WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL ANADOLU 11. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2024/426
KARAR NO : 2024/788

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 16/06/2024
KARAR TARİHİ : 23/10/2024

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili verdiği dava dilekçesinde özetle;
...na ------sicil no, ----- mersis no ile kayıtlı-----şirketi aleyhine T.T.K. geçici 7. Maddesi' ne istinaden ----İcra Müdürlüğü' nün ------ Esas sayılı dosyasından ilamlı takip başlatıldığını ve söz konusu takibin devam ettiğini, ilamlı takibin dayanağının ---- İş Mahkemesinin ---- esas sayılı dosyası olduğunu, icra takibinin devamının, müvekkili kurumun alacaklarının tahsili ve taraf ehliyetinin sağlanması amacıyla ilgili şirketin ihyası ile sicile yeniden tescili için işbu davayı açmak zorunluluğunun doğduğunu, davalı sicil müdürlüğünün, kanun'da belirtildiği gibi ilan ve tebligatları yaparak idari sorumluluğunu yerine getirmediğini ve kanunen tasfiyeye girmemesi gereken şirketi tasfiyeye soktuğundan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olduğunu, nitekim; benzer bir davada müvekkili kurum lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiğini ve kararın istinaf ilamıyla da kesinleştiğini beyanla davanın kabulü ile, ---- Ticaret Sicil Müdürlüğü' nün ------ sicilinde kayıtlı ----- Şirketi' nin -----İcra Müdürlüğü' nün -------- Esas sayılı dosya alacağı bağlamında ihyası ile sicile yeniden tesciline, tasfiye memuru olarak şirket yetkilisi ve ortağı olan '----- görevlendirilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili verdiği dava dilekçesinde özetle;
Ticaret sicili müdürlüğü, ticaret siciline tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirir ve sonuca bağlar; yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, “..sicil müdürü tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. tüzel kişilerin tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelenir. tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır.” (ttk m. 32). yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı vereceğini, aksi hâlde, gerekçe göstererek tescil talebini reddettiğini, müvekkili ticaret sicili müdürlüğünün re’sen terkin işlemi, “6102 sayılı kanunun geçici 7’nci maddesi”, “münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve ticaret sicili kayıtlarının silinmesine ilişkin tebliğ’in 5’inci maddesi”, “6103 sayılı türk ticaret kanununun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında kanun’un 20/1 maddesi” ve “anonim ve limited şirketlerin sermayelerini yeni asgari tutarlara yükseltmelerine ve kuruluşu ve esas sözleşme değişikliği izne tabi anonim şirketlerin belirlenmesine ilişkin tebliğ’in 7. maddesi” kapsamında olup, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkili müdürlüğe ------ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan ----- Şirketi'nin dosyasında yapılan inceleme neticesinde; dava konusu şirketin, “6102 sayılı kanunun geçici 7’nci maddesi”, “münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve ticaret sicili kayıtlarının silinmesine ilişkin tebliğ’in 5’inci maddesi”, 6103 sayılı türk ticaret kanununun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında kanun’un 20/1 maddesi ve anonim ve limited şirketlerin sermayelerini yeni asgari tutarlara yükseltmelerine ve kuruluşu ve esas sözleşme değişikliği izne tabi anonim şirketlerin belirlenmesine ilişkin tebliğ’in 7. maddesi kapsamında; "5174 sayılı kanun kapsamında olduğunun (m. 10)" ve "vergi kaydının terkin edildiği" hususlarının belirlenmesinin ardından, 6102 sayılı türk ticaret kanunu’nun geçici 7’nci maddesi ile “münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve ticaret sicili kayıtlarının silinmesine ilişkin tebliğ”in 5’inci maddesi gereğince re'sen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 31.07.2013 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiğinin anlaşıldığını, (emsal nitelikte yargıtay hukuk genel kurulunun 13.12.2023 tarihli, ----sayılı ilâmı ve yargıtay -----. hukuk dairesinin 24.03.2022 tarihli, ------ sayılı ilâmı.). 