WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL ANADOLU 13. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2024/785
KARAR NO : 2024/749

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 04/11/2024
KARAR TARİHİ : 07/11/2024

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9.maddesine göre Türk Milleti adına yargı yetkisini kullanan bağımsız ve tarafsız ----- Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan Tespit davasında dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirkete ----- numaralı zorunlu mali mesuliyet poliçesi ile sigortalı---- plakalı aracın, 21.09.2023 tarihinde davacıya ait ----- plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebep olduğunu, Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde yapılan yargılama neticesinde davacıya ait araçta hasar miktarının 36.936,67-TL olarak hesaplandığını, davacının aracının kazalarını öğrenmek için Tramer sistemine mesaj göndermiş, gelen mesaj içeriğine göre aracın 21.09.2023 tarihinde geçirmiş olduğu kaza nedeniyle 36.936,67-TL olan hasar bedelinin Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne 37.734,07-TL olarak işlenmiş olduğunu öğrendiğini, davalı sigorta şirketi gerçekleşen kazaya ilişkin Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi'ne 21/09/2023 tarihinde gerçekleşen kaza sebebiyle oluşan hasar bedelini doğru bildirmeyerek Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Yönetmeliğinin 23. maddesini ihlal etmiş ve bu nedenle müvekkilimiz mağdur olduğunu, davalı Sigorta şirketine 11/10/2024 tarihinde bu hususta başvuru yapmamıza rağmen herhangi bir gelişme sağlanamadığını, davaya konu---- plakalı araçta 36.936,67-TL hasar meydana geldiğinin tespiti ile bu tutarın TRAMER’e doğru bir şekilde bildirilerek düzeltilmesi gerektiğinden davanın tespit davası olarak açılması zarureti hasıl olduğunu, tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebi bulunmadığını, bu bakımdan ticari dava niteliğindeki tespit davaları açılmadan önce arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığını, 09.08.2008 tarihli Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Yönetmeliğinin 23. Maddesinin 2. fıkrasında güncellenmiş ve günlük muallâk ve ödenmiş hasarların TRAMER kaydına gecikmeksizin bir gün içinde doğru bildirme zorunluluğu bulunduğunu, sigorta şirketleri tarafından yalnız ve sadece hasar ile ilgili bilgileri bildirme yükümlülüğü bulunmadığını, sigorta şirketleri açık mevzuata rağmen değer kaybı ve yargılama giderleri gibi ödedikleri tüm bedelleri TRAMER kaydına işlettikleri, bu durumun kişilerin mağduriyetine sebebiyet verdiğinin açık olduğunu, bir kişi aracını ister kasko, isterse trafik sigortasından yaptırmak istediğinde sigorta şirketleri sigortalı adayının riskine bakarak teklif sunduklarını, TRAMER kaydında gerçekleşen hasar için ödenen bedelden daha fazla bir bedelin görülmesi halinde teklifin daha yüksek olacağı, sigortalının riskli olarak değerlendirileceği, ödenecek prim bedelinin artış gösterdiği sıklıkla karşılaşılan bir durum olduğunu, aracını satmak isteyen kişinin TRAMER kaydına bakan alıcı, hasarın gerçekleşenden daha yüksek olduğunu görmesi halinde daha fazla indirim için satıcıyı zorlayacağı bir gerçeklik olduğunu, her iki durumda TRAMER kaydında sigorta şirketi tarafından hasar için ödenenden daha fazla bedelin yazılı olması araç sahibinin mağduriyetine neden olacağını, izah edilen sebeplerle, HMK 106/1. madde gereğince tespit davasının kabulü ile; 21/09/2023 tarihinde gerçekleşmiş olan kaza sebebiyle müvekkile ait ----- plakalı araçta oluşan ve davalı tarafça TRAMER'e hatalı olarak bildirilen hasar kaydının 36.936,67-TL olduğunun tespitine, karar kesinleştiğinde, kaydın düzeltilmesi amacıyla karardan bir örneğin Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi'ne gönderilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP/TALEP : Dosya üzerinden karar verildiğinden bu aşamada 6100 Sayılı HMK'nin 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi bulunmamaktadır.

