WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL ANADOLU 4. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/274 Esas
KARAR NO: 2024/762
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 25/07/2013

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ASIL DAVA DOSYASINDA:
1-İddia: Davacılar vekili, ----------- esas sayılı dosyasına tevzi edilen dava dosyasına sunduğu dava dilekçesinde özetle, müvekkili --------- 22.04.2013 tarihinde öğrencileri taşıyan ----------- Belediyesine ait araçtan inip karşıya geçerken ------------ Belediyesinin aracında hostes bulundurmaması ve şüphelinin aracını çok hızlı şekilde kullanarak müvekkiline çarpması neticesinde müvekkilinin sağ ayağının koptuğunu, diğer ayağı ile kafa ve vücudunun tamamında kırıklar ve kanamalar meydana geldiğini, kazanın oluşumunda müvekkilinin kusuru bulunmadığını, kazanın meydana geldiği tarihten bu yana müvekkilinin hastanede olduğunu, bir ayağının kopuk şekilde diğer ayağının ise alçıya alınmak suretiyle sürekli şekilde yatar vaziyette olduğunu, bu durumun hem müvekkiline hem de müvekkiline sürekli şekilde bakan anne ve babasına büyük elem ve keder verdiğini, müvekkilinin kaza neticesinde beden tamlığının ihlal edildiğini, BK 54. maddesi gereğince tedavi giderleri başta olmak üzere protez masrafları ile sürekli iş göremezlikten doğan zarar ve ziyanları ileride iktisaden maruz kalınacak mahrumiyetten doğacak zarar ve ziyanları karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın davalı sigortadan limitle sınırlı olmak kaydıyla ve ticari faiziyle beraber diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber tahsilini, müvekkilinin kaza neticesinde BK 56.maddesi gereğince beden bütünlüğü aşırı derecede ve yoğun biçimde zarar gördüğünden dolayı müvekkili açısından 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile beraber davalı sigorta haricindeki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yine müvekkilinin anne ve babasına da her biri için 25.000 TL'den toplam 50.000 TL'nin sigorta şirketi haricindeki davalılardan dava tarihinden itibaren yasal faizi ile beraber müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkillerine ödenmesini talep ve dava etmiştir.

2-Savunma:
2.1-Davalı --------- vekili, cevap dilekçesinde özetle, kazaya karışan aracın müvekkil şirketi nezdinde ZMMS ile sigortalı olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, davacının maluliyet iddialarının adli tıp kurumunca tespiti gerektiğini, yaptırılacak olan zarar hesabında asgari ücretin esas alınması gerektiğini, geçici işgöremezlik zararının sigorta teminatı dışında kaldığını, davacının söz konusu olaydan dolayı--------- ödeme alıp almadığının tespitinin gerektiğini, talep edilen faiz türünün hatalı olduğunu, davanın müvekkili yönünden reddini talep etmiştir.
2.2-Davalı--------- Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin kazayı yapan aracın işleteni olmadığını, trafik kazasında müvekkili şirketine atfı kabil kusurun olmadığını, bu kazada dava dışı belediye aracı sürücüsünün de kusuru bulunduğunu, davanın reddini talep etmiştir.2.3-Davalı ------------- vekili cevap dilekçesinde özetle, davaya konu kazanın müvekkilinin hakimiyetindeki ----------- plakalı aracın ---------- öğrencilerini taşıyan ----------- hakimiyetindeki ---------- plakalı araçtan inip karşıya geçmek için aniden yola fırlayan ---------- çarpması neticesinde meydana geldiğini, söz konusu olayda müvekkiline atfedilecek kusur bulunmadığını, ----------- Belediyesine ait aracı kullanan ---------- öğrencileri dönüş istikametinde bırakmamış olması halinde davacı ---------- karşıya geçmek için yola çıkmayacağını ve kazanın gerçekleşmeyeceğini, kazanın gerçekleştiği yolun gidiş dönüşlü bir yol olduğunu, kazanın gerçekleştiği yerden yaklaşık 150 - 200 metre ilerde yol bittiğinden araçların dönmek zorunda olduğunu ve geldikleri yöne doğru gitmek zorunda olduklarını, belediye servis otobüsünün öğrencileri bıraktığı yerde yaya geçidi veya üst geçiti bulunmadığını, ----------- Belediyesine ait servis otobüsünün ilköğretim öğrenci servisi olmasına rağmen Kara Yolları Trafik Kanununda ve Okul Servis Araçları Hizmet Yönetmeliğinde belirtilen yükümlülüklerinden hiçbirini yerine getirmeden öğrenci servisliği yaptığını, polis tarafından tutulan kaza tespit tutanağının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin kazaya karışan aracın sürücüsü olmasının müvekkilinin kusur olduğunu veya asli kusurun müvekkilinde olduğunu göstermeyeceğini, kaza nedeniyle müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmadığından davanın reddini talep etmiştir.
2.4. Davalı----------- usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap verememiştir.

BİRLEŞEN---------- ESAS SAYILI DOSYASINDA:
3-İddia: Davacılar vekili, birleşen ----------- esas sayılı dosyasına tevzi olunan dava dosyasına sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ---------- 22/04/2013 tarihinde davalı --------- Belediyesine ait ---------- plakalı servis aracından indiği esnada yolun karşısına geçmeye çalışırken dava dışı---------- plakalı araç hızla gelerek müvekkiline çarpıp, araç altına alarak sürüklenmesine sebebiyet verdiğini, kaza sonrasında henüz 9 yaşında olan müvekkilin bir bacağının kesildiğini, diğer bacağında da güç kaybı olduğunu, davalı sigorta şirketinin de sorumluluğu olduğunu, davacıların bu kaza sonrasında mağdur olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi tazminatın davalılardan tahsili ile müvekkillerine ödenmesine, müvekkil -------- için 50.000 TL, müvekkil --------- için 25.000 TL, müvekkil ---------- için 25.000 TL olmak üzere toplam 100.000 TL manevi tazminatın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan ----------- Belediye Başkanlığından tahsili ile müvekkillerine ödenmesine, bu kapsamda davalı ---------- Belediye Başkanlığının manevi tazminat taleplerinden diğer hukuki sorumlularla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına, müvekkil --------- kız kardeşinin bakımı için işten ayrılıp ve halen çalışamamakta olup 25.000 TL, diğer kardeşler ------------ için 15.000 TL ve dedesi --------- için 15.000 TL, babaannesi ----------- için 15.000 TL, anneannesi ---------- için 15.000 TL olmak üzere toplam 115.000 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketleri dışındaki tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, takdir edilecek tazminatların tamamına sigorta şirketleri açısından kazanın kendilerine ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonra başlamak üzere (ihbar edilmemişse dava tarihinden itibaren) ve sigorta şirketi dışındaki diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 22/04/2013 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, iş bu dosyanın aralarındaki hukuki fiili irtibat ve biri hakkında verilecek hükmün diğerini doğrudan etkileyecek olması ile usul ekonomisi ve farklı kararlar çıkmasını engellemek amacıyla ----------- esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

4-Savunma:
4.1-Davalı ---------Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle,---------- Esas sayılı dava devam ederken davacı taraf vekili ile varılan mutabakat neticesinde poliçede öngörülen azami teminat limiti olan 250.000 TL'nin davacı tarafa vekalet ücreti ve ferileri de eklenmek suretiyle 269.450,00 TL olarak ödendiğini, bakıcı giderlerinin teminat içinde değerlendirelemeyecğini, bakım giderlerinden ----------sorumlu olduğunu, bu nedenle haksız açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
4.2-Davalı --------- Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu olayda müvekkil kurumun hiç bir kasıt yada kusuru mevcut olmadığını, husumet itirazları olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının, anneanne, babaanne ve dedelerinin davacı sıfatına itiraz ettiklerini, bu nedenlerle haksız açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
4.3-Davalı ----------Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkil şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkil şriketin sorumluluğunun kusur oranında tespiti gerektiğini, davacının talep ettiği tedavi giderlerinden müvekkil şirketin sorumlu olmadığını, bakıcı giderlerinin poliçe teminatı dşında olduğunu, davacı tarafın müvekkil şirketten olay tarihinden itibaren faiz talep edemeyeceğini, müvekkil şirketin dava açılmasına sebep olmadığından davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
5-Islah: Davacılar vekili 12.11.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin faiz türü yönünden davayı ıslah ettiğini, sonuç olarak; 25.07.2013 tarihli asıl dava dilekçemizin netice ve talep kısmındaki c bendini:
"c) Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla ve davanın belirsiz alacak davası olması münasebetiyle şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminatın (davalı sigortadan limitle sınırlı kalmak kaydıyla) kaza tarihinden itibaren tüm davalılar yönünden ticari avans faizi ile beraber müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak müvekkilim--------- ödenmesine karar verilmesine,"şeklinde, 16.06.2015 tarihli birleşen dava, dava dilekçemizin netice ve talep kısmındaki 4 nolu bendini:
"1- Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 10.000,00-TL maddi tazminatın (maluliyet - güç kaybı - geçici ve sürekli iş göremezlik - sgk tarafından karşılanmayan tedavi giderleri - bakıcı gideri) davalılardan ---------- Belediye Başkanlığı, ---------Ş. Ve ---------Ş.'den tahsilde tekerrür olmamak üzere diğer hukuki sorumlularla birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkil ---------- (anne ve babası tarafından velayeten) ödenmesine, bu kapsamda --------Ş.'ye verilen 24.12.2013 tarihli ibranamenin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
6-Bedel Artırım Dilekçesi: Davacı vekili 18.02.2022 tarihli bedel artırım dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde talep ettikleri 900 TL sürekli iş göremezlik tazminatı taleplerinin 1.171.440,86 TL artırılarak 1.172.340,86 TL'ye, 50 TL bakıcı gideri tazminatı taleplerinin 2.741,13 TL artırılarak 2.791,13 TL'ye, 8.000 TL protez bedeli tazminatı taleplerinin 3.577.615,26 TL artırılarak 3.585.615,26 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
7-Davanın Aşamaları: Davacılar tarafından işbu dava dosyası öncelikle --------- Esas sayılı dosyası üzerinden açılmış, -------- sayılı ilamıyla görevsizlik kararı verilerek dosya kapatılan --------- esas sırasına tevzi edilmiş, kapatılan --------- Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyaları mahkememize tevzi olmakla dava dosyası mahkememizin ---------- esas sırasına tevzi olunmuştur.--------- Esas sayılı dava dosyası, 05/04/2016 tarih ve-------- karar sayılı birleştirme kararı ile mahkememiz ---------- esas sayılı dosyamızla birleştirilmiştir.Mahkememizin işbu dava dosyasının 02/06/2021 tarihli duruşmasında verilen; "Davanın geçirdiği aşama, manevi tazminat davaları ile ilgili delillerin toplanmış olması, davacılar vekilinin protez bedelleriyle ilgili talepleri nedeniyle maddi tazminat davasının delillerinin toplanmasının beklenmesi halinde manevi tazminat davasının gereksiz yere daha da uzayabileceği anlaşıldığından tahkikatın daha iyi yürütülmesinin sağlanması amacıyla asıl davada tüm davacıların davalılar---------- Şti, --------- ve --------- karşı açtıkları ve birleşen --------- esas sayılı dosyasında tüm davacılar ---------, ---------- ve ----------- davalı ---------- Belediye Başkanlığı'na, davacılar ---------, ---------, ----------, ----------, ---------, ---------- ve -------- davalılar -------- Belediye Başkanlığı,----------, --------- ve ---------- Şti'ne karşı açtıkları manevi tazminat davalarının HMK'nin 167. Maddesi uyarınca ayrılmasına ve mahkememizin yeni esasına kaydedilmesine," ara kararı uyarınca Manevi Tazminat talepleri yönünden dosya tefrik olunarak yine Mahkememiz ---------- Esas sırasına kaydolunmuş, davacıların manevi tazminat talepleri ile ilgili olarak Mahkememizin ------------ Esas sayılı dosyası üzerinden 07/07/2021 tarih ve ------------ karar sayılı ilâmı ile;
"1-Davacı ----------- manevi tazminat talebinin KABULÜ ile; 50.000 TL manevi tazminatın taleple bağlı kalınarak davalılar----------, ----------- ve ---------- Şti. Yönünden davanın açıldığı 25/07/2013 tarihinden, davalı ---------- Belediye Başkanlığı yönünden kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ----------, ----------- ve ---------- Şti. ve --------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı ------------ manevi tazminat talebinin KABULÜ ile; 25.000 TL manevi tazminatın taleple bağlı kalınarak davalılar --------, ---------- ve ---------- Şti. Yönünden davanın açıldığı 25/07/2013 tarihinden, davalı ---------- Belediye Başkanlığı yönünden kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar---------, ----------- ve ---------- Şti. ve ---------Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı --------- manevi tazminat talebinin KABULÜ ile; 25.000 TL manevi tazminatın taleple bağlı kalınarak davalılar ---------, --------- ve ----------Şti. Yönünden davanın açıldığı 25/07/2013 tarihinden, davalı -------- Belediye Başkanlığı yönünden kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ---------, --------- ve -------- Şti. ve ---------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı --------- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)10.000 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ---------, --------- ve --------- Şti. ve ---------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin 15.000 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine,
5-Davacı ----------- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)10.000 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ---------, --------- ve ----------- Şti. ve ------------ Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin 5.000 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine,
6-Davacı ---------- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)10.000 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ---------, --------- ve --------- Şti. ve ---------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin 5.000 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine,
7-Davacı ---------- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)5.000 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ---------, --------- ve --------- Şti. ve ----------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin 10.000 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine,
8-Davacı ---------- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)5.000 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ---------, ---------- ve ---------Şti. ve ---------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin 10.000 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine,
9-Davacı ----------- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; A)5.000 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ---------, ---------- ve ----------- Şti. ve ----------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin 10.000 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine,
10-Davacı ---------- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)5.000 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ---------, ----------- ve --------- Şti. ve --------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin 10.000 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine," karar verilmiştir.Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine gönderildiği ---------- sayılı ilamındaki "Dosya kapsamından 22.04.2013 tarihinde davalı sürücü ----------- sevk ve idaresindeki ----------- plaka sayılı otobüsle, davalı ------------ Belediye Başkanlığı'na ait öğrenci servisi olarak kullanılan sürücü ---------- sevk ve idaresindeki belediye otobüsünden inip bu otobüsün önünden karşıya geçmeye çalışan davacı yaya ----------- çarpması neticesi yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği anlaşılmıştır.Mahkemece ---------- Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılamada 02/06/2021 tarihli celse 3 nolu ara kararı ile manevi tazminat davalarının HMK'nın 167. maddesi gereğince ayrılmasına karar verilmiştir.Aynı kazaya ilişkin ------------ esas sayılı dava dosyasında alınan 30.06.2014 tarihli bilirkişi raporunda, davalı sürücü ----------- tali kusurlu olduğu, davacı yaya --------- asli kusurlu olduğu, baba ----------- asli kusurun oluşmasında üstlenmiş olduğunun belirtildiği, ----------- Dairesi'nden alınan 01.12.2014 tarihli raporda; davalı sürücü ----------- tali kusurlu olduğu, yaya ---------- ise davranış faktörlerinin asli etken olduğunun belirtildiği, Karayolları Bilirkişi heyetinden alınan 20.05.2015 tarihli raporda; davalı sürücü ----------- üst düzeyde tali kusurlu, sürücü --------- alt düzeyde tali kusurlu, ---------- Belediye Başkanlığı'nın tali kusurlu, davacı yaya ---------- ise davranışının asli derecede etkili olduğunun belirtildiği, yapılan yargılama sonucunda sanıklar ---------, ----------, --------- ve -------- hakkında taksirle yaralama suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmektedir. Tefrik edilen dosya kapsamında alınan 17.02.2017 tarihli---------- bilirkişi heyeti raporunda davalı sürücü --------- %75, sürücü ---------- %12.5, ----------- Belediyesinin %12.5 oranında kusurlu, yaya ----------- kusursuz olduğunun belirtildiği, -------- Dairesinden aldırılan 28.01.2019 tarihli raporda; davalı sürücü ---------- %25, yaya --------- %75 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. --------Dairesi Genişletilmiş Uzmanlar Heyetinin 13/12/2019 tarihli raporunda; davalı sürücü -------- %50, davacı ---------- %30, davalı ---------- Belediyesi'nin %20 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği görülmüştür. Bu durumda aynı olay nedeniyle ceza yargılama aşamasında alınan ve mahkemece alınan kusur bilirkişi raporları ile İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan kusur raporu ile arasında kusurlu olduğu tespit edilen kişiler ve oranları arasında açıkça çelişki ortaya çıktığı ve taraflarca itiraz edildiği halde İlk Derece Mahkemesince tefrik kararı verilen dosya kapsamında alınan kusur raporları arasındaki itirazlar ve raporlar arasındaki çelişki giderilmeden ve manevi tazminatın belirlenmesinde kriter olan kusur netleştirilmeden karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur. Davacılar ---------, --------- ve ----------, davalılar ---------, --------- ve ---------- Şti.'ne karşı açtıkları mahkemenin ---------- Esas sayılı dosyasında manevi tazminat için dava tarihinden itibaren işleyecek faiz isteminde bulundukları; Davacılar ---------, ---------, ---------- ve diğer tüm davacılar tarafından, tüm davalılar aleyhine -----------Esas sayılı dosyasında ise manevi tazminat için kaza tarihinden itibaren işleyecek faiz isteminde bulunduklarıanlaşılmaktadır. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince taleple bağlı kalınarak ---------- Esas sayılı dosyada kabul edilen manevi tazminat için davanın açıldığı 25/07/2013 tarihinden, --------- Esas dosyasında kabul edilen manevi tazminat için kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Ayrıca davacıların aynı trafik kazasına bağlı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin davada delillerin birlikte toplanması, özellikle kusur raporunun gerek maddi gerekse manevi tazminat talepli davada alınarak değerlendirilmesinin gerekmesine göre usul ekonomisi ilkesi gereğince davaların yargılamasının birlikte yürütülerek karar verilmesi gerekirken mahkemece manevi tazminat davası yönünden tefrik kararı verilerek karar verilmesinin doğru olmadığı düşünülerek bu husus eleştiri konusu yapılmıştır. Kabule göre de davalı ---------- vekilinin vekaletnamesinin karar tarihinden sonra 24/08/2021 tarihinde sunulmuş olması gözetildiğinde karar tarihi itibariyle avukatı olmayan davalı ---------- lehine reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Yine mahkemece hüküm kısmında kabul edilen ve reddedilen manevi tazminat miktarınında açıkça belirtildiğinden eksik hüküm kurulmamıştır. Daire kararının kapsam ve şekline göre; kusur oranlarının belirlenmesi için rapor alınması gerektiğinden manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir." gerekçesi ile Mahkememiz kararı kaldırılmış ve Mahkememizin ---------- Esas sırasına kaydedilerek aynı hüküm yeniden kurulmuş, maddi tazminat talepleri yönünden Mahkememizin işbu ---------- Esas sayılı dava dosyası üzerinden yargılamaya devam olunmuştur.