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7’nci maddesi uyarınca, resen terkin kapsamına alınan şirketlerin, bu durumun kendilerine tebliğinden itibaren iki ay içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldırarak buna ilişkin ispat edici belgeleri ticaret sicil müdürlüğüne ibraz etmesi ya da şirketin faaliyetinin devamının mümkün olmaması halinde aynı süre içerisinde tasfiye memurunu bildirmesi, ayrıca şirketin davacı ya da davalı sıfatıyla sürmekte olan davasının bulunması halinde, (müvekkil ticaret sicili müdürlüğünce bu hususun tespit edilmesi mümkün olmadığından) buna ilişkin yazılı beyanı ticaret sicili müdürlüğüne vermesi gerektiğini, müvekkili ticaret sicili müdürlüğünce söz konusu şirkete, belirtilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi hâlinde söz konusu şirketin unvanının ticaret sicilinden silineceğini, şirkete ait malvarlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra hazineye intikal edeceğini ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulduğunu, ancak bu ihtara rağmen söz konusu şirketin yukarıdaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, dava konusu şirketin ticaret sicilinden terkin edileceği hususunun, 6102 sayılı türk ticaret kanunu geçici m.7/f.4-a kapsamında bu kapsama giren tüm şirketlerle birlikte ---- gazetesinde ilan da edildiğini, (29.04.2013 tarihli, ---- sayılı -----). diğer yandan; işbu ilanın da, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, 6102 sayılı türk ticaret kanunu geçici madde 7/f.4-a’da, 7201 sayılı tebligat kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat hükümleri yerine geçtiği hükme bağlandığından; müvekkili tarafından davaya konu şirkete yapılan ihtarın (bildirimin), dava konusu şirketin eline ulaşmadığının bir an için kabul edilse dahi, müvekkilinin re’sen terkine ilişkin prosedürde eksik bir işlem yaptığından bahsetmenin mümkün olamayacağını, gerçekten de; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.7/f.4-a’da, “kapsam dahilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirkete veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere ----- gazetesi müdürlüğüne aynı gün gönderilir. ilan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinin otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı tebligat kanunu hükümleri yerine yapılmış tebligat yerine geçer.” denilmek suretiyle, ilgiliye ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ----- gazetesindeki ilanının, ilan tarihinin otuzuncu günü itibariyle, 7201 sayılı tebligat kanununa uygun bir bildirim olduğu hususu vurgulandığını, buna göre de, mezkur hüküm gereğince, davacının kendisine, müvekkili müdürlük tarafından yapılan bildirimlerin (ihtarın), dava konusu şirkete ulaşmamış dahi olsa, ------ gazetesindeki ilanının tebligat kanuna uygun bir bildirim olduğunun kabul edilmesi gerektiğini ve re’sen terkin sürecinde bir eksiklik bulunmadığının tespiti gerektiğini, buna göre de, ilanın bulunması karşısında, müvekkilin eksik bir işleminden bahsedilmesinin dahi mümkün olmadığını, 6102 sayılı türk ticaret kanunu geçici 7’nci maddenin 15’nci fıkrası, “ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmünü haiz olduğunu, müvekkil ticaret sicil müdürlüğünün, mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmamaktadır. söz konusu şirketin ihyası istenmekte ise de; “münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve ticaret sicili kayıtlarının silinmesine ilişkin tebliğ”in 16’ncı maddesinin 2’nci fıkrasında yer alan “bu tebliğ hükümlerine göre, ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatiflerin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmü gereğince, bu işlemin madde hükmünde de belirtildiği üzere ancak bu hususta mahkemeye başvurulmak suretiyle gerçekleştirilebileceği, dava konusu şirketin ihyasına (ek tasfiyesine) karar verilmesi durumunda tasfiye memuru atanması gerektiğini, mahkemece, dava konusu şirketin ticaret sicil kaydının terkinine ilişkin işlemin iptal edilmeksizin yalnızca sınırlı olarak ihyasına (ek tasfiyesine) karar verilmesine kanaat getirilmesi