T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/637
KARAR NO : 2024/736
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2021
KARAR TARİHİ : 11/10/2024
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 14.09.2020 te i “Bitmiş Mal Alım ve Fason Dikim Protokolü” ile ticari ilişki kurulduğunu, protokol uyarınca ürünlerin tamamlanarak davalıya fatura edildiğini ve teslim edildiğini, işbu fatura bedellerinin toplamda 269.416,94 TL olduğunu, 02.03.2021 tarihine kadar davalı tarafından kısmı ödeme yapıldığını, yapılan ödemeler toplamının 77.416,94 TL olduğunu, davalı tarafından ödemeden kaçınılarak 02.03.2021 tarihinde 5 adet iade faturası ve | adet gecikme faturası tanzim edildiğini, 6 adet iade faturasından dikiş, baskı hatasına ilişkin olan 3 adet iadenin kabul edildiğini, fakat fiyat farkı faturası, gecikme bedeli faturası ve large kalıp iade faturasının -----Noterliği'nin ----- yevmiye numaralı ihtarnamesi aracılığıyla 09.03.2021 tarihinde iade edildiğini, Fiyat farkı faturasının; fiyat farkı talebinin sözleşme kurulurken beyan edilmemesi ve kumaşlar olması gerektiği gibi sözleşmeye uygun olarak ifa edildiğinden iade edildiğini, Gecikme bedeli faturasının; yaşanan mücbir sebep (pandemi) nedeniyle yaşanılan yalnızca 1 haftalık gecikmenin, tazmin yükümlülüğünü doğurmadığından dolayı iade edildiğini, Large kalıp iade faturasının; kalıpların davalı tarafından sunulmuş olması ve davacı sunulan kalıplar üzerinden ürünleri imal etmiş olmasına rağmen davalı tarafından “kalıp beğenilmemesi” sebebiyle yapılan iadenin kabul edilmediğini Her ne kadar large kalıp ürünlerine ilişkin iade faturası kabul edilmemiş ise de, davalının dikiş ve baskı problemlerinin bu ürünlerde de mevcut olduğunun davalı tarafça söylenmesi üzerine iadenin kabul edildiğini, ürünlerin diğer 3 dikiş, baskı iade faturasında belirtilen ürünlerle birlikte teslim alındığını, bu halde tamir sebebiyle teslim alınan ürünlerin fatura bedellerinin toplamının 21.636,78 TL olduğunu, bu faturaların ürün tamiri amacıyla alındığını, ilgili ürünlerin tamir edilemeyecek durumda olanlarının ayrıldığını, tamire uygun olanların ise tamir edilerek sözleşmeye uygun olarak 3.kalite ürünlerin 680 kontolu olarak tamir edilen ürünlerin kendi fiyatlarından fatura edilerek tüm ürünlerin davalıya gönderildiğini, 21.636,78 TL tutarında olan alacak miktarının iskonto ile birlikte 13.691,34 TL olduğunu, açıklandığı üzere 13.04.2021 tarihinde müvekkilinin alacak miktarının 69.451,38 TL olduğunu, müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla davalı tarafa ihtarname gönderdiğini, ancak davalı tarafından yalnızca 12.522,71 TL ödeme gerçekleştirildiğini, yapılan ödeme sonrasında müvekkilinin bakiye alacak miktarının 56.928,67 TL olduğunu, müvekkilinin iyi niyet göstergesi olarak 21.05.2021 tarihinde 50.000 TL ile anlaşabileceğini beyan etmesine rağmen bu teklifinin kabul edilmediğini, 21.06.2021 tarihinde davalı tarafından yine 3 adet iade faturası kesildiğini, ilgili iade faturaları toplamlarının 19.924,92 TL olduğunu, son tamirat faturasından da yüksek olan bu faturanın davalının kötü niyetini ortaya koyduğunu, hiçbir süre veya dayanağa dayanman bu üç yeni iade faturasının da ----Noterliğinin ----- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iade edildiğini, davacı tarafından ayıplı mal iddiası mevcut ise bu iddianın yalnızca dikiş baskı hatalı ürünler için geçerli olduğunu, söz konusu ürünlerin de TTK uyarınca tamir edildiğini ve sözleşmeye uygun olarak tekrar iskontolu olarak