T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2024/423
KARAR NO : 2024/787
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 08/05/2024
KARAR TARİHİ : 23/10/2024
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili verdiği dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili ... 'ın ----hasım göstererek -----. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi' nin ----- Esas, ----- Karar sayılı dava dosyası ile Maddi ve Manevi Tazminat Davası açtığını, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı ----. tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ---- Bölge Adliye Mahkemesi -----. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ---- Bölge Adliye Mahkemesi ----- Hukuk Dairesince verilen karar, davalı ----- tarafından temyiz edildiğini, Yargılama sürecinde ----- isimli şirketin, TTK'nın geçici 7. maddesine göre ticaret sicilinden re'sen terkin edildiğinin anlaşılması sonucu, ----- Bölge Adliye Mahkemesi ------ Hukuk Dairesinin ---- Esas sayılı dosyasında taraf teşkilinin sağlanabilmesi açısından, ---- Bölge Adliye Mahkemesi ---- Hukuk Dairesinin ---- Esas sayılı ve 24/04/2024 tarihli Muhtırası gereğince Davalı şirket---- ihyasının sağlanması ve tasfiye memurunun atanması için iş bu davanın açılması zarureti hasıl olduğunu belirterek ; TTK'nın geçici 7.maddesine göre ticaret sicilinden re'sen terkin edilen ---- Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün ----- nolu sicilinde kayıtlı -----İsimli Şirketin sicilden terkin kaydının iptali ile yeniden ihyasına, sicile kayıt tescil ve ilanına, tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Sicil Müdürlüğü vekili verdiği dava dilekçesinde özetle;
Huzurdaki davada davacı tarafın, husumeti yalnızca yasal hasım olan müvekkili müdürlüğe yönelttiğini, oysa usule ve yargıtay içtihatlarına göre, husumetin aynı zamanda tasfiye memuru olan ...'a da yöneltilmesi gerektiğini, bu itibarla, uyuşmazlığa uygulanacak hukuk kuralları ve davacının iddiaları değerlendirirken anılan hususların göz önünde bulundurulmasının önem arz ettiğini, . "dava, ticaret sicilinden terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan şirketin ihyası istemine ilişkindir. şirket tüzel kişiliğinin ihyası davasının, ihyası istenilen şirketin tasfiyesini yürütmüş olan tasfiye kurulu üyeleri veya tasfiye memuru ile yasal hasım durumundaki terkin işlemini yapan ticaret sicil memurluğuna husumet yöneltilerek açılması gerekmekte ve bu hususun mahkemece re'sen nazara alınması icap etmektedir. somut olayda, tasfiye memuruna husumet yöneltilmemiştir. bu itibarla; ilk derece mahkemesince, davacıya şirketin tasfiyesini yürütmüş olan tasfiye memuruna karşı da dava açması için süre verilmesi, dava açılması halinde işbu dosyası ile birleştirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmaksızın hüküm tesisi ve buna bağlı olarak bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." (Yargıtay -----. hukuk dairesinin 24.09.2018 tarihli,----- sayılı ilâmı. ) "şirketi ihya davası, ttk. 'nın 547 maddesi uyarınca açılan ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu durumlarda ticaret sicilden terkin edilmiş şirketin eksik tasfiye işlemlerinin tamamlanması için yeniden ticaret sicile tescilini sağlayarak tüzel kişiliğin geçici olarak tesisini sağlamayı amaçlayan davadır. ihya davalarında işlemi yapan ticaret sicil müdürlüğü yasal hasım olup, ticaret sicil müdürlüğü yanında tasfiye işlemlerini eksik bıraktığı ileri sürülen şirketin son tasfiye memurununda hasım gösterilmesi gerekir. ilgili şirket ticaret sicilden terkin edilmekle tüzel kişiliği sona erdiğinden ihya davalarında şirketin hasım gösterilmesine olanak bulunmamaktadır." (---- Bölge Adliye Mahkemesi -----. Hukuk Dairesinin 30.06.2022 tarihli,-----sayılı ilâmı.) Ticaret Sicili Müdürlüğünün, ticaret siciline tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirip ve sonuca bağladığını, yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, “..Sicil müdürü tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. Tüzel kişilerin tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelenir.Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır.” (TTK.m. 32). Yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verdiğini, aksi halde, tescil talebini gerekçe göstererek reddettiğin, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olması memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, (6762 Sayılı TTK m. 224 ve 6102 sayılı TTK m. 285). henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, (6762 Sayılı TTK m. 445 ve 6102 sayılı TTK m. 541). bu yapılmadan şirketlerin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyelerin mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliğinin ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebildiğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkil Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün tespit etmesi mümkün olmadığını, TTK m. 545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğüne tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzere işlem yapmış olup, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, nitekim tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, şirkete ve şirketin alacaklılarına karşı sorumlu olduğu düzenlendiğini, (TTK m. 553). buna göre, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan ve tasfiye sürecini eksik/erken sonuçlandırdığı iddia edilen tasfiye memurunun/memurlarının kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğu bulunmadığını, TTK m. 547/2'ye göre, mahkemece istemin yerinde olduğuna kanaat getirilmesi durumunda şirketin ek tasfiye amacıyla ticaret siciline yeniden tescili ile birlikte bu işlemlerin yapılması için son tasfiye memurlarının veya yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanmasının gerektiğini, zira Kanun'un gerekçesinde de ifade edildiği üzere, önceki tasfiye memurlarının görevi terkin işlemiyle birlikte son ermektedir. "...dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK'nın 547/2. maddesi 'Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.' hükmünü haiz olup, mahkemece, şirket ihyasına karar verilmesinin yanısıra 6102 sayılı TTK'nın 547/2. maddesi uyarınca tasfiye memuru atanması ile tescil ve ilanı gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir." (Yargıtay---- Hukuk Dairesinin 08.04.2014 tarihli, -----sayılı ilâmı.) bir başka husus olarak da, ek tasfiye kapsamındaki işlemlerin gerçekleştirilmesi maksadıyla atanacak tasfiye memurunun/memurlarının TTK m. 536'da düzenlenen şartları haiz olması gerektiğini, buna göre; mahkemece atanacak temsile yetkili tasfiye memurlarından en az birinin Türk vatandaşı olması ve yerleşim yerinin Türkiye'de bulunmasının şart olduğunu, (TTK m. 536/4). "...mahkemece, tasfiye memuru olarak re'sen seçilen ----- atanmasına karar verilmişse de dosya kapsamından adı geçenin tasfiye memuru olarak atanmak için yasada belirtilen şartlara haiz olup olmadığı belli olmadığı gibi, kimlik bilgileri de dosya içeriğinden anlaşılamamıştır. Mahkemece, bu açıklanan hususlar açıklığa kavuşturulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir."( Yargıtay ----. Hukuk Dairesinin 30.01.2012 tarihli,----- sayılı ilâmı. ) müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğünün, dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, tasfiye sürecinde, eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabının tasfiye memurları olduğunu, bu nedenle, “yasal hasım” konumunda bulunan müvekkil, “yargılama masrafları”ndan sorumlu tutulamayacağını, davanın açılmasına sebebiyet vermeyip de davanın niteliği gereği "Yasal hasım" konumunda bulunan müvekkil aleyhine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini beyanla yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; müvekkili kurum yönünden davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkil müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlgili belge ve bilgiler celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava;---- ihyası şartlarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
----- kayıtlarının incelenmesinde; ortağın ve yetkilisinin ... olduğu, şirketin tasfiye yoluyla terkin edildiği ve son tescilin 20/06/2013 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK'nun 547/(2). maddesi gereğince ek tasfiye, ihya ve tasfiye işlemlerinin yapılması için bir yada birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanması ve ek tasfiye ile atanmaya ilişkin keyfiyet sicilde tescil edilmesi gereklidir (Yargıtay -----. Hukuk Dairesi'nin ---- esas ----- karar sayılı 19.10.2020 tarihli ilamı aynı yöndedir).
Bu kapsamda 6102 sayılı TTK 547. maddesinde "...tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilir", şeklinde düzenleme gereğince,tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşıldığından davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, bu nedenle davanın kabulüyle ---- Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün ----- ticaret sicil numarasına kayıtlı ---- Bölge Adliye Mahkemesinin -----HD nin ----- esas sayılı dosyasındaki işlemler ile sınırlı olmak üzere ihyası ile, tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için TTK'nın 547/2. maddesine göre, ...' ın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiş, davalı ... Sicil Müdürlüğü'nün yasal hasım olması ve davalı ... Sicil Müdürlüğü ile tasfiye memurunun iş bu davanın açılmasında üzerine atfedilecek bir kusur ve ihmalinin bulunamaması karşısında, davalıların yargılama giderleriyle sorumlu tutulamayacağı anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davanın KABULÜ ile,
TTK'nun 547. maddesi gereğince ---- Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün ------ ticaret sicil numarasına kayıtlı ----6102 sayılı TTK nun 547.maddesi uyarınca ---- Bölge Adliye Mahkemesinin ----.HD nin ----- esas sayılı dosyasındaki işlemler ile sınırlı olmak üzere ihyasına,
2-TTK'nun 547/2. maddesi uyarınca ... 'in tasfiye memuru olarak atanmasına,
-Tasfiye Memuruna bir kereliğine 15.000.-TL ücret takdirine, ücretin ek tasfiye sürecinde dava dışı--- tahsiline,
3-Şirketin ticaret siciline tescil ve kararının özetinin ----- Gazetesi'nde ilanına,
4-Alınması gereken harç peşin alındığından tekrar harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ----- Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!