T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2024/740
KARAR NO : 2024/654
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2024
KARAR TARİHİ : 23/10/2024
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ----- Şirketi ile davacı müvekkil---- arasında 11/08/2023 tarihinde trafik kazası gerçekleşmesinden dolayı aracın maddi hasarı ve değer kaybının olduğunu iddia etmiş ve bununla ilgili olarak ----- İcra Müdürlüğü ---- Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkiline 25/05/2024 tarihinde T.K 21/2 ' e göre muhtara gönderilen tebligat sonucu 24/06/2024 tarihinde işbu dosya kesinleştiğini, müvekkilinin bu dosyayı uyap vatandaş portal sistemi üzerinden fark ederek 10/07/2024 tarihinde itiraz etmiş olmasına rağmen söz konusu dosya kesinleştiğinden dolayı itiraz talebi kabul olmamış olup alacaklı görünen ----Şirketi davacı müvekkil ----- banka hesaplarına haciz koyduğundan bahisle Müvekkilin davalı tarafa borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit davalarının kabulüne, dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren ---- İcra Müdürlüğü'nün ----- Esas sayılı icra takibinin öncelikle teminatsız, olmaz ise uygun bulunacak teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasına arıca ---- İcra Müdürlüğü'nün --- Esas sayılı dosyasının iptaline ve icra takibi dolayısıyla konulmuş tüm hacizlerin ve dosyanın müvekkil yönünden işlemden kaldırılmasına, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve İcra takip dosyasının haksız ve kötü niyetli olaması nedeniyle takip konusu alacağın %40'ından az olmamak üzere müvekkilin haksız takip ve işbu dava sebebiyle uğradığı zararların tazminine, ayrıca müvekkiline haksız icra takibi yapılıp haksız haciz işlendiğinden ve ticari itibarı finans şirketleri, bankalar ve iş yeri çevresi yönünden olumsuz etkilendiğinden dolayı 45.000,00 TL manevi tazminat talebinin talep tutarları gibi kabulüne ayrıca yargılama giderleri ücreti ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İcra takibine konu yapılan alacağın trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.Davacının meydana gelen trafik kazasına karışan ---- plakalı otomobilin sürücüsü ve maliki olduğu, diğer aracın ise ---- plakalı otomobilin ise davalı şirket adına kayıtlı olduğu, ------ plakalı otomobilin kullanım amacının hususi /yolcu nakli olduğu ruhsat bilgilerinden anlaşılmaktadır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; "Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir." hükmü yer almaktadır. HMK 114/1.c maddesi uyarınca "Mahkemenin görevli olması" dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115. maddesinde ise "Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir..." düzenlemesi yer almaktadır.TTK'nun 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında "her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda ..." sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 12. maddesinde "Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir" hükmünü içermektedir.6102 sayılı TTK 16/1.maddesinde: "Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar." ve TTK'nun 19. maddesinde "Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır" hükmü bulunmaktadır.
----- Bölge Adliye Mahkemesi ----Hukuk Dairesi ---- Esas Ve ----- Karar sayılı ilamında " somut uyuşmazlıkta, dava konusu araca ait ruhsat belgesi incelendiğinde aracın yük nakli için ancak hususi araç olduğu, aracın tescil belgesine göre ticari araç olmadığı, Bunun dışında davacının dosya kapsamından aracı ticari amaçla kullandığına ilişkin bir beyanının olmayışı, ruhsatta aracın hususi araç olduğunun yazılı oluşu dikkate alındığında aracın ticari olmadığı ve dosyada aracın davacı tarafından ticari amaçla kullanıldığına dair bir delil bulunmadığı gözetilerek davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle Tüketici Mahkemesi olarak işin esası incelenerek, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. (emsal olarak bkz. Yargıtay -----. Hukuk Dairesinin -----sayılı kararları)" şeklinde açıklandığı,Yargıtay --- Dairesi'nin ---- Esas ve ----- Karar sayılı ilamı: " Bu durumda uyuşmazlık, zorunlu sigortanın 6102 sayılı TTK'da düzenlenmesine ve aynı Kanunun 4. maddesi uyarınca bu kanunda düzenlenen işlerden kaynaklanan hukuk davalarının ticari dava niteliğinde olduğunun kabul edilmesine ve ayrıca sigortalı aracın da minibüs (kullanım amacı yolcu nakli-ticari) olduğu nazara alındığında, ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir." şeklinde açıklandığı, ---- Bölge Adliye Mahkemesi ----- Hukuk Dairesi --- Esas Ve --- Karar sayılı ilamında "Davacı ve davalı şirketin Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir oldukları, meydana gelen trafik kazasında davacı şirkete ait araçla davalı şirkete ait aracın çarpışması sebebiyle maddi zarar meydana geldiği, dava dilekçesine ek olarak sunulan dosyada mevcut kaza tarafı araçların ruhsat bilgilerine göre her iki aracında hususi araç olduğu, olayın haksız fiil kapsamında kaldığı ve olay sırasında hasar gören araçların davacı ve davalı şirketin ticari işletmeleri ile ilgili olduğuna dair bir delilin bulunmadığı, hal böyle olunca da davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait olması karşısında..." şeklinde açıklandığı, ---- Bölge Adliye Mahkemesi -----Hukuk Dairesi ---- Esas Ve ----- Karar sayılı ilamında "Açıklanan bu yasal düzenlemelerden sonra somut olaya dönüldüğünde; her na kadar görülmekte olan davada davacı ve davalı işleten tacir ise de kazaya karıştığı ileri sürülen taraf araçlarının otomobil oldukları ve kullanım amaçlarının da "yolcu nakli-hususi" olarak gösterildiği, dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmakta olup, kazaya karışan araçların davalı ve davacı şirketin ticari işletmeleriyle ilgili olduğu konusunda bir delil dosya kapsamında mevcut değildir. Davalı ------ kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği ileri sürülen maddi zararın haksız fiilden kaynaklandığı konusunda da herhangi bir duraksama bulunmamaktadır. (Bkn. ---- Bölge Adliye Mahkemesi ---- Hukuk Dairesi'nin ---- Esas ----- Karar sayılı ilamı) Bu durumda ilk derece mahkemesince taraflar arasındaki uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesince çözüme kavuşturulması gerektiğine ilişkin belirleme ve değerlendirmeye dayanılarak verilen görevsizlik kararında usul ve yasaya aykırı bir yön tespit edilemediğinden, davacı vekilinin yerinde olmadığı sonucuna varılan istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır." şeklinde açıklanmıştır.Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Davacının tacir olmadığı ve davalı şirketin ise Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir olduğu, meydana gelen trafik kazasında davacıya ait araçla davalı şirkete ait aracın çarpışması sebebiyle maddi zarar meydana geldiği, dosyada mevcut kaza tarafı araçların ruhsat bilgilerine göre her iki aracında hususi araç olduğu, olayın haksız fiil kapsamında kaldığı ve olay sırasında hasar gören aracın davalı şirketin ticari işletmeleri ile ilgili olduğuna dair bir delilin bulunmadığı, kaldı ki tek tarafın tacir olması davayı ticari dava haline getirmediği, hal böyle olunca da davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, dava şartı yokluğu nedeniyle usuldan reddi ile mahkememizin karşı görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle USULDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli mahkemenin ----- Asliye Hukuk MAHKEMESİ olarak belirlenmesine,
2-Mahkememizin kararı ile ---- Asliye Hukuk Mahkemesi'nin --- Esas ve ----- Karar sayılı ilamı arasında karşılıklı görev uyuşmazlığı nedeniyle karar kesinleştiğinde dosyanın uyuşmazlığın giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi için İstinaf ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,