemleri dışında olduğu, ----------- Yönünden; 12.10.2023 tarihinde yapılan bu 6.000,00 TL'lik işlemin şirketin faaliyet konusuna paralel olarak rutin faaliyetleri kapsamında yapılan harcama olduğu değerlendirilmiştir. ----------- Plakalı Araç Yönünden; Davalı şirkete ait ----------- Plakalı aracın --------- ---------- hesabında kayıtlı olduğu, ilgili aracın 31.10.2023 tarihinde ------------ Şirketine KDV dahil 366.000,00 TL bedelle satıldığı, satış işleminin ticari defterlerde kayıtlı olduğu, davalı şirketin 31.12.2023 tarihli ticari defter kayıtlarına göre ilgili araca ait satış bedelinin tahsil edilmediği ve ------------- hesap kodu ile ----------- Şirketinden alacak olarak devrettiği, Tüm bu tespit ve değerlendirmeler neticesinde davalı şirket ortağı ve müdür sıfatıyla yöneticisi olan ----------- yukarıda detaylıca açıklandığı üzere ----------- adına 50.000,00 TL ve kızı ---------- adına gönderdiği 399.000,00 TL toplamda ise 449.000,00 TL yönünden sorumluluğu olduğu değerlendirilmiştir. 6-SONUÇ ve KANAAT: Huzurdaki davanın konusu, davalı şirketin feshi ve tasfiyesi, yöneticinin sorumluluğu ile şirkete kayyım atanması istemlerine ilişkin olduğu, Sayın Mahkemece tarafımıza verilen görev ve yetki ile davalı şirketin ticari defter kayıtları ve dosya kapsamında yapılan inceleme ile sınırlı olmak ve takdir Sayın Mahkeme'ye ait olmak üzere; Davalı ortak davacı şirket müdürü olarak şirketi temsil yetkisine sahiptir. TTK m. 623 hükmü kapsamında, müdürler ve ayrıca yönetimle görevli diğer kişiler, görevlerini tüm özele yerine getirmek ve ortaklığın menfaatlerini dürüstlük kuralı çerçevesinde korumakla yükümlüdür. Müdürün kötü yönetimi nedeniyle ortaklık ilişkisi çekilmez hale geldiyse haklı sebebe dayalı fesih sonucunu doğurabilir. Şirket adına ve hesabına yaptığı işlemlerden dolayı şirketi zarara uğratacak şekilde para transferleri yaptığı mali inceleme neticesinde tespit edilmiştir. Limited şirket ortağı olan davalının tasarrufları neticesinde şirketin faaliyetine devam edemeyecek duruma geldiği anlaşılmaktadır. TTK m. 636/3 gereğince ortaklığın sona ermesine haklı sebep oluşturduğu, Sonuç ve kanaatine ulaşılmış olup; davacı ve davalının diğer sair taleplerinin Takdirinin Sayın Mahkeme'ye ait olduğunu bildirir, Hukuki nitelendirme ve değerlendirme ile Nihai Takdir Sayın Mahkeme'ye ait olmak üzere; görüş ve kanaatimizi belirten işbu rapor takdir ve tensiplerinize saygı ile arz edilmektedir. Yukarıda yapmış bulunduğumuz açıklamalar sonucunda, tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi ve 6100 sayılı HMK” nın 266/c.2 hükmü uyarınca bilcümle hukuki takdir ve tavsif Mahkemeye ait olmak üzere, kanaatimi arz ederiz." kanaatleri bildirilmiştir. Davacı tanığı ----------; "Ben ---------- davalı firma dışında ki firmasının yemek alımı yaptığı ---------- şirketinin idari işler müdürüyüm, bize bir yemek firması lazımdı, satın alma birimine talepte bulunduk, fiyat araştırmasından sonra en uygun en düzgün yemek alabileceğimiz firma olarak ---------- firmasını önerdiler, bizde onlarla çalışmaya başladık, bizim ---------- ortağı olduğundan haberimiz yoktu her konuda ---------- muhatap olduk, daha sonra ortağının olduğunu öğrendik, işleyiş olarak bu durum bizi ilgilendirmiyordu herhangi bir şey söylemedik, daha sonra ------------ ortağı olduğunu söyleyen ---------- isimli şahısın kendi çocukları da orada çalışıyordu, daha sonra ----------- ve çocuklarıyla benim personelim ve ---------- firmasının çalışanları arasında sorunlar olmaya başladı, bizde ---------- uyardık, daha sonra --------- --------- de problemleri olduğunu öğrendik, ortaklıktan ayrılmaya karar vermişler,---------- bize ---------- ortaklığı ayırıyorum benimle çalışın diye teklifte bulundu, bizde biz başından beri --------- biliyoruz, muhatap olarak da onu kabul ederiz dedik, karşılık olarak ben sizin yemek alımınızı engellerim diye tehditkar konuşmalar yaptı, bir öğlen personelin yemeğe indiği zaman yemek bulamaz diye bize söyledi, ayrıca bize itham ederek ----------- sizi gördü mü diye imalı söz söyledi, bu konuşmadan sonra ben ---------- ve çocuklarının şirkete girişini yasakladım, bir daha şirketimize giremediler, sonra --------- ----------- ile olan ortaklığı devam ettiği sürece onunla çalışmayacağımı, aynı şartlarda kendine ait bir şirket kurarsa devam edeceğimi söyledim, ---------- şirketi ile olan sözleşme fesh oldu, ----------- kendine yeni bir şirket kurdu, onunla ilk başta ki gibi çalışmaya devam ediyoruz, başka bir diyeceğim yoktur, tanıklık ücreti istemiyorum, dedi. Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu: ---------- ve çocuklarının benim personelimle olan problemleri göz önünde bulundurularak ---------teklifini kabul etmedim." şeklinde beyanda bulunmuştur.Davacı tanığı ------------; "Ben Davalı ----------- Şirketinde çalıştım, başından itibaren aslında orası bizim işyerimizdi, adı ---------, paraya sıkıştık --------- ve ----------- beraber sattık, ------------ o zaman bana dedi ki biz ----------- ile kardeş gibiyiz aramıza kimse giremez, bir süre sonra ----------- konuştum ben davalı şirkette çalışmaya başladım, ----------- iki üç ay sonra senin matematiğin iyidir şu evraka bir bak dedi baktım ------------ şirketin paralarını biraz kendine aktarmış, ---------- ---------- sordu bu paralar ne diye sordu konuşmaya davet etti gelmedi, hesaplaşmaya gelmedi, ------------- ben dedim bu adam seni daha zor duruma düşürür, ---------- arabayı da götürdü sattı, parayı da götürdü sonra kaçtı gitti, iş yerinin de malzemesini sattı, ------------- şirketi şu an faaldir kapanmamıştır, tanıklık ücreti istemiyorum dedi. Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu: ---------- imalathanesini şu an başka birisi işletmektedir, daha sonra ben ---------- aradım sen kaçtın gittin paraları aldın bizim halimiz ne olacak dedi, ---------- de bana ben ---------- alacağımı aldım, ben ------------ gibi saf dürüst değilim" şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı tanığı -----------; "Ben -------------- aynı mahallede oturuyorum, 20-25 yıldır tanırım davalı ---------- de ----------- ortak olunca tanıdım, bir takım sıkıntılar başlayınca beni aradılar devreye gir dediler, ----------- 5-6 yıl önce bazı sıkıntıları olmuş bir dairesi varmış ----------- vermiş, ---------- daireyi geri istedi, vekalet aldık daireyi ---------- verdik, daireyi verdikten sonra iş değişti, ------------ yemek verdiği yere ben yemek vercem demiş, ----------- madem öyle şirketi sen al dedi, yemek firması da biz seni tanımayız ---------- tanırız deyince şirket üzerine kayıtlı araçlar vardı, ----------- müşteriye göstericem diye götürdü, bi daha getirmedi, dükkanı da birilerine devretmiş, biz gittik içeride birileri vardı ancak konuşmadık, şirkete para gelince onu başka biyere hemen göndermiş, şirketin iş yaptığı kişiler değil, davalı---------- kimseyle arasının olmadığını çevreden biliyorum, tanıklık ücreti istemiyorum" şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı tanığı ------------; "Ben davalı şirkette Gıda Mühendisi olarak çalıştım, 1 seneye yakın çalıştım, -------- hizmet verdiğimiz şirkette görev yapıyordu, Holding'te--------- de yemek yapıyordu, ---------- personelle ilgilenmiyordu, daha çok çocuklarının personelle ilgilenmesini istiyordu, genelde telefonla vakit geçiriyordu, işlerle pek ilgilenmezdi, son zamanlarda biz maaşlarımızı alamadık, ---------- telefonundan gördüğüme göre ------------ hesapları boşaltmış, sonra --------- oğlu ile --------- bir tartışması oldu,--------- --------- oğlunu bone takması konusunda uyardı, o da ben patronun oğluyum sizin dediklerinizi yapmak zorunda değilim diye karşılık verdi. Davalı firma faaliyetlerini durdurdu, şirket vardı ama faaliyeti yoktu bende ilişiğimi kestim, başka bir bildiğim yoktur, tanıklık ücreti istemiyorum, dedi. Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu: Şirketin hesabı boşaldıktan sonra ücret ödemelerini ------------ şahsi hesabından yaptı, ------------ çocuklarının bana karşı olumsuz tavrı olmadı ama çalışan diğer personele karşı patronvari konuşmaları vardı ve baskı kuruyorlardı," şeklinde beyanda bulunmuştur.