T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/840 Esas
KARAR NO: 2024/811
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/11/2023
KARAR TARİHİ: 06/11/2024
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili 21/11/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin,----------- bünyesinde madencilik işi ile iştigal ettiğini, müvekkili şirket ile davalı taraf ------------Ş. arasında 08.07.2023 tarihinde deneme amaçlı kömür satış protokolü akdedildiğini, protokol doğrultusunda müvekkili şirket tarafından davalı taraf'a kömür teslimi gerçekleştirildiğini, davalı şirkete teslim edilen kömür miktarlarının işbu dilekçe ekinde paylaşılan sevk fişleri ile de sabit olduğunu, anılan protokol ve teslim edilen kömür kapsamında, 1.162,96 ton toz kömür için 21.07.2023 tarihinde 3.070.214,40-TL tutarında fatura; 1.895,70 ton toz kömür için 28.07.2023 tarihinde 5.004.648,00-TL tutarında fatura; 26,32 ton toz kömür ve 1.153,16 ton toz kömür için 31.07.2023 tarihinde 3.113.827,20-TL tutarında fatura ve 27,42 ton toz kömür için 07.08.2023 tarihinde 75.679,20-TL fatura kesildiğini, faturaların, davalı taraftan herhangi bir itiraz gelmeksizin kabul edildiğini, taraflar arası akdedilen protokol gereğince müvekkili şirket tarafından teslim edilen kömüre ilişkin faturaların kesildiğini ancak davalı tarafın işbu fatura tutarlarının ödemesini gerçekleştirmediğini, taraflar arasında imzalı protokolde belirtildiği üzere davalı tarafın fatura bedelini fatura tarihinden itibaren 15 (onbeş) gün içerisinde yatıracak olup aksi durumda ödemesi yapılmayan kömür bedeli üzerinden gecikilen her gün için ------------- tarafından yayınlanan reeskont faiz oranının uygulanacağı hususunda anlaşıldığını, yukarıda arz ettikleri faturaların davalı tarafından ödenmemesi üzerine müvekkili şirket tarafından 06.09.2023 tarihinde 251.493,77-TL değerinde vade farkı faturası düzenlendiğini, ilgili faturaların ödenmemesi üzerine müvekkili şirket tarafından 08.09.2023 tarihinde ---------- İcra Dairesi ----------- Esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine icra takibi tarihine kadar işlemiş faiz dahil toplam 11.524.117,96-TL değerinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, taraflarınca ikame edilen takibe kötüniyetle yapılan itiraz sonucunda takibin durdurulduğunu, davalıya yapılan müracaatların karşılıksız kaldığından alacağın tahsiline yönelik ilamsız icra takibine başvurulduğunu, ---------- İcra Dairesi'nin ------------ Esas sayılı dosyasında ikame edilen ilamsız icra takibine davalı tarafça haksız ve kötüniyetle itiraz edildiğini, yine akdedilen protokol ve davalının müvekkili şirketten teslim aldığı kömür miktarlarının açık olup; bu kapsamda davalıya kesilen faturalar ile müvekkili şirketin alacağının likit ve belirlenebilir olduğunun tartışmasız olduğunu, dolayısı ile haksız ve kötüniyetli şekilde takibe itiraz eden davalı aleyhine İcra İflas Kanunu’nun 67. Maddesi uyarınca %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, zorunlu arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile sonuçlandığından bahisle davalının icra dosyasına yaptığı haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz eden borçlu (davalı) aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.Davalı vekili 01/12/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle, açılan dava ve talep edilen alacak kalemleri için zamanaşımı itirazları olduğunu, ayrıca, açılan itirazın iptali davasının da süresinde açılmadığını, süresinde açılmayan davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın, dava