DELİLLER : Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (TRAMER) Kaydına İlişkin Güncel Sorgu, STK Uyuşmazlık Hakeminin---- başvuru nolu dosyasında alınan bilirkişi raporu, Sigorta Tahkim Komisyoru Hakem kararı, Sigorta Şirketine Başvuru Dilekçesi ve Başvuruya İlişkin Ekran Alıntısı, Kaza Tespit Tutanağı, Sigorta Hasar Sorgulamaları, Araç Ruhsatları, Dosya kapsamındaki sair tüm bilgi ve belgeler.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
6100 Sayılı HMK'nin 106. maddesi gereğince trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçtaki hasar kaydının 36.936,67 TL olarak tespiti ile Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezindeki (TRAMER) hasar kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Anayasa'nın 141/4 ve 6100 Sayılı HMK'nin 30.maddesi gereğince usul ekonomisi ilkesi de gözetilerek 6100 sayılı HMK'nin 114 ve 115. maddelerinde bulunan düzenleme kapsamında dava şartlarına yönelik yapılan ilk inceleme ve değerlendirme sonucunda aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/(1)-h maddesine göre, Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartıdır. Aynı yasanın 115. maddesine ise "Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir."düzenlemesi bulunmaktadır.Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır. Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır (------tarihli ve -----sayılı kararlarında da belirtildiği üzere buna hukuki korunma (himaye) ihtiyacı da denir (Rechts-schutzbedürfnis). Mahkemelerden hukuki himaye istenmesinde, himayeye değer bir yarar olmalıdır. Öte yandan, bu hukuksal yararın, "hukuki ve meşru", "doğrudan ve kişisel", "doğmuş ve güncel" olması gerekir (----. Dava açmaktaki hukuki yarar; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada hâlen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan söz edilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez (-----Tespit davasında; eda davasından ve inşai davadan farklı olarak, davacının böyle bir menfaatinin bulunduğu varsayılmaz. Tespit davasında davacı, kendisi için söz konusu olan tehlikeli veya tereddütlü durumun ortaya çıkaracağı zararın, ancak tespit davası ile giderilebileceğini kanıtlamalıdır. Çünkü tespit davası, hukuki bir durum ya da hak henüz inkâr ya da ihlal edilmeden, yani herhangi bir zarar doğmadan açılabildiğinden, menfaatin doğmuş ve güncel olması gereğinin bir istisnası olarak ortaya çıkmıştır------Bu doğrultuda, davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı; bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı; yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen tespit hükmü, bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır. Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma diğer dava çeşitlerinden birisi ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. (------).Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.05.2013 tarihli ve ----ile 01.02.2012 tarihli ve ----sayılı kararı sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir. (Yargıtay ----- HD, 27/11/2018 tarihli, ---- Esas, ------ Karar sayılı kararı)Mahkemeden istenilen hukuki korunmaya göre davalar eda davaları, tespit davaları ve inşai davalar olarak ayrılmaktadır. Eda davalarında; bir şeyin yapılması, bir şeyin verilmesi veya bir şey yapılmaması istenmekte iken, inşai (yenilik doğuran) davalar ile; var olan bir hukuki durumun değiştirilmesi, kaldırılması veya yeni bir hukuki durumun yaratılması istenir. İnşai (yenilik doğurucu) davanın kabulü ile yeni bir hukuki durum yaratılır ve hukuksal sonuç genellikle bir yargı kararı ile doğar. Tespit davaları ise bir hakkın veya bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının yahut bir belgenin sahte olup olmadığının tespitine ilişkin davalardır. Tespit davası kendine özgü davalardan olup dava sonucunda verilen kararının icra ve infaz kabiliyeti yoktur. Bu davanın konusunu sadece hak veya hukuki ilişkiler oluşturur. Maddi vakıalar tek başına tespit davasının konusunu oluşturamazlar. Tespit davalarında davacının amacı, bir hak veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun veyahut içeriğinin belirlenmesi olup hak veya hukuki ilişkinin varlığı yahut yokluğu tespit davası açılabilmesi için yalnız başına yeterli değildir. Bundan başka, tespit davasının dinlenebilmesi için konusunu oluşturan hak veya hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının korunmaya değer güncel bir hukuki yararının bulunması gerekir.Yukarıda anılan yasal düzenlemeler, yapılan açıklamalar ve yargılama ışığında somut olayda; davacı vekilinin dava dilekçesindeki açıklamalarına göre 21/09/2023 tarihinde davacının mülkiyetinde olan ---- Plaka sayılı araç ile davalı sigorta şirketine ZMMS sigortalı ---- palkalı araçların karıştığı maddi hasarlı trafik kazasına bağlı olarak davalı sigorta şirketinin sigortacılık mevzuatından kaynaklanan eylem ve işlemleri sonucunda hasar bedelinin Tramer Sistemine eksik ve hatalı bildirilmesi nedeniyle davacının maddi zarara uğradığı ileri sürülmekte olup , hasara ilişkin olarak SBGM nezdinde yapılan belirlemenin ve/veya görünen kaydın ve miktarın dava konusu yapıldığı anlaşılmaktadır. Ancak Yargıtay ----. Hukuk Dairesi'nin 27/11/2018 tarih, ---- Esas ve ---- Karar sayılı ilamıyla "Davacının tespitini istediği kusursuz olduğu yönündeki iddiasını açılacak bir davada ileri sürmesi mümkün olduğu gibi eda davasında incelenebilecek hususların tespit davasına konu edilemeyeceği, davacının kusursuz olduğunun tespiti ve sigorta bilgi gözetim merkezindeki kayıtlarının düzeltilmesi talebinde hukuki yararının bulunmadığı" yönünde karar verilmiştir (Bkz; benzer yönde---- Buna göre somut olayın da yukarıda gösterilen Yargıtay ilamlarına konu olayla benzer nitelikte Sigorta Bilgi ve Gözetim Merekzindeki hasar kaydı miktarının düzeltilmesine ilişkin olduğu, ne var ki söz konusu hasara ve hasar onarım bedeline ilişkin uyuşmazlığın usulde düzenlenen açılacak eda davası çeşitlerinden biriyle çözümlenmesi gerektiği, tespit davası yönünden davacının korunmaya değer güncel hukuki yararının bulunmadığı sonuç ve kanaatiyle; davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/(1)-h maddesinde gösterilen davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmasına yönelik dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)6100 Sayılı HMK'nin 114/1-h maddesi gereğince 'davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmaması nedeniyle; Davanın 6100 Sayılı HMK'nin 115/2.maddesine göre DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 427,60 TL karar ve ilam harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-)6100 sayılı HMK'nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansların yatırana iadesine, (Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına)
Dair, tarafların ve davacı vekilinin yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ; 6100 sayılı HMK'nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle --- Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.

UYAP Entegrasyonu