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, haklı sebeple, yöneticinin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılması veya sınırlandırılması ile yöneticinin sorumluluğu kapsamında şirketin uğradığı zararın tazmini ve haklı sebeple limited şirketin feshi istemlerine ilişkindir. Davacı taraf, diğer ortakla yaşadığı iletişimsiz, şirket mal varlığının çocukların üzerine aktarılması, satılan araç bedelinin şirket kayıtlarına girmemesi, özel ve kamu borçlarının ödenmemesi, şirketin gayri faal duruma getirilmesi ve benzeri sebeplerle, davalı şirket ortağının yönetim yetkilerinin kaldırılması, bilahare azline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 455.000,00 TL tazminatın davalı ---------- alınarak davalı ---------- Şirketi'ne ödenmesine ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 636. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince davalı ----------- Şirketi'nin haklı sebeple feshine ve tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ---------- davaya cevap vermemiş, davalı şirket temsil kayyımı ise bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilebileceğini beyan ederek takdiri mahkemeye bırakmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun V - Kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğu başlıklı 553 ncü maddesinin (1) nci fıkrası "Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, (…) (2) hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.", B) Şirketin zararı I - Genel olarak başlıklı 555 nci maddesinin (1) nci fıkrası "Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.", V - Görevden alma, yönetim ve temsil yetkisinin geri alınması ve sınırlandırılması başlıklı 630 uncu maddesi "(1) Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir. (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. (3) Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur. (4) Görevden alınan yöneticinin tazminat hakları saklıdır." ve Sona Erme ve Ayrılma A) Sona erme sebepleri ve sona ermenin sonuçları başlıklı 636 ncı maddesi "(1) Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer: a) Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle. b) Genel kurul kararı ile. c) İflasın açılması ile. d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde. (2) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir. (3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. (4) Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir. (5) Sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır." hükmünü düzenlemiştir. Tüm dosya kapsamına göre; davalı yönetici ---------- şirket kaynaklarını çocukları üzerine aktardığı, bu suretle şirkete olan özen ve bağlılık yükümü ağır bir şekilde ihlal ettiği anlaşıldığından yönetici ----------- yönetim hakkı ve temsil yetkisinin kaldırılmasına, şirketi zarara uğrattığından bahisle yöneticinin sorumluluğuna gidilebilmesi için yöneticinin kanun ve ana sözleşme ile kendisine yüklenilen görevlerini kusuru ile ihlal etmesi, bunun sonucu olarak bir zararın doğması gerekmekte olup, kusur ve zararı bunu iddia eden davacının ispatlaması gerekmektedir. Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu, davalı yönetici ----------- çocukları ------------ rutin işlemler dışında 50.000,00 TL ve ----------- rutin işlemler dışında 399.000,00 TL para aktardığı, satışı yapılan aracın muhasebe kayıtlarında alacak olarak gözüktüğünden tahsilinin mümkün olduğu anlaşılmakla davalı ---------- kusuruyla dava dışı çocuklarına toplam 449.000,00 TL haksız bir şekilde aktarmak suretiyle şirketi zarara uğrattığı anlaşıldığından tazminat talebinin kısmen kabulüne, tarafların yaşadıkları ihtilaf sonucu şirketin faaliyetini devam ettiremez halde ve gayri faal durumda olduğu, tarafların şirketin %50 payına sahip oldukları bu sebeple şirketin hukuken ve fiilen yönetilemez halde bulunduğu, bu şartlarda genel kurulun toplanamayacağı, mahkeme kararıyla toplansa bile karar alamayacağı, davalı