dilekçesinde faturalardan bahsettiğini ve alacağını ona dayandırdığını, aleyhe kabul anlamına gelmemekle birlikte, iki taraf arasında bir ticari ilişkinin varlığı kabul edilse dahi burada müvekkili davalı şirket ile takip alacaklısı davacı arasında cari işleme dayalı bir ticari ilişki sözkonusu olacağını, bu doğrultuda, davacı ile müvekkili davalı şirket arasında ticari ilişkin tekil olaylar/ilişkiler üzerinden değil, belli dönemlerde kesilen toplam rakamlar üzerinden yürüyeceğini, bir diğer deyişle, belli dönem içerisinde kısım kısım mal/hizmet alımı ve aynı şekilde kısım kısım ödemeler yapılacağını, dönem sonunda alacak/borç kalemlerinin hesaplanacağını, bu doğrultuda bakiye kısım üzerinden ticari ilişkinin yürütülmesi gerekeceğini, yani davacının yaptığı gibi belirli faturaların alacak kalemleri içerisinden çekilerek takibe konu edilmesi mevcut ticari ilişkinin olağan akışına aykırı olduğunu, çünkü burada yapılması gereken dönem sonunda tüm alacak/borç kalemlerinin hesaplanıp mahsup edildikten sonra kalan bakiye miktar üzerinden hareket edilmesi gerektiğini, belirttikleri üzere, belirli dönemleri kapsayan ve devam eden ticari ilişkilerden cari işlem akışının incelenmesi, alacak/borç miktarlarının tespit edilmesi ve varsa bakiye miktarın tespiti yoluna gidilmesi gerektiğini, şunu da belirtmeleri gerekir ki, davacı tarafın iddiasının aksine fatura ve bunun karşı tarafa tebliğ edildiğine ilişkin beyanın tek başına bir ticari ilişkinin kanıtı olmadığını, ortada bir ticari ilişki olduğunun net bir biçimde tespit edilebilmesi için fatura konusu malın yada hizmetin usulüne uygun olarak karşı tarafın uhdesine geçirilmiş olması gerektiğini, bu durumun ise daha önce de belirttikleri üzere tüm ticari kayıtların ayrıntılı olarak incelenmesi ile sübut bulacağını, nitekim Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere salt faturanın varlığı bir ticari ilişkinin ve alacak hakkının göstergesi olmadığını, çünkü kanuni olarak malın tesliminden veya hizmetin tamamlanmasından önce fatura düzenlenebilmesinin mümkün olmadığını, dolaysıyla faturayı düzenleyen tarafın aradaki ilişkiyi ve malın teslimini yada hizmet konusu işin gerektiği gibi yerine getirildiğini kanıtlama yükümlülüğü olduğunu, bununla birlikte, müvekkili davalı şirket tarafından davacıya çeşitli ödemeler yapıldığını, bu ödemelere ilişkin kayıtların ticari defterlerde bulunmakta olup, ticari defter ve kayıtların bilirkişi vasıtasıyla incelenmesi neticesinde bu hususların ortaya konulacağını, bu nedenle, anılan ödemelerin cari hesaptan düşülüp düşülmediği, faturaların hangi tarihte ve kim imzasına teslim edildiği, faturaların içeriği ve fatura karşılığı yapıldığı iddia edilen mal veya hizmet tespitine ilişkin bilgi bulunmadığı ve bu doğrultuda net bir cari hesap bakiyesi ortaya konulamadığından takibe konu borca itiraz zarureti hasıl olduğunu, bilindiği üzere, temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı boyunca varlığını sürdüren, alacaklının zararının varlığını, miktarını ve borçlunun kusurunu ispat zorunda kalmaksızın borçlunun ödemesi gereken miktarı yasalarla belirlenmiş asgari bir tazminat türü olduğunu, borçlunun temerrüdünden söz edebilmek için, öncelikle borcun muaccel hale gelmesi gerektiğini, borcun ödenmesi için bir vade konulmuşsa bu vadenin gelmesi ile muacceliyet oluşacağını, temerrütün oluşması için ise borcun muaccel olması yanında alacaklı, muaccel borcun ifası konusunda borçluya bildirimde bulunması gerektiğini, bu sebeple, davacının talep etmiş olduğu faize, faizin