T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/845 Esas
KARAR NO: 2024/763
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 29/12/2022
KARAR TARİHİ: 16/10/2024
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri ----------Ş. ile Davalı ... arasında akdedilen ----------Noterliği'nin 03.04.2019 tarih ve ----------- yevmiye nolu Taşıt Kira (Taşıma) sözleşmesi uyarınca davalının sahibi olduğu ----------- plakalı çekici ile müvekkilleri adına taşıma yapmasına ilişkin sözleşme imzalandığını, sürücü ... sevk ve idaresindeki ------------ plaka nolu çekici 20.09.2020 tarih saat 10.20 civarında ----------- ------------- Belediyesi sınırları içinde bulunan ---------- karayolunun ---------- kilometresinde, sürücünün yol şartlarına uygun olmayan hız ile yolun sol tarafındaki viraja dönüş yaptığı esnada direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde çekiciye takılı vaziyette bulunan ----------- plakalı satıcı ------------Ş. Tarafından alıcı ------------ Şirketine satımı yapılan -----------marka ------------ model sıfır beton santrali seri no:------------ kara taşıtının maddi hasara uğraması nedeniyle müvekkil firma tarafından hem karşı tarafa ödeme yapılmak zorunda kalınmış, hem de müvekkil şirket maddi olarak zarara uğradığını, müvekkil firma tarafından, söz konusu kaza nedeniyle devrilen yükün kaldırılması için vinç kiralanmış ve bu iş için 11.000 Euro ödenmiş, ayrıca devrilen çekicinin de vinç yardımıyla kaldırılması için ekstradan 1.000 Euro olmak üzere toplamda 12.000 Euro ödendiğini, bu yapılan masrafların sadece davalıya ait araçta meydana gelen ve müvekkil şirketin yapmak zorunda olmadığı halde yapmış olduğu masraflar olduğunu, bunun yanında davalının kusuru ile karşı tarafa vermiş olduğu zararlar neticesinde ---------- İsimli firmaya ait araçtaki meydana gelen zararların tazmini için de toplamda 27.500 Euro ödeme yapılmak zorunda kalındığını, ayrıca yine müvekkil şirket ile ----------- firması ----------- ait aracın uğradığı hasarın ödenmesine dair de bir ödeme ve ibra protokolü hazırlandığını, bu kapsamda toplamda 27.500 Euro ödendiğini, kazanın ve yapılan ödemelerin ardından müvekkil şirket ile davalı taraf bir araya gelmiş ve trafik kazasından kaynaklı müvekkil şirketin yaptığı ödemelerin tazmini için sözlü olarak anlaşma sağlandığını, buna göre davalı sözlü olarak taksitler halinde borcu ödemeyi kabul ettiyse de, müvekkil şirketi uzun bir süre oyalamış ve hiçbir ödeme yapmadığını, müvekkillerinin iyi niyetli olarak uzun süre ödeme yapılmasını beklediğini, en sonunda -----------Noterliği'nin ---------- yevmiye nolu ve 05.01.2022 tarihli ihtarnamesini keşide ederek uğranılan zararların tazminini talep etmek zorunda kaldığını, İşbu ihtarnameye de herhangi bir cevap verilmemesi üzerine ---------İcra Müdürlüğü'nün ---------- E. sayılı dosyası ile asıl alacak ve ferileri üzerinden icra takibi başlatılmış, borçlu tarafça 22.09.2022 tarihinde; "Böyle bir borcu olmadığı ve borcu kabul etmediği" gerekçesi ile itirazda bulunulduğunu ve takibin durdurulduğunu, Davalı- Borçlu taraf icra takip dosyasından talep edilen borcu tam ve eksiksiz ödemediğini, yapılan icra takibine de haksız ve hukuki dayanaktan yoksun şekilde ve kötüniyetli olarak itiraz ederek takibi durdurmuş bulunduğunu, aradaki tüm bu alacağa ilişkin hususlar; kaza ve ceza tutanakları, akdedilen protokoller ve sigorta raporları ile ispatlanacağını, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiş olması nedeniyle arabuluculuğa başvurulmuş, Arabulucu tarafından 25.01.2022 tarih, --------- Büro No, ---------- Arabuluculuk Numarası ile yürütülen görüşmelerde usulüne uygun olarak davet edilen tarafların anlaşamaması üzerine Arabuluculuk Son Tutanağı tanzim edildiğini, Davalının, müvekkillerinin zararını karşılanmadığı gibi, zararın tahsili için yapılan icra takibine kötüniyetli şekilde yapılan itirazlarla alacağın tahsilini imkansız hale getirmeye çalıştığını, bu nedenlerle, davalı-borçlunun ----------İcra Müdürlüğü'nün ---------- E. sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamını, Davalı-Borçlunun Asıl alacağın %20'sinden az olmamak Üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi karar