fatura edildiğini, ancak ödemelerin tacir vasfına aykırı olarak davalı tarafça gerçekleştirilmediğini, davalı tarafından birçok bağımsız iade sebebi öne sürüldüğünü, iade tutarları ile bağlantı kurulmadığını, hiçbir sebebin geçerli olmadığını iddia ederek, davalı borçlu tarafından -----. İcra Müdürlüğü'nün ----- Esas sayılı dosyasına yapılan haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaline, icra takibinin devamına, davalı borçlu şirketin itiraza konu etmiş olduğu tutarın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin faaliyet alanının tekstil ürünlerinin satışına ilişkin olduğunu, bu kapsamda davacı ile ticari ilişki kurduğunu, ancak davacı tarafın edimlerini sözleşmeye uygun olarak yerine getirmediğini, Large kalıplar üzerinde seri üretime geçilmesi istenen ürün ile teslim edilen ürünlerin aynı olmadığını, davacının teslim alınmayan / iade edilen ürünlerin fatura edilmesi yoluyla borç sabitmiş gibi haksız bir şekilde ilamsız icra takibi başlattığını, yine davacı tarafından temin edilen ürünlerin istenilen kalitede olmadığının davacı tarafa birçok kez bildirildiğini, uluslar arası geçerliliği olan testlerin sonucunda “satışı yapılamaz” sonucu gelen ürünlerin müvekkili tarafından hemen satıştan kaldırıldığını, davacı tarafın ise bu test sonuçlarından haberdar edildiğini, taraflar arasında yapılan mail yazışmalarından da anlaşıldığı üzere numunelerdeki hataların orijinal ürünlerde olmayacağını taahhüt eden davacı tarafın bu taahhütlerine uygun üretim yapmadığını, müvekkilinin sattığı sweatshirtlerin uzunluğunun o markanın ayırt edici bir özelliği olarak kabul gördüğünü ve talep edildiğini, ancak ilgili ürünlerin istenilen ölçü ve kalıplarda üretilmediğini, davacı tarafından teslim edilen hatalı ürünlerin müvekkili tarafından titizlikle hazırlanarak davacı tarafa bildirildiğini, tamir edilmek üzere gönderilen ürünlerin aynı hatalarla geri döndüğünü, müvekkilinin bu ürünleri kabul etmediğini, davacıya iade alması talebini ilettiğini, davacı tarafça iskonto uygulanması yönünde anlaşıldığını, hatalı ürünlere iskonto uygulandığını, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği müvekkili şirketçe yapılan 12.522,71 TL tutarındaki ödemenin müvekkilinin tüm iyi niyetle iskonto bedellerini hesaplayarak ulaştığı kalan bakiye bedel olduğunu, davacı tarafından teslim edilen ürünlerin kalitesinin düşük olduğunun uluslar arası geçerliliği olan bir test sonucuyla sabit hale geldiğini, bu hususta satıcının itirazının her yolla geçersiz hale geldiğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşme uyarınca müvekkili şirketin ürünlerin bir kısmını iskontolu alabileceği gibi bir kısmını teslim almama hakkına haiz olduğunu, taraflar arasında sözleşmenin de açık şekilde ortaya koyduğu nedenlerden dolayı müvekkili şirketin sipariş miktarına, kaliteye, teslim tarihlerine uymayan bir takım ürünleri teslim almadığını, bir takım ürünleri ise iade ettiğini, müvekkilinin iyiniyetini koruyarak başta geciken ürünler için herhangi bir bildirimde bulunmadığını, buna rağmen davacı tarafa yeniden süre verildiğini, fakat ürünlerin yine gecikmeli olarak teslim edildiğini, bu gecikmeler nedeniyle taraflar arasında düzenlenen protokol gereği cezai şartlara uygun faturalar kesildiğini, müvekkili şirketin mahsup hakkına sahip olduğunu, bu hususun teslim alınmayan ürünler için dahi fatura bedellerini talep eden davacının esasen kötüniyetli hareket ettiğinin izahı olduğunu savunarak, davanın reddine, davcı aleyhine takip miktarının %20'sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ---- İcra Müdürlüğünün --- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, ---- İcra Müdürlüğünün ------ sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından alınan kök raporda özetle; Ticari Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Davacı şirketin 2020- 2021 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, defter kayıtlarının TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davalı şirket tarafından ticari defter ve belgelerin sunulmaması nedeniyle, davalı şirket defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı, Teknik bilirkişi heyet üyesi tarafından, davalı vekili ile yerinde inceleme hususunda randevu istemiş ise de davalı vekilince, müvekkilinin müsait olmadığı, yurt dışında olduğu, evden çalıştığı gibi gerekçelerle ayıplı malların yerinde incelenmesi konusunda randevu alınamadığı, sadece davalı vekili tarafından iki adet ayıplı ürün numunesinin gönderildiği, teknik inceleme bölümünde her ne kadar bu iki numune üzerinde birtakım tespitler yapılmış olsa da bütün ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin bu şekilde olup olmadığı, yahut aynı partiye mensup ürün olup olmadığının anlaşılamadığı, bu hususun tespit edilmesinin ancak tüm ayıplı malların incelenmesi ile ortaya çıkacağı, nitekim mahkememizin vermiş olduğu görevin ayıplı malların tamamının yerinde incelemesi görevi olduğu, ancak davalı kaynaklı sebeplerle bu görevin yerine getirilemediğinden davalının ayıplı ürün iddiasının dosya kapsamındaki delil durumuna göre ispata muhtaç kaldığı mütalaa edilmiş, Davacı Alacağı Yönünden: Teknik Değerlendirme bölümünde açıklandığı üzere, davalının ayıp iddiasının ispata muhtaç olduğu, takdirin mahkememize ait olmak üzere Mahkemenin de davalının ayıp iddiasını ispat edemediğini düşünmesi halinde, 21.06.2021 takip tarihi itibariyle, 56.928,67 TL alacağını talep edebileceği, Ayrıca, davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen gecikme bedeli faturasının davacı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı, takdirin mahkememize ait olmak üzere davacının mücbir. sebep olarak belirttiği ve 1 haftalık olarak kabulünde olan pandemi nedeniyle gecikilen süre yönünden, davalı tarafından gecikme bedelinin talep edebileceğini kabul etmesi halinde, tarafımızca hesaplanan 6.655,52 TL'nin davacı alacağının düşümünün yapılması gerektiği ve davacının talep edebileceği alacağın 50.273,15 TL (56.928.67-6.655.52) olacağı davacı şirketin takip öncesi faiz talebinin yerinde olmadığı, mahkememizin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında avans faiz talebinde bulunabileceği, hususlarını beyan ve rapor etmiştir.Bilirkişi heyeti tarafında alınan ek rapor da özetle; ayıplı teslim edilen ürünlerden ayıplı olan kısmının 4.921,18 TL olarak hesaplandığı, davacının 21.06.2021 takip tarihi itibariyle, 52.007 49 TL56.928,67-4.921,18 TL)alacağını talep edebileceği davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen gecikme bedeli faturasının dava, şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı, hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Talimat mahkemesince alınan bilirkişi raporunda özetle; Ürünler üzerindeki nakışların ön beden üzerinde eğik olacak şekilde oturtulduğu ve bu konuda nakış sökülmüş olsa da bunun tespit edilebildiği ve bu konunun üründe tamir edilemez bir ayıp oluşturduğu, Ürünlerin kumaş kalitesinin gerek marka değeri gerek benzer uygulamalar göz önüne alındığında kabul edilebilir olduğu ve bu konuda bir