8-Birleşen davadaki sigorta şirketine başvuruya ilişkin dava şartı yönünden inceleme ve değerlendirme: Birleşen dava davalısı --------Ş. vekili, davacının sigorta şirketine başvurmadığını, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddini talep etmiştir. İstemin dayanağı 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunun 5. maddesiyle değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 97. maddesi olup, söz konusu maddede, zarar görenin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir.Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahipleri zorunlu mali sorumluluk sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacak olup söz konusu yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir.Dava şartları davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK'nın 115/2. maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Somut olayda, birleşen dava 26.4.2016 tarihinden önce 16/06/2015 tarihinde açıldığından davalı vekilinin davanın usulden reddine ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
9-Davanın ve çekişmeli konuların tespiti: İşbu asıl ve birleşen dosyadaki dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.Davacılar vekili, asıl ve birleşen dava dosyalarında, müvekkilinin, davalı ----------Ş. nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan ve davalı ---------- Belediyesinin maliki bulunduğu--------- plakalı servis aracından indiği esnada yolun karşısına geçmeye çalışırken, davalılardan -------- maliki, -------- Şti.'nin işleteni olduğu ve davalı ---------Ş. nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan ---------- plakalı aracın davalı --------- sevk ve idaresinde iken müvekkili ---------- çarpması sonucu kazanın meydana geldiğini beyanla, maddi tazminat talebinde bulunmuşlardır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık;
a-Birleşen dosyadaki taleplerin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı,
b-Meydana gelen trafik kazasında davalı tarafın kusur oranının ne olduğu,
c-Davacı ---------- kaza nedeniyle meydana gelen yaralanması nedeniyle sürekli engellilik süresinin ve zararının ne kadar olduğu, davacının -------- tarafından karşılanmayan tedavi giderleri bulunup bulunmadığı, varsa bu nedenle maddi tazminata hak kazanıp kazanmadığı, kazandıysa miktarının ne kadar olması gerektiği,
ç-Birleşen davadaki isteme ilişkin olarak; davalı --------Ş. ile davacı arasında düzenlenen ibranamenin iptali koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
10-Kazanın oluşumu ve davalının kusur oranının tespiti: Dosya kapsamına göre, olayın, "22/04/2013 günü saat 18:00 sıralarında davalı sürücü ----------- sevk ve idaresindeki ----------- plaka sayılı otobüsle --------- ilçesi, ---------- Caddesi üzerinde seyir halinde iken olay mahalli olan --------- Sokak girişine yaklaştığı esnada seyir istikametine göre yolun sağında durmakta olan dava dışı sürücü --------- sevk ve idaresindeki davalı --------- Belediye Başkanlığı'na ait öğrenci servisi olarak kullanılan belediye otobüsünden inip bu otobüsün önünden karşıya geçmek isterken davalı sürücü -------- sevk ve idaresindeki otobüsün ---------- doğumlu mağdur yaya --------- sevk ve idaresindeki otobüsün sol ön yan kısmıyla çarpması neticesi yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği" şeklinde olduğu anlaşılmıştır.Trafik kaza tespit tutanağına göre; Olay mahallinde yol 15 m genişliğinde, iki yönlü, zemin asfalt-kuru, vakit gündüz, hava açık, mahal meskûndur. Olay mahalli yoldaki azami hız limitinin 50 km/h olduğu belirtilmiştir. Çarpma noktası; --------- plakalı otobüsün seyir yönü için karşı yön şeridi içerisinde ve yolun sol kenarına 2 m mesafede işaretlenmiştir. Kaza tespit tutanağında, olay yerinde kazaya dair herhangi bir fren izi tespiti belirtilmemiş olup, çarpma sonraı aracın 20 m mesafede durduğu belirtilmiştir.Mahkememizin --------- Esas sayılı dava dosyası içerisinde yer alan --------- esas sayılı dava dosyasında yer alan taraf ve tanık beyanları incelendiğinde; davalı sürücü -------- olay günü verdiği ifadesinde; "Ben --------- isimli firmada ----------plakalı --------- marka yarım otobüste servis şoförü olarak çalışmaktayım. 22.04.2013 günü saat:18:20 sıralarında ---------- Mahallesi ---------- caddesi üzerinde bulunan ---------- öğrencileri alarak ---------- mahallesi -----------caddesi üzerinde seyir halinde iken benim ön tarafımda seyreden ----------- Belediyesine ait servis aracı yol kenarında öğrencileri indirdi, ben o esnada --------- Caddesi üzerinde yaklaşık olarak 40 km hızla gidiyordum. Bu sırada --------- Belediyesine ait servis aracının önünden birden yola bir kız öğrenci fırladı, ben fren yaptım, fakat fren yapmama rağmen idaremdeki araç ile yola aniden fırlayan ismini ---------- olarak öğrendiğim kız çocuğuna aracımın sağ ön tarafı ile çarpmışım..." şeklinde beyanda bulunduğu, Davalı sürücü --------- 29.04.2014 tarihli ifadesinde; "Olay tarihinde ben öğrencileri taşıyan servisteydim, belediye arabası da servis işletiyordu, belediye arabası sağda durmuştu, bende seyir halinde 40 KM hızla gidiyordum, çocuk aniden önüme fırladı, ben frene bastım ancak çarpmaya engel olamadım, belediye aracında ne okul taşıt aracı olduğuna dair bir ibare vardı, ne de bir rehber personel vardı, mağdur belediye otobüsünden indi, belediye otobüsü sağda durmuştu, ben seyir halinde soldan devam ediyordum, mağdur bu araçtan inip aniden önüme çıktı, dönerek çocuğu sağda bırakması gerekirdi ancak bunu yapmadı, Ben -------- isimli firmada çalışmaktayım, aracın sağ ön kısmı biraz sola doğru olan bölümü ile çarptım, ben çocuğu kurtarmak için sola kaçtım, ben fren yapmama rağmen çarpmaya engel olamadım, ben servisten inin çocuk görmedim, ilk inen sanırım mağdurdu, başka çocuk görmedim, söz konusu yer virajdır döndüğümde benim görüş açım 10m kadardır, o gün asfalt dökümü vardı, normalde belediye otobüsü ile karşılaşmıyorum, ancak asfalt dökümüden dolayı son olarak bırkacağım çocuğu ilk bırakmak zorunda kaldığım için karşılaştım, servis aracı olduğunu biliyordum, zira okulda görüyordum, aynı okula öğrencileri götürüyoruz, resmiyette aslında belediye otobüsü servis olarak kullanılamaz, hurda okulda sorumludur, araca en az 200 tane çocuk doluyordu, çocukların nerde ineceği nerde bineceği belli değil, araçta personel olmadığından dolayı bu olay oluşlu, kazaya sebebiyet veren belediye aracıdır, olaydan dolayı çok üzgünüm," şeklinde beyanda bulunduğu, Davalı sürücü ----------- 23.06.2014 tarihli keşifteki ifadesinde; "Ben duran arabanın yanında en fazla 1,5 m açıklıkta giderken ---------- önüme fırladı, ben şuan çarpma noktasını gösteriyorum, ben çocuğu kurtarmak için sola kaçtım, fren yaptım, ancak kaza meydana geldi..." şeklinde beyanda bulunduğu,
Dava dışı belediye otobüsü sürücüsü ------------ olay günü verdiği ifadesinde; "...22.04.2013 günü ----------- Belediyesine ait ----------- plakalı Belediye otobüsünü kullanıyordum. Aynı gün saat: 17:30 sıralarında yine bahse konu otobüs ile---------- aldığım öğrencileri ---------- Mahallesine doğru duraklarda indirerek servis yapıyordum. Mescit mahallesi ---------- Caddesi üzerinde duraklarda öğrencileri indirerek servise devam ettiğim sırada kuran kursunu geçip virajı döndükten sonra yine otobüste bulunan öğrencilerin bir kısmını indirdim.(Otobüsün) kapılarını kapatarak yola devam edeceğim sırada aynı cadde üzerinde hızlı bir şekilde seyreden bir ---------- gördüm,----------- geldiği yerde birden bir çocuğun olduğunu fark ettim. İsuzu hızla gelip benim yanımdan geçeceği sırada ben o çocuğu göremeyince korna çalarak bu --------- servisini durdurdum. Hemen araçtan inerek yola baktığımda biraz önce gördüğüm ve benim servis yaptığım otobüsten inen isimini sonradan ---------- olarak öğrendiğim kız çocuğunun ----------- sol ön tekeri ile egzosunun arasında yaralı halde olduğunu , bacağından yaralandığını gördüm..." şeklinde beyanda bulunduğu,Sürücü ---------- 23.06.2014 tarihli keşifteki ifadesinde; "...ben ----------- belediyesinin yani servisin şoförü benim, ben belediyenin vermiş olduğu tespit üzerine her zaman buradan indiriyorum, yolun sağ tarafında duruyorum, şu an gösterdiğim noktada durdum, çocukları indirdim, araç iki kapılıdır, bir önde bir arkada kapı bulunmaktadır, bir değil birden fazla çocuk inmektedir. 15-20 tane çocuk inmektedir. Ben onları indirdim, hangi kapıdan indiğini bilmiyorum, aynaya baktım, yola çıkmak üzere iken köşeden çıkan aracın süratli bir şekilde geldiğini gördüm, çocuklar arabanın önünden ve arkasından karşıya geçiyordu, ben aracın 60-70 km olduğunu düşünüyorum, geçtikten sonra ben korna çaldım, daha sonra arabadan indim, şahsı durdurdum, o sırada çocuğu ekzoz ile tekerlek arasında aracın sol tarafından birlikte çıkardık,.. çarpma noktasını şu an size gösteriyorum,(rehber personel var mıydı, aracın servis taşımaca ligi yapmasına rağmen yönetmenlikte belirtilen okul taşıtı dur ibaresi yazılı olup olmadığı, çocuğu dönüp bırakma şansının olup olmadığının hususu sorulduğunda) araçta benden başka personel yoktu, sadece belediyenin albüm yazısı vardı, onun haricinden başkaca işaret yoktu, çocuğu sağ tarafta bırakma imkanım yoktu, zira ben bu çocukları bırakıp yola devam ediyorum, bıraktığım yer belediyenin bana göstermiş olduğu yerdir..." şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı yaya --------- 23.06.2014 tarihli keşifteki ifadesinde; "olay tarihinde size gösterdiğim yerde servis aracından indim, karşıya geçecektim, o sırada araç bana çarptı, kaza meydana geldi, ancak hangi kapıdan indiğimi aracın önünden mi arkasından mı karşıya geçtiğimi tam olarak hatırlayamıyorum, yalnız benimle birlikte inen arkadaşlarım vardı ve kaldırıma çıkmak üzereydim..." şeklinde beyanda bulunduğu,Tanık---------- 23.06.2014 tarihli keşifteki ifadesinde; "Ben olayı camdan gördüm, çocukların gelme saati idi. Benim de çocuğum gelecekti. Camdan bakarken çarpan aracın hızlı bir şekilde geldiğini gördüm, belediye otobüsü bunun önünde değil diye kendi kendime söyledim, daha sonra kıyamet koptu, çok hızlı geliyordu, belediye servisi önünde dursaydı bu aracın duramayacağını ve kaza olacağını anladım, servisten 25 tane öğrenci inmektedir. Çarparken görmedim " şeklinde beyanda bulunduğu,Tanık ---------- 23.06.2014 tarihli keşifteki ifadesinde; "ben olay esnasında ben de çocukları taşınan serviste idim. Yukarıdan aşağıya gelmek amacıyla binmiştim, servis aracı durduğunda ben arka kapıdan indim, --------- kardeşimiz ön kapıdan indi ve arkadan süratli bir şekilde çarpan araç geldi, olay orada başladı, mağdur aracın önünden geçerek karşıya geçecekti, normal bir şekilde yürüyerek gidiyordu, sağına soluna bakıp bakmadığını görmedim, çarpan aracın süratli bir şekilde geldiğini gördüm. Yirmiye yakın çocuk inmişti" şeklinde beyanda bulunduğu,Tanık --------- 23.06.2014 tarihli keşifteki ifadesinde; "Ben karşı binada oturuyordum, camda idim. Belediye otobüsü durmuştu, yani belediye servisi durmuştu, araçta çocuklarımız vardı, inmelerini bekliyorduk, daha sonra diğer servisi gördüm, çocuklar buradan indi. Karşı tarafa geçiyorlardı, diğer servis bayağı bir hızlı olarak geliyordu, kaza olduktan sonra biz de koştuk " şeklinde beyanda bulunduğu,Tanık--------- 23.06.2014 tarihli keşifteki ifadesinde; "Ben belediye servisi aracında idim. Olay (anında) da mağdurun yanında idim. Araç durduğunda ön kapıdan indik, önümden mağdur indi, arkasından da hemen ben indim, biz aracın önünden karşıya geçecektik, ---------- önden gidiyordu, arkasından ben gidiyordum, arkadaşlar --------- ya da ---------- diye bağırıyorlardı. Benim elimde su şisesi vardı, ben (bağırışları) duyunca bir adım geriye çıktım, elimdeki su şişesi uçtu. Daha sonra diğer araç mağdura çarptı ("çarptığı yerde mağdur kaldırıma yakın mıydı" sorusu üzerine) yakındı, kaldırıma 4-5 adım vardı, diğer servis aracı bazen önde gider, bazen de biz önde gideriz, ama hemen hemen aynı zamanlarda gidiyoruz, diğer servis aracı yolcuları bırakırken içeriye giriyordu, çarpmadan önce araç sanırım dönecekti, aracın 80-90 km idi. Her zaman hızlı gidip gitmediğini bilemiyorum,.." şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.Mahkememiz---------- Esas sayılı dava dosyası içerisinde yer alan ---------- Esas sayılı dava dosyasında alınan kusur raporları ile Mahkememiz dava dosyasında alınan kusur raporları incelendiğinde;--------- Esas Sayılı dosya için hazırlanmış dosyada mevcut 30.06.2014 tarihli bilirkişi raporunda; "Davalı sürücü ---------- tali kusurlu olduğu, davacı yaya --------- asli kusurlu olduğu, baba --------- asli kusurun oluşmasında üstlenmiş olduğu sorumluluğu yerine getirmediği" belirtilmiştir.---------- E. Sayılı dosya için -------- Dairesi tarafından hazırlanmış dosyada mevcut 01.12.2014 tarih --------- sayılı raporda; "Davalı sürücü --------- tali kusurlu olduğu, yaya --------- ise davranış faktörlerinin asli etken olduğu" belirtilmiştir.--------- E. Sayılı dosya için, Karayoları Bilirişi heyeti tarafından hazırlanmış dosyada mevcut 20.05.2015 tarihli raporda; "Davalı sürücü --------- üst düzeyde tali kusurlu, sürücü --------- alt düzeyde tali kusurlu, ----------- Belediye Başkanlığı'nın tali kusurlu, davacı yaya ----------- ise davranışının asli derecede etkili olduğu" belirtilmiştir.Dosyada mevcut 17.02.2017 tarihli ---------- bilirkişi heyeti raporunda; "Davalı sürücü ---------- %75 oranında kusurlu olduğu, sürücü --------- %12.5 oranında kusurlu, --------- Belediyesinin %12.5 oranında kusurlu, yaya ---------- kusursuz olduğu" belirtilmiştir.-------- Dairesi tarafından hazırlanmış dosyada mevcut 28.01.2019 tarih -------- sayılı raporda; "Davalı sürücü ---------- %25 oranında kusurlu olduğu, yaya -------- ise davranış faktörlerinin %75 oranında müessir olduğu" belirtilmiştir.Tarafların kusuru ile ilgili olarak gerek ceza yargılamasında alınan raporlar, gerekse Mahkememizde alınan raporlar arasındaki çelişkiler bulunması nedeniyle, ilgili çelişkilerin giderilmesi amacıyla dosyamız --------- Dairesine gönderilerek, genişletilmiş uzmanlar heyetinden rapor alınmıştır. Trafik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Uzmanlar Heyetinin 13/12/2019 tarihli raporunda; "Tüm dosya kapsamı, -------- E. Sayılı dosya ve gerekçeli kararı, tüm beyanlar, kaza tespit tutanağı, kusur durumu raporları incelendiğinde kazanın yukarıda “OLAY” kısmında açıklandığı biçimde gerçekleştiği anlaşılmış olup; Davaya konu olayın gündüz vakti yerleşim yeri içinde kavşak yaklaşımındaki mahalde meydana gelmiş olması, bu mahalde seyir halinde olan davalı sürücü -------- olay yerine yaklaştığında, öğrenci servisi olarak kullanıldığını bildiği belediye otobüsünün sağ tarafta duraklamakta olduğunu ve bu otobüsten inerek mahalde karşıdan karşıya geçecek yayalar/çocuklar olabileceğini öngörerek seyrine daha kontrollü devam etmesi gerektiği, ayrıca çarpma anında yayanın kat etmiş bulunduğu mesafe göz önünde bulundurulduğunda davalı sürücü ---------- olayda asli kusurlu olduğu; ---------- doğumlu davacı-------- otobüsten indikten sonra bu otobüsün önünden karşıdan karşıya geçmek isterken kendi can güvenliği açından taşıt yolu üzerinde yaklaşan araçların hızlarına-mesafelerine dair gerekli-yeterli kontrolleri yapması gerekirken yaşının da etkisiyle gerçekleştirdiği dikkatsiz geçişi nedeniyle davranış faktörlerinin olayda tali derecede etken olduğu; idaresindeki otobüsle seyir halindeyken belirtilen noktada yolcularını indirmekte olan sürücü -------- mevcut şartlarda kazanın oluşumu üzerinde atfı kabil bir kusurunun bulunmadığı; öğrenci servisi olarak görevlendirilen belediye aracında kazaya karışan öğrencinin yaşı da göz önünde bulundurulduğunda, bu araçtan inecek yolcuların güvenli geçişlerini sağlamak açısından gerekli yardımcı personel çalışmasını sağlamayan ---------- Belediyesi'nin de olayda tali kusurlu olduğu kanaatiyle;
A) Davalı sürücü ---------, idaresindeki otobüs ile meskun mahaldeki caddede seyir halinde iken olay mahalline yaklaştığında, sağ ilerisinde yolcu indirmek üzere duraklamış olan ve öğrenci taşındığını bildiği belediye otobüsünün varlığını ve bu otobüsten inerek etrafından yola çıkabilecek yaylar / çocuklar olabileceği durumunu dikkate alarak hızını uygun düzeye düşürmek ve ön tedbir amaçlı sesli ikazda bulunmak suretiyle seyrine daha kontrollü devam etmesi gerektiği hususuna riayet etmediği, mevcut hızı ile seyrine devam ederek otobüsün yanından geçmekte olduğu sırada da bu otobüsün ön tarafından yola girerek karşıdan karşıya geçmek isteyen yayaya karşı tedbirde geç kalmakla yayaya çarptığı olayda asli derecede "%50 (YÜZDE ELLİ) ORANINDA" kusurludur.
B) --------- doğumlu davacı ---------, olay mahallinde yolcusu olduğu otobüsten inip bu otobüsün önünden karşıdan karşıya geçmek isterken, kendi can güvenliği açından taşıt yolunun her iki yönünden yaklaşan araçların hızlarına-mesafelerine dair gerekli-yeterli kontrolleri yapması gerektiği hususlarına riayet etmediği ve dikkatsiz biçimde gerçekleştirdiği geçişi sırasında da sol taraftan yaklaşan aracın çarpmasına maruz kaldığı olayda yaşı nedeniyle davranış faktörleri sonuç üzerinde tali derecede "%30 (YÜZDE OTUZ) ORANINDA" etkendir.
