WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL ANADOLU 11. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2024/238
KARAR NO: 2024/775

DAVA: TAZMİNAT (RÜCUEN TAZMİNAT)
DAVA TARİHİ : 02/04/2024
KARAR TARİHİ : 18/10/2024

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı işçi ---- geçirdiği iş kazası nedeniyle müvekkilimiz aleyhine açılan ----- İş Mahkemesinin ----- Esas sayılı dosyasında verilen 06.06.2012 tarihli karar ile 92.953,20 TL maddi ve 96.000,00 TL manevi zararın 02/08/2006 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline hükmedilmiştir. İş Mahkemesinin bu kararı Yargıtay ---- Hukuk Dairesinin ----- Esas ve ----- Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiğini, kesinleşen İş Mahkemesi ilamına istinaden başlatılan icra takip dosyalarına müvekkil tarafından ödemeler yapıldığını, kesinleşen İş Mahkemesi dosyasında davalı ----- %20 kusurlu kabul edilmesi nedeniyle ödenen tutarın buna karşılık gelen 70.000 TL'lik kısmının tahsili talebiyle tarihinde davalı şirkete karşı -----Asliye Ticaret Mahkemesinin ---- Esas sayılı davası açıldığını, yargılama sonucunda ilk olarak ----- Sayılı ilamı ile davamızın kabulüne ve 70.000TL'nin son ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verildiğini, bu karar eksik inceleme gerekçesiyle Yargıtay tarafından bozulmuş ve dosyamız ---- Asliye Ticaret Mahkemesinin ------ Esasına kaydedildiğini, yargılama sonucunda bir kez daha Mahkemenin-----Sayılı ilamı ile davamızın kabulüne, 70.000TL'nin son ödeme tarihi olan 24.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir. (Ek-2) Bu karar Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, Mahkeme ilamının davacı tarafça ----- İcra Dairesinin ----- Esası ile takibe konulduğu ve konu borç davalı tarafından 29.01.2024 tarihinde ödendiğini, Mahkeme ilamı gereğince davacı şirket faiz başlangıç tarihi olan 24.05.2013'ten ödeme tarihi olan 29.01.2024 tarihine kadar toplam 67.349,59 TL faiz ödemesi aldığını, davacının davaya konu ettiği asıl alacak ile tahsil ettiği faiz toplamı ise 137.349,59 TL olduğu, davacı şirket gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında önemli projelere imza atan önemli bir inşaat firması olduğunu, davacı geçen süre zarfında işbu tutar üzerinde tasarrufta bulunma hakkından mahrum kaldığını, en basit örnekle, konu 70.000 TL ile 2013 yılında 82 asgari ücret ödemesi yapabilecek olan davacı 2024 Ocak ayında faiz dahil tahsil ettiği 137.349,59TL ile ancak 8 asgari ücret ödemesi yapar duruma geldiğini, davanın kabulü ile taraflar arasında görülen ----- Asliye Ticaret Mahkemesinin ---- Sayılı davasına konu edilen ve ---- İcra Dairesinin ----- Esas sayılı dosyası ile icra edilen alacağa ilişkin olarak TBK Madde 122 gereğince aşkın zararımızın şimdilik 1.000 TL'lik (BinTürkLirası) kısmının HMK Madde 107 Belirsiz Alacak hükümleri gereğince dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücreti alacağının davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davacı yanın dava dilekçesinde talep etmiş olduğu tüm kalemler zaman aşımına uğradığı bu nedenle huzurdaki davanın reddi gerektiğini, alacaklının alacağına kavuşmasında yaşanan gecikmede davalının hiç bir kusuru bulunmadığını, davalı henüz kesinleşmemiş bir hüküm üzerinden temerrüte düşmüş kabul edilemeyeceğini, bu nedenle munzam zararın doğması için ilk madde gerçekleşmemekte olduğunu, davacı yanın dava dilekçesinde her ne kadar davalının faiz başlangıç tarihinden itibaren temerrüte düşmüş olduğu beyan edilmişse de bu durumun kabulü mümkün olmadığını, zira takdir olunacağı üzere, ödeme yapılmamasının sebebi yargılamanın halen sürüyor olması ve ortada kesin bir hüküm bulunmamasını, yargılamanın sona ermesi ve Yargıtay tarafından hükmün kesinleşmesini takiben -icra dosyası üzerinden de görüleceği üzere- davalı hiç bir gecikme yaşatılmaksızın ödeme gerçekleştirilmiş, alacaklı hiç bir şekilde zarara uğratılmadığını, (-----İcra Md.----Sayılı dosyanın celbini talep ederiz.) tüm bu durumlar beraber değerlendirildiğinde davalının, alacaklının alacağına kavuşmasında yaşanılan gecikme ile ilgili herhangi bir kusurunun bulunmadığı ve ortada kurulu bir illiyet bağının da olmadığı görülebileceğini, yargılamanın uzun sürmesinin sorumlusu davalı olmadığını, yargılama Yerel Mahkemece gerçekleştirilmiş, ardından Yargıtay tarafından hüküm davacı yanında izah ettiği üzere bozulmuş, ardından yeniden yargılama yapılarak hüküm tesis edilmiş ve tarafımızca yasal hakkımız olan temyiz hakkımızın kullanılmasını takiben hüküm kesinleştiğini, bahsi geçen dosyanın yargılamasının tamamlanması ve kesinleşmesi uzun yıllar sürdüğünden, davalının kusuru olmaksızın dava süreci uzadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber, yargılamanın uzaması sonucunda munzam zarar doğmuş olması halinde dahi, munzam tazminat davası açılacaksa da, davalı değil ilgili Mahkeme, dolayısıyla Adalet Bakanlığı aleyhine açılmasını, bu nedenlerle Adalet Bakanlığı'nın davaya dahil edilmesini, kötü niyetle ve haksız olarak açılmış olan işbu davanın reddine, tüm yargılama giderleri, vekalet ücreti ve sair masrafların davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı TBK'nun 122. maddesine dayalı munzam zarar istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ----- Esas ve Karar sayılı kararında belirtildiği üzere munzam zararın ispatına ilişkin yükümlülük, bu zararın varlığını iddia eden alacaklının üzerinde olup, alacaklı tarafından yasal ispat vasıtalarıyla somut, inanılır ve açık bir biçimde ispatlanması gerekir.Tüm dosya kapsamına göre davacı tarafından dava dilekçesinde kendi durumuna özgü şekilde açık ve somut olarak oluşan zarar olgusuna dair bir iddiada bulunulmadığı, davacının ispata yeter bir delil sunmadığı, ekonomik koşullar nedeniyle oluşan genel ve soyut hususlardan ziyade davacının geç ödeme nedeniyle kendisinin şahsen ve somut olarak uğradığı zarar olgusunu ileri sürüp ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken harç peşin alındığından tekrar harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde yatırana iadesine,
5-Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 3.600,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'ye göre takdir olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ----- Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.

UYAP Entegrasyonu