ayıp oluşturmadığı, Dikiş kalitelerinin ve bu konudaki işçiliğin gerek marka değeri gerek benzer uygulamalar göz önüne alındığında kabul edilebilir olduğu ve bu hususta bir ayıp oluşturmadığı, Sweatshirt ürünlerinde olduğu iddia edilen istenilen boy uzunluğuna uyulmadığı hususunda yapılan incelemelerde boy ölçülerinin benzer uygulamalar düşünüldüğünde *5mm tolerans aralığının içerisinde olduğu ve bu konuda da bir ayıp oluşturmadığı, Large ölçüsündeki ürünlerde yapılan incelemelerde yaka genişliği, beden boyu, omuz genişliği vb gibi ölçülerde diğer SMALL ve MEDİUM ölçüsündeki ürünlerle orantısal olarak uyumlu oldukları ve ürünlerin bu konuda da ayıplı olmadıkları, İncelenen ürünlerin içinde BONCUKLAŞMA diye tabir edilen kumaş ayıbının tespit edilemediği ve bu hususta da ürünlerin ayıplı olmadıkları, İncelemeye tabi tutulan ve tarafımdan tespiti yapılan 294 adet Tişört ve 50 adet Sweatshirt olmak üzere toplam 344 adet giyim mamulünden oluşan dava konusu emtianın nakış uygulamaları açısından ayıplı olması ve bu nakışların ön bedende ve tamir edilemez olması ürünlerin marka değeri düşünüldüğünde tamamının ikame edilmesi gerektiği hususlarını beyan ve rapor etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşme kapsamında düzünlenen faturalar sebebiyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne olduğu, davalının savunmasına göre söz konusu faturalara konu ürünlerde davalının iddia edildiği şekilde ayıp olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliğinin ne olduğu, muayene ve ihbar yükümlülüğünün davalı tarafça yerine getirilip getirilmediği ayrıca ayıp sebebi ile davacı taraf alacağından indirim yapılmasının gerekip gerekmediği,indirim yapılacaksa miktarının ne olduğu ve davalı tarafından kesilen gecikme faturasının geçerli usule uygun olup olmadığı hususlarında olduğu anlaşılmıştır. Davalı yan tarafından ayıplı olduğunu iddia ettiği ürünler talimat mahkemesi aracıyla incelenmekle söz konusu raporda özetle davaya konu ürünler üzerinde kullanılan kumaş kalitesinin kabul edilebilir olduğu ve bu konuda bir ayıp oluşturmadığı, Dikiş kalitesinin kabul edilebilir olduğu ve bu konuda bir ayıp oluşturmadığı, Sweatshirt cinsi ürünlerin boy ölçüsünün toleranslar dahilinde ve bu konuda bir ayıp oluşturmadığı, Large ölçüsündeki ürünlerde yapılan incelemelerde yaka genişliği, beden boyu, omuz genişliği vb gibi ölçülerde diğer SMALL ve MEDIUM ölçüsündeki ürünlerle orantısal olarak uyumlu oldukları ve ürünlerin bu konuda da ayıplı olmadıkları, İncelenen ürünlerin içinde BONCUKLAŞMA diye tabir edilen kumaş ayıbının tespit edilemediği ve bu hususta da ürünlerin ayıplı olmadıkları, İncelemeye tabi tutulan ve tespiti yapılan 294 adet Tişört ve 50 adet Sweatshirt olmak üzere toplam 344 adet giyim mamulündeki nakış uygulamalarının hem ön bedende bulunması hem de tamir edilemez olduğu tespit edilerek ayıplı olduğu kanaatine varıldığı, Var olan ayıbın davalı ve de davacının bilgisinde olduğu; bu nedenle ürünlerin davalı tarafça tamire gönderildiği; tamir işlemi sonunda da tekrar davalı firmaya sevk edildiği Davalı tarafça nakış hatası nedeniyle davacı tarafa kesilen faturalar incelendiğinde
-02.03.2021 tarihinde 269 adet T-shirt cinsi eşya için fatura kesildiği, toplam mal bedelinin 11.694
TL (kdv hariç)
- 02.03.2021 tarihinde 24 adet Swearshirt cinsi ve 3 adet T-shirt cinsi eşya için fatura kesildiği,
toplam mal bedelinin 1.505 TL (kdv hariç)
- 02.03.2021 tarihinde 54 adet Swearshirt cinsi cinsi eşya için fatura kesildiği, toplam mal bedelinin