türüne, faiz oranına ve faizin başlangıç tarihine itiraz ettiklerini, davacının, faturaların davalı tarafından ödenmemesi üzerine 06.09.2023 tarihinde 251.493,77 TL değerinde vade farkı faturası düzenlendiğini ifade ettiğini, halbuki, vade farkı sözleşmeler düzenlenirken kararlaştırılmakta ya da sonradan sürekli uygulama nedeniyle sözleşmenin bir unsuru olarak kabul edildiği durumlarda uygulanabildiğini, vade farkı talep edilebilmesi veya alacak iddiasında bulunan tarafın bu alacağını ispat edebilmesi için 2 koşuldan birinin varlığı gerektiğini, 1) Tarafların vade farkını yazılı bir sözleşmeyle kararlaştırmaları ve 2) Yazılı bir sözleşme bulunmasa bile vade farkı konusunda taraflar arasında bu yönde alışagelmiş bir uygulamanın bulunması olduğunu, müvekkili davalı şirket ile davacı arasında vade farkı talep edebileceğine dair karşılıklı düzenlenmiş bir anlaşma bulunmadığı gibi taraflar arasındaki ticari ilişkilerde vade farkı uygulanacağına dair oluşmuş bir ticari teamülde mevcut olmadığını, bu bakımdan, vade farkı fatura alacağının da kabulü mümkün olmadığını, borçlu, alacaklının icra takibinde talep ettiği alacağı veya alacağın bütün unsurlarını bilmekte veya bilmek durumunda ise ve alacağın miktarının belirlenmesi için tarafların ayrıca mutabakata varmasına veya mahkemenin tayin edeceği bilirkişi eliyle bir değerlendirme yapılmasına ihtiyaç yoksa alacağın likit olduğunu, faiz talebinin haksızlığı da göz önüne alındığında müvekkili davalı şirketçe yapılan itirazın alacağın tüm unsurlarıyla bilinmediği ve bilinemeyeceği için menfaatlerini koruma ve doğru hesaplamanın yapılabilmesini sağlama amaçlı olduğunu, nitekim davacı takip alacaklısının itirazlarının mesnetsiz, haksız ve kötüniyetli olduğuna dair iddialarının müvekkili davalı şirketi kötüniyetliymiş gibi göstererek icra inkar tazminatına hükmedilmesini sağlama amacı taşıyan, şahsi kanaate ve yoruma dayalı hiçbir somut dayanağı olmayan iddialardan ibaret olduğunu, bu doğrultuda takip alacaklısı davacının sanki müvekkilinin kasten borca itiraz etmiş gibi bir intiba uyandırmaya çalışarak talep ettiği icra inkâr tazminatının açıkça haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu izahtan vareste olduğunu, müvekkili davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlara taraflarınca delil olarak dayanılmış olup, defterlerin yekün halinde mahkemeye ibrazının fiziki olarak mümkün olmadığından yerinde inceleme talepleri bulunduğunu, taleplerinin mahkemece kabul görmesi halinde ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu adres ve ilgilisinin; Adres : --------- No:----------- ------------, İrtibat Kurulacak Kişiler: ---------- Telf.: ---------- (Muhasebe Müdürü) Mail: ----------- olduğundan bahisle öncelikle davanın usul ve esas yönlerinden reddine, tüm beyanları doğrultusunda davacının davasının ve taleplerinin reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir. ----------- Bölge Bilirkişilik Kurulundan resen bir mali müşavir bilirkişi görevlendirilerek davalı ticari defter ve kayıtları üzerinden taraflar arasındaki ticari ilişki ve cari hesap kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi Mali Müşavir ---------- tarafından sunulan 06/05/2024 tarihli bilirkişi raporunda özetle; "DEĞERLENDİRME VE KANAAT *Davalı -----------Ş.nin Ticari defterlerinin muhasebenin temel kavram ve genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri ile yürürlükteki mevzuat hükümlerine uygun olarak açılış ve kapanış onaylarının/beratlarının bulunduğu; Ticari defterlerinin muhasebenin temel kavram ve