C) Davalı --------- Belediyesi, olay tarihinde öğrenci servisi olarak görevlendirmiş bulunduğu belediye otobüsünde, bu araca binecek veya araçtan inecek öğrencilerin güvenli geçişlerini sağlamak açısından gerekli yardımcı personel çalıştırmamış olmakla hizmet eksikliği nedeniyle olayda tali derecede "%20 (YÜZDE YİRMİ) ORANINDA" kusurludur." yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, davalının kusurlu olup olmadığına karar vermek yetkisi Mahkememize aittir. Buna göre tüm dosya kapsamından; ATK Trafik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Uzmanlar Heyeti tarafından düzenlenen 13/12/2019 tarihli raporunun dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunarak hükme esas alınmasına karar verilmiş ve kaza nedeniyle davalı --------- %50 oranında, davacı yaya ---------yaşı nedeniyle davranış faktörlerinin %30 oranında, davalı --------- Belediyesi'nin hizmet eksikliği nedeniyle %20 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.Her ne kadar --------- Hukuk Dairesinin "Mahkememizin --------- esas sayılı dosyası üzerinden verilen manevi tazminat davasının kararını kaldırılmasına" ilişkin ilâmında kaldırma nedeni olarak "..Bu durumda aynı olay nedeniyle ceza yargılama aşamasında alınan ve mahkemece alınan kusur bilirkişi raporları ile İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan kusur raporu ile arasında kusurlu olduğu tespit edilen kişiler ve oranları arasında açıkça çelişki ortaya çıktığı ve taraflarca itiraz edildiği halde İlk Derece Mahkemesince tefrik kararı verilen dosya kapsamında alınan kusur raporları arasındaki itirazlar ve raporlar arasındaki çelişki giderilmeden ve manevi tazminatın belirlenmesinde kriter olan kusur netleştirilmeden karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur." şeklinde hüküm kurulmuş ve bir kısım davalı taraflarca yeniden kusur raporu aldırılması talep edilmiş ise de; --------- Hukuk Dairesinin Kaldırma kararında da belirtildiği üzere Mahkememizin --------- esas sayılı dosyasında alınan 17.02.2017 tarihli ---------- bilirkişi heyeti raporunda davalı sürücü ----------- %75, sürücü ---------- %12.5, --------- Belediyesinin %12.5 oranında kusurlu, yaya ------- kusursuz olduğunun belirtildiği, -------- Dairesinden aldırılan 28.01.2019 tarihli raporda; davalı sürücü --------- %25, yaya ---------- %75 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Raporlar arasında çelişki olduğundan Mahkememizce dosya "Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum Ve Kuruluşlar İle Diğer Kurum Ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi"nin 16. Maddesinin "------- Dairesi ve ---------- Dairesinin raporları -------- Üst Kurullarında incelemeye alınamaz. Bu dairelerden birinin verdiği raporlar ile diğer bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması hâlinde mahkeme veya Cumhuriyet savcılıklarınca gerekçesi belirtilmek suretiyle talep edilmesi üzerine raporlar, ilgili ihtisas dairesinin en az yedi uzmanının katılımı ile oluşan genişletilmiş uzmanlar heyetince incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kararlar katılanların oy çokluğuyla alınır, eşitlik hâlinde başkanın bulunduğu taraf oy çokluğunu sağlamış olur." şeklindeki 2. Fıkrası uyarınca --------- Dairesinin en az yedi uzmanının katılımı ile oluşan genişletilmiş uzmanlar heyetine gönderilmiş, genişletilmiş heyetçe oy çokluğuyla "Davalı sürücü -------- %50 (yüzde elli) oranında kusurlu, davacı yaya --------- yaşı nedeniyle davranış faktörlerinin %30 (yüzde otuz) oranında etken olduğu, davalı ---------- Belediyesi'nin hizmet eksikliği nedeniyle %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu" yönünde görüş bildirilmiş olup genişletilmiş uzmanlar heyetince bildirilen görüş kesindir. Bu heyete yine ilgili Kararname gereği önceki raporda yer alan uzmanların da katılması zorunlu olduğundan bu heyetin raporunun oy birliğiyle çıkmaması normaldır. Bu nedenle ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükmü gereğince davalı tarafların kusur oranı kesinleşmiş olup Mahkememizce çelişkinin giderileceği başka bir merci bilinmemektedir. Bu bakımdan davalılar vekillerinin kusur oranına ilişkin itirazlarının ve tekrar rapor alınması taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
11-Kazanın, davacının geçici veya sürekli maluliyetine neden olup olmadığı hususu ile ilgili inceleme ve gerekçe: ---------- Dairesi tarafından düzenlenen 29.06.2016 tarihli raporda; "--------- doğumlu --------- 22/04/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı arızası, 11.10.2008 tarih ve ---------- sayılı ------------ yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve ileride ibraz edeceği meslek ve mevki bilinmemekle Grup1 kabul olunarak:Gr1 XII (22Ha....15) %19,Gr 1 XII(9Aa....56) %60, Baltarazd formülüne göre 67.6,E cetveline göre %61 (yüzdeatmışbir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 22/04/13 tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği, 18 yaşına kadar 3 yılda bir, 18 yaşından sonra 5 yılda bir mesleğine uygun vasıfta (modüler yada estetik) protez kullanmasının uygun olacağının..." oy birliği ile mütalaa olunduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce geçici ve sürekli maluliyete ilişkin olarak alınan rapor dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunduğundan hükme esas alınmasına karar verilmiştir.12-Zamanaşımı İtirazı Yönünden Değerlendirme: Davalı ----------- Belediye Başkanlığı vekili birleşen davaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle zamanaşımı definde bulunmuştur.Mahkememizin 04.07.2018 tarihli duruşmasının 1 nolu ara kararı ile; "müsnet olayda, kaza 22.4.2013 tarihinde meydana gelmiş olup, Yargıtay uygulamasına göre bu tür davalarda ceza zamanaşımı süresinin geçerli olduğu, buna göre TBK.'nin 72/1 f.-2.cümle maddesi gereğince zarara yol açan eylemin aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu (uzamış) ceza zamanaşımı süresi olduğu, buna göre olaydaki eylemin 5237 s. TCK'nin 89/3. maddesindeki taksirle yaralama suçunun oluşturduğu, bu suçun cezasının üst sınırının 2 yıl hapis veya adli para cezası olduğu, buna göre suçun ceza zamanaşımının 5237 s. TCK.'nin 66/1-e. maddesi uyarınca 8 yıl olduğu, kaza tarihine göre ceza zamanaşımı süresinin 23.04.2021 tarihinde dolacağı anlaşılmakla davalı tarafın zamanaşımı defiinin reddine," şeklindeki gerekçesi ile davalı ---------- Belediye Başkanlığı vekilinin birleşen davadaki zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.13-Sigorta Poliçe Bilgileri Yönünden İnceleme: Davalı -----------Ş. tarafından 20.07.2018 tarihli cevabi yazı ekinde sunulan sigorta poliçesi incelendiğinde, davaya konu trafik kazasına karışan ----------- plaka sayılı aracın davalı ---------- adına kayıtlı bulunduğu, 09.01.2013 - 2014 dönemi için davalı ---------Ş. tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı olduğu, sigorta poliçesinde kişi başına maddi tazminat teminat limitinin 250.000 TL, kişi başına sakatlık gideri teminat limitinin 250.000 TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır. Davalı --------Ş. tarafından 01.08.2018 tarihli cevabi yazı ekinde sunulan sigorta poliçesi incelendiğinde, davaya konu trafik kazasına karışan ----------- plaka sayılı aracın davalı --------- Belediye Başkanlığı adına kayıtlı bulunduğu, 27.01.2013 - 2014 dönemi için davalı ----------Ş. tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı olduğu, sigorta poliçesinde kişi başına sağlık gideri teminat limitinin 250.000 TL, kişi başına sakatlık ve ölüm teminat limitinin 250.000 TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır.14-Tedavi Giderleri ve Protez Bedelleri Yönünden İnceleme ve Gerekçe: Davacılar vekili gerek asıl dava dosyasına, gerekse de birleşen dava dosyasına sunduğu dava dilekçelerinde özetle; davaya konu kazanın meydana geldiği tarihten itibaren müvekkilinin hastanede olduğunu, bir ayağının kopuk şekilde diğer ayağının ise alçıya alınmak suretiyle sürekli şekilde yatar vaziyette olduğunu, müvekkilinin kaza neticesinde beden tamlığının ihlal edildiğini, TBK'nin 54. maddesi gereğince tedavi giderleri başta olmak üzere protez masraflarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde; “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde ---------- tarafından karşılanır…” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu düzenleme ile trafik kazasından kaynaklanan ve sadece KTK’nun 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri bakımından, trafik sigortacısı ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu son bulmuştur.Bundan dolayı diğer geri kalan giderler için tedavi giderleri teminatı kapsamında, ---------- tarafından ödenmeyen ve açıkta kalan tedavi giderleri için sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir. ---------- Hukuk Dairesinin kararlarında, ---------- belgelendirilmiş tedavi giderlerinden sorumlu olduğu, bunun dışında kalan tedavi giderlerinden, yani belgelendirilemeyen tedavi giderlerinden, sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğunun devam ettiği belirtilmiştir. Bu nedenle davacının kullanacağı protez bedeli ile ilgili davalı sigorta şirketi, araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğunun devam ettiği hususunda kuşku yoktur. Ancak kullanılacak protez bedeli ile ilgili olarak hangi protezin esas alınacağı, ortalama bir protez bedeline mi yoksa kullanılabilecek en iyi protez bedeline mi yoksa ömür boyu kullanılacak protez bedeline mi hükmedileceği hususu tartışmalı olup Mahkememizce yüksek --------- sayılı olup da ilgili bölümü "Mahkemece, faturalı protez bedelinin tahsili hakkında hüküm kurulması isabetli ise de henüz yapılmamış olan ileride değişecek protez bedellerinin tazminata dahil edilmemesi doğru olmamıştır. Tedavi giderlerinden olan ileride yapılacak protez giderleri 2918 sayılı yasanın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderlerinden olmadığından işleten, sürücü ve trafik sigorta şirketinin sorumluluğuna esas olmak üzere uzman doktor bilirkişiden ayrıntılı gerekçeli, denetime açık ek rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir..." şeklinde olan ilâmının doğru olduğu kabul edilerek tedavi giderlerinden olan ileride yapılacak protez giderlerinin 2918 sayılı yasanın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderlerinden olmadığı, bu giderlerden işleten, sürücü ve trafik sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiği ve küçük yaşta bacağı kesilen davacının ileride kullanacağı protezlerin de en iyilerinin bedellerine hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. --------- Kurulu tarafından düzenlenmiş 29.06.2016 tarihli raporda davacının 18 yaşına kadar 3 yılda bir, 18 yaşından sonra 5 yılda bir mesleğine uygun vasıfta protez kullanmasının uygun olacağı belirtilmiştir. ---------- tarafından dosyaya gönderilen 14.04.2021 tarihli yazı ekinde yer alan çizelgeye göre davacıya, ilki 04.09.2013 tarihinde ve sonuncusu 11.11.2020 tarihinde olmak üzere toplam 5 kez protez uygulandığı, ilk protez bedelinin KDV dahil 3.585,60 TL, sonraki protezlerin her birinin bedelinin 3.750,00 TL olmak üzere, toplam protez bedelinin 18.585,60 TL ve toplam katkı payının 3.717,12 TL olduğu anlaşılmaktadır. Davacıya en son protezin 11.11.2020 tarihinde uygulandığı göz önünde bulundurulduğunda, 18 yaşını dolduracağı 09.11.2022 tarihine kadar başka bir protez uygulamasının yapılmayacağı kabul edilebilir. Davacının bu protezlerin uygulanması nedeniyle uğradığı maddi zarar SUT gereği ödemesi gereken %20 oranındaki katkı payı kadardır. Bu miktar ise toplam 3.717,12 TL’dir.Tazminat hesaplamalarında işlemiş dönem zararı somut, gerçekleşmiş veriler esas alınarak, işleyecek dönem zararı ise gerçekleşmesi muhtemel veriler esas alınarak belirlenmektedir. Davacının ne tür protez kullanması gerektiği, kaç yılda bir değiştirilmesi gerektiği ile ilgili Mahkememizce gerekli deliller toplanarak alanında uzman doktor bilirkişiden rapor alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
---------- tarafından düzenlenen 30.10.2020 tarihli bilirkişi raporunda; "-------- göre değerlendirme yapılarak;
i) Protezin ---------- göre tanımı, değişim süresi ve --------- fiyatı;
Swing ve stance fazı hidrolik kontrollü polisentrik diz eklemli, pasif vakum sistem modüler diz üstü protezi;
- Sağlık kurulu kararı ile --------- aktif çalışan ve/veya öğrenci ise karşılamakta,
- Aktivite skoru ile uyumlu karbon ayak ve 2 adet silikon liner ile birlikte veriliyor.
- 5 yılda 1 veriliyor.
- --------- fiyatı:13.200,00 TL (KDV MUAF)
ii) Protezin parçalarının -------”'a göre değişim süreleri ve -------- fiyatları;
a) Diz üstü soket değişimi
- Sağlık kurulu kararı ile.
- 18 ayda 1 defa değişiyor.
- ----------- fiyatı: 584,00 TL + %8 KDV
- 2 protez arasında 1 adet alabiliyor.
b) Modüler adaptörlü tüp değişimi
- Sağlık kurulu kararı ile
- 2 yılda 1 defa değişiyor.
- --------- fiyatı:112,00TL + %8 KDV
- 2 protez arasında 1 adet alabiliyor
c) Modüler protez tüp adaptörü değişimi (protezde kullanılmış ise)
- Sağlık kurulu kararı ile
- 2 yılda 1 defa değişiyor.
- --------- fiyatı: 90,00 TL+ %8 KDV
- 2 protez arasında 1 adet alabiliyor
d) Jel lineer değişimi
- Protez ile 1 çift verilir.
- Sağlık kurulu kararı ile
- 1 yılda 1 defa değişiyor.
- ---------- fiyatı:1.000,00 TL + %8 KDV
- 2 protez arasında 2 adet alabiliyor.
e) Karbon ayak değişimi
- Protez ile verilir.
- Sağlık kurulu kararı ile
- 3 yılda 1 defa değişiyor.
- ---------- fiyatı:3.000,00 TL +%8 KDV
- 2 protez arasında 1 adet alabiliyor.
f) Diz üstü protez 6 ve mika değişimi
- Sağlık kurulu kararı ile
- 1 yılda 1 defa değişiyor.
- ---------- fiyatı :356,00 TL + %8 KDV
- 2 protez arasında 3 adet alabiliyor.
g) Fom çorabı değişimi
- Sağlık kurulu kararı ile
- 1 yılda 2 defa (6 ayda 1) değişiyor.
- ----------- fiyatı : 41,00TL + %8 KDV
- 2 protez arasında 8 adet alabiliyor.
h) Diz eklemi değişimi
- Sağlık kurulu kararı ile
- 3 yılda 1 defa değişiyor.
- ----------- fiyatı:6.500,00 TL + %8 KDV
- 2 protez arasında 1 adet alabiliyor.
--------- çalışanlardan %20, emeklilerden %10 kesinti yapıyor.
---------- geri ödeme şartlarına göre; tamir faturalarının toplam miktarı protez fiyatının %75'ini geçemez." yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.Davacının 4 aylık bakıcı gideri ile protez bedelleri zararlarının hesaplanması için alanında uzman aktüer bilirkişi --------- vasıtasıyla dosya üzerinden inceleme yaptırılarak rapor ve ek raporlar alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiş, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama sonucunda, davacı -------- 4 aylık bakıcı gideri zararı 3.987,33 TL, 9 yıllık işlemiş dönem protez bedeli zararı 3.717,12 TL, 62 yıllık iskontolu protez bedeli zararı 5.118.590,40 TL olarak hesaplanmıştır.Alanında uzman bilirkişi tarafından yapılan hesaplama Mahkememizce de aynen benimsenerek hükme esas alınmış, davaya konu trafik kazası nedeniyle davacının uğradığı tedavi gideri zararı ile protez gideri zararı toplamı 5.118.590,40 TL olarak belirlenmiştir. Davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde davacı ---------- %30 oranında kusurlu olduğu göz önüne alındığında talep edebileceği toplam tazminat talebi 3.588.406,40 TL olarak hesaplanmıştır.Davalı ---------Ş. ile --------Ş. tarafından düzenlenen sigorta poliçelerinde kişi başına sağlık giderleri teminat limitinin 250.000 TL olarak belirlenmesi nedeniyle her iki davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun 250.000 TL ile sınırlı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.15-Maddi Tazminat (Sürekli Engellilik) Yönünden Değerlendirme:
15.1-Davacı --------- Olay Tarihindeki Yaşı ve Kalan Ömür Süresi: --------- doğumlu olan davacı, 22.04.2013 kaza tarihinde 8 yıl 5 ay 13 günlüktür. 8 yaşında olduğunun kabulü ile PMF tablosuna göre bakiye ömrü 56 yıl ve muhtemel ölüm yaşı 64 olarak belirlenmiştir.Davacı kaza tarihinde 18 yaşından küçüktür. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre aktif çalışma hayatına atılarak kazanç getiren bir işte çalışmaya başlaması için rüşt yaşı olan 18 yaşına ulaşması gerektiği kabul edilmektedir. Ancak--------- sayılı kararında; “…Yargıtay'ın yerleşik uygulaması gereğince kişinin vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazminatı olarak ifade edilmektedir. Bu durum ilk bakışta sorumluluk hukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de burada vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durumu ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı, fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir. Bunun gibi çalışma yaşına gelmemiş küçükler yönünden de bedensel zarar sonucu oluşan maluliyet nedeni ile evde ya da dışarıda aileye yardımcı olma, eğitim alma, yeme, içme vb gibi tüm yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinde emsallerine göre sarfetmesi gereken fazla çaba veya güç (efor) bir ekonomik değer olarak görülmeli ve bu nedenle bir zarar oluştuğunun kabulü gerekmektedir…” denmiştir. Yukarıda aktarılan emsal karar doğrultusunda ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre aktif çalışma hayatının 60 yaşında son bulacağı kabul edilerek, davacının 18 yaşına kadar olan ve 60 yaşından sonraki hayat süresi pasif dönem, 18 – 60 yaşları arasındaki hayat süresi ise aktif dönem olarak ele alınmıştır. Buna göre davacının 18 yaşına kadar olan pasif hayat dönemi 10 yıl, 18 – 60 yaşları arasındaki aktif hayat süresi 42 yıl ve 60 yaşından sonraki pasif hayat süresi 4 yıl olarak belirlenmiştir.15.2-Kazanç Durumu Yönünden Değerlendirme: Yukarıda da açıklandığı üzere davacı 18 yaşından itibaren aktif çalışma hayatına atılarak kazanç elde edebilecektir. Fakat 18 yaşına geldiğinde ne kadar kazanç elde edebileceğini belirlemeye yarayacak herhangi bir veri bulunmadığından en azından yasal asgari ücret kadar kazanç elde edebileceği kabul edilmiştir.Davacının 18 yaşından önceki ve 60 yaşından sonraki pasif dönem zararı ise salt yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmesi için sarf ettiği güç nedeniyle oluştuğundan ve hizmet akdi ile çalışma karşılığı olmadığından, bu dönem için asgari geçim indirimi hariç net yasal asgari ücret esas alınarak hesaplama yapılmıştır.15.3-Maddi Tazminatın Hesaplanması: Davaya konu trafik kazası nedeniyle davacının uğradığı sürekli iş göremezlik zararının hesaplanması için alanında uzman aktüer bilirkişi ---------- vasıtasıyla dosya üzerinden inceleme yaptırılarak rapor ve ek raporlar alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiş, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama sonucunda, davacı ---------- 9 yıllık sürekli engellilik dönemi zararı 166.479,44 TL, 62 yıllık işleyecek iskontolu aktif ve pasif devre maddi zararı 3.164.529,60 TL olmak üzere toplam 3.331.009,04‬ TL olarak belirlenmiştir.Alanında uzman bilirkişi tarafından yapılan hesaplama Mahkememizce de aynen benimsenerek hükme esas alınmış, davaya konu trafik kazası nedeniyle davacının uğradığı sürekli engellilik dönemine ilişkin maddi zararı toplamı 3.331.009,40 TL olarak belirlenmiştir. Davacının %61 maluliyet oranı ve kazanın oluşumundaki %30 kusur oranı göz önüne alındığında davacının davalılardan talep edebileceği toplam sürekli iş göremezlik zararı 1.422.340,86 TL olarak hesaplanmıştır.Davalı -----------Ş. tarafından 250.000 TL tutarında sürekli iş göremezlik tazminatı ödendiğinden, davacının davalılardan talep edebileceği bakiye sürekli iş göremezlik zararı 1.172.340,76 TL olarak belirlenmiştir.Davalı ----------Ş. ile ---------Ş. tarafından düzenlenen sigorta poliçelerinde kişi başına sakatlık ve ölüm giderleri teminat limitinin 250.000 TL olarak belirlenmesi nedeniyle her iki davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun 250.000 TL ile sınırlı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.Davalı ---------Ş. tarafından 250.000 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ödemesi yapıldığından davacı --------- davalı ---------Ş.'ye karşı açtığı sürekli engellilik zararına ilişkin maddi tazminat davasının konusuz kalması nedeniyle davalı ---------Ş. Yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
16-Geçici İş Göremezlik ve Belgesiz Tedavi Giderine İlişkin Maddi Tazminat Talebi Yönünden Değerlendirme: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, 50,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 1.000,00 TL belgesiz tedavi giderinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili UYAP'tan sunduğu 18.03.2022 tarihli dilekçesinde özetle, 1.000,00 TL belgesiz tedavi giderleri tazminatı talebi ile 50,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinden feragat ettiklerini beyan etmiştir. Feragat HMK’nin 307, 309 ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını oluşturan bir taraf işlemidir. HMK'nin 310. Maddesine göre feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Talep eden vekilinin vekaletnamesi incelenmiş, feragate yetkili olduğu saptanmıştır. Feragat bildirimi de HMK’nin 154. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur. Bu nedenlerle davacı vekilinin belgesiz tedavi giderleri ile geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir.17-İbranamenin İptali Talebi Yönünden Değerlendirme: Davacılar vekili birleşen --------- Esas sayılı dava dosyasına sunduğu dava dilekçesinde özetle, ----------Ş.'ye verilen 24.12.2013 tarihli ibranamenin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.24.12.2013 tarihli ibranamede, davacılar vekili ----------, "davacı --------- adına, maluliyet nedeni ile oluşan zararın tazmini için dava açtığını, ancak uğradıkları tüm zararlara karşılık olmak üzere, kazaya sebebiyet veren aracın yukarıda numarası belirtilen --------- poliçesi tarafı ----------Ş. ile karşılıklı ve sulhen vardığımız mutabakat uyarınca 250.000 TL asıl alacak, 19.450 TL vekalet ücreti olmak üzere ceman 269.450 TL'yi nakden, defaten ve tamamen aldığını, .... --------Ş. bakımından fazlaya dair haklarını da kapsar şekilde, davalı ---------Ş.'yi tamamen, gayri kabili rücu olmak üzere ve kesin şekilde ibra ettiğini" beyan ettiği anlaşılmıştır.Birleşen dava davacıları vekili, birleşen davada bu ibranamenin iptali talebinde, davalı -----------Ş.'nin sorumluluğunun 250.000 TL olduğunu sandığını, halbuki 500.000 TL olduğunu, yine maluliyet oranının %53 olarak hesaplandığı halde, asıl dosyada maluliyet oranının %61 olarak hesaplandığını, yine bakıcı gideri konusunda yeterli bilgileri olmadığını belirterek ibranın iptalini istemektedir.İbranamenin iptali TBK'nin 28. maddesine dayanmaktadır. TBK'nin 28. maddesi hükmü "Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir. Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir." şeklindedir.
KTK 11. Maddesi gereğince ibranamenin iptali istemi 2 yıllık hak düşürücü süre içinde istenmelidir. Öte yandan yüksek --------- HD'nin kararlarında; yapılan ödeme ile gerçek zarar arasındaki farkın açık bir nispetsizlik oluşturup oluşturmadığı, ibranamenin düzenlenme tarihi itibariyle davacının müzayaka içerisinde bulunup bulunmadığı ve TBK'nin 28. maddesinde belirtilen koşulların değrelendirilerek taraflar arasında düzenlenen ibraname gerği talepte bulunulup bulunulamayacağına karar verilmesi gerekmektedir.