şirketin devamında gerek ortaklar gerekse genel ekonomik menfaatler ve kamu için bir fayda bulunmadığı, gayri faal olan davalı şirketin kurulduğu andan itibaren de hiç genel kurul toplantısı yapmadığı ve kuruluş amacını yitirdiği anlaşıldığından haklı sebeple davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, davacının aynı davalıya karşı ileri sürebileceği farklı istemlerini tek bir davada isteyebilmesi mümkün olup, bu duruma objektif dava birleşmesi denilmekte olup yargılamaya konu davada da Haklı Sebeple, Yöneticinin Yönetim Hakkının Ve Temsil Yetkilerinin Kaldırılması Veya Sınırlandırılması - Yöneticinin Sorumluluğu Kapsamında Şirketin Uğradığı Zararın Tazmini - Haklı Sebeple Limited Şirketin Feshi istemleri olmak üzere üç ayrı dava açılmış, bu sebeple davacı yararına üç ayrı vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1---------- Ticaret Sicili Müdürlüğü'nün ------------ sicil numarasında kayıtlı davalı ----------- Şirketi'nde yönetici olan davalı ------------ 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 630 (2) maddesi uyarınca YÖNETİM HAKKI VE TEMSİL YETKİSİNİN KALDIRILMASINA,
2- 449.000,00 TL'nin davalı ----------- alınarak davalı ------------ Şirketi'ne ödenmesine,
- Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
3- 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 636 (3) maddesi uyarınca ------------- Ticaret Sicili Müdürlüğü'nün ------------ sicil numarasında kayıtlı davalı ---------- Şirketi'nin FESİH VE TASFİYESİNE,
-Tasfiye memuru olarak ----------- TC kimlik numaralı ------------- atanmasına,
-20.000,00 TL tasfiye memuru ücretinin davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılmasına,
-20.000,00 TL tasfiye avansının davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılmasına,
-Tasfiye memuru ücreti ile tasfiye avansı yatırıldığında ve karar kesinleştiğinde tasfiye memuruna görevinin tebliğine,
Haklı Sebeple, Yöneticinin Yönetim Hakkının Ve Temsil Yetkilerinin Kaldırılması Veya Sınırlandırılması Davası Yönünden
4-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 427,60 TL karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin yatırılan 427,60 TL harçtan mahsubuyla bakiye harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan 427,60 TL peşin harcın davalı ------------ alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 30.000,00 TL vekalet ücretinin davalı --------- alınarak davacı tarafa verilmesine,
Yöneticinin Sorumluluğu Kapsamında Şirketin Uğradığı Zararın Tazmini Davası Yönünden
7-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 30.671,19 TL karar ve ilam harcının 7.770,26 TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 22.900,93 TL harcın davalı ---------- alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafça yatırılan 7.770,26 TL tamamlama harcının davalı ----------- alınarak davacı tarafa verilmesine,
9-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 71.350,00 TL vekalet ücretinin davalı ---------- alınarak davacı tarafa verilmesine,
Haklı Sebeple Limited Şirketin Feshi Davası Yönünden
10-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 427,60 TL peşin harç ve 427,60 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 855,20 TL harcın davalı ---------- Şirketi'nden alınarak Hazineye gelir kaydına,
11-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 30.000,00 TL vekalet ücretinin davalı ---------- Şirketi'nden alınarak davacı tarafa verilmesine,
Tüm Davalar Yönünden
12-Davacı tarafından sarf edilen 855,20 TL başvurma harcı, 686,25 TL posta masrafı ve 31.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 33.041,45 TL'nin kabul - ret oranına göre 32.605,74 TL'sinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
13-Hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avansın kullanılmayan kısmının re'sen yatırana iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ve tasfiye memurunun yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 06/11/2024
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!