genel kabul görmüş ilkeler ile yürürlükteki mevzuat hükümlerine uygun olarak tutulduğu, kayıtlara esas dayanak belgelerin mevcut olduğu sahibi lehine delil niteliği taşıdığı; *Davacı ve Davalı arasında 08.07.2023 T de Deneme Amaçlı Kömür Satış Protokolü düzenlendiği protokolde "Madde-2 Sözleşme'nin Konusu: 2023 Temmuz ayı içerisinde Alıcının talebi ve ------------- uygun göreceği miktarlarda 0,5-70 mm arası ortalama 5.000 200 KCal/Kg alt ısıl değerli kömür deneme amaçlı olarak 2.200 TL/Ton'luk fiyatla ---------- Sahası 'ndan Alıcı vasıtasına ---------- kantarlarıyla tartılıp teslim edilecektir. Fatura kesiminde --------- Kantar değerleri esas alınacaktır. Madde-3 Faturalama:-----------, işbu Protokol hükümlerine uygun şekilde teslim edilecek ----------- faturasını 7 günde bir düzenleyecektir. Ödeme-4:Alıcı, Fatura bedelerini Fatura tarihinden itibaren 15 (onbeş) gün içerisinde ---------- aşağıda belirtilen hesabına yatıracaktır. 15 günlük süre sonunda ödeme yapılmaması yada eksik ödeme yapılması durumunda Ödemesi yapılmayan kömür bedeli üzerinden gecikilen her gün için ----------- tarafından yayımlanan Reeskont faiz oranı uygulanacaktır.,, şeklinde hükümlere yer verildiği; * Davacı tarafından Deneme Amaçlı Kömür Satış Protokolü'ne istinaden davaya konu faturaların düzenlendiği, davaya konu 21.07.2023 Tarihli ---------- nolu 1.162.960 kg “Toz ( +0.5mm -10mm ),, açıklamalı 3.070.214,40 TL, 28.07.2023 Tarihli --------- nolu 1.895.700 kg “Toz ( +0.5mm -10mm ),, açıklamalı 5.004.648,00 TL, 31.07.2023 Tarihli ----------- nolu 1.179.480 kg “Toz ( +0.5mm -10mm ),, açıklamalı 3.113.827,20 TL, 07.08.2023 Tarihli ----------- nolu 27.420 kg “Toz (+0.5mm -10mm ),, açıklamalı 75.679,20TL ve 06.09.2023 Tarihli ---------- nolu Kömür satış - vade farkı,, açıklamalı 251.493,77 TL Toplamda 5 adet 11.515.863,57 TL faturaların miktar açıklamalarıyla birlikte davalının Ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, dolayısıyla davaya konu faturaların davalı şirkete tebliğ edildiği, davalı şirketinde bu faturaları kabul ettiği, miktarsal tutarlarında kayıtlarda yer alması göz önüne alındığında fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği, vade farkı faturasıyla birlikte faturalara itiraz yada iade edildiğine dair dosya içeriğinde her hangi bir belge ve bilginin bulunmadığı; *Buna göre davalının Ticari defterlerinde takibe ve davaya konu faturalardan kaynaklı davacının 11.515.863,17 TL alacaklı olduğu; tespitlerimle Davacı tarafından ----------- İcra Dairesi ---------- Esas dosyasında 08.09.2023 T de 11.515.863,57 TL faturalardan kaynaklı, 8.255,39 TL 07.09.2023-08.09.2023 Tarihleri arasında fatura alacaklarına işlemiş faiz 11.524.117,96 TL Toplam alacak için takip başlatıldığı; İşlemiş Faiz Yönünden Ana Para 11.515.863,57 TL, Alacak Tarihi 07.09.2023, Takip Tarihi 08.09.2023, Gün sayısı 1, Kanuni Faiz %16,75 ve İşlemiş Faiz miktarı 5.284,68 TL, davacının davalıdan 08.09.2023 Takip tarihinde 11.515.863,17 faturalardan kaynaklı, 5.284,68 TL 07.09.2023-08.09.2023 Tarihleri arası işlemiş faiz olmak üzere (11.515.863,17+-5.284,68) 11.521.147,85 TL alacağının olacağı; kanaati ile hukuki değerlendirme ve nihai karar yüce mahkemenin olmak üzere Saygılarımla arz ederim." sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. ---------- Bölge Bilirkişilik Kurulundan resen seçilecek bir mali müşavir ve nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişi görevlendirilerek, davacı taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yaptırılmasına, bilirkişilerin davacı taraf ticari defter ve kayıtlarını yerinde incelemelerine ayrıca vade farkının istenebilmesi için taraflar arasında bir anlaşma bulunması veya bu konuda bir uygulama ve teamülün oluştuğuna dair bir veri bulunması gerektiği, taraflarca imzalanan 08.07.2023 tarihli Deneme Amaçlı Kömür Satış Protokolü'nde vade farkı konusunda herhangi bir madde bulunmadığı gibi davalı defter ve kayıtlarına göre bu konuda bir uygulama ve teamül bulunmadığı da göz önünde bulundurularak taraflar arasındaki protokolün 3 ve 4 üncü maddelerine göre takip dayanaklarına bağlı kalınarak ve sadece Ticari Fatura-Satış faturaları ( davacı defter ve kayıtlarında vade farkı konusunda bir uygulama ve teamül bulunması halinde Ticari Fatura-Satış faturaları ve Temel Fatura-Satış faturası ) göz önünde bulundurularak işlemiş faiz hesaplamaları istenilmiştir.
Bilirkişiler -------- ve --------- tarafından sunulan 13/09/2024 tarihli bilirkişi raporunda özetle; "SONUÇ Yukarıda sunulmuş olan tespit ve değerlendirmeler ışığında, takdiri ve değerlendirmesi yüce mahkemenize ait olarak; Yüce Mahkemeniz tarafından Bilirkişi olarak tevdi edilen görev neticesinde rapor tanzim edilmiş olup, Bilirkişi olarak tarafımıza tevdi edilen görevin -------- Esas sayılı Dava konusu dosya kapsamında dosya muhteviyatında yer alan bilgiler ve Davacının Bilirkişi olarak tarafımıza ibraz ettiği defter ve belgelere göre ayrıntılı hüküm kurmaya elverişli rapor düzenlenmesini içerdiği, Davacı ---------- Şirketi'nin raporumuzun IV. Bölümünde ayrıntılı izah edildiği üzere; Davalı ----------- Şirketi'ne düzenlemiş olduğu 06.09.2023 tarih ve ----------- no.lu “Kömür Satış — Vade Farkı” Açıklamalı faturanın taraflar arasında akdedilen 08.07.2023 tarihli “Deneme Amaçlı Kömür Satış Protokolu”nun Ödeme başlıklı 4'ncü maddesine göre; “Ödeme-4: Alıcı, Fatura bedelerini Fatura tarihinden itibaren 15 (onbeş) gün içerisinde ------------ aşağıda belirtilen hesabına yatıracaktır. 15 günlük süre sonunda ödeme yapılmaması yada eksik ödeme yapılması durumunda ödemesi yapılmayan kömür bedeli üzerinden gecikilen her gün için ---------- tarafından yayımlanan Reeskont faizi uygulanacaktır...” hükmüne istinaden tanzim edildiği, Davacı--------- Şirketi tarafından tanzim edilen “Kömür Satış — Vade Farkı” Açıklamalı faturanın taraflar arasında akdedilen “Deneme Amaçlı Kömür Satış Protokolu” çerçevesinde tanzim edildiği, Davacı tarafından yapılan vade farkı hesaplamasının protokol esasları çerçevesinde yapıldığı, düzenlenen faturanın T.T.K. hükümlerine aykırılık taşımadığı, Buna göre Raporumuzun IV. Bölümünde hesaplaması ayrıntılı olarak yapılan Vade Farkı Toplamının 141.863,21 TL olduğu, Görüş ve kanaatine varılmıştır. Davacı ve Davalı ile ilgili tespit ve açıklamaların yukarıda yazılı olduğu, iş bu rapor 10 sayfa olarak düzenlenmiştir. Sayın Mahkemenizin takdirlerine saygı ile arz olunur." sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, faturalara dayalı yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık satış bedelinin ödenip ödenmediği ile vade farkı alacağı istenebilip istenemeyeceği noktalarında toplanmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Satış Sözleşmesi Birinci Ayırım Genel Hükümler A. Tanımı ve hükümleri başlıklı 207 nci maddesi "Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Durum ve koşullara göre belirlenmesi mümkün olan bedel, kararlaştırılmış bedel hükmündedir." hükmünü düzenlemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222 nci maddesi "(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır." hükmünü düzenlemiştir.
