WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL ANADOLU 12. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/531
KARAR NO : 2024/743

DAVA : Menfi Tespit ve Çek İstirdatı
DAVA TARİHİ : 26/08/2021
KARAR TARİHİ : 15/10/2024

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımlı)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin müvekkiline ait dava konusu ---- şube kodlu ---- Caddesi/---- Şubesi'nin ----- seri numaralı çalıntı çekini haksız ve kötü niyetli olarak iktisap ettiğini, dava konusu çekin çalıntı olduğunu ve çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığına, 30.04.2021 tarihinde, müvekkilinin çek hesabının bulunduğu -----Caddesi'nden müvekkilinin aranarak ----- numaralı çekin bankaya ibraz edilmesi sebebiyle çek bedelinin ödenmesinin istendiğini, hemen akabinde müvekkilinin çeklerin bulunduğu çekmeceyi kontrol etmesiyle birlikte, ilgili çek ile birlikte toplam 7 adet çekin yerinde bulunmadığı fark edildiğini, müvekkili tarafından aynı gün ----- Polis Merkezi Amirliği'nin ----- evrak numaralı dosyası nezdinde şikayette bulunulduğunu beyanla; Müvekkili davacının borçsuzluğunun tespitine, ------Şubesi'nin ------ seri numaralı, müvekkil hesabına bağlı, lehdarı davalı olan, sırasıyla 92.000,00 TL bedelli çekin mevcut hamilinden istirdadı ile müvekkiline iadesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA
Davalı yan kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, rıza dışında elden çıkan çek nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti ile çekin istirdatına yönelik olarak açılan davadır.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Bilirkişi tarafından verilen raporda özetle;Beyaz ışık ve değişik açılarda verilen ışık ışınları, yüksek çözünürlü (scanner) tarayıcı, bilgisayar analiz programları kullanılarak, grafolojik, grafometrik ve kaligrafik esaslar dahilinde yapılan mukayeseli incelemede; İnceleme konusu çekteki keşideci imza ile ----- ait mukayese imzaları arasında yapılan karşılaştırmada; fotokopi ve çıktı belgelerde tespit edilebilen grafolojik tanı kriterleri dikkate alındığında; imzaların başlangıç hareketlerinde ve bitiş hareketlerinde kısmi benzerlikler, ara gramalarında farklılıklar görüldüğü, imza boyut ve imza kısımları arasındaki orantı ve doğrultu gibi ıslak imzalı olmayan fotokopi, çıktı gibi belgelerde saptanabilen diğer grafolojik tanı kriterleri bakımından değerlendirildiğinde; inceleme konusu çekteki keşideci imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla ----- eli ürünü olmadığı, " şeklinde rapor sunulmuştur. Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir -----
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.Eş söyleyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir ( ------). Ayrıca, adi senette borçlu olarak gözüken kimse, senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığının ve dolayısıyla, senet borçlusu konumunda bulunmadığının tespiti amacıyla, cebri icra tehdidi ile karşı karşıya ise, icra takibinin yapılmasından önce; süresi içinde ödeme emrine karşı imzaya itiraz yoluyla itirazda bulunmayı ihmal etmiş ve takip kesinleşmişse, takibe başlanılmasından sonraki evrede sahtelik davası açabilir, böyle bir sahtelik davası hukukî niteliği itibariyle 2004 sayılı İİK 72’de düzenlenmiş olan menfi tespit davasıdır (------
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat, davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı HMK m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (----- ).Senet borçlusu tarafından senette yer alan imzanın kendisine ait olmadığının iddia edilmesi halinde çözümü özel veya teknik bilgi gerektirdiğinden bilirkişi incelemesine karar verilir. İmza incelemesinde öncelikle senedin düzenleme tarihinden öncesine ilişkin borçluya ait olduğu muhakkak olan karşılaştırmaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişi tarafından mukayeseye esas alınmalıdır. Yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır. Nitekim bu ilkeler, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.10.2019 tarihli ve ------- sayılı kararında da benimsenmiştir.Dava dilekçesinin incelenmesinde davacının imza inkarında bulunduğu görülmüştür. Mahkememizce çek üzerinde imza incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. 26/02/2024 tarihli ------ yazı cevabında da görüldüğü üzere dava konusu çek davalı tarafından ilgili bankaya ibraz edilmiştir. Davalı çek aslının imza incelemesi yapılmak üzere ibrazı için davalı tarafa ihtaratlı tebligat çıkarılmış ise de davalı tarafından çek aslı ibraz edilmediğinden dosya kapsamındaki çek fotokopisi üzerinden değerlendirme yapılarak bilirkişi raporu alınmıştır. Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda da çek üzerindeki imzanın keşideci olarak görünen davacı şirket yetkilisine ait olmadığı tespit edilmiştir. Çekin davacı tarafından tanzim edilmemiş olması nedeniyle sahte olduğu, imza inkarı, sahtecilik iddiası herkese karşı ileri sürülebilen mutlak defilerden olup , dava konusu çek nedeniyle davacının sorumlu tutulamayacağı, çekin keşidecisinin davacı lehtarının da davalı olarak yazıldığı ve ibraz edenin de davalı olduğu gözetildiğinde çekin davacıya da iadesi gerektiği anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,----- kodlu ---- Caddesi---- Şubesi'nin ----- seri numaralı, keşidecisi davacı-----lehdarı davalı -------olan, 92.000,00 TL bedelli ÇEK sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, çekin davalıdan istirdatı ile davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 6.284,52-TL 'den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.571,13-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.713,39-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvurma harcı, 1.571,13-TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 1.630,43-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan 387,65-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.887,65-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 30.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,Dair; davacı vekili ile davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ----- Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

UYAP Entegrasyonu