4.622 TL (kdv hariç) olduğu görüldü.
- 272 T-shirt ve 78 adet sweatshirt olmak üzere toplma’da 350 adet ürünün geri gönderildiği,
dava dilekçesine 7-A başlığıyla sunmuş olduğu ek’in (12.04.201 tarihli fatura)
kontrol edilmesi neticesinde 31 adet sweatshirt cinsi eşya ve 121 adet T-shirt cinsi eşyanın
taraflar arasında imzalanan ve dava dilekçesinin ekinde(Ek-2) yer alan 14.09.2020 tarihli
‘’Bitmiş Mal Alımı ve Fason Dikim Protokolü’’ 4.8. başlıklı maddesine uygun olarak %80
iskontolu olarak fatura edildiği Davacı vekilinin dava dilekçesine 7-B başlığıyla sunmuş olduğu ek’in (12.04.201 tarihli fatura)
kontrol edilmesi neticesinde 38 adet Sweatshirt ve 179 adet T-shirt cinsi eşyanın taraflar arasında
imzalanan ve dava dilekçesinin ekinde (Ek-2) yer alan 14.09.2020 tarihli ‘’Bitmiş Mal Alımı ve
Fason Dikim Protokolü’’ 4.8. başlıklı maddesine uygun olarak %80 iskontolu olarak fatura
edilmediği Bu nedenle Teknik Bilirkişinin raporunda yer alan ve ayıplı olduğu yönünde tespit yapılan 294 adet T-shirt ve 50 adet Sweatshirt cinsi üründen, ıskonto uygulananlar dışında kalan ve iskonto
uygulanmadığı görülen 115 adet T-shirt ve 12 adet Sweatshirt cinsi ürüne ıskonto uygulanması
gerektiği, Sweatshirt cinsi eşyaların ortalama birim fiyatının 88,80 TL, birim başına %80 iskonto
düşüleceği göz önüne alındığında birim başına 71,04 TL indirim yapılması gerektiği,
T-shirt cinsi eşyaların ortalama birim fiyatının 44,22 TL, birim başına %80 iskonto düşüleceği
göz önüne alındığında birim başına 35,38 TL indirim yapılması gerektiği
İskonto yapılması gereken tutarın (115 adet X 35,38 TL= 4068,70 TL ve 12 adet X 71,04
TL=852,48 TL ) toplam 4.921,18 TL’nin davacı alacağından düşülmesi gerektiği, yönünde rapor bildirilmiş olmakla tarafların ticari defterleri de incelenmekle sözleşmeye konu ürünlerin davacı tarafça davalıya teslim edildiği bir kısım ürünlerin ayıplı olduğu husunun davacı yanın da kabulünde olduğu bu nedenle indirimli olarak faturanın kesildiği ancak davacı tarafça indirim uygulanmayan ancak davalı yanın usulüne uygun şekilde ayıp ihbarında bulunduğu ve teknik raporda ayıplı olduğu tespit edilen bazı ürün bedelleri üzerinden bilirkişi tarafından usul ve yasaya uygun tespit edilen indirim bedelinin fatura alacağından mahsubu gerekmekle ayrıca davalı tarafça davacı aleyhine kesilen gecikme bedelini faturası incelenmekle davaya konu malların teslim tarihi belirli olmakla davacının 1 hafta geç teslim yaptığı sabit olmakta her ne kadar davacı yan covid-19 yönünden geç teslim de bulunduğunu iddia etmiş ise ilgili tarihlerde sokağa çıkma yasağının 21.00 ile 05.00 arasında uygulandığı ve üretim faaliyetlerin tedbir kapsamı dışında tutulduğu anlaşılmakla somut olayda mücbir sebep koşulların oluşmadığı kanaatiyle ve geç teslim nedeniyle kesilen fatura bedelinin de davacı alacağından mahsubu gerekmekle davacının davalıdan talep edebileceği alacağın 45.351,97 TL olacağı yönünde kanaat oluşarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Fazlaya yönelik talebin yukarıda izah olunan nedenlerle reddine karar vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalının ---İcra Müdürlüğünün -----Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin 45.351,97 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya yönelik talebin reddine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 3.097,99 TL 'den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 972,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.125,79 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 972,20 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.031,5 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yatırılan ve kullanılmayan 571,90 TL keşif harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davalı tarafa iadesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.250,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 2.589,10 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 3.582,10 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 728,44 TL sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 30.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 11.576,70 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.051,57 TL'nin davalıdan, 268,43 TL'nin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ---- Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!