Davacı ---------- vekili ----------- 24.12.2013 tarihli ibranamesinde tedavi giderlerinin açıkça yazmadığı, tersine ibraname, feragatname ve makbuz başlıklı ibranamenin ilk pragrafında "söz konusu olay sonrası maluliyet nedeni ile oluşan zararın tazmini için" ibaresinden ibranın sadece maluliyet zararına ilişkin olduğu, tedavi giderlerini kapsamadığı kanaatine varılmıştır. TBK'nin 28. Maddesindeki koşullar bulunmadığından ibranamenin iptali talebinin reddine, davacının ömür boyu engelli yaşamak zorunda kalmasından kaynaklanan maddi tazminat yönünden ibranamenin geçerli olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak tedavi giderleri yönünden açık ibra bulunmaması nedeniyle sigorta şirketinin bu kapsamdaki teminattan sorumluluğunun devam ettiği anlaşıldığından maddi tazminat talepleri bu kapsamda değerlendirilmiştir. 18-Faiz Ve Faiz Başlangıç Tarihi Yönünden Değerlendirme: Her ne kadar, haksız eylem sorumlularına karşı açılan tazminat davalarında, maddi ve manevi tazminatlara, zararların oluştuğu tarih olan “olay” tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmekte ise de; KTK’nın 99’ncu maddesinde yer alan “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” düzenlemesi uyarınca, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi gereğince ödenmesi gereken maddi tazminatın, daha önce sigorta şirketine başvurulmuş ise başvuru tarihinden itibaren “8 işgünü sonraki” tarihten itibaren, sigorta şirketine başvurulmamış ise dava ya da takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsili gerekmektedir.Davacının, dava tarihinden önce davalı sigorta şirketlerine başvurarak temerrüde düşürdüğüne dair bir iddia ve delil bulunmadığından, davalı ---------Ş. yönünden faiz başlangıç tarihinin, dava tarihi olan 25.07.2013, birleşen davanın davalısı ---------Ş. yönünden birleşen dava tarihi 16.06.2015 olduğunun, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 24.04.2013 tarihi olduğunun kabulü gerekmiştir.Faizin türü ile ilgili olarak --------- sayılı emsal ilâmında belirtildiği üzere kazaya neden olan araç maliki şirket olup, kazanın ticari faaliyet sırasında meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle Mahkememizce faiz türü olarak avans faizine karar verilmesine ilişkin mahkememizce verilen 21/09/2022 tarih ve ------- Esas - --------- Karar sayılı karara karşı davalı ---------- Belediye Başkanlığı vekili, davalı ---------- vekili, davalı ---------- vekili, davalı --------Ş vekili ile davalı --------- Şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulduğu, -------- sayılı ilamıyla "Dosyada yapılan incelemede; 22/04/2013 kaza tarihinde davacı -----------; davalı sürücü ---------- sevk ve idaresindeki, -------Ş. nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan, davalı ----------- Belediyesinin maliki olduğu, --------- plakalı öğrenci servisi olarak kullanılan belediye otobüsünden inip yolun karşısına geçmeye çalıştığı sırada, sürücü --------- sevk ve yönetimindeki, davalılardan --------- maliki, -----------Şti.'nin işleteni ve davalı ---------Ş nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan ---------- plakalı aracın çarpması sonucu yaralandığı, maddi tazminat istemiyle her iki aracın sürücüsü, işleteni, maliki ve sigortacıları aleyhine eldeki asıl ve birleşen davanın açıldığı, kazaya ilişkin-------- esas sayılı dosyasında yapılan ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporunda; trafik kazasının meydana gelmesinde davacının asli, sürücü ----------- tali kusurlu olduğu, ----------- Dairesinden alınan raporda; davacı ----------- asli, davalı ----------- tali kusurlu olduğu, Karayolları Bilirkişi Heyetinden alınan raporda; sürücü ---------- üst düzeyde, --------- alt düzeyde tali kusurlu, ---------- Belediye Başkanlığı'nın tali kusurlu, davacının davranışının asli düzeyde etkili olduğu, yönünde görüş açıklandığı, ceza mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, sürücülerin ve belediye görevlilerinin taksirle yaralama suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği, kaza taraflarının kazadaki kusur oranlarının tespiti için ilk derece mahkemesince alınan 17.02.2017 tarihli ----------- bilirkişi heyeti raporunda; davalı sürücü --------- %75, sürücü ---------- %12.5, ---------- Belediyesinin %12.5 oranında kusurlu, yaya ----------- kusursuz olduğu, ---------- Dairesi'nden aldırılan 28.01.2019 tarihli raporda; davalı sürücü --------- %25, yaya ----------- %75 oranında kusurlu olduğu, ---------- 13/12/2019 tarihli raporunda; davalı sürücü ---------- %50, davacı--------- %30, davalı ---------- Belediyesi'nin %20 oranında kusurlu olduğu, yönünde görüş açıklandığı, ilk derece mahkemesince --------- 13/12/2019 tarihli raporundaki belirlemelerin; kesin nitelikte olduğu açıklanarak hükme esas alınıp, yukarıda özetlenen ve istinaf istemlerine konu esas hakkındaki kararın verildiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere; HMK'nın 281.maddesinde tarafların bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri, mahkemenin bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden ek rapor alabileceği, ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme yaptırabileceği, HMK'nın 282.maddesinde hakimin bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerledireceği düzenlenmiştir. Bilirkişi raporu kural olarak hakimi bağlamaz. Hakim raporu serbestçe takdir eder. Raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bunun doğal sonucu olarak, her hangi bir kurum nezdinde düzenlenen bir raporun, kurum nezdinde düzenlenen diğer raporlara (kurum mevzuatı ve hiyerarşisi içerisinde) üstün olması hususunu, delilleri (raporları) serbestçe taktir etmesi gereken mahkeme yönünden kabule yasal olanak bulunmamaktadır. Kurum hiyerarşisi içerisinde en üst kurul tarafından düzenlenen bir rapor; mahkeme için kesin bir delil olmadığı gibi, düzenlendiği husustaki nizayı kesin olarak giderici bir delilde olmayıp, mahkemece serbestçe taktir edilecek bir delil niteliğindedir. Dolayısıyla bilirkişi raporları arasında çelişki varsa veya bilirkişi raporu kendi içerisinde çelişkili ise hakim çelişkiyi gidermeden karar veremeyeceği gibi yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak ta karar veremez. Yine mahkemece bilirkişi raporlarından farklı bir kanaate ulaşılması ve bu kanaat gereğince karar verilmesi halinde de, ulaşılan sonucun gerekçesinin yürürlükte ki mevzuata ve bilimsel verilere göre açıklanması zorunlu olduğu gibi, mahkemece birbiriyle çelişkili olan raporlarla ilgili yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak çelişkinin giderilmesine gerek görülmediği durumlarda, birbiriyle çelişkili raporlardan (taktiri delillerden) hangisine dayanıldığının ve gerekçelerinin yasa yolu denetimine olanak sağlayacak şekilde ve somut gerekçelerle açıklanması da zorunludur. Trafik kazalarında sorumluluğun kusur nispetinde olduğu durumlarda, kaza taraflarının kazanın meydana gelmesinde ki kusurlarının tam olarak tespit edilmesi esaslı unsurlardandır. Kusur tespitinin varsayımlara göre değil, Karayolları Trafik Kanunu ile bağlı yönetmelik ve diğer mevzuat hükümlerine göre yapılması zorunludur. Somut olaya gelince, az yukarıda açıklanan ceza soruşturmasında tanzim olunan bilirkişi raporları ile ilk derece mahkemesi tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesi düzenlenen raporlar arasındaki esasa ilişkin çelişkinin giderilmesi suretiyle kaza taraflarının kusur oranlarının tespitinin sağlanması, yada trafik kazasının gerçekleşmesinde kaza tarafların kusurlarının gerekçeleri açıklanarak bizzat mahkemece tespit edilmesi gerekirken, diğer raporlara hangi gerekçelerle itibar edilmediği ve --------- 13/12/2019 tarihli raporundaki kusur oranlarına hangi gerekçelerle itibar edildiği yasa yolu denetimine uygun gerekçelerle açıklanmadan, ---------- kusura ilişkin açıkladığı görüşün kesin olduğu gerekçesiyle verilen karar isabetli olmamıştır. Bu durumda yapılması gereken iş; işin ehemmiyeti de gözetilerek, trafik (kusur) konusunda uzman, daha önce rapor sunmayan, ---------- öğretim üyelerinden oluşturulacak heyetten yada Karayolları Fen Heyetinden oluşturulacak heyetten; kaza tespit tutanağı, krokisi ve ATK raporları, ceza soruşturması kapsamında alınan raporlar, diğer raporlar ve dosyadaki bilgi, belge ve beyanlar irdelenmek suretiyle, tarafların kusur durumlarının belirlenmesi, kusur konusunda raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için açıklayıcı, ayrıntılı, taraf ve yargı denetimine açık rapor aldırılması, tarafların iddia ve savunmaları, itirazları göz önüne alınarak, işin esası ile ilgili deliller toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesinden, sunulan raporlarla bir sonuca ulaşılacak ise, yasa yolu denetimine olanacak şekilde somut gerekçeleri açıklanmak suretiyle bir sonuca ulaşmaktan ibaret olmalıdır. Sonuç olarak; davalılar vekillerinin açıklanan hususa ilişkin istinaf başvurularının kabulü ile HMK'nın 353/1-a/6.maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar vermek üzere, (istinaf eden davalılar vekillerinin diğer istinaf başvuruları incelenmeksizin) dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir." şeklinde karar verildiği, dosyanın mahkememize gelmekle ----------- Esasını aldığı görülmüştür.
Mahkememiz dosyasıyla birleşen mahkememizin ---------- Esas sayılı dosyasının safahatı; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacılar vekili, ---------- esas sayılı dosyasına tevzi edilen dava dosyasına sunduğu dava dilekçesinde özetle; 22.04.2013 tarihinde, davacı ---------, davalı ----------- Belediyesine ait ---------- plakalı servis aracından indiği esnada yolun karşısına geçmeye çalışırken davalılardan --------- yönetiminde bulunan ve davalı ---------- ait ---------- plaka sayılı aracın çarparak yaralanmasına yol açtığını, bu sırada sürücünün hızlı araba kullandığını, okul servisinin de hostes bulundurmaması nedeniyle kusurlu olduğunu, okul yönetiminin de bunu bilmesi nedeniyle kusurlu bulunduğunu, ---------- ayağının kesilmesi nedeniyle bütün hayatının etkilendiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ----------- için 50.000,00 TL, -------- ve ---------- için 25.000,00'er TL, manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili, birleşen ---------- esas sayılı dosyasına tevzi olunan dava dosyasına sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili -------- 22/04/2013 tarihinde davalı ----------- Belediyesine ait --------- plakalı servis aracından indiği esnada yolun karşısına geçmeye çalışırken dava dışı --------- plakalı araç hızla gelerek müvekkiline çarpıp, araç altına alarak sürüklenmesine sebebiyet verdiğini, kaza sonrasında henüz 9 yaşında olan müvekkilin bir bacağının kesildiğini, diğer bacağında da güç kaybı olduğunu, davalı sigorta şirketinin de sorumluluğu olduğunu, davacıların bu kaza sonrasında mağdur olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi tazminatın davalılardan tahsili ile müvekkillerine ödenmesine, müvekkil ----------- için 50.000 TL, müvekkil ---------- için 25.000 TL, müvekkil ---------- için 25.000 TL olmak üzere toplam 100.000 TL manevi tazminatın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan ---------- Belediye Başkanlığından tahsili ile müvekkillerine ödenmesine, bu kapsamda davalı ----------- Belediye Başkanlığının manevi tazminat taleplerinden diğer hukuki sorumlularla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına, müvekkil ------------ kız kardeşinin bakımı için işten ayrılıp ve halen çalışamamakta olup 25.000 TL, diğer kardeşler ---------- için 15.000 TL ve dedesi ----------- için 15.000 TL, babaannesi ----------- için 15.000 TL, anneannesi ----------- için 15.000 TL olmak üzere toplam 115.000 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketleri dışındaki tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, takdir edilecek tazminatların tamamına sigorta şirketleri açısından kazanın kendilerine ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonra başlamak üzere (ihbar edilmemişse dava tarihinden itibaren) ve sigorta şirketi dışındaki diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 22/04/2013 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, iş bu dosyanın aralarındaki hukuki fiili irtibat ve biri hakkında verilecek hükmün diğerini doğrudan etkileyecek olması ile usul ekonomisi ve farklı kararlar çıkmasını engellemek amacıyla ---------- esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı ---------- Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayda müvekkil kurumun hiç bir kasıt ya da kusuru mevcut olmadığını, husumet itirazları olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının, anneanne, babaanne ve dedelerinin davacı sıfatına itiraz ettiklerini, bu nedenlerle haksız açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Davalı -------- vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar ile ağır bedensel zarara uğradığı iddia edilen davacı arasında eylemli ve gerçek bir bağın bulunmaması ve söz konusu kaza nedeniyle müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmadığından açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Davalı --------- Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu kaza nedeniyle müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmadığından açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Davalı -------- usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir.

DAVANIN AŞAMALARI: --------- esas sayılı dava dosyası, 26/11/2013 tarih ve --------- karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememizin -------- esas sırasına kaydolunmuştur.---------- Esas sayılı dava dosyası, 05/04/2016 tarih ve --------- karar sayılı birleştirme kararı ile mahkememiz --------- esas sayılı dosyamızla birleştirilmiştir. Mahkememizin --------- Esas sayılı dava dosyasının 02/06/2021 tarihli duruşmasında verilen; "Davanın geçirdiği aşama, manevi tazminat davaları ile ilgili delillerin toplanmış olması, davacılar vekilinin protez bedelleriyle ilgili talepleri nedeniyle maddi tazminat davasının delillerinin toplanmasının beklenmesi halinde manevi tazminat davasının gereksiz yere daha da uzayabileceği anlaşıldığından tahkikatın daha iyi yürütülmesinin sağlanması amacıyla asıl davada tüm davacıların davalılar -------- Şti, --------- ve ---------- karşı açtıkları ve birleşen --------- esas sayılı dosyasında tüm davacılar ---------, --------- ve ---------- davalı --------- Belediye Başkanlığı'na, davacılar ----------, ---------,--------, --------, ---------, -------- ve --------- davalılar -------- Belediye Başkanlığı, ----------, ----------- ve --------- Şti'ne karşı açtıkları manevi tazminat davalarının HMK'nin 167. Maddesi uyarınca ayrılmasına ve mahkememizin yeni esasına kaydedilmesine," ara kararı uyarınca Manevi Tazminat talepleri yönünden dosya tefrik olunarak mahkememiz ----------- esas sırasına kaydolunarak yargılamaya devam olunmuştur. Mahkememizin ---------- esas sayılı dosyası üzerinden 07/07/2021 tarih ve ------------ karar sayılı ilâmı ile; "1-Davacı ---------- manevi tazminat talebinin KABULÜ ile; 50.000 TL manevi tazminatın taleple bağlı kalınarak davalılar ---------, --------- ve --------- Şti. Yönünden davanın açıldığı 25/07/2013 tarihinden, davalı ---------- Belediye Başkanlığı yönünden kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar---------, ---------- ve ---------- Şti. ve --------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 2-Davacı ----------- manevi tazminat talebinin KABULÜ ile; 25.000 TL manevi tazminatın taleple bağlı kalınarak davalılar ---------, --------- ve --------- Şti. Yönünden davanın açıldığı 25/07/2013 tarihinden, davalı --------- Belediye Başkanlığı yönünden kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ---------, --------- ve ----------- Şti. ve --------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 3-Davacı ----------- manevi tazminat talebinin KABULÜ ile; 25.000 TL manevi tazminatın taleple bağlı kalınarak davalılar ----------, --------- ve ---------- Şti. Yönünden davanın açıldığı 25/07/2013 tarihinden, davalı ----------- Belediye Başkanlığı yönünden kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar --------, ---------- ve --------- Şti. ve --------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı---------- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; A)10.000 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar --------, -------- ve -------Şti. ve --------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, B)Fazlaya ilişkin 15.000 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine, 5-Davacı ---------- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; A)10.000 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar --------, ---------- ve --------- Şti. ve --------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, B)Fazlaya ilişkin 5.000 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine,
6-Davacı ----------- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; A)10.000 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ----------, ---------- ve --------- Şti. ve ----------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, B)Fazlaya ilişkin 5.000 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine,
7-Davacı ---------- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; A)5.000 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ---------, -------- ve ------------ Şti. ve ------------ Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, B)Fazlaya ilişkin 10.000 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine,
8-Davacı ----------- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; A)5.000 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ---------, ---------- ve ---------- Şti. ve ---------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, B)Fazlaya ilişkin 10.000 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine,
9-Davacı ------------ manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; A)5.000 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar --------, ---------- ve--------- Şti. ve ----------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, B)Fazlaya ilişkin 10.000 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine,
10-Davacı ------------ manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; A)5.000 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ----------, ----------- ve ---------- Şti. ve ------------ Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, B)Fazlaya ilişkin 10.000 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine," karar verilmiştir. Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine gönderildiği ---------- sayılı ilamındaki "Dosya kapsamından 22.04.2013 tarihinde davalı sürücü ---------- sevk ve idaresindeki ------------ plaka sayılı otobüsle, davalı ------------- Belediye Başkanlığı'na ait öğrenci servisi olarak kullanılan sürücü ------------- sevk ve idaresindeki belediye otobüsünden inip bu otobüsün önünden karşıya geçmeye çalışan davacı yaya ------------- çarpması neticesi yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği anlaşılmıştır. Mahkemece ------------- Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılamada 02/06/2021 tarihli celse 3 nolu ara kararı ile manevi tazminat davalarının HMK'nın 167. maddesi gereğince ayrılmasına karar verilmiştir. Aynı kazaya ilişkin---------- esas sayılı dava dosyasında alınan 30.06.2014 tarihli bilirkişi raporunda, davalı sürücü --------- tali kusurlu olduğu, davacı yaya ------------ asli kusurlu olduğu, baba ---------- asli kusurun oluşmasında üstlenmiş olduğunun belirtildiği, ----------- Dairesi'nden alınan 01.12.2014 tarihli raporda; davalı sürücü ----------- tali kusurlu olduğu, yaya ----------- ise davranış faktörlerinin asli etken olduğunun belirtildiği, Karayolları Bilirkişi heyetinden alınan 20.05.2015 tarihli raporda; davalı sürücü ------------ üst düzeyde tali kusurlu, sürücü ----------- alt düzeyde tali kusurlu, ----------- Belediye Başkanlığı'nın tali kusurlu, davacı yaya --------- ise davranışının asli derecede etkili olduğunun belirtildiği, yapılan yargılama sonucunda sanıklar ----------, ----------, ---------- ve ------------ hakkında taksirle yaralama suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmektedir. Tefrik edilen dosya kapsamında alınan 17.02.2017 tarihli ------------ bilirkişi heyeti raporunda davalı sürücü ----------- %75, sürücü ---------- %12.5, ----------- Belediyesinin %12.5 oranında kusurlu, yaya ----------- kusursuz olduğunun belirtildiği, ------------- Dairesinden aldırılan 28.01.2019 tarihli raporda; davalı sürücü --------- %25, yaya ------------ %75 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. ---------- 13/12/2019 tarihli raporunda; davalı sürücü --------- %50, davacı ----------- %30, davalı ----------- Belediyesi'nin %20 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği görülmüştür. Bu durumda aynı olay nedeniyle ceza yargılama aşamasında alınan ve mahkemece alınan kusur bilirkişi raporları ile İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan kusur raporu ile arasında kusurlu olduğu tespit edilen kişiler ve oranları arasında açıkça çelişki ortaya çıktığı ve taraflarca itiraz edildiği halde İlk Derece Mahkemesince tefrik kararı verilen dosya kapsamında alınan kusur raporları arasındaki itirazlar ve raporlar arasındaki çelişki giderilmeden ve manevi tazminatın belirlenmesinde kriter olan kusur netleştirilmeden karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur. Davacılar ---------, ----------- ve ----------, davalılar ----------, ----------- ve----------- Şti.'ne karşı açtıkları mahkemenin ---------- Esas sayılı dosyasında manevi tazminat için dava tarihinden itibaren işleyecek faiz isteminde bulundukları; Davacılar ----------, ----------, ---------- ve diğer tüm davacılar tarafından, tüm davalılar aleyhine ----------- Esas sayılı dosyasında ise manevi tazminat için kaza tarihinden itibaren işleyecek faiz isteminde bulundukları anlaşılmaktadır. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince taleple bağlı kalınarak ----------- Esas sayılı dosyada kabul edilen manevi tazminat için davanın açıldığı 25/07/2013 tarihinden,-------- Esas dosyasında kabul edilen manevi tazminat için kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ayrıca davacıların aynı trafik kazasına bağlı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin davada delillerin birlikte toplanması, özellikle kusur raporunun gerek maddi gerekse manevi tazminat talepli davada alınarak değerlendirilmesinin gerekmesine göre usul ekonomisi ilkesi gereğince davaların yargılamasının birlikte yürütülerek karar verilmesi gerekirken mahkemece manevi tazminat davası yönünden tefrik kararı verilerek karar verilmesinin doğru olmadığı düşünülerek bu husus eleştiri konusu yapılmıştır. Kabule göre de davalı ----------- vekilinin vekaletnamesinin karar tarihinden sonra 24/08/2021 tarihinde sunulmuş olması gözetildiğinde karar tarihi itibariyle avukatı olmayan davalı ---------- lehine reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Yine mahkemece hüküm kısmında kabul edilen ve reddedilen manevi tazminat miktarınında açıkça belirtildiğinden eksik hüküm kurulmamıştır. Daire kararının kapsam ve şekline göre; kusur oranlarının belirlenmesi için rapor alınması gerektiğinden manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir." gerekçesi ile Mahkememiz kararı kaldırılmış ve iş bu Mahkememizin ---------- Esas sırasına kaydedilerek aşağıda yazılacak nedenlerle aynı hüküm yeniden kurulmuştur.

DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ: 1- Davanın ve çekişmeli konuların tespiti: Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Manevi tazminata ilişkin davanın dayanağı TBK'nin 56/2. Maddesidir. Dava konusu olayda, davalı -----------, sevk ve idaresindeki otobüsle davacı küçük ---------- çarparak ayağı kesilecek şekilde yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Taraflar arasında "dava dilekçelerinde anlatılan trafik kazası sonucunda davacı ------------ yaralandığı" hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, işbu davanın konusu manevi tazminat davaları açısından taraflar arasındaki uyuşmazlığın, a- Meydana gelen trafik kazasında davalı tarafın kusur oranının ne olduğu, b- 6098 sayılı TBK m. 56/2. Maddesine göre davacıların manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı, kazanmışsa miktarlarının ne kadar olması gerektiği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur. 2- Kazanın oluşumu ve davalının kusur oranının tespiti: Dosya kapsamına göre, olayın, "22/04/2013 günü saat 18:00 sıralarında davalı sürücü ---------- sevk ve idaresindeki ----------- plaka sayılı otobüsle ----------- ilçesi, ---------- Caddesi üzerinde seyir halinde iken olay mahalli olan ---------- Sokak girişine yaklaştığı esnada seyir istikametine göre yolun sağında durmakta olan dava dışı sürücü ----------- sevk ve idaresindeki davalı ---------- Belediye Başkanlığı'na ait öğrenci servisi olarak kullanılan belediye otobüsünden inip bu otobüsün önünden karşıya geçmek isterken davalı sürücü ------------ sevk ve idaresindeki otobüsün ------------- doğumlu mağdur yaya ------------ sevk ve idaresindeki otobüsün sol ön yan kısmıyla çarpması neticesi yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği" şeklinde olduğu anlaşılmıştır. Trafik kaza tespit tutanağına göre; Olay mahallinde yol 15 m genişliğinde, iki yönlü, zemin asfalt-kuru, vakit gündüz, hava açık, mahal meskûndur. Olay mahalli yoldaki azami hız limitinin 50 km/h olduğu belirtilmiştir. Çarpma noktası; ----------- plakalı otobüsün seyir yönü için karşı yön şeridi içerisinde ve yolun sol kenarına 2 m mesafede işaretlenmiştir. Kaza tespit tutanağında, olay yerinde kazaya dair herhangi bir fren izi tespiti belirtilmemiş olup, çarpma sonraı aracın 20 m mesafede durduğu belirtilmiştir. Mahkememizin ----------- Esas sayılı dava dosyası içerisinde yer alan ----------- esas sayılı dava dosyasında yer alan taraf ve tanık beyanları incelendiğinde; davalı sürücü ----------- olay günü verdiği ifadesinde; "Ben ---------- isimli firmada ----------- plakalı ----------- marka yarım otobüste servis şoförü olarak çalışmaktayım. 22.04.2013 günü saat:18:20 sıralarında ---------- Mahallesi --------- caddesi üzerinde bulunan ------------ öğrencileri alarak ---------- mahallesi --------- caddesi üzerinde seyir halinde iken benim ön tarafımda seyreden ----------- Belediyesine ait servis aracı yol kenarında öğrencileri indirdi, ben o esnada ---------- Caddesi üzerinde yaklaşık olarak 40 km hızla gidiyordum. Bu sırada ------------ Belediyesine ait servis aracının önünden birden yola bir kız öğrenci fırladı, ben fren yaptım, fakat fren yapmama rağmen idaremdeki araç ile yola aniden fırlayan ismini ----------- olarak öğrendiğim kız çocuğuna aracımın sağ ön tarafı ile çarpmışım..." şeklinde beyanda bulunduğu, Davalı sürücü ---------- 29.04.2014 tarihli ifadesinde; "Olay tarihinde ben öğrencileri taşıyan servisteydim, belediye arabası da servis işletiyordu, belediye arabası sağda durmuştu, bende seyir halinde 40 KM hızla gidiyordum, çocuk aniden önüme fırladı, ben frene bastım ancak çarpmaya engel olamadım, belediye aracında ne okul taşıt aracı olduğuna dair bir ibare vardı, ne de bir rehber personel vardı, mağdur belediye otobüsünden indi, belediye otobüsü sağda durmuştu, ben seyir halinde soldan devam ediyordum, mağdur bu araçtan inip aniden önüme çıktı, dönerek çocuğu sağda bırakması gerekirdi ancak bunu yapmadı, ..., Ben ------------ isimli firmada çalışmaktayım, aracın sağ ön kısmı biraz sola doğru olan bölümü ile çarptım, ben çocuğu kurtarmak için sola kaçtım, ben fren yapmama rağmen çarpmaya engel olamadım, ben servisten inin çocuk görmedim, ilk inen sanırım mağdurdu, başka çocuk görmedim, söz konusu yer virajdır döndüğümde benim görüş açım 10m kadardır, o gün asfalt dökümü vardı, normalde belediye otobüsü ile karşılaşmıyorum, ancak asfalt dökümüden dolayı son olarak bırkacağım çocuğu ilk bırakmak zorunda kaldığım için karşılaştım, servis aracı olduğunu biliyordum, zira okulda görüyordum, aynı okula öğrencileri götürüyoruz, resmiyette aslında belediye otobüsü servis olarak kullanılamaz, hurda okulda sorumludur, araca en az 200 tane çocuk doluyordu, çocukların nerde ineceği nerde bineceği belli değil, araçta personel olmadığından dolayı bu olay oluşlu, kazaya sebebiyet veren belediye aracıdır, olaydan dolayı çok üzgünüm," şeklinde beyanda bulunduğu, Davalı sürücü ----------- 23.06.2014 tarihli keşifteki ifadesinde; "Ben duran arabanın yanında en fazla 1,5 m açıklıkta giderken ---------- önüme fırladı, ben şuan çarpma noktasını gösteriyorum, ben çocuğu kurtarmak için sola kaçtım, fren yaptım, ancak kaza meydana geldi..." şeklinde beyanda bulunduğu, Dava dışı belediye otobüsü sürücüsü ----------- olay günü verdiği ifadesinde; "...22.04.2013 günü ----------- Belediyesine ait ------------ plakalı Belediye otobüsünü kullanıyordum. Aynı gün saat: 17:30 sıralarında yine bahse konu otobüs ile ----------- aldığım öğrencileri ----------- Mahallesine doğru duraklarda indirerek servis yapıyordum. --------- mahallesi --------- Caddesi üzerinde duraklarda öğrencileri indirerek servise devam ettiğim sırada kuran kursunu geçip virajı döndükten sonra yine otobüste bulunan öğrencilerin bir kısmını indirdim.(Otobüsün) kapılarını kapatarak yola devam edeceğim sırada aynı cadde üzerinde hızlı bir şekilde seyreden bir ---------- gördüm, --------- geldiği yerde birden bir çocuğun olduğunu fark ettim. ---------- hızla gelip benim yanımdan geçeceği sırada ben o çocuğu göremeyince korna çalarak bu ----------- servisini durdurdum. Hemen araçtan inerek yola baktığımda biraz önce gördüğüm ve benim servis yaptığım otobüsten inen isimini sonradan ---------- olarak öğrendiğim kız çocuğunun ---------- sol ön tekeri ile egzosunun arasında yaralı halde olduğunu, bacağından yaralandığını gördüm..." şeklinde beyanda bulunduğu, Sürücü ----------- 23.06.2014 tarihli keşifteki ifadesinde; "...ben ----------- belediyesinin yani servisin şoförü benim, ben belediyenin vermiş olduğu tespit üzerine her zaman buradan indiriyorum, yolun sağ tarafında duruyorum, şu an gösterdiğim noktada durdum, çocukları indirdim, araç iki kapılıdır, bir önde bir arkada kapı bulunmaktadır, bir değil birden fazla çocuk inmektedir. 15-20 tane çocuk inmektedir. Ben onları indirdim, hangi kapıdan indiğini bilmiyorum, aynaya baktım, yola çıkmak üzere iken köşeden çıkan aracın süratli bir şekilde geldiğini gördüm, çocuklar arabanın önünden ve arkasından karşıya geçiyordu, ben aracın 60-70 km olduğunu düşünüyorum, geçtikten sonra ben korna çaldım, daha sonra arabadan indim, şahsı durdurdum, o sırada çocuğu ekzoz ile tekerlek arasında aracın sol tarafından birlikte çıkardık,.. çarpma noktasını şu an size gösteriyorum,(rehber personel var mıydı, aracın servis taşımaca ligi yapmasına rağmen yönetmenlikte belirtilen okul taşıtı dur ibaresi yazılı olup olmadığı, çocuğu dönüp bırakma şansının olup olmadığının hususu sorulduğunda) araçta benden başka personel yoktu, sadece belediyenin albüm yazısı vardı, onun haricinden başkaca işaret yoktu, çocuğu sağ tarafta bırakma imkanım yoktu, zira ben bu çocukları bırakıp yola devam ediyorum, bıraktığım yer belediyenin bana göstermiş olduğu yerdir..." şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı yaya ---------- 23.06.2014 tarihli keşifteki ifadesinde; "olay tarihinde size gösterdiğim yerde servis aracından indim, karşıya geçecektim, o sırada araç bana çarptı, kaza meydana geldi, ancak hangi kapıdan indiğimi aracın önünden mi arkasından mı karşıya geçtiğimi tam olarak hatırlayamıyorum, yalnız benimle birlikte inen arkadaşlarım vardı ve kaldırıma çıkmak üzereydim..." şeklinde beyanda bulunduğu, Tanık ----------- 23.06.2014 tarihli keşifteki ifadesinde; "Ben olayı camdan gördüm, çocukların gelme saati idi. Benim de çocuğum gelecekti. Camdan bakarken çarpan aracın hızlı bir şekilde geldiğini gördüm, belediye otobüsü bunun önünde değil diye kendi kendime söyledim, daha sonra kıyamet koptu, çok hızlı geliyordu, belediye servisi önünde dursaydı bu aracın duramayacağını ve kaza olacağını anladım, servisten 25 tane öğrenci inmektedir. Çarparken görmedim " şeklinde beyanda bulunduğu, Tanık --------- 23.06.2014 tarihli keşifteki ifadesinde; "ben olay esnasında ben de çocukları taşınan serviste idim. Yukarıdan aşağıya gelmek amacıyla binmiştim, servis aracı durduğunda ben arka kapıdan indim, --------- kardeşimiz ön kapıdan indi ve arkadan süratli bir şekilde çarpan araç geldi, olay orada başladı, mağdur aracın önünden geçerek karşıya geçecekti, normal bir şekilde yürüyerek gidiyordu, sağına soluna bakıp bakmadığını görmedim, çarpan aracın süratli bir şekilde geldiğini gördüm. Yirmiye yakın çocuk inmişti" şeklinde beyanda bulunduğu, Tanık ---------- 23.06.2014 tarihli keşifteki ifadesinde; "Ben karşı binada oturuyordum, camda idim. Belediye otobüsü durmuştu, yani belediye servisi durmuştu, araçta çocuklarımız vardı, inmelerini bekliyorduk, daha sonra diğer servisi gördüm, çocuklar buradan indi. Karşı tarafa geçiyorlardı, diğer servis bayağı bir hızlı olarak geliyordu, kaza olduktan sonra biz de koştuk " şeklinde beyanda bulunduğu, Tanık ---------- 23.06.2014 tarihli keşifteki ifadesinde; "Ben belediye servisi aracında idim. Olay (anında) da mağdurun yanında idim. Araç durduğunda ön kapıdan indik, önümden mağdur indi, arkasından da hemen ben indim, biz aracın önünden karşıya geçecektik, ----------- önden gidiyordu, arkasından ben gidiyordum, arkadaşlar ---------- ya da ---------- diye bağırıyorlardı. Benim elimde su şisesi vardı, ben (bağırışları) duyunca bir adım geriye çıktım, elimdeki su şişesi uçtu. Daha sonra diğer araç mağdura çarptı ("çarptığı yerde mağdur kaldırıma yakın mıydı" sorusu üzerine) yakındı, kaldırıma 4-5 adım vardı, diğer servis aracı bazen önde gider, bazen de biz önde gideriz, ama hemen hemen aynı zamanlarda gidiyoruz, diğer servis aracı yolcuları bırakırken içeriye giriyordu, çarpmadan önce araç sanırım dönecekti, aracın 80-90 km idi. Her zaman hızlı gidip gitmediğini bilemiyorum,.." şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkememiz ---------- Esas sayılı dava dosyası içerisinde yer alan --------- Esas sayılı dava dosyasında alınan kusur raporları ile Mahkememiz dava dosyasında alınan kusur raporları inclendiğinde; ---------- Esas Sayılı dosya için hazırlanmış dosyada mevcut 30.06.2014 tarihli bilirkişi raporunda; "Davalı sürücü --------- tali kusurlu olduğu, davacı yaya ----------- asli kusurlu olduğu, baba ---------- asli kusurun oluşmasında üstlenmiş olduğu sorumluluğu yerine getirmediği" belirtilmiştir. ------------ E. Sayılı dosya için ---------- Dairesi tarafından hazırlanmış dosyada mevcut 01.12.2014 tarih ----------- sayılı raporda; "Davalı sürücü ---------- tali kusurlu olduğu, yaya ------------ ise davranış faktörlerinin asli etken olduğu" belirtilmiştir.----------- E. Sayılı dosya için, Karayoları Bilirişi heyeti tarafından hazırlanmış dosyada mevcut 20.05.2015 tarihli raporda; "Davalı sürücü ------------- üst düzeyde tali kusurlu, sürücü ---------- alt düzeyde tali kusurlu, ----------- Belediye Başkanlığı'nın tali kusurlu, davacı yaya --------- ise davranışının asli derecede etkili olduğu" belirtilmiştir. Dosyada mevcut 17.02.2017 tarihli ---------- bilirkişi heyeti raporunda; "Davalı sürücü ---------- %75 oranında kusurlu olduğu, sürücü ----------- %12.5 oranında kusurlu, ---------- Belediyesinin %12.5 oranında kusurlu, yaya ---------- kusursuz olduğu" belirtilmiştir. ---------- Dairesi tarafından hazırlanmış dosyada mevcut 28.01.2019 tarih ----------- sayılı raporda; "Davalı sürücü ---------- %25 oranında kusurlu olduğu, yaya ---------- ise davranış faktörlerinin %75 oranında müessir olduğu" belirtilmiştir. Tarafların kusuru ile ilgili olarak gerek ceza yargılamasında alınan raporlar, gerekse Mahkememizde alınan raporlar arasındaki çelişkiler bulunması nedeniyle, ilgili çelişkilerin giderilmesi amacıyla dosyamız ---------- Dairesine gönderilerek, genişletilmiş uzmanlar heyetinden rapor alınmıştır. ---------- 13/12/2019 tarihli raporunda; "Tüm dosya kapsamı, ---------- E. Sayılı dosya ve gerekçeli kararı, tüm beyanlar, kaza tespit tutanağı, kusur durumu raporları incelendiğinde kazanın yukarıda “OLAY” kısmında açıklandığı biçimde gerçekleştiği anlaşılmış olup; Davaya konu olayın gündüz vakti yerleşim yeri içinde kavşak yaklaşımındaki mahalde meydana gelmiş olması, bu mahalde seyir halinde olan davalı sürücü ----------- olay yerine yaklaştığında, öğrenci servisi olarak kullanıldığını bildiği belediye otobüsünün sağ tarafta duraklamakta olduğunu ve bu otobüsten inerek mahalde karşıdan karşıya geçecek yayalar/çocuklar olabileceğini öngörerek seyrine daha kontrollü devam etmesi gerektiği, ayrıca çarpma anında yayanın kat etmiş bulunduğu mesafe göz önünde bulundurulduğunda davalı sürücü ---------- olayda asli kusurlu olduğu; ----------- doğumlu davacı ---------- otobüsten indikten sonra bu otobüsün önünden karşıdan karşıya geçmek isterken kendi can güvenliği açından taşıt yolu üzerinde yaklaşan araçların hızlarına-mesafelerine dair gerekli-yeterli kontrolleri yapması gerekirken yaşının da etkisiyle gerçekleştirdiği dikkatsiz geçişi nedeniyle davranış faktörlerinin olayda tali derecede etken olduğu; idaresindeki otobüsle seyir halindeyken belirtilen noktada yolcularını indirmekte olan sürücü ---------- mevcut şartlarda kazanın oluşumu üzerinde atfı kabil bir kusurunun bulunmadığı; öğrenci servisi olarak görevlendirilen belediye aracında kazaya karışan öğrencinin yaşı da göz önünde bulundurulduğunda, bu araçtan inecek yolcuların güvenli geçişlerini sağlamak açısından gerekli yardımcı personel çalışmasını sağlamayan ---------- Belediyesi'nin de olayda tali kusurlu olduğu kanaatiyle; A) Davalı sürücü -----------, idaresindeki otobüs ile meskun mahaldeki caddede seyir halinde iken olay mahalline yaklaştığında, sağ ilerisinde yolcu indirmek üzere duraklamış olan ve öğrenci taşındığını bildiği belediye otobüsünün varlığını ve bu otobüsten inerek etrafından yola çıkabilecek yaylar / çocuklar olabileceği durumunu dikkate alarak hızını uygun düzeye düşürmek ve ön tedbir amaçlı sesli ikazda bulunmak suretiyle seyrine daha kontrollü devam etmesi gerektiği hususuna riayet etmediği, mevcut hızı ile seyrine devam ederek otobüsün yanından geçmekte olduğu sırada da bu otobüsün ön tarafından yola girerek karşıdan karşıya geçmek isteyen yayaya karşı tedbirde geç kalmakla yayaya çarptığı olayda asli derecede "%50 (YÜZDE ELLİ) ORANINDA" kusurludur. B) ---------- doğumlu davacı ---------, olay mahallinde yolcusu olduğu otobüsten inip bu otobüsün önünden karşıdan karşıya geçmek isterken, kendi can güvenliği açından taşıt yolunun her iki yönünden yaklaşan araçların hızlarına-mesafelerine dair gerekli-yeterli kontrolleri yapması gerektiği hususlarına riayet etmediği ve dikkatsiz biçimde gerçekleştirdiği geçişi sırasında da sol taraftan yaklaşan aracın çarpmasına maruz kaldığı olayda yaşı nedeniyle davranış faktörleri sonuç üzerinde tali derecede "%30 (YÜZDE OTUZ) ORANINDA" etkendir. C) Davalı ---------- Belediyesi, olay tarihinde öğrenci servisi olarak görevlendirmiş bulunduğu belediye otobüsünde, bu araca binecek veya araçtan inecek öğrencilerin güvenli geçişlerini sağlamak açısından gerekli yardımcı personel çalıştırmamış olmakla hizmet eksikliği nedeniyle olayda tali derecede "%20 (YÜZDE YİRMİ) ORANINDA" kusurludur." yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, davalının kusurlu olup olmadığına karar vermek yetkisi Mahkememize aittir. Buna göre tüm dosya kapsamından; ---------- tarafından düzenlenen 13/12/2019 tarihli raporunun dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunarak hükme esas alınmasına karar verilmiş ve kaza nedeniyle davalı ----------- %50 oranında, davacı yaya ---------- yaşı nedeniyle davranış faktörlerinin %30 oranında, davalı ----------- Belediyesi'nin hizmet eksikliği nedeniyle %20 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Her ne kadar--------- Hukuk Dairesinin "Mahkememiz kararını kaldırılmasına" ilişkin ilâmında kaldırma nedeni olarak "..Bu durumda aynı olay nedeniyle ceza yargılama aşamasında alınan ve mahkemece alınan kusur bilirkişi raporları ile İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan kusur raporu ile arasında kusurlu olduğu tespit edilen kişiler ve oranları arasında açıkça çelişki ortaya çıktığı ve taraflarca itiraz edildiği halde İlk Derece Mahkemesince tefrik kararı verilen dosya kapsamında alınan kusur raporları arasındaki itirazlar ve raporlar arasındaki çelişki giderilmeden ve manevi tazminatın belirlenmesinde kriter olan kusur netleştirilmeden karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur." şeklinde hüküm kurulmuş ve bir kısım davalı taraflarca yeniden kusur raporu aldırılması talep edilmiş ise de; ---------- Hukuk Dairesinin Kaldırma kararında da belirtildiği üzere Mahkememizin ---------- esas sayılı dosyasında alınan 17.02.2017 tarihli ----------- bilirkişi heyeti raporunda davalı sürücü ----------- %75, sürücü ----------- %12.5, --------- Belediyesinin %12.5 oranında kusurlu, yaya ---------- kusursuz olduğunun belirtildiği, ---------- Dairesinden aldırılan 28.01.2019 tarihli raporda; davalı sürücü --------- %25, yaya ---------- %75 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Raporlar arasında çelişki olduğundan Mahkememizce dosya "Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum Ve Kuruluşlar İle Diğer Kurum Ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi"nin 16. Maddesinin "Fizik İhtisas Dairesi ve Trafik İhtisas Dairesinin raporları --------- Kurullarında incelemeye alınamaz. Bu dairelerden birinin verdiği raporlar ile diğer bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması hâlinde mahkeme veya Cumhuriyet savcılıklarınca gerekçesi belirtilmek suretiyle talep edilmesi üzerine raporlar, ilgili ihtisas dairesinin en az yedi uzmanının katılımı ile oluşan genişletilmiş uzmanlar heyetince incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kararlar katılanların oy çokluğuyla alınır, eşitlik hâlinde başkanın bulunduğu taraf oy çokluğunu sağlamış olur." şeklindeki 2. Fıkrası uyarınca --------- Dairesinin en az yedi uzmanının katılımı ile oluşan genişletilmiş uzmanlar heyetine gönderilmiş, genişletilmiş heyetçe oy çokluğuyla "Davalı sürücü -------- %50 (yüzde elli) oranında kusurlu, davacı yaya ----------- yaşı nedeniyle davranış faktörlerinin %30 (yüzde otuz) oranında etken olduğu, davalı ---------- Belediyesi'nin hizmet eksikliği nedeniyle %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu" yönünde görüş bildirilmiş olup genişletilmiş uzmanlar heyetince bildirilen görüş kesindir. Bu heyete yine ilgili Kararname gereği önceki raporda yer alan uzmanların da katılması zorunlu olduğundan bu heyetin raporunun oy birliğiyle çıkmaması normaldır. Bu nedenle ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükmü gereğince davalı tarafların kusur oranı kesinleşmiş olup Mahkememizce çelişkinin giderileceği başka bir merci bilinmemektedir. Bu bakımdan davalılar vekillerinin kusur oranına ilişkin itirazlarının ve tekrar rapor alınması taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir. 3-Kazanın, davacının geçici veya sürekli maluliyetine neden olup olmadığı hususu ile ilgili inceleme ve gerekçe:--------- Dairesi tarafından düzenlenen 29.06.2016 tarihli raporda; "-------- doğumlu --------- 22/04/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı arızası, 11.10.2008 tarih ve ---------- sayılı ----------- yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve ileride ibraz edeceği meslek ve mevki bilinmemekle Grup1 kabul olunarak:Gr1 XII (22Ha....15) %19,Gr 1 XII(9Aa....56) %60, Baltarazd formülüne göre 67.6,E cetveline göre %61 (yüzdeatmışbir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 22/04/13 tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği, 18 yaşına kadar 3 yılda bir, 18 yaşından sonra 5 yılda bir mesleğine uygun vasıfta (modüler yada estetik) protez kullanmasının uygun olacağının..." oy birliği ile mütalaa olunduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce geçici ve sürekli maluliyete ilişkin olarak alınan rapor dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunduğundan hükme esas alınmasına karar verilmiştir. 4-Manevi tazminat talebiyle ilgili inceleme, hukuki gerekçe, değerlendirme ve sonuç: Davacılar, dava konusu trafik kazası nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuştur. 6098 sayılı TBK'nin 56/1. Maddesi uyarınca bedensel bütünlüğü zedelenen zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebilir. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre de ağır bedensel zarar halinde zarar görenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. TBK'nin 56.maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve ---------- sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Eylemin oluş şekli başlığı altında kabul edilen durumuna göre; davaya konu trafik kazası nedeniyle ayağı kesilen ve %61 oranında malül kalan, yine yaşam süresi boyunca 18 yaşına kadar her 3 yılda bir, 18 yaşından sonra ise her 5 yılda bir protez kullanmak zorunda kalan davacı ---------- ve en yakın akrabaları olan diğer davacılar lehine Türk Borçlar Kanunun 56. Maddesi gereğince manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödetilmesine karar verilmesi gerekli olduğu kanaatine varılmıştır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları Mahkeme tarafından araştırılmış, araştırma sonuçları Mahkememiz dosyaya konulmuştur. Dava konusu olayın oluş biçimi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, davacı ----------- kaza nedeniyle %61 oranında malül kalması, yine yaşam süresi boyunca 18 yaşına kadar her 3 yılda bir, 18 yaşından sonra ise her 5 yılda bir protez kullanmak zorunda olması nedeniyle davacı --------- ve davacının en yakın akrabaları olan diğer davacıların duyacakları elemin derinliği, davaya konu kazada nedeniyle tarafların kusur oranı, olay tarihindeki paranın alım gücü, davacılar için hak ve nasafet kuralları gözetilerek, davalıların ekonomik açıdan müzayaka durumuna sokmayacak şekilde; davacı küçük ----------- için davanın tam kabulü ile 50.000 TL, davacı anne ---------- için davanın tam kabulü ile 25.000 TL, davacı baba ---------- için davanın tam kabulü ile 25.000 TL, davacı ----------- için 10.000 TL, davacı --------- için 10.000 TL, davacı ----------- için 10.000 TL, davacı --------- için 5.000 TL, davacı ---------- için 5.000 TL, davacı ---------- için 5.000 TL, davacı -------- için 5.000 TL manevi tazminata hükmetmek gerektiği kanaatine varılmış, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar vermek gerekmiştir. 5-Faiz Oranı ile Başlangıç Tarihinin Belirlenmesi yönünden inceleme ve değerlendirme: Trafik kazaları esas itibariyle haksız fiil sayıldığından araç maliki, işleteni ve sürücüsü yönünden faizin başlangıç tarihi kaza tarihidir. Ancak, davacılar ---------, ---------- ve ---------- vekili, Mahkememizin --------- esas sayılı dosyasında davalılar ----------, ---------- ve --------- Şti.'ne karşı açtıkları 25/07/2013 tarihli davada işleyecek faiz yönünden taleplerini sınırlayarak dava tarihinden itibaren işleyecek faiz isteminde bulunmuşlardır. Tüm davacılar vekili ---------- esas sayılı dosyasında ise faizin başlangıç tarihini kaza tarihi olarak belirlemişlerdir. Bu nedenle, Mahkememizin ---------- esas sayılı dosyasındaki manevi tazminat davaları yönünden davanın açıldığı 25/07/2013 tarihinden,--------- esas sayılı dosyasına açılan manevi tazminat davaları yönünden kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar vermek gerekmiştir. 6-Davaların ayrılması ile ilgili inceleme ve gerekçe: ---------- Hukuk Dairesinin "Mahkememiz kararını kaldırılmasına" ilişkin ilâmında; "...Ayrıca davacıların aynı trafik kazasına bağlı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin davada delillerin birlikte toplanması, özellikle kusur raporunun gerek maddi gerekse manevi tazminat talepli davada alınarak değerlendirilmesinin gerekmesine göre usul ekonomisi ilkesi gereğince davaların yargılamasının birlikte yürütülerek karar verilmesi gerekirken mahkemece manevi tazminat davası yönünden tefrik kararı verilerek karar verilmesinin doğru olmadığı düşünülerek bu husus eleştiri konusu yapılmıştır." denilmek suretiyle mahkememizin ---------- esas sayılı dosyasında manevi tazminat davalarının ayrılması eleştiri konusu yapılmış, davalı ---------------vekilinin iş bu dosyadaki manevi tazminat davalarının mahkememizin ---------- esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi talep edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nin 166. maddesinde davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda davaların birleştirilebileceği; 167. maddesinde ise mahkemenin, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden karar verebileceği hüküm altına alınmıştır. Hakim, HMK'nin 167.maddesi uyarınca, aralarında bağlantı bulunduğu iddiası ile birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davalarda, yargılamanın daha iyi bir şekilde yürümesini sağlamak için, davanın her safhasında, istek üzerine veya kendiliğinden ayrılmasına karar verebilir. Ayrıca HMK'nin 30.maddesinde hâkimin yargılamanın düzenli bir biçimde yürütülmesini sağlamakla yükümlü olduğu kabul edilmiştir. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ayrılan davalar; trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Manevi tazminat davalarının bir kısmı Mahkememizin ---------- esas sayılı dosyasında, bir kısmı ise birleşen -------- esas sayılı dosyasında açılmış olup,---------- esas sayılı dosyasında açılmış bulunan davalar Mahkememizdeki dava ile birleştirilmiştir. Bilindiği üzere trafik kazalarından kaynaklanan davalarda manevi tazminat davaları ile maddi tazminat davası arasında ve ayrıca ayrı davacılar tarafından açılan manevi tazminat davalarının kendi aralarında da maddi ya da şekli anlamda zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Mahkememizce ---------- esas sayılı dosyasında, eleştiri konusu yapılan deliller birlikte toplanmış, özellikle eleştiri konusu yapılan kusur raporu gerek maddi gerekse manevi tazminat talepli davada alınarak yukarıda açıklandığı üzere Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi hükmü gereğince kesinleşmiş olup davaların tek ayrılma nedeni davacı ---------- ömür boyu kullanması gereken protezlerle ilgili itirazların karşılanması nedeniyledir. Davacı taraf ----------- esas ve birleşen --------- esas sayılı dosyalarda "davacının ömür boyu protez kullanması gerektiği" hususu da kesinlik kazanmış olup itiraz konusu olan husus protez bedellerine ilişkindir. Bu hususun ayrılan manevi tazminat davasıyla hiçbir ilgisi bulunmadığından ve ayrılan manevi tazminat davası ile ilgili tüm deliller toplanmış olduğundan asıl davanın açılmasından itibaren 8 yıl, birleşen davanın açılmasından itibaren 7 yıl geçmiş olması nedeniyle ve davacı taraf vekillerinin hemen her celse "davacı ---------- ayağının kesilmesi nedeniyle zor durumda olduklarını" beyan etmeleri nedeniyle davacılar vekilinden sorulmuş, davacılar vekilinin talebi üzerine kazadaki kusur oranının kesinleşmesi ve ayrıca davacı --------- yaralanmasının derecesinin de kesinleşmesi nedeniyle manevi tazminat davalarının daha da uzamaması için usul ekonomisi düşünülerek manevi tazminat davasının ayrılmasına karar verilmiştir. Bu bakımından her ne kadar ---------- Hukuk Dairesinin Kaldırma kararı ile davaların ayrılması eleştiri konusu yapılmış ve davalı --------- Şirketi vekili tarafından davaların tekrar birleştirilmesi istenmiş ise de Mahkememiz hakimler heyetince "manevi tazminat davalarının ayrılması" kararının doğru olduğu düşünüldüğünden, bu hususun ---------Hukuk Dairesince "kaldırma kararı gerekçesi" yapılmamış olması da göz önüne alınarak davalı --------- Şirketi vekilinin davaların tekrar birleştirilmesi taleplerinin reddine ilişkin mahkememizce verilen 27/04/2022 tarih ve ---------- Esas - ---------- Karar sayılı karara karşı davacılar vekili, davalı --------- vekili, davalı --------- Şti. vekili, davalı----------- Belediye Başkanlığı vekili ve davalı --------- vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu, --------- sayılı ilamıyla, "Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 17/02/2022 tarih, --------- Esas ve ----------- Karar sayılı kararı ile " ... Bu durumda aynı olay nedeniyle ceza yargılama aşamasında alınan ve mahkemece alınan kusur bilirkişi raporları ile İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan kusur raporu ile arasında kusurlu olduğu tespit edilen kişiler ve oranları arasında açıkça çelişki ortaya çıktığı ve taraflarca itiraz edildiği halde İlk Derece Mahkemesince tefrik kararı verilen dosya kapsamında alınan kusur raporları arasındaki itirazlar ve raporlar arasındaki çelişki giderilmeden ve manevi tazminatın belirlenmesinde kriter olan kusur netleştirilmeden karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur... Ayrıca davacıların aynı trafik kazasına bağlı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin davada delillerin birlikte toplanması, özellikle kusur raporunun gerek maddi gerekse manevi tazminat talepli davada alınarak değerlendirilmesinin gerekmesine göre usul ekonomisi ilkesi gereğince davaların yargılamasının birlikte yürütülerek karar verilmesi gerekirken mahkemece manevi tazminat davası yönünden tefrik kararı verilerek karar verilmesinin doğru olmadığı düşünülerek bu husus eleştiri konusu yapılmıştır... Daire kararının kapsam ve şekline göre; kusur oranlarının belirlenmesi için rapor alınması gerektiğinden manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir..." gerekçesiyle kararın kaldırılmasına ve dosyanın dairemizin kararı doğrultusunda işlem yapılarak karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Daire kararımız ile faizin başlangıç tarihine yönelik istinaf talebinin esastan değerlendirme yapıldığı nedenle aynı yöne ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. Kaldırma gönderme kararı sonrasında, mahkemece Dairemizin kesin nitelikteki 17/02/2022 tarih,---------- Esas ve ----------Karar sayılı kararında belirtilen eksikliğin giderilmeden kusur raporu alınmadan, Dairemiz tarafından eleştiri konusu yapılan tefrik edilen dosya yönünden birleştirme kararı verilmeden karar verilmiştir. --------- sayılı kararında ifade edildiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353.maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinin (6) numaralı alt bendinde ifade edilen "mahkemece tarafların davanın esasıyla ilgili gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması" hali, önemli bir usul eksikliği niteliği taşıdığından, Bölge Adliye Mahkemesine dosyanın esasını incelemeden kararı kesin olarak kaldırma yetkisi tanımıştır. Bölge Adliye Mahkemesinin delillerin hiçbirinin toplanmadığı veya gösterilen delillerin hiç değerlendirilmediği gerekçesiyle verdiği kesin nitelikteki kaldırma kararı, esasen davanın esasına ilişkin bir husus olmayıp, yargılamaya ilişkin usul kuralının açık ve ağır ihlaline dayanmaktadır. İlk derece mahkemesi tarafından tarafların davanın esası ile ilgili olarak gösterdikleri delillerin toplanmaması veya bu yönde gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemesi hali, verilen bir kararın esastan yapılacak bir denetime uygun olmadığı anlamını taşır. Bundan ayrı, Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına karşı, direnme kararı verilmesi ya da eylemli olarak direnilmesi, yasa gereği mümkün olmadığı gibi, ilk derece mahkemelerinin Bölge Adliye Mahkemelerince verilen ve kesin nitelikte bulunan kararlarını değerlendirme ve tartışma yetkisi de bulunmamaktadır. Diğer bir anlatımla, Mahkemece, eylemli direnme niteliğindeki kararı, Anayasa Mahkemesinin az yukarıda açıklanan kararı da gözetildiğinde, açıkça yasaya aykırı olup, yok hükmündedir. İstinaf kanun yolunda asıl olan denetim olup, bu kanun yolu, ilk derece aşamasında dosyanın taraflarının sunduğu ve hakimin re’sen toplaması gereken tüm delillerin toplanmış olması ve delillerin tartışılarak değerlendirilmesi ile sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin belirlenmiş bulunması esasına dayalıdır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na uygun ve denetlenebilir bir karar verilmesi gereği yanında; HMK 353 (1) a-6 maddesi kapsamında belirtildiği üzere ve yukarıda sebepleri belirtildiği şekilde "Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan ve ya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması," halinin de inceleme konusu karar yönünden gerçekleştiği ortadadır. Aksinin kabulünün yani 353/1-a-6. maddesindeki düzenlemenin lafzi olarak anlaşılması ve yorumlanması halinde istinaf incelemesi bir denetim (kanun yolu) incelemesinden çıkacak ve bir nevi ilk derece yargılama mekanizması haline dönüşecektir. Kaldı mahkemece tefrik kararı verilen ana dosya yönünden verilen kararın istinaf edilmesi üzerine---------- sayılı ilamı ile kusur raporu alınması gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu kapsamda, mahkemece Dairemizin 17/02/2022 tarih, --------- Esas ve--------- Karar sayılı kararı karar sayılı kaldırma-gönderme kararında belirtilen şekilde kusur incelemesi yapılabilmesi için tefrik edilen dosya ile birleştirme kararı verilerek kusur yönünden dosyanın bir bütün olarak ele alınarak ,bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre değerlendirme ve yargılama yapılarak karar verilmesi gerekirken, eylemli direnme niteliğinde bir kararla dosyanın Dairemize gönderilmesi isabetsiz olduğundan, istinafa konu mahkeme kararının HMK'nın 353/1-a/6 maddesi hükmü kapsamında kaldırılarak, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir." şeklinde karar verildiği, dosyanın mahkememize gelmekle ---------- Esasını aldığı ve mahkememizin -------- Esas sayılı dosyasıyla birleştirildiği görülmüştür. Mahkememizin 21/06/2023 tarihli 1 numaralı celsesinde; Daha önce dosyamızda veyahut ceza dosyasında bilirkişi olarak görevlendirilmeyen ve Karayolları Fen Heyetinden oluşturulacak 3 kişilik heyetten istinaf kararı doğrultusunda raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için açıklayıcı, ayrıntılı taraf ve yargı denetimine açık rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Makine Mühendisi Bilirkişiler ---------- tarafından sunulan 25/08/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; "4)- DEĞERLENDİRME; Heyetimizce dava dosyası ve ekleri üzerinde yapılan inceleme ve tespitler neticesinde, kusur yönünde aşağıdaki değerlendirmede bulunmuştur. 4.1) --------- plakalı araç sürücüsü davalı----------; yönetimindeki öğrenci servis aracıyla meskun mahal içindeki iki yönlü caddede seyri esnasında, dikkatli, yavaş ve tedbirli seyretmesi, yolun aynı yön ilerisi sağ tarafında duraklayıp öğrenci indirdiğini bildiği belediye otobüsünden inen öğrencilerin, yola çıkabileceklerini dikkate alarak kontrollü seyretmesi gerekirken, hız limiti üzerinde seyrettiği ve duraklayan otobüsün solundan geçtiği esnada otobüsten inip karşıya geçmekte olan çocuk yaya --------- kaldırıma 2 m kala yerde aracın ön tarafıyla çarpıp 20 m sürüklemesi suretiyle yaralanmasına sebep olduğu anlaşılmış olup, KTK 47/d bendinde belirtilen “Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorundadırlar” ile KTK 52/b bendinde belirtilen “Sürücüler hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uymak zorundadırlar” kurallarına uymadığından %50 (yüzdeelli) oranında kusurlu görülmüştür. 4.2 ) Davacı yaya ---------; Belediye servis aracından indikten sonra karşıdan karşıya geçerken otobüsün önünden görüş bakımında geçmemesi, yaklaşan araç olup olmadığını kontrol ettikten sonra güvenli ve hızlı bir şekilde karşıdan karşıya geçmesi gerekirken otobüsün önünden dikkatsiz ve kontrolsüz bir şekilde yola girdiği, yaklaşmakta olan sürücü --------- yönetimindeki aracın çarpmasına maruz kaldığı anlaşılmış olup, KTK 68/b-3 bendinde belirtilen “Işıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda, güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızlarını göz önüne almak zorundadırlar” kuralına uymadığı olayda çocuk yaşı nedeniyle davranış faktörlerinin %30 (yüzdeotuz) oranında etken olduğu değerlendirilmiştir. 4.3) Davalı --------- Belediye Başkanlığı, Okul servisi taşıtı olarak görevlendirdiği --------- plakalı otobüste KTK 75. Maddesinde ve ilgili yönetmelikte belirtilen aracın arkasına DUR ışıklı levhası ve OKUL TAŞITI yazısı ile rehber personel bulundurması gerekirken, bu nitelikleri taşımayan ve eksikleri olan aracı okul servisi aracı olarak çalıştırması nedeniyle %20 (yüzdeyirmi) oranında hizmet kusurlu görülmüştür. 4.4) --------- plakalı belediye otobüsü sürücüsü --------; Belediye Başkanlığı tarafından verilen talimatlara göre görevini yerine getirmekle yükümlü olduğundan, olayda kusurlu görülmemiştir. Yukarıdaki değerlendirmeye göre; 17.12.2019 tarihli --------- Dairesi raporunda belirtilen görüş ve kusur dağılımının, olayın oluşumuna uygun düştüğünden heyetimiz katılmış olup, Diğer bilirkişi raporunda belirtilen yaya --------- asli kusurlu ve kusursuz ile davalı sürücü --------- asli kusurlu ve sürücü -------- kusurlu olduklarına dair kusur dağılımları olayın oluşumuna uygun düşmediğinden heyetimiz katılmamıştır. 5)- SONUÇ: Yukarıdaki değerlendirmeye göre heyetimiz olayda; 5.1)- --------- plakalı araç sürücüsü davalı --------; dikkatsiz, tedbirsiz ve kontrolsüz davranışı ile KTK 47/d ve KTK 52/b bendlerinde belirtilen kural ve zorunluluklara uymadığından %50 (yüzdeelli) oranında kusurlu olduğu, KTK 85. Maddesine göre araç işletenlerin doğan zararlardan müştereken ve mütesesilen sorumlu olduğu, 5.2)- Davacı yaya ---------; dikkatsiz ve kontrolsüz davranışı ile KTK 68/b-3 bendinde beliritlen kurallara uymada yaşı itibari ile davranış faktörlerinin %30 (yüzdeotuz) oranında etken olduğu, 5.3)- Davalı --------- Belediye Başkanlığının; okul servisi aracı alarak görevlendirdiği ---------- plakalı otobüsün KTK 75. Madde ve ilgili yönetmelikte belirtilen nitelikleri taşımaması ve otobüste rehber personel bulundurmaması eksikleri nedeniyle %20 (yüzdeyirmi) oranında hizmet kusurlu bulunduğu, 5.4)- ---------- plakalı Belediye Otobüsünün sürücüsü --------- kusurlu bulunmadığı, Görüş ve kanaatine varılmış olup, Sayın Mahkemenizin takdirine arz olunur." şeklinde sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizin 18/10/2023 tarihli 2 numaralı celsesinde; Davalılar-------Şirketi, --------- ve ---------- vekilinin itirazları ile özellikle mahkememizce aydınlatılması istenilen husus olan; "Kazaya, davacı --------- dikkatsiz ve kontrolsüz bir şekilde yola girmesinin mi yoksa-------- plakalı araç sürücüsü davalı ------------ hız limiti üzerinde seyretmesinin mi yol açtığı" sorusunun Karayolları Trafik Kanunu ile bağlı yönetmelik ve diğer mevzuat hükümlerine göre cevaplanması, sorunun cevabına göre tarafların asli - tali kusur durumunun belirlenmesi ve buna göre kusur oranlarının tespitinde değişiklik olması halinde tarafların oransal kusur dağılımının belirtilmesi yönünde ve önceki tüm kusura yönelik alınan bilirkişi raporları da irdelenerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Makine Mühendisi Bilirkişiler ---------, ---------- ve --------- tarafından sunulan 13/02/2024 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; "4.)- DEĞERLENDİRME: Heyetimizce düzenlenen 25.08.2023 tarihli rapora davalı tarafın itirazları üzerine yeniden yapılan inceleme ve değerlendirmede; Dava konusu yaralamalı trafik kazasının meydana gelmesinde esas etkenin, davalı sürücü ve yayanın trafik güvenliği ile ilgili kurallara uymamasından kaynaklandığı, Davalı sürücünün yönetimindeki araçla seyri esnasında ön ilerisinde yolun sağında duran servis otobüsünden inen öğrencilerin karşıdan karşıya her an geçebileckleri ihitimaline karşı dikkatli ve yavaş seyretmesi gerekirken tanıkların ifadelerinden de belirtildiği gibi hızlı seyrettiği sağda duran servis otobüsünü sollayıp geçerken karşıdan karşıya geçmekte olan ve yaya kaldırımına yaklaşan çocuk yayaya çarpıp sürüklemek suretiyle yaralanmasına sebep olduğu, sürücünün yavaş ve dikkatli seyretmesi halinde kazanın meydana gelmeyeceği yani önlenebilir olduğu, Davacı çocuk yayanın; indiği servis otobüsün önünden ve yaklaşmakta olan araç kontrolünü yapmadan karşıdan karşıya geçmemesi gerekirken, kontrolsüz ve hatalı bir şekilde taşıt yoluna girdiği, yaşı itibari ile gereken dikkat ve özeni göstermediği, -------- Belediyesi Başkanlığınca öğrenci servisi için tahsis edilen otobüste gerekli uyarı donanımı olmadığından ve rehber bulundurmadığından hizmet eksikliği olduğu, ---------- Belediye Başkanlığınca görevlendirilen sürücünün; Belediyesince önceden belirlenen güzergah üzerindeki noktalarda öğrencileri alıp bırakmasında herhangi bir hatasının bulunmadığı, 17.12.2019 tarihli ATK heyeti raporunda belirtilen görüş ve kanaatin olayın oluşumuna ve heyetimizin görüş ve kanaatin olayın oluşumuna uygun uygun görüldüğü, Dosya içeriğinde bulunan diğer bilirkişi raporlarında belirtilen görüş ve kanaatlerin olayın oluşumuna ve heyetimizin değerlendirmesinde belirtilen gerekçelerle kusur dağılımına göre uygun bulunmadığı değerlendirilmiştir. Yukarıdaki değerlendirmede belirtlen gerekçelerden dolayı davalı tarafin itirazları yerinde görülmemiş olup, Heyetimizin kök raporunda beliritlen görüş ve kanaatinde herhangi bir değişiklik bulunmadığı anlaşılmıştır. 