verilmesi için mahkememize başvurmalarının hasıl olduğunu, arz ve izah olunan nedenlerle; fazlaya ilişkin hakları saklı Kalmak kaydı ile; Davalı-Borçlunun -----------İcra Müdürlüğü'nün ----------- E. sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamını, Davalı-Borçlunun Asıl alacağın %20'sinden Az Olmamak Üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurda görülen davanın TTK.nun 5/A maddesi gereği arabulucuk dava şartına tabi ticari davalardan olduğundan dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğunu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiğini, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiğini, yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesinin karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesini ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini hüküm altına alındığını, 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'na eklenen ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile bu kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması, dava şartı olarak düzenlenmiş ve arabulucunun yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandıracağı, bu sürenin zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabileceği ifade edildiğini, Davacı tarafça her ne kadar dava dosyasına arabulucu anlaşamama tutanağı sunulmuş ise de sunulan tutanak takibin devamı istenen icra takibinden önce ki tarihli olduğundan icra takip dosyasında talep edilen hususlardan farklı olduğunu, söz konusu tutanağın itirazın iptali dava dosyasına konu olan icra dosyasında ki alacak kalemleri ile örtüşmediğini, İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardan olup takip konusu edilen alacak ile birebir örtüşmesi gerektiğini, arabulucu başvurusu ve son tutanağın düzenlenme tarihinin icra takip tarihinden 8 ay önce ki tarihli olduğundan icra takibi ile istenen alacak kalemlerinin örtüşmesinin de hukuken mümkün olmadığını, örneğin icra takip dosyasında istenen faiz alacağı arabulucu başvuru esnasında ve son tutanağında olmayan alacak kalemleri olup yine dava dosyası ile istenen ve icra takip dosyasına bağlı bir alacak kalemi olan icra inkar tazminatı da arabulucu aşamasında değerlendirilmeyen ve tutanağa yazılmayan alacak kalemleri olduğunu, takip dosyası olmadan önce ki dönem de düzenlenen tutanağa dayalı olarak itirazın iptali davası ikame edilerek takibe devam edilebilmesi hukuken mümkün olmayıp dava şartı yokluğu sebebi ile davanın reddi kararı verilmesi gerektiğini, huzurda görülen davada başka herhangi bir usuli işlem yapılmaksızın davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bu hususa ilişkin; ---------- Konusu bir miktar paranın ödenmesi talebi ile açılan ticari davalarda dava açılmadan önce uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvurulup, anlaşılamaması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesinin zorunlu olduğu, arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi geerektiğini, Dava konusu edilen alacak trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat talebi olup Karayolları Trafik Kanununun 109.maddesi gereği talep edilen alacak zamanaşımına uğradığını, KTK Madde 109 - Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava konusu edilen olaya ilişkin kaza tarihi 20/09/2020 tarihi olup, zamanaşımını kesen sadece arabulucu süreci olduğunu, ancak iş bu süre 18/01/2022 ile 25/01/2022 tarihleri arası olup 1 haftalık bir süreye tekabül ettiğini, Dolayısı ile 27/09/2022 tarihi söz konusu kaza sebebi ile ikame edilecek dava için son gün olduğunu, Davacı yan tarafından ikame edilen dava tarihi ise 29/12/2022 tarihi olması hasebiyle zamanaşımına ilişkin itirazımızın kabulü ile davanın esasına girilmeksizin red kararı verilmesi gerektiğini, Davacı tarafça her ne kadar müvekkil yana dava ikame edilmiş ise de talep edilen hususlara ilişkin müvekkil yanın hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, Davacı yan tarafından, taşınan yükün sigorta firmasına, şayet taşınan yük araç ise araç sigorta firmasına husumet yöneltilmesi gerekir iken müvekkil yana husumet yöneltilmesi hukuken mümkün olmadığını, Öyle ki davalı müvekkil yanın taşınan yükü sigortalatma sorumluluğu