Somut olayda; taraflar arasında 08.07.2023 tarihli "Deneme Amaçlı Kömür Satış Protokolu" düzenlendiği, buna göre teslimi yapılan ürünler için tanzim olunan 07.08.2023 tarihli ve 75.679,20 TL, 31.07.2023 tarihli ve 3.113.827,20 TL, 28.07.2023 tarihli ve
5.004.648,00
TL ile 21.07.2023 tarihli ve
3.070.214,40
TL bedelli faturaların (taraf ticari defterlerinin birbirini doğrulamış olması sebebiyle) ödenmediğinin sabit olduğu anlaşıldığından fatura alacakları talebinin kabulüne, itirazın iptali davalarının takip dayanağına sıkı sıkıya bağlı olduğu, taraflarca imzalanan protokolde vade farkı konusunda herhangi bir madde bulunmadığı gibi taraflar arasında ödeneceğine ilişkin bir uygulama ve teamül bulunmadığı da göz önünde bulundurulduğunda vade farkı alacağı istenemeyeceği anlaşıldığından vade farkı fatura alacağı talebinin reddine, protokolün 4'üncü maddesi gereği davacı tarafın talep edebileceği gecikme faizinin 141.863,21 TL olarak hesaplandığı, davacı tarafça takip talebinde 8.255,39 TL gecikme faizi talep edildiğinden taleple bağlı kalınarak işlemiş faiz talebinin kabulüne ilişkin davanın kısmen kabulüne, davalı taraf ---------- ve bilinebilir borca ödeme yapmadığı halde haksız olarak itiraz ettiğinden icra inkar tazminatı ödemesine, davacı tarafın vade farkı alacağı talep etmekte kötü niyetli sayılamayacağı anlaşıldığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
---------- İcra Dairesi'nin ----------- Esas sayılı dosyasında davalı / borçlunun yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin 11.264.368,80 TL asıl alacak ve 8.255,39 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.272.624,20 TL üzerinden AYNEN DEVAMINA,
-Asıl alacak 11.264.368,80 TL'nin %20'si olan 2.252.873,76 TL icra inkar tazminatının davalı / borçludan alınarak davacı / alacaklıya verilmesine,
Davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2- Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanuna göre alınması gereken 770.015,51 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından peşin yatırılan 139.182,54 TL harç ve icra dosyasına peşin yatırılan 57.620,59 TL harç toplamı olan 196.803,13 TL'den mahsubu ile arta kalan 573.212,38 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 139.182,54 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 110,00 TL posta gideri, 269,85 TL başvurma harcı ve 29.250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 29.629,85 TL yargılama giderlerinin kabul ret oranına göre 28.983,23 TL'sinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 717.452,48 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 40.239,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8- Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'nin 26 (2) maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca --------- bütçesinden ödenen 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ret oranına göre 3.051,91 TL'sinin davalı taraftan, 68,09 TL'sinin davacı taraftan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avansın kullanılmayan kısmının re'sen yatırana iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 06/11/2024
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!