5)- SONUÇ: Yukarıdaki değerlendirmeye göre heyetimiz olayda; 5.1)- -------- plakalı araç sürücüsü davalı ---------; dikkatsiz, tedbirsiz ve kontrolsüz davranışı ile KTK 47/d ve KTK 52/b bendlerinde belirtilen kural ve zorunluluklara uymadığından %50 (yüzdeelli) oranında kusurlu olduğu, KTK 85. Maddesine göre araç işletenlerin doğan zararlardan müştereken ve mütesesilen sorumlu olduğu, 5.2)- Davacı yaya ----------; dikkatsiz ve kontrolsüz davranışı ile KTK 68/b-3 bendinde beliritlen kurallara uymada yaşı itibari ile davranış faktörlerinin %30 (yüzdeotuz) oranında etken olduğu, 5.3)- Davalı -------- Belediye Başkanlığının; okul servisi aracı alarak görevlendirdiği --------- plakalı otobüsün KTK 75. Madde ve ilgili yönetmelikte belirtilen nitelikleri taşımaması ve otobüste rehber personel bulundurmaması eksikleri nedeniyle %20 (yüzdeyirmi) oranında hizmet kusurlu bulunduğu, 5.4)- -------- plakalı Belediye Otobüsünün sürücüsü --------- kusurlu bulunmadığı,5.5)- Heyetimizin 25.08.2023 tarihli kök raporunda belirtilen görüş ve kanaatinde herhangi bir değişiklik bulunmadığı, Görüş ve kanaatine varılmış olup, Sayın Mahkemenizin takdirine arz olunur." şeklinde sunulduğu görülmüştür. Mahkememizin 20/03/2024 tarihli 4 numaralı celsesinde; Alınan rapor ve ek rapor gerekçesiz olup istinaf kaldırma kararı, mahkememizin sorusu ve taraf itirazlarını karşılayıp çelişkiler giderilmediğinden, trafik (kusur) konusunda uzman, daha önce rapor sunmayan, ---------- öğretim üyelerinden oluşturulacak üç kişilik heyetten; kaza tespit tutanağı, krokisi ve ATK raporları, ceza soruşturması kapsamında alınan raporlar, diğer raporlar ve dosyadaki bilgi, belge ve beyanlar irdelenmek suretiyle, tarafların kusur durumlarının belirlenmesi, kusur konusunda raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için açıklayıcı, ayrıntılı, taraf ve yargı denetimine açık rapor hazırlamalarının istenilmesine, bilirkişilerin "Kazaya, davacı ---------- dikkatsiz ve kontrolsüz bir şekilde yola girmesinin mi yoksa ---------- plakalı araç sürücüsü davalı --------- hız limiti üzerinde seyretmesinin mi yol açtığı" sorusunun Karayolları Trafik Kanunu ile bağlı yönetmelik ve diğer mevzuat hükümlerine göre cevaplanması, sorunun cevabına göre tarafların asli - tali kusur durumunun belirlenmesi ve buna göre kusur oranlarının tespitine gitmek yoluyla tarafların oransal kusur dağılımının belirlenmesine karar verilmiştir. Makine Yüksek Mühendisi Bilirkişiler ---------, ----------- ve ---------- tarafından sunulan 01/07/2024 tarihli bilirkişi raporunda özetle; "BİLİRKİŞİ GÖRÜŞÜ VE SONUÇ: A-) ----------- plaka numaralı, ----------Ş.’ye Trafik Sigortalı, --------- Belediye Başkanlığı’na ait olan ve öğrenci servisi olarak işletilen otobüste, Okul Sevisi Araçları Yönetmeliği’nde belirtilen, okul öncesi çocukları ve/veya ilköğretim öğrencilerini taşıyan okul servis araçlarında, araç içi düzenini sağlayan ve öğrencilerin araca inme ve binmeleri sırasında yardımcı olacak Rehber Personel görevlendirilmediği, otobüsün arkasında “Okul Taşıtı” yazısını içeren reflektif bir kuşak ile, öğrencilerin iniş ve binişleri sırasında yakılmak üzere, en az 30 cm çapında kırmızı ışık veren lamba bulunmadığı ve lambanın yakılması halinde okunacak, siyah renkte büyük harflerle tesis edilmiş “DUR” yazısının mevcut olmadığı, bu durumun, öğrencileri güvenli bir şekilde taşımakla yükümlü bulunan davalı --------- Belediye Başkanlığı açısından bir hizmet eksikliği oluşturduğu ve olayda, tali derecede ve takdiren % 20 (yüzde yirmi) oranında etkili bulunduğu kanaatine varılmakta, 17/12/2019 tarihli ve 25/08/2023 tarihli Bilirkişi Raporlarında, davalı İdareye % 20 oranında kusur izafe edilmesinin, heyetimizin görüşü ile örtüştüğü değerlendirilmektedir. B-) --------- plaka numaralı öğrenci servisi aracının dava dışı sürücüsü -----------, otobüste Rehber Personel bulunmadığını ve öğrencilerin yaşlarının küçük olduğunu dikkate alarak, gerekli uyarıları yapmadığı, öğrencilerin güvenliği için taşıt trafiğini kontrol etmesi, diğer sürücüleri uyarması gerekirken, bu hususlara riayet etmediği, güvenli bir şekilde taşımakla yükümlü bulunduğu öğrencilerin otobüsten inmesinden sonra gerekli dikkat ve özeni göstermediği, bu hatalı davranışının, olayda, alt düzeyde tali derecede ve takdiren % 10 (yüzde on) oranında etkili olduğu sonucuna varılmakta ve 20/05/2015 tarihli Bilirkişi Raporunda, kendisinin, alt düzeyde tali derecede kusurlu sayılmasının, heyetimizin görüşü ile örtüştüğü, buna karşılık, kendisine kusur izafe edilmeyen bilirkişi görüşlerinin isabetsiz olduğu değerlendirilmektedir. C-) Yaya çocuk, servis otobüsünden indikten sonra, yolun karşısına geçmek için, yolu kontrol etmesi, yaklaşmakta olan araçların uzaklık ve hızını dikkate alması, yolun serbest olması halinde geçme teşebbüsünde bulunması gerekirken, bu hususlara riayet etmemiş, yüksek hızla yaklaşmakta olan davalı otobüsüne rağmen karşıya geçmek istemiştir. Yaya ----------, tedbirsiz, dikkatsiz, dikkat ve özen yükümlülüklerine ve yaya hareketlerini düzenleyen kurallara aykırı şekilde hareket ettiği, bu hatalı davranışının, yaralanması ile sonuçlanan olayda, tali derecede ve takdiren % 30 (yüzde otuz) oranında etkili bulunduğu, kendisinin, tehlikeyi idrak edemeyecek, trafik kurallarını bilemeyecek kadar küçük yaşta olmasının, hatalı davranışının olaydaki etkisinin gözardı edilmesini gerektirmeyeceği mütalaa olunmakta, 17/02/2017 tarihli Bilirkişi Raporunda, yaya ---------, kusursuz sayılmasının, yukarıdaki açıklamaların ışığında, tamamen isabetsiz olduğu, buna karşılık, 17/12/2019 tarihli ve 25/08/2023 tarihli Bilirkişi Raporlarında, kendisine izafe edilen % 30 oranındaki kusurun uygun bulunduğu sonucuna varılmaktadır. D-) ---------- plaka numaralı, davalı --------- işleteni, ---------- Şti.’nin teşebbüs sahibi olduğu, ---------Ş.’ye Trafik sigortalı servis otobüsünün sürücüsü davalı, arkasında “Okul Taşıtı” ve “DUR” uyarı işaretleri bulunmasa da, kendisi ile aynı okulun öğrencilerini taşıyan, --------- plaka numaralı öğrenci servisi otobüsünün, durarak öğrenci indirdiğini farkedince, hızını düşürmesi, mümkün olduğu kadar anılan otobüsün açığından ve müteyakkız bir şekilde geçmesi, yolu geçmek isteyecek öğrencileri korna çalarak uyarması ve davacı yaya çocuğun geçme teşebbüsünü farkedince, derhal sola direksiyon kırıp, etkin fren tedbirine başvurması gerekirken, bu hususlara tam olarak riayet etmemiştir. Davalı sürücü ---------, tedbirsiz, dikkatsiz, trafik düzeni ve güvenliği ile ilgili dikkat ve özen yükümlülüklerine, aracın hızını, yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurma zorunluluğuna aykırı şekilde hareket ettiği, kazayı önlemek için sola direksiyon kırdığı, ancak etkin fren yapmadığı, bu hatalı sevk ve idaresinin, olayda, asli derecede ve takdiren % 40 (yüzde kırk) oranında etkili olduğu, davacı yayanın, 15,00 metre genişlikteki yolu bitirmek üzere iken, yolun sol kenarına 2,00 metre kala davalı otobüsünün çarpmasına maruz kaldığı ve yolda fren izi görülmediği dikkate alınarak, davalı sürücü ---------, mevcut şartlara göre hızını ayarlamamasının ve kazayı önlemek için gerekli tedbirleri tam olarak almamasının, olayda, asli derecede, davacı yaya ---------, yaya hareketlerini düzenleyen kurallara uymamasının, tedbirsiz ve dikkatsiz davranmasının, olayda, tali derecede etkili bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Hukuki ve nihai karar tamamen Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış olduğumuz inceleme sonucunda vardığımız kanaatimizi takdir ve tensiplerinize saygılarımızla arz ederiz." şeklinde sunulduğu görülmüştür.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Asıl ve birleşen dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Kaza taraflarının kazanın meydana gelmesinde ki kusur nispetleri yönünden değerlendirime: 22/04/2013 günü saat 18:00 sıralarında davalı sürücü ---------- sevk ve idaresindeki ---------- plaka sayılı otobüs ile ---------- Caddesi üzerinde seyir halinde iken olay mahalli olan --------- Sokak girişine yaklaştığı esnada seyir istikametine göre yolun sağında durmakta olan ----------- plakalı belediye otobüsünden inip karşıya bu otobüsün önünden geçmek suretiyle davalı idaresindeki otobüsün hareket alanına giren ---------- doğumlu mağdur yaya ------------- söz konusu otobüsün sol ön yan kısmıyla çarpması neticesi yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği, --------- plaka sayılı aracın davalı ---------- adına kayıtlı bulunduğu, işleteninin davalı ---------- Şirketi ve davalı ----------- Şirketi tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı olduğu, ---------- plaka sayılı aracın davalı ---------- Belediye Başkanlığı adına kayıtlı bulunduğu ve davalı ---------- Şirketi tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı olduğu, istinaf kaldırma kararı doğrultusunda öncelikle Karayolları Fen Heyetinden oluşturulacak 3 kişilik heyetten rapor ve ek rapor alınmış, yeterli görülmemesi üzerine ---------- öğretim üyelerinden oluşturulacak üç kişilik heyetten kusur raporu alınmıştır. Karayolları Trafik Kanunu ile bağlı yönetmelik ve diğer mevzuat hükümlerine göre değerlendirme yapıldığında; --------- plaka numaralı servis otobüsünün sürücüsü davalı ---------, arkasında “Okul Taşıtı” ve “DUR” uyarı işaretleri bulunmasa da, kendisi ile aynı okulun öğrencilerini taşıyan, ---------- plaka numaralı öğrenci servisi otobüsünün, durarak öğrenci indirdiğini farkedince, hızını düşürmesi, mümkün olduğu kadar anılan otobüsün açığından ve müteyakkız bir şekilde geçmesi, yolu geçmek isteyecek öğrencileri korna çalarak uyarması ve davacı yaya çocuğun geçme teşebbüsünü farkedince, derhal sola direksiyon kırıp, etkin fren tedbirine başvurması gerekirken, bu hususlara tam olarak riayet etmediği, davalı sürücü ----------, tedbirsiz, dikkatsiz, trafik düzeni ve güvenliği ile ilgili dikkat ve özen yükümlülüklerine, aracın hızını, yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurma zorunluluğuna aykırı şekilde hareket ettiği, kazayı önlemek için sola direksiyon kırdığı, ancak etkin fren yapmadığı, bu hatalı sevk ve idaresinin, olayda, asli derecede ve takdiren % 40 (yüzde kırk) oranında etkili olduğu, davacı yayanın, 15,00 metre genişlikteki yolu bitirmek üzere iken, yolun sol kenarına 2,00 metre kala davalı otobüsünün çarpmasına maruz kaldığı ve yolda fren izi görülmediği dikkate alınarak, davalı sürücü --------, mevcut şartlara göre hızını ayarlamamasının ve kazayı önlemek için gerekli tedbirleri tam olarak almamasının, olayda, asli derecede etkili bulunduğu; yaya çocuk, servis otobüsünden indikten sonra, yolun karşısına geçmek için, yolu kontrol etmesi, yaklaşmakta olan araçların uzaklık ve hızını dikkate alması, yolun serbest olması halinde geçme teşebbüsünde bulunması gerekirken, bu hususlara riayet etmediği, yüksek hızla yaklaşmakta olan davalı otobüsüne rağmen karşıya geçmek istediği, yaya ----------, tedbirsiz, dikkatsiz, dikkat ve özen yükümlülüklerine ve yaya hareketlerini düzenleyen kurallara aykırı şekilde hareket ettiği, bu hatalı davranışının, yaralanması ile sonuçlanan olayda, tali derecede ve takdiren % 30 (yüzde otuz) oranında etkili bulunduğu, kendisinin, tehlikeyi idrak edemeyecek, trafik kurallarını bilemeyecek kadar küçük yaşta olmasının, hatalı davranışının olaydaki etkisinin gözardı edilmesini gerektirmeyeceği; ---------- plaka numaralı otobüste, Okul Sevisi Araçları Yönetmeliği’nde belirtilen, okul öncesi çocukları ve/veya ilköğretim öğrencilerini taşıyan okul servis araçlarında, araç içi düzenini sağlayan ve öğrencilerin araca inme ve binmeleri sırasında yardımcı olacak Rehber Personel görevlendirilmediği, otobüsün arkasında “Okul Taşıtı” yazısını içeren reflektif bir kuşak ile, öğrencilerin iniş ve binişleri sırasında yakılmak üzere, en az 30 cm çapında kırmızı ışık veren lamba bulunmadığı ve lambanın yakılması halinde okunacak, siyah renkte büyük harflerle tesis edilmiş “DUR” yazısının mevcut olmadığı, bu durumun, öğrencileri güvenli bir şekilde taşımakla yükümlü bulunan davalı--------- Belediye Başkanlığı açısından bir hizmet eksikliği oluşturduğu ve olayda, tali derecede ve takdiren % 20 (yüzde yirmi) oranında etkili bulunduğu ve ----------- plaka numaralı öğrenci servisi aracının dava dışı sürücüsü ----------, otobüste Rehber Personel bulunmadığını ve öğrencilerin yaşlarının küçük olduğunu dikkate alarak, gerekli uyarıları yapmadığı, öğrencilerin güvenliği için taşıt trafiğini kontrol etmesi, diğer sürücüleri uyarması gerekirken, bu hususlara riayet etmediği, güvenli bir şekilde taşımakla yükümlü bulunduğu öğrencilerin otobüsten inmesinden sonra gerekli dikkat ve özeni göstermediği, bu hatalı davranışının, olayda, alt düzeyde tali derecede ve takdiren % 10 (yüzde on) oranında etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Ceza soruşturma ve kovuşturması sırasında tanzim olunan bilirkişi raporları ile mahkememiz tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesi düzenlenen raporlar arasındaki esasa ilişkin çelişkinin giderilmesi konusundaki açıklama; --------- sayılı dosyasında, --------- Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi'nden talimat yolu ile alınan ve mağdur --------- Asli Kusurlu, ----------- Plaka nolu otobüs sürücüsü ----------- alt düzeyde Tali Kusurlu,----------- Belediye Başkanlığı'nın Tali Kusurlu ve sanık sürücü --------- ise Üst Düzeyde Tali Kusurlu olduğuna ilişkin bilirkişi raporu hükme esas alınmış ise de, 6098 sayılı TBK'nın 74. maddesi uyarınca hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de; hem ilmi, hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hâkimini bağlayacağının kabul edildiği, ne var ki; CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade ettiği, bu nedenle açıklanması geri bırakılan mahkûmiyet hükmünün, TBK’nın 74. maddesi anlamında hukuk hâkimi yönünden bir bağlayıcılığı olmadığı, bu durumda ceza dosyası içeriğinin delil olma niteliği bulunmakla birlikte somut olayın oluşunu hukuk hâkiminin kendisinin takdir etmesi gerektiği şeklinde olduğu, buna göre mahkememizce--------- öğretim üyelerinden oluşturulan makine yüksek mühendisi bilirkişiler ---------- tarafından sunulan 01/07/2024 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınmasına karar verilmiştir. Maddi Tazminat (Tedavi Gideri) Yönünden Değerlendirme: ---------- Dairesi tarafından düzenlenen 29.06.2016 tarihli raporda; "--------- doğumlu --------- 22/04/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı arızası, 11.10.2008 tarih ve --------- sayılı ----------- yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve ileride ibraz edeceği meslek ve mevki bilinmemekle Grup1 kabul olunarak:Gr1 XII (22Ha....15) %19,Gr 1 XII(9Aa....56) %60, Baltarazd formülüne göre 67.6,E cetveline göre %61 (yüzdeatmışbir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 22/04/13 tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği, 18 yaşına kadar 3 yılda bir, 18 yaşından sonra 5 yılda bir mesleğine uygun vasıfta (modüler yada estetik) protez kullanmasının uygun olacağının..." oy birliği ile mütalaa olunduğu, ----------- tarafından dosyaya gönderilen 14.04.2021 tarihli yazı ekinde yer alan çizelgeye göre davacıya, ilki 04.09.2013 tarihinde ve sonuncusu 11.11.2020 tarihinde olmak üzere toplam 5 kez protez uygulandığı, ilk protez bedelinin KDV dahil 3.585,60 TL, sonraki protezlerin her birinin bedelinin 3.750,00 TL olmak üzere, toplam protez bedelinin 18.585,60 TL ve toplam katkı payının 3.717,12 TL olduğunun anlaşıldığı, davacıya en son protezin 11.11.2020 tarihinde uygulandığı göz önünde bulundurulduğunda, 18 yaşını dolduracağı 09.11.2022 tarihine kadar başka bir protez uygulamasının yapılmayacağının kabul edilebileceği, davacının bu protezlerin uygulanması nedeniyle uğradığı maddi zararın ---------- gereği ödemesi gereken %20 oranındaki katkı payı kadar olduğu, bu miktarın ise toplam 3.717,12 TL olduğu, davacının 4 aylık bakıcı gideri ile protez bedeli zararlarının hesaplanması için alanında uzman aktüer bilirkişi --------- vasıtasıyla dosya üzerinden inceleme yaptırılarak rapor ve ek raporlar alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiş, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama sonucunda, davacı --------- 4 aylık bakıcı gideri zararı 3.987,33 TL, 9 yıllık işlemiş dönem protez bedeli zararı 3.717,12 TL ve 62 yıllık iskontolu protez bedeli zararının 5.118.590,40 TL olarak hesaplandığı, davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde davacı --------- %30 oranında kusurlu olduğu göz önüne alındığında talep edebileceği toplam tazminat talebi 3.588.406,40 TL olarak hesaplanmıştır. Davalı ---------- Şirketi ile ---------- Şirketi tarafından düzenlenen sigorta poliçelerinde kişi başına sağlık giderleri teminat limitinin 250.000,00 TL olarak belirlenmesi nedeniyle her iki davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun 250.000,00 TL ile sınırlı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.Maddi Tazminat (Sürekli Engellilik) Yönünden Değerlendirme: davaya konu trafik kazası nedeniyle davacının uğradığı sürekli iş göremezlik zararının hesaplanması için alanında uzman aktüer bilirkişi --------- vasıtasıyla dosya üzerinden inceleme yaptırılarak rapor ve ek raporlar alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiş, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama sonucunda, davacı ---------- 9 yıllık sürekli engellilik dönemi zararı 166.479,44 TL, 62 yıllık işleyecek iskontolu aktif ve pasif devre maddi zararı 3.164.529,60 TL olmak üzere toplam 3.331.009,04‬ TL olarak belirlendiği, davacının %61 maluliyet oranı ve kazanın oluşumundaki %30 kusur oranı göz önüne alındığında davacının davalılardan talep edebileceği toplam sürekli iş göremezlik zararı 1.422.340,86 TL olarak hesaplandığı, davalı -------- Şirketi tarafından 250.000,00 TL tutarında sürekli iş göremezlik tazminatı ödendiğinden, davacının davalılardan talep edebileceği bakiye sürekli iş göremezlik zararı 1.172.340,76 TL olarak belirlenmiştir. Davalı -------- Şirketi ile ---------- Şirketi tarafından düzenlenen sigorta poliçelerinde kişi başına sakatlık ve ölüm giderleri teminat limitinin 250.000,00 TL olarak belirlenmesi nedeniyle her iki davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun 250.000,00 TL ile sınırlı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı, davalı --------- Şirketi tarafından 250.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ödemesi yapıldığından davacı ----------- davalı --------- Şirketi'ye karşı açtığı sürekli engellilik zararına ilişkin maddi tazminat davasının konusuz kalması nedeniyle davalı --------- Şirketi yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.Geçici İş Göremezlik ve Belgesiz Tedavi Giderine İlişkin Maddi Tazminat Talebi Yönünden Değerlendirme: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, 50,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 1.000,00 TL belgesiz tedavi giderinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili UYAP'tan sunduğu 18.03.2022 tarihli dilekçesinde özetle, 1.000,00 TL belgesiz tedavi giderleri tazminatı talebi ile 50,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinden feragat ettiklerini beyan etmiştir. Feragat HMK’nin 307, 309 ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını oluşturan bir taraf işlemidir. HMK'nin 310. Maddesine göre feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Talep eden vekilinin vekaletnamesi incelenmiş, feragate yetkili olduğu saptanmıştır. Feragat bildirimi de HMK’nin 154. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur. Bu nedenlerle davacı vekilinin belgesiz tedavi giderleri ile geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin feragat sebebiyle reddine karar verilmiştir. Derdestlik yönünden değerlendirme: Birleşen --------- Esas sayılı dosyasındaki davada, davacı -------- davalı --------- Şirketi'ne karşı açtığı maddi tazminat davasının, aynı davanın daha önce açılıp halen asıl davada görülmekte olması nedeniyle HMK'nin 114/1-ı ve 115/2. Maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir. İbranamenin İptali Talebi Yönünden Değerlendirme: Davacılar vekili birleşen --------- Esas sayılı dava dosyasına sunduğu dava dilekçesinde özetle, -------- Şirketi'ne verilen 24.12.2013 tarihli ibranamenin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. 24.12.2013 tarihli ibranamede, davacılar vekili ----------, "davacı ---------- adına, maluliyet nedeni ile oluşan zararın tazmini için dava açtığını, ancak uğradıkları tüm zararlara karşılık olmak üzere, kazaya sebebiyet veren aracın yukarıda numarası belirtilen--------- poliçesi tarafı ---------Ş. ile karşılıklı ve sulhen vardığımız mutabakat uyarınca 250.000 TL asıl alacak, 19.450 TL vekalet ücreti olmak üzere ceman 269.450 TL'yi nakden, defaten ve tamamen aldığını, .... ---------Ş. bakımından fazlaya dair haklarını da kapsar şekilde, davalı ---------Ş.'yi tamamen, gayri kabili rücu olmak üzere ve kesin şekilde ibra ettiğini" beyan ettiği anlaşılmıştır. Birleşen dava davacıları vekili, birleşen davada bu ibranamenin iptali talebinde, davalı---------- Şirketi'nin sorumluluğunun 250.000,00 TL olduğunu sandığını, halbuki 500.000,00 TL olduğunu, yine maluliyet oranının %53 olarak hesaplandığı halde, asıl dosyada maluliyet oranının %61 olarak hesaplandığını, yine bakıcı gideri konusunda yeterli bilgileri olmadığını belirterek ibranın iptalini istemektedir. İbranamenin iptali TBK'nin 28. maddesine dayanmaktadır. TBK'nin 28. maddesi hükmü "Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir. Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir." şeklindedir. KTK 11. Maddesi gereğince ibranamenin iptali istemi 2 yıllık hak düşürücü süre içinde istenmelidir. Öte yandan --------HD'nin kararlarında; yapılan ödeme ile gerçek zarar arasındaki farkın açık bir nispetsizlik oluşturup oluşturmadığı, ibranamenin düzenlenme tarihi itibariyle davacının müzayaka içerisinde bulunup bulunmadığı ve TBK'nin 28. maddesinde belirtilen koşulların değrelendirilerek taraflar arasında düzenlenen ibraname gerği talepte bulunulup bulunulamayacağına karar verilmesi gerekmektedir. Davacı --------- vekili --------- 24.12.2013 tarihli ibranamesinde tedavi giderlerinin açıkça yazmadığı, tersine ibraname, feragatname ve makbuz başlıklı ibranamenin ilk pragrafında "söz konusu olay sonrası maluliyet nedeni ile oluşan zararın tazmini için" ibaresinden ibranın sadece maluliyet zararına ilişkin olduğu, tedavi giderlerini kapsamadığı kanaatine varılmıştır. TBK'nin 28. Maddesindeki koşullar bulunmadığından ibranamenin iptali talebinin reddine, davacının ömür boyu engelli yaşamak zorunda kalmasından kaynaklanan maddi tazminat yönünden ibranamenin geçerli olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak tedavi giderleri yönünden açık ibra bulunmaması nedeniyle sigorta şirketinin bu kapsamdaki teminattan sorumluluğunun devam ettiği anlaşıldığından maddi tazminat talepleri bu kapsamda değerlendirilmiştir. Faiz Ve Faiz Başlangıç Tarihi Yönünden Değerlendirme: Her ne kadar, haksız eylem sorumlularına karşı açılan tazminat davalarında, maddi ve manevi tazminatlara, zararların oluştuğu tarih olan “olay” tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmekte ise de; KTK’nın 99’ncu maddesinde yer alan “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” düzenlemesi uyarınca, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi gereğince ödenmesi gereken maddi tazminatın, daha önce sigorta şirketine başvurulmuş ise başvuru tarihinden itibaren “8 işgünü sonraki” tarihten itibaren, sigorta şirketine başvurulmamış ise dava ya da takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsili gerekmektedir. Davacının, dava tarihinden önce davalı sigorta şirketlerine başvurarak temerrüde düşürdüğüne dair bir iddia ve delil bulunmadığından, davalı ---------- Şirketi yönünden faiz başlangıç tarihinin, dava tarihi olan 25.07.2013, birleşen davanın davalısı --------- Şirketi yönünden birleşen dava tarihi 16.06.2015 olduğunun, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 24.04.2013 tarihi olduğunun kabulü gerekmiştir. Faizin türü ile ilgili olarak ---------sayılı emsal ilâmında belirtildiği üzere kazaya neden olan araç maliki şirket olup, kazanın ticari faaliyet sırasında meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle Mahkememizce faiz türü olarak avans faizine karar verilmiştir.Manevi Tazminat Yönünden Değerlendirme: TBK'nun Manevi tazminat başlıklı 56 ncı maddesi "Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir." hükmünü düzenlemiştir. Maddeye göre hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Bu para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1976 günlü ve--------- sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Yukarıda anlatılan ölçütler göz önüne alınarak davacıların duydukları acı ve elem, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davacı ---------- maluliyet oranı ve davalı sürücünün kusur oranı göz önünde tutularak olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun olarak davacıların mağdura yakınlık oranları göz önünde bulundurularak, davacılar ---------, -------- ve ---------- yönünden taleplerin kabulüne, diğer davacılar yönünden taleplerin kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜ K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
ASIL DAVADA;
1-Davacı ---------- tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat davasının KABULÜ ile; birleşen --------- Esas sayılı dosyada hükmedilecek tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminatla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla;
3.588.406,40 TL maddi tazminatın davalı-------- Şirketi yönünden 250.000,00 TL'lik kısmı ile sınırlı olmak kaydıyla 25/07/2013 tarihinden, diğer davalılar ---------- Şirketi, ---------- ve ---------- yönünden tamamından sorumlu olmak kaydıyla kaza tarihi olan 24/04/2013'ten tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesine göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2- Davacı ---------- davalı ---------- Şirketi'ne karşı açtığı sürekli engellilik zararına ilişkin maddi tazminat davasının konusuz kalması nedeniyle DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Davacı --------- davalılar --------- Şirketi, -------- ve -------- karşı açtığı sürekli engellilik zararına ilişkin maddi tazminat davasının KABULÜ ile; birleşen --------- Esas sayılı dosyada hükmedilecek sürekli engellilik zararına ilişkin maddi tazminatla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla;
1.172.340,86 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 24/04/2013'ten tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesine göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının 50,00 TL geçici iş göremezlik zararına ilişkin maddi tazminat davasının HMK'nin 307. maddesi uyarınca "feragat" nedeniyle REDDİNE,
5-Davacının 1.000,00 TL belgesiz tedavi giderine ilişkin maddi tazminat davasının HMK'nin 307. maddesi uyarınca "feragat" nedeniyle REDDİNE,
BİRLEŞEN ---------- ESAS SAYILI DOSYASINDAKİ DAVADA;
1-Davacı --------- davalı ---------- Şirketi'ne karşı açtığı maddi tazminat davasının, aynı davanın daha önce açılıp halen görülmekte olması nedeniyle HMK'nin 114/1-ı ve 115/2. Maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Davacılar ----------, --------- ve---------- davalı --------- Şirketi'ne karşı açtığı "24.12.2013 tarihli ibranamenin iptali" istemli davanın REDDİNE,
3-Davacı ---------- davalılar ---------- Şirketi ve --------- Belediye Başkanlığı'na karşı açtığı tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat davasının KABULÜ ile; asıl davada hükmedilen tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminatla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla;
3.588.406,40 TL maddi tazminatın davalı --------- Şirketi yönünden 250.000,00 TL'lik kısmı ile sınırlı olmak üzere 16/06/2015 tarihinden, diğer davalı --------- Belediye Başkanlığı yönünden tamamından sorumlu olmak üzere kaza tarihi olan 24/04/2013'ten tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesine göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı ---------- davalılar ----------- Şirketi ve ----------- Belediye Başkanlığı'na karşı açtığı sürekli engellilik zararına ilişkin maddi tazminat davasının KABULÜ ile; asıl davada hükmedilen sürekli engellilik zararına ilişkin maddi tazminatla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla;
1.172.340,86 TL maddi tazminatın; davalı --------- Şirketi yönünden 250.000,00 TL'lik kısmı ile sınırlı olmak üzere 16/06/2015 tarihinden, diğer davalı ---------- Belediye Başkanlığı yönünden tamamından sorumlu olmak üzere kaza tarihi olan 24/04/2013'ten tahsil tarihine kadar işlemiş ve işleyecek 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesine göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının davalılar---------- Şirketi ve ----------- Belediye Başkanlığı'na karşı açtığı 50,00 TL geçici iş göremezlik zararına ilişkin maddi tazminat davasının HMK'nin 307. maddesi uyarınca "feragat" nedeniyle REDDİNE,
6-Davacının davalılar ---------- Şirketi ve--------- Belediye Başkanlığı'na karşı açtığı 1.000,00 TL belgesiz tedavi giderine ilişkin maddi tazminat davasının HMK'nin 307. maddesi uyarınca "feragat" nedeniyle REDDİNE,
BİRLEŞEN ---------- ESAS SAYILI DOSYASINDAKİ DAVADA;
1-Davacı ----------- manevi tazminat talebinin KABULÜ ile; 50.000,00 TL manevi tazminatın taleple bağlı kalınarak davalılar ---------, --------- ve ---------- Şirketi yönünden davanın açıldığı 25/07/2013 tarihinden, davalı --------- Belediye Başkanlığı yönünden kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ---------, ---------- ve ---------- Şirketi ve --------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı ---------- manevi tazminat talebinin KABULÜ ile; 25.000,00 TL manevi tazminatın taleple bağlı kalınarak davalılar ---------, --------- ve ----------- Şirketi yönünden davanın açıldığı 25/07/2013 tarihinden, davalı --------- Belediye Başkanlığı yönünden kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ---------, ---------- ve --------- Şirketi ve ---------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı ----------- manevi tazminat talebinin KABULÜ ile; 25.000,00 TL manevi tazminatın taleple bağlı kalınarak davalılar ----------, --------- ve ---------- Şirketi yönünden davanın açıldığı 25/07/2013 tarihinden, davalı--------- Belediye Başkanlığı yönünden kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar----------, ---------- ve ---------- Şirketi ve ---------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı --------- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)10.000,00 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ----------, ---------- ve ----------- Şirketi ve ---------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin 15.000,00 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine,
5-Davacı ----------- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)10.000,00 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ----------, --------- ve ---------- Şirketi ve ---------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin 5.000,00 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine,
6-Davacı ----------- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)10.000,00 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ---------, ---------- ve ---------- Şirketi ve ----------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin 5.000,00 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine,
7-Davacı ---------- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)5.000,00 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ----------, ----------- ve ---------- Şirketi ve ---------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin 10.000,00 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine,
8-Davacı---------- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)5.000,00 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ---------, ---------- ve --------- Şirketi ve---------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin 10.000,00 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine,
9-Davacı--------- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)5.000,00 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ----------, ----------- ve --------- Şirketi ve ---------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin 10.000,00 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine,
10-Davacı ----------- manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
A)5.000,00 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22/04/2013 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ---------, ---------- ve ---------- Şirketi ve ----------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B)Fazlaya ilişkin 10.000,00 TL'lik manevi tazminat talebinin reddine,
MADDİ TAZMİNAT YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN;
1-Harçlar Kanunu'na göre alınması gerekli 325.206,64 TL harcın davacılar tarafından peşin yatırılan 375,75 TL harç ve 768,48 TL harç ile 16.230,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 17.374,23 TL harçtan mahsubu ile bakiye 307.832,41‬ TL harcın davalıların sorumluluk oranına göre hesaplanan davalı ----------Ş. 16.161,20 TL'lik kısmından, davalı --------- Şirketi'nin 32.322,40 TL'lik kısmından, davalılar ---------Şirketi, ---------, --------- ve ---------Belediye Başkanlığı'nın tamamından sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
2-Davacılar tarafından peşin yatırılan 375,75 TL harç, 768,48 TL harç ve 16.230,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 17.374,23 TL'nin davalıların sorumluluk oranına göre hesaplanan davalı ---------- Şirketi 912,15 TL'lik kısmından, davalı ---------- Şirketi 1.824,29 TL'lik kısmından, davalılar ---------- Şirketi, ----------, ----------- ve ---------- Belediye Başkanlığı'nın tamamından sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacılar tarafından sarf edilen 8.495,13 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanam 8.493,25 TL'nin davalıların sorumluluk oranına göre hesaplanan davalı --------- Şirketi 445,89 TL'lik kısmından, davalı ---------- Şirketi 891,78 TL'lik kısmından, davalılar ---------- Şirketi, ----------, ---------- ve ----------- Belediye Başkanlığı'nın tamamından sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı --------- Şirketi tarafından sarf edilen 150,00 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 0,04 TL'nin davacılardan alınarak davalı ----------- Şirketi'ne verilmesine, geriye kalan 149,96 TL'sinin davalı ---------- Şirketi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı ----------- tarafından sarf edilen 208,00 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 0,05 TL'nin davacılardan alınarak davalı ---------- verilmesine, geriye kalan 207,95 TL'nin davalı ----------- üzerinde bırakılmasına,
6-Kabul edilen dava yönünden davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacılar lehine taktir olunan 514.037,36 TL vekalet ücretinin davalılar arasında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; davalı ----------- Şirketi 26.986,96 TL'lik kısmından, davalı --------- Şirketi 53.973,92 TL'lik kısmından, davalılar ---------- Şirketi,---------, --------- ve ---------- Belediye Başkanlığı'nın tamamından sorumlu olmak kaydıyla davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Ret olunan dava yönünden davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar lehine taktir olunan 1.050,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı--------- birleşen davada davalı --------- Şirketi'ne açtığı maddi tazminat davası usulden reddolunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı --------- Şirketi lehine takdir olunan 30.000,00 TL vekalet ücretinin davacı ---------- alınarak davalı ----------- Şirketi'ne verilmesine,
9--Hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avansın kullanılmayan kısmının re'sen yatırana iadesine,
MANEVİ TAZMİNAT YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN;
1-Harçlar Kanunu'na göre alınması gerekli 10.246,50 TL harcın davalılar ---------, ---------, --------- Şirketi ve ------------ Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına
2-Davacı ---------- kabul edilen manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 30.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar ----------, ---------, --------- Şirketi ve ---------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı -------- verilmesine,
3-Davacı --------- kabul edilen manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 25.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar ---------, ---------, ---------- Şirketi ve ---------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı -------- verilmesine,
4-Davacı ----------- kabul edilen manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 20.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar ---------, -----------,---------- Şirketi ve ----------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı --------- verilmesine,
5-Davacı ---------- kabul edilen manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 10.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar ----------, ----------, ----------Şirketi ve ------------ Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı --------- verilmesine,
6-Davacı ----------- reddedilen manevi tazminat davası yönünden, davalılar -----------, ----------- Şirketi, ----------- Belediye Başkanlığı ve --------- kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 10.000,00 vekalet ücretinin davacı ----------- alınarak davalılar ---------, ---------Şirketi, --------- Belediye Başkanlığı ve ---------- verilmesine,
7-Davacı ----------- kabul edilen manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 10.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar---------, ----------, ---------- Şirketi ve ----------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ---------- verilmesine,
8-Davacı ---------- reddedilen manevi tazminat davası yönünden, davalılar ----------, ----------- Şirketi, --------- Belediye Başkanlığı ve --------- kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı ------------ alınarak davalılar ----------, ---------- Şirketi,---------- Belediye Başkanlığı ve ---------- verilmesine,
9-Davacı------------ kabul edilen manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 10.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar ----------, ----------, ---------- Şirketi ve ---------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ----------- verilmesine,
10-Davacı ----------- reddedilen manevi tazminat davası yönünden, davalılar -----------,----------- Şirketi, ----------- Belediye Başkanlığı ve --------- kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı ------------ alınarak davalılar ----------, ----------- Şirketi,--------- Belediye Başkanlığı ve ---------- verilmesine,
11-Davacı ---------- kabul edilen manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar --------, ---------, ---------- Şirketi ve ---------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı -------- verilmesine,
12-Davacı -------- reddedilen manevi tazminat davası yönünden, davalılar ---------, ----------- Şirketi, ---------- Belediye Başkanlığı ve ---------- kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı --------- alınarak davalılar ----------, ---------- Şirketi, -------- Belediye Başkanlığı ve ---------- verilmesine,
13-Davacı -------- kabul edilen manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar ---------, ----------, ---------- Şirketi ve --------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı --------- verilmesine,
14-Davacı ---------- reddedilen manevi tazminat davası yönünden, davalılar ---------, ---------- Şirketi, --------- Belediye Başkanlığı ve ---------- kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı ---------- alınarak davalılar ---------, ---------- Şirketi, --------- Belediye Başkanlığı ve ---------- verilmesine,
15-Davacı ---------- kabul edilen manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar ---------, ---------, ---------- Şirketi ve --------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı -------- verilmesine,
16-Davacı --------- reddedilen manevi tazminat davası yönünden, davalılar ---------, -------- Şirketi, ---------- Belediye Başkanlığı ve --------- kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı ---------- alınarak davalılar --------, ---------- Şirketi, -------- Belediye Başkanlığı ve ---------- verilmesine,
17-Davacı ---------- kabul edilen manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar ---------, --------, --------- Şirketi ve --------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı --------- verilmesine,
18-Davacı ---------- reddedilen manevi tazminat davası yönünden, davalılar ----------, --------- Şirketi, ---------- Belediye Başkanlığı ve--------- kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı ---------- alınarak davalılar ----------, ---------- Şirketi, -------- Belediye Başkanlığı ve ---------- verilmesine,
19-Davacılar tarafından sarf edilen 15.070‬,00 TL yargılama giderininin, davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 10.512,83 TL'sinin davalılar ---------, ---------, ---------- Şirketi ve ---------- Belediye Başkanlığı'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, geriye kalan 4.557,17‬ TL'nin davacılar üzerinde bırakılmasına,
20-Davalı --------- Şirketi tarafından sarf edilen toplam 8.086,53 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 3.503,89 TL'sinin davacılardan tahsili ile bu davalıya verilmesine, bakiye 4.582,64‬‬ TL'nin davalı üzerinde bırakılmasına,
21-Davalı ---------- Belediye Başkanlığı tarafından sarf edilen toplam 260,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 112,65 TL'sinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davalıya verilmesine, 147,35‬ TL'nin davalı üzerinde bırakılmasına,
22-Davalı ---------- tarafından sarf edilen toplam 7.500,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 3.249,75‬ TL'sinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davalıya verilmesine, 4.250,25‬ TL'nin davalı üzerinde bırakılmasına,
23-Davalı ---------- tarafından sarf edilen toplam 7.500,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 3.249,75‬ TL'sinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davalıya verilmesine, 4.250,25‬ TL'nin davalı üzerinde bırakılmasına,
24--Hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avansın kullanılmayan kısmının re'sen yatırana iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacılar vekili, davalı --------- vekili ve Davalı ------------ vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/10/2024

UYAP Entegrasyonu