bulunmayıp, iş bu sorumluluk davacı tarafa ait olduğunu, taraflar arasında ki sözleşmede de müvekkil yana bu yönde bir sorumluluk verilmediğini, Sözleşme kapsamında yapılan tüm taşımalara ilişkin sigorta yapılması işi davacı tarafından gerçekleştirildiğini, bu sebeplerle husumet itirazımızın kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı ile müvekkil yan arasında 03/04/2019 tarihli Taşıt Kira Sözleşmesi gereği ilişki mevcut olup iş bu sözleşme gereği müvekkil şahıs muhatap yanın vermiş olduğu taşıma işlerini gerçekleştirdiğini, sözleşme şartlarının da davacı yan tarafından sunulan ve her iki tarafında kabulünde olan ------------Noterliği 03/04/2019 tarih ------------ yevmiye no ile tasdikli belgede yazılı olduğunu, sözleşme incelendiğinde her ne kadar davalı müvekkil yan araç sahibi ise de -------------- belgesi davacı tarafa aittir ve tüm taşıma sigorta işlemleri davacı yanın sorumluluğunda olduğunu, Davacı yanın müvekkil tarafa taşıma işini verdiği tüm işlerde yükü taşınan taraf ile davacı arasında yapılan sözleşmelerde davacı yan taşınan yükün sigortasını yaptırdığını, Taraflar arasında teamül olan iş bu kural gereği taşınan yük davacı tarafından sigorta edilerek taşındığını, Davalı müvekkil yan ise taşınan yük başına davacıdan sözleşme gereği sadece nakliye bedeline ilişkin ödeme aldığını, Davalı müvekkil yanın taşınan yükte meydana gelecek hasara yahut 3.kişilere verilecek hasarlara karşı sorumlu olduğuna dair sözleşmede bir hüküm bulunmamakla birlikte davacı yana bu yönde bir taahhüdü de olmadığını, yine taşınan yükün sigortalanması yükümlülüğü de müvekkil yana değil davacı yana ait olduğunu, davacı yan tarafından davalı müvekkil yana taşıma işi verilen davaya konu işin taşınması esnasında 20/09/2020 tarihinde ---------- sınırları içerisinde kazanın meydana geldiğini, söz konusu kazaya ilişkin tutulan raporlarda davacı yanın ------------Noterliği 05/01/2022 tarih ------------- yevmiye no.lu ihtarında iddia ettiği şekilde araç başında uyuya kalma söz konusu olmayıp tam kusurlu olunduğuna dair de hiçbir tespit yapılmadığını, davacı tarafça müvekkil yana gönderilen ihtara cevap verilmediği iddia edilmekte ise de taraflarınca -----------Noterliği 14/01/2022 tarih ------------ yevmiye no.lu ihtarnameye cevap verildiğini, davacı yanın taleplerinin kabul edilmediği ve gerekçeleri davacı yana bildirildiğini, İş bu davaya konu kazaya ilişkin; ------------, ------------- İlçe Müdürlüğü tarafından 20/09/2020 tarihinde ceza emri düzenlenmiş ise de söz konusu ceza emrinde genel ifadeler kullanıldığının görüldüğünü, Ceza emrinin gerekçesinde "------------ plakalı yük aracını kullandığı esnada, yol şartlarına uygun olmayan hız ile yolun sol tarafındaki viraja dönüş yaptığında, aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek kendisine takılı bulunan ve monte edilmiş tekerlekleri olan, No.------------ sayılı tabelası bulunan makinesi çeken taşıt aracında maddi zararlara yol açmıştır" şeklinde açıklanmış ise de yol şartlarına uygun olan hızın ve müvekkil şahsın kullandığı araç hızının ne olduğu dahi belirlenmediğini, sadece iş bu tutanakla müvekkil yanın kusurlu olduğu tespiti yapılması hukuken mümkün olmadığını, şayet müvekkil hızı yol şartlarına uygun olmasa dahi bu husus sigorta kapsamı dışında kalan bir husus da olmadığını, zaten taşınan yükün sigortalı taşınmasının sebebi sürücü kusurlarına, yol şartları, afetlere ve 3.şahısların kusurlarına karşı yapıldığını, müvekkil yanın eylemi ile taşınan yük sigorta kapsamı dışına çıkmadığını, sigorta poliçesi kapsamı dışında tutulması sebebi de zaten sigorta firması tarafından sürücü kusuru olarak gerekçelendirilmediğini, Bu husus aşağıda açıklanacağını, Müvekkil şahsın taşımış olduğu yüke ilişkin gerçekleşen zararın sigorta şirketi tarafından ödenmeme sebebi müvekkil şahsın kusurlu davranışı değil taşınan yükün emtia niteliğinde olmayıp tekerlekleri üzerinde taşınan kara taşıtı olması hasebiyle olduğun, Meydana gelen kaza sonrası davacı tarafça her ne kadar ----------- firması ile yapılan protokolde 27.500 Euro bedele anlaşılmış ise de sigorta şirketinden eksper raporunda belirlenen bedel talep edilmiş ise de Sigorta şirketi tarafından