durumunda; TTK geçici 7. madde fıkra 15 gereğince uygulanması gereken ("bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir.") ttk m. 547/2 hükmü gereğince, dava konusu şirkete tasfiye memuru atanması gerekmektedir. Müvekkili kurumun davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, “yargılama giderleri” ve “vekâlet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını, re’sen terkin işleminin hukuka ve kanuni prosedüre uygun olduğu gibi, davacı tarafça re’sen terkin işleminin eksik veya usulsüz olduğuna dair bir iddianın da ileri sürülmediğini, neticeten dava konusu şirket bakımından üçüncü kişi konumunda olan davacı tarafça bu yönde bir iddianın ileri sürülebilmesinin de mümkün olmadığını, öte yandan da, davacı tarafın ihya/ek tasfiye isteminde haklı olmasının, müvekkili müdürlüğün terkin işleminin haksız ve hukuka aykırı olduğu anlamına gelmeyeceği gibi yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulması da hmk’daki temel ilkelerle ve hakkaniyetle bağdaşmadığını beyanla yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; davanın reddine, mahkemece davanın kabulüne kanaat getirilmesi hâlinde ise dava konusu şirketin, dava dilekçesinde belirtilen işlemlerin yapılabilmesi hususunda ek tasfiyesine ve tasfiye memuru atanması ile müvekkil müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlgili belge ve bilgiler celp edilerek dosya arasına alınmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; -----ŞİRKETİ'' nin ihyası şartlarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
----- ticaret sicil numarasına kayıtlı -----ŞİRKETİ' nin ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde; ortağın ve yetkilisinin ------ olduğu, şirketin son tescilini 31/07/2013 tarihinde yaptırdığı, davalı şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7’nci maddesi ile “Münfesih Olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim Ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi gereğince re'sen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 15/04/2023 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK'nun 547/(2). maddesi gereğince ek tasfiye, ihya ve tasfiye işlemlerinin yapılması için bir yada birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanması ve ek tasfiye ile atanmaya ilişkin keyfiyet sicilde tescil edilmesi gereklidir (Yargıtay -----. Hukuk Dairesi'nin ---- esas ----- karar sayılı 19.10.2020 tarihli ilamı aynı yöndedir).
Bu kapsamda 6102 sayılı TTK 547. maddesinde "...tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilir", şeklinde düzenleme gereğince,tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşıldığından davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, bu nedenle davanın kabulüyle ---- Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün ------ ticaret sicil numarasına kayıtlı -----ŞİRKETİ' nin ------.İş Mahkemesinin ---- esas sayılı dava dosyasındaki işlemler ile sınırlı olmak üzere ihyası ile, tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için TTK'nın 547/2. maddesine göre, ------ tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiş, davalı ... Sicil Müdürlüğü'nün ise yasal hasım olması ve davalı ... Sicil Müdürlüğünün iş bu davanın açılmasında üzerine atfedilecek bir kusur ve ihmalinin bulunamaması karşısında, davalı ... Sicil Müdürlüğü'nün yargılama giderleriyle sorumlu tutulamayacağı anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davanın KABULÜ ile,
TTK'nun 547. maddesi gereğince ----- Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün ----- ticaret sicil numarasına kayıtlı ------ŞİRKETİ nin 6102 sayılı TTK nun 547.maddesi uyarınca ------İş Mahkemesinin ----- esas sayılı dava dosyasındaki işlemler ile sınırlı olmak üzere ihyasına,
2-TTK'nun 547/2. maddesi uyarınca ----- (TCK NO: ...) 'in tasfiye memuru olarak atanmasına,
3-Şirketin ticaret siciline tescil ve kararının özetinin ------- Gazetesi'nde ilanına,
4-Alınması gereken harç peşin alındığından tekrar harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ----- Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

UYAP Entegrasyonu