hasarın karşılanması talebine olumsuz cevap verildiğini, ------------ şirketi tarafından hasarın karşılanmama sebebi olarak "-------------no--------- hasar dosyanız ile ilgili tarafımıza iletilen evraklar ile yapılan ekspertiz çalışması sonrasında, emtiada oluşan hasarın emtianın kendi tekerlekleri üzerinde yürütülmesi neticesinde oluştuğu görülmüş olup emtia niteliğini kaybetmesi sebebiyle teminat dışı olarak değerlendirilmiştir" şeklinde açıklandığını, ancak sigorta şirketinin vermiş olduğu cevap hukuki dayanaktan yoksun olmasına rağmen davacı tarafça sigorta firmasına karşı hiçbir hukuki yola başvurulmamış aksine, yaşanan kazada sorumluluğuna hukuken başvurulması mümkün olmayan müvekkil aleyhine dava ve icra takipleri ikame edildiğini, Davacı yan tarafça sigorta firmasına karşı hukuki başvuru yapılması gerekir iken haksız ve dayanaksız bir şekilde 01/12/2020 tarihli 11.000 Euro ve 1.000 Euro bedelli Faturalar düzenlenmiş ise de müvekkil yan tarafından söz konusu faturalara karşı 14/12/2020 tarihli İade Faturası düzenlenmiş ve davacı yana gönderilmiştir. Söz konusu iade faturasının açıklamasında da "----------- no.lu araç tamiri ----------Ş. Tarafından yapılmadığından doğan bir borç ve rücu bedeli mevcut değildir" şeklinde yazıldığını, Söz konusu iade faturasına davacı tarafça hiçbir itirazda da bulunulmadığını, taşınan yük kendi tekerlekleri üzerinde giden araç statüsünde ise ve bu husus poliçe kapsamında değil ise davacı tarafça bu hususu da kapsayan sigorta poliçesi yaptırılması gerektiğini, Müvekkil yan taşınan yük ister kendi aracı içerisinde taşınan yük olsun ister kendi tekerlekleri üzerinde taşınan araç olsun yükü sigorta yaptırma yükümlüsü olmadığını, taraflar arasında ki önce ki yük taşıma işlerine ilişkin tüm sigortalar da yine davacı tarafından yaptırıldığını, bu husus davacı taraf ticari kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacağını, yine taşınan yük ayrı bir plakaya sahip olup ----------- plakalı araç -----------Şti.ye ait araçtır. Söz konusu yük müvekkil aracı tarafından kendi tekerlekleri üzerinde çekilerek taşınan ve plakası olan bir araç olması sebebiyle iş bu aracında yine sigortası tarafından meydana gelen zararın karşılanması gerekirken muhatap yan tüm bu haklarını kullanmayıp müvekkil taraftan talepte bulunması hukuken mümkün olmadığını, Müvekkil şahsın söz konusu kazada kusuru dahi bulunmamakta olup kazanın yurtdışında gerçekleşmesi sebebi ile gerçek durum tutanaklara da yansımadığını, kaza yapılan yolda ki kusurların hiçbiri tutanağa yazılmadığını, ancak tüm bunlara rağmen zinhar kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil taraf kusurlu olsa dahi davacı yanın taşınan yükleri sigorta ettirme zorunluluğu yukarıda da açıklandığı üzere mevcut olduğunu, zaten davacı tarafın adına yük taşıdığı firmalar ile yapmış olduğu sözleşmelerde de taşınan yüklerin sigortalı olduğu yönünde taahhütlerinin mevcut olduğunu, Davacı taraf, yahut adına yük taşıdığı firmaların, taşınan yükün sigortasını yaptırmamasının hukuki ve mali sorumluluğu müvekkil tarafa yüklenemeyeceğini, Davacı yan ile yapmış olduğu sözleşmelerde de bu yönde bir yükümlülüğü ve taahhüdü bulunmadığını, Davacı ile dava dışı ---------- firması arasında imzalandığı iddia edilen 09/10/2020 tarihli protokol kapsamında belirlenen 27.500 Euro bedelli ödemeye ilişkin hiçbir dekont sunulmadığını, Sadece adi yazılı bir sözleşme niteliğinde ki protokol sunulmakla yetinilmiş ancak sözleşme kapsamında yapılması gereken ödemeye ilişkin ise hiçbir delil sunulmadığını, İş bu husus da davacı yanın iş bu davada ki talebinin ne denli haksız ve kötüniyetli olduğunu açıkça gösterdiğini, Müvekkil taraf --------- plakalı aracın sahibi olup muhatap yanın vermiş olduğu nakliye işinin ifası sırasında kendi aracı da zarar görmüş olup söz konusu zarar da müvekkil tarafından giderildiğini, Davacı tarafça ikame edilen davanın yukarıda açıkladığımız birçok sebeple reddi gerektiğini, Zinhar kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için davacı yanın alacağı olduğu farzedilecek olursa fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla müvekkil şahıs ile davacı yan arasında ki taşıt kira sözleşmesinden kaynaklı cari hesabında müvekkil tarafın davacı yandan 4.000 EURO alacağı bulunmakta olup iş bu bedelinde mahsubu gerektiğini, arz ve izah edilen nedenlerle davacı tarafça haksız ve kötüniyetle başlatılan icra takibi ve huzurda görülen davanın fiili gerçeklikten uzak ve hukuki temeli olmayan mesnetsiz iddialara dayalı ikame edildiğinden reddi gerektiğini, Davacı tarafça haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın öncelikle dava şartlarını taşımaması sebebiyle arabulucuk dava şartı eksikliği sebebi ile usulden reddini, zamanaşımı itirazımızın kabulü ile usulden reddine, husumet itirazımızın kabulü ile davanın reddini, mahkememiz aksi kanaatte ise dava dilekçesinde iddia edilen hususlar hukuki dayanaktan yoksun olduğundan davanın esastan reddine, davacı yan aleyhine %20den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İcra Dosyası:----------- İcra Dairesinin ------------ İcra dosyası incelendiğinde; Alacaklısının ..., Borçlusunun ... olduğu, 05.01.2022 vade tarihli, 39.500,00 EUR Fiili Ödeme Tarihi Asıl alacak ve 1.629,78 EUR Fiili Ödeme Tarihi İşlemiş Faiz olmak üzere 41.129,78 EUR Fiili Ödeme Tarihi Toplam alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek 39.500,00 Euro---------- ------------ bankalarına uygulanan tevdiat azami faiz, faiz ile tahsili talebi üzerinden ilamsız takiplerde ödeme emri düzenlendiği, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, taşıma esnasında meydana gelen zararın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A- (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) maddesi "(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir." hükmünü düzenlemiştir.Davanın konusu bir miktar paranın ödenmesi talebini içerdiğinden dava şartı olarak arabuluculuğa tabidir. Dava itirazın iptali davası olup bu dava türü icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır. Davacı tarafça 14/09/2022 tarihinde icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı tarafça duran takibe yönelik itirazın iptali davası açılmış ancak davadan önce bu konuda dava şartı olan arabuluculuğa başvurulmamıştır. Davacı tarafça icra takibinden önce 18.01.2022 tarihinde dava şartı arabuluculuğa başvurulmuş olup yukarıda belirtildiği gibi itirazın iptali davası genel alacağa göre yürümeyeceğinden ve takibe sıkı sıkıya bağlı olduğundan bu konuda dava şartı arabuluculuğun yerine getirildiğinden bahsedilemez. Bu sebeple zorunlu arabuluculuk koşulu yerine getirilmediğinden dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine ilişkin mahkememizce verilen 25/05/2023 tarih ve ----------- Esas - ----------- Karar sayılı ilam davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ------------ sayılı ilamıyla; "Dava, taraflar arasında akdedilmiş olan taşıt kira sözleşmesi kapsamında, davalının gerçekleştirdiği taşıma sırasında meydana gelen trafik kazası sonucunda taşıma konusu emtiada oluşan hasar nedeniyle, dava dışı taşıtana ödenen hasar bedeli ile yükün kaldırılması için yapılan masrafın davalıdan tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 114/1 maddesinde, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu açıkça hükme bağlanmış, HMK'nın 114/2 maddesinde ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı TTK’ya eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiştir. Somut olayda; davacı tarafça dava ve icra takibi öncesinde 18.01.2022 tarihinde arabulucuya başvurulduğu, arabuluculuk görüşmelerinin 25.01.2022 tarihinde anlaşmazlıkla sonuçlandığı, arabulucu tarafından düzenlenen arabuluculuk son tutanağında uyuşmazlık konusunun, "davalının 03.04.2019 tarihli taşıt kira sözleşmesi ile davacı adına taşıma yaparken sevk ve idaresindeki araç ile trafik kazası yapması nedeniyle, çekiciye takılı bulunan taşıtan firmaya ait beton santrali niteliğindeki kara taşıtında oluşan hasar nedeniyle alıcı firmaya ödenmek zorunda kalınan tazminat ve masrafların rücuen tazmini" olarak belirtildiği, davacı tarafından arabuluculuk son tutanağı tarihi sonrasında aynı alacak ile ilgili olarak davalı aleyhine 14.09.2022 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalının takibe yönelik itirazı üzerine de işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından davalının neden olduğu trafik kazası nedeniyle dava dışı firmaya yapılan ödeme ile yapılan masrafların tahsili talebiyle arabulucuya başvurulmuştur. İcra takibi konusu alacak da söz konusu kaza nedeniyle dava dışı firmaya yapılan ödeme ile yapılan masraflara ilişkin olup, arabuluculuk konusu talep ile takip konusu alacak birebir aynı niteliktedir. Takipte ayrıca feri nitelikte işlemiş faiz talep edilmiş olması da uyuşmazlık konusu alacağın aynı olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Kanunda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunlu kılınmış olup, arabuluculuk başvurusunun icra takibinden önce yapılmış olup olmamasının bir önemi yoktur. Bu nedenle davacının dava tarihi öncesinde değil de icra takibi öncesinde arabulucuya başvurmuş olması, arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini kabule elverişli değildir. Bu durumda somut uyuşmazlıkta arabuluculuk dava şartı yerine getirilmiş olup, mahkemece yargılamaya devamla bir karar verilmesi gerekirken, davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi hatalıdır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün HMK'nın 353(1)a-4 maddesi uyarınca kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir." şeklinde karar verilerek dosya mahkememize gelmiştir. Dosyanın konusunda uzman uluslararası karayolu taşımacılığı , Makine mühendisi ve Mali Müşavir bilirkişilere tevdi ile tarafların kusuru, zarar miktarı, zararın rücuya tabi olup olmadığı, icra takibindeki işlemiş faiz hesabı ve davalı taraf takas mahsup talebinde bulunduğundan davacı defterleri incelenerek davalının davacıdan alacağı olup olmadığı hususlarında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Bilirkişiler Serbest Muhasebeci Mali Müşavir -----------, Makine Mühendisi ------------- ve Gümrük Müşaviri&Lojistik Ve Taşımacalık Uzmanı ----------tarafından sunulan 19/08/2024 tarihli bilirkişi raporunda özetle; "I-SONUÇ: Dava Dosyasında bulunan ve yukarıda yer verilen mevcut bilgi ve belgeler ışığında yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda tüm delillerin ve her türlü hukuksal durumun takdiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; * Mali İnceleme açısından: Huzurda görülen davada, davacının ticari defterleri usul yönünden incelenmiş olup; 2020 dönemi Envanter defterinin açılış tasdikinin Vergi Usul Kanunu'nun “Tasdik Zamanı” başlıklı 221. Maddesine göre; süresinde alınmış olduğu, davacının 2020 döneminde e-defter mükellefi olduğu, 2020 dönemi Gib onaylı Ocak ayı açılış Yevmiye ve Defteri Kebir beratlarının süresi içerisinde alındığı, 2020 dönemi Aralık ayı Gib onaylı Aralık ayı kapanış Yevmiye ve Defteri Kebir beratlarının süresi içerisinde alındığı, davacının incelenen 2020 dönemi ticari defterlerinin V.U.K'nu ve TTK'nuna uygun tutulduğu, davacının ticari defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, Davacı tarafından dava dışı ------------firmasına ödenen toplamda 27.500-Euro ile dava dışı ----------- şirketine ödenen 12.000-Euro toplamda 39,500 Euronun davacının kendi ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, Davacı ... ticari defter kayıtlarında davalı ... arasındaki hesap hareketlerine göre davalı ---------- kaza tarihi itibariyle (20.09.2020) 106.847,83 TL, 31.12.2020 tarihi itibariyle 83.852,69 TL davacı şirkete borçlu gözüktüğü görülmüştür. Faiz Yönünden Değerlendirme: Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davacının talep etmiş olduğu asıl alacak ve takip öncesi faizle ilgili davacı lehine hüküm kurulması halinde, 673,70 EUR (talep 1.629,78 EUR) tutarında faiz hesaplanmıştır. Sayın Mahkeme'nin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında 3095 S.K. m.4/a kapsamında faiz talep edebileceği değerlendirilmiştir. * Onarım ve Tamirat Giderleri Açısından: Trafik kazası neticesinde --------- Marka ---------- beton santralinde önemli derecede hasar meydana geldiği, sunulan hasar resimleri ve tamirat giderleri incelenerek, hasar gören kısımların değişen parça listesi onarım tutarları ile uyumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Hasar gören parçaların onarımı ve değişimi sırasında tespit edilen parça giderleri, işçilik ücretleri, vinç ücreti ve konaklama maliyetlerinin toplamda 66.700 EURO tutarların piyasa şartlarına uygun olduğu, kaza tarihi olan 20.09.2020 tarihli merkez bankası EURO döviz kurunun yaklaşık 8,95 TL olduğundan kaza maliyetinin kaza tarihi itibarı ile 596.965 TL olduğu tespit edilmiştir. * Taşımacılık Yönünden; 1-Dava konusu hasara uğrayan emtianın ------------ Geçici Plakaya sahip “-----------” olduğu yani “kendi tekerlekleri üzerinde ilerleyen bir karayolu taşıtı” olduğu dikkate alındığında ortada taşıma aracı ile taşınan mal yüklü bir taşıttan veya taşıma aracına yüklenen ambalajlı bir yükten söz edilemeyeceği dolayısıyla böyle bir taşıma işleminin CMR Konvansiyonu kapsamında taşıyıcının risk alanı dışında bir sorumluluk doğurucu taşıma işlemi olabileceği değerlendirildiğinde bu taşıma şeklinde ortaya çıkan zararın aralarındaki anlaşmaya göre dava dışı gönderen veya dava dışı gönderilen tarafından katlanılması gereken bir zarar olabileceği, 2-CMR Konvansiyonu Madde 3'e göre Davalı ...'ın şoförlüğünü yaptığı aynı zamanda kendisine ait olan ----------- Plakalı çekicinin Davacı -----------Ş.'ye kayıtlı ve davacı taşımacının sorumluluğunda bir araç olduğu, dolayısıyla davacı taşımacı çalıştırdığı kişilerin ve taşımanın yapılması için hizmetlerinden yararlandığı diğer kimselerin görevleri sırasında hareket ve ihmallerinden sanki bu hareket ve ihmalleri kendisi yapmış gibi sorumlu olacağının sabit olduğu, 3-CMR konvansiyonu Madde 17/4-a'dan hareketle emtianın taşımasının bu maddeye uygun bir taşıma aracına yüklenerek yapılmadığı dolayısıyla zaten emtianın kendisinin üzeri açık taşıt olarak nitelenebilecek türden yani ----------- Geçici Plakaya sahip kendi tekerlekleri üzerinde ilerleyen hali hazırda bir Karayolu taşıtı olduğu, 4-Dava konusu oluşan hasara ----------- meydana gelen trafik kazasının sebep olduğu, bu kazaya ilişkin olarak ---------- ait olan 20.09.2020 tarih ve ---------- numaralı Ceza Emri düzenlendiği, bu ceza emrinde yer verilen hususların kusur yönünden bir tespit yapılabilmesi için yeterli olmadığı kaldı ki mevcut dosyada yer alan kaza tutanağında; Davalı ...'ın Alkollü olup olmadığı, Kaç kilometre hız ile seyir halinde olduğu, yol şartlarının kaç kilometre hıza uygun olduğu, direksiyon hakimiyetini kaybettiği viraja ilişkin yada kaç kilometre hız ile gidilmesini gösterir uyarı tabelalarının olup olmadığı, yol şartlarının kazaya sebep olup olmadığı gibi önemli hususlara ilişkin olarak somut verilere yer verilmediği görüldüğünden sebeple Davacı taşımacının sorumluluğunda olan ----------- Plakalı taşıma aracını kullanan araç şoförü ...'ın Trafik kazasında kusurlu olup olmadığı vada kusurlu ise kusur oranına ilişkin olarak bu yönde bir tespitte bulunulamadığı gibi ayrıca heyetimizce olay yerinde tespit yapma imkanı olmadığı ve bilirkişi heyetimizde Trafik kazaları konusunda Uzman bilirkişi heyet üyesi de yer almadığından bu yönde kapsamlı bir kusur tespiti yapılamadığı, 5- Diğer taşımacının sorumluluk sınırlarının CMR Konvansiyonunun yukarıda yer verilen hükümleri doğrultusunda sabit olduğu, ayrıca dava konusu mevcut taşıma şekli ile meydana gelen olay dikkate alındığında CMR Konvansiyon hükümleri kapsamında dava konusu hasar tutarının taşımacının sorumluluğunda olup olmadığı hususunda açık noktaların olduğu, dolayısıyla dava konusu oluştuğu iddia edilen 39.500 EUR'luk hasar tutarının bu yönde bir değerlendirme ve tespit yapılmadan direkt olarak davacı taşımacı -----------Ş. tarafından ödenmesi seçeneğinin kendi kabulünde olduğu, bütün bunlar birlikte değerlendirildiğinde buradan hareketle davacı taşımacı tarafından ödenen 39.500 EUR'luk hasar tutarının davalı araç şoförü ...'a rücu edilmesini gerektirecek yönde bir tespitte bulunulamadığı, Sayın Mahkemenin gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize hasren hüküm kurmak hususunda hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, İCRA İNKÂR TAZMİNATI VE sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, sonuç ve kanaatlerine ulaşılmıştır. Yukarıda yapmış bulunduğumuz açıklamalar sonucunda, tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi ve 6100 sayılı HMK'nın 266/c.2 hükmü uyarınca bilcümle hukuki takdir ve tavsif sadece Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, kanaatimizi arz ederiz." şeklinde beyanda bulundukları görülmüştür.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, taraflar arasında akdedilmiş olan taşıt kira sözleşmesi kapsamında, davalının gerçekleştirdiği taşıma sırasında meydana gelen trafik kazası sonucunda taşıma konusu emtiada oluşan hasar nedeniyle, dava dışı taşıtana ödenen hasar bedeli ile yükün kaldırılması için yapılan masrafın davalıdan tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.Taraflar arasında 03/04/2019 tarihli "Taşıt Kira (Taşıma) Sözleşmesi" imzalandığı, sözleşme kapsamında davalı tarafından taşıma gerçekleştirilirken 20/09/2020 tarihinde ---------- ülkesinde trafik kazası meydana geldiği ve emtiada hasar meydana geldiği, davacı tarafça dava dışı taşıtana ödenen hasar bedeli ile yükün kaldırılması için yapılan masrafın davalıdan tahsilinin talep edildiği görülmüştür. Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre; CMR Konvansiyonu'nun, yükleme yeri ve teslim için belirlenen yerin en az biri akit ülke olan iki ayrı ülkede olması ve ücret karşılığında yüklerin taşıt ile karadan taşınmasına ilişkin olarak her türlü mukaveleye uygulandığı, CMR Konvansiyonunun uygulanması bakımından "taşıt" sözcüğünün motorlu taşıtlar, dizi halinde taşıtlar, römorklar ve yarı römorklar anlamına geldiği, dava konusu hasara uğrayan emtianın --------- Geçici Plakaya sahip “-----------” olduğu, yani “kendi tekerlekleri üzerinde ilerleyen bir karayolu taşıtı” olduğu dikkate alındığında ortada taşıma aracı ile taşınan mal yüklü bir taşıttan veya taşıma aracına yüklenen ambalajlı bir yükten söz edilemeyeceğinin aşikar olduğu, dolayısıyla böyle bir taşıma işleminin taşıyıcının risk alanı dışında bir sorumluluk doğurucu taşıma işlemi olduğu düşünüldüğünde bu taşıma şeklinde ortaya çıkan zararın aralarındaki anlaşmaya göre gönderen veya gönderilen tarafından katlanılması gereken zarar olacağı değerlendirildiği, kaldı ki,----------- sayılı emtia faturası ve ----------- Müdürlüğünden tescil edilen ------------- sayı ve 17/09/2020 tarihli İhracat Beyannamesi dikkate alındığında Teslim şeklinin --------- olduğunun görüldüğü, taşımacı, eşyayı varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi, buna karşılık gönderen veya gönderilen ise taşıyıcıya taşıma ücretini ödemeyi borçlandığı, taşımacıların gerek Ulusal mevzuat gerekse de Uluslararası Taşıma mevzuatı uyarınca eşyanın teslim alınmasından teslim edilmesine kadar olan süre içerisinde eşyanın zıyamndan ve hasarından doğacak zararlardan sorumlu olduğu, fakat, taşıyıcının bu sorumluluğu zararın oluşmasına varsa gönderenin/yükletenin bir davranışı ya da taşınan eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde bu kriterlerin ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınması gerektiği, ayrıca, ortaya çıkan zıya ve hasar taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmiş ise taşıyıcı sorumluluktan kurtulabileceği, bu açıdan değerlendirme yapıldığında trafik kazasından sebep ortaya çıkan dava konusu 39.500,00 EUR tutarında olan dava konusu hasar açısından, davacı ---------Ş. tarafından dava konusu 39.500,00 EUR tutarındaki hasar bedelinin araç şoförü ve aynı zamanda davacı taşımacının CMR konvansiyonu madde 3'e göre elemanı/çalışanı konumunda olan davalı ...'a rücu edilmesini gerektirecek yönde bir tespitte bulunulamadığı bildirildiğinden ispat olunamayan davanın reddine, taraflar arasında sözleşme bulunduğundan davacı taraf kötü niyetli sayılamayacağından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 427,60 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 6.816,95 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 6.389,35 TL'nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 97.411,30 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'nin 26 (2) maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ------------- bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avansın kullanılmayan kısmının re'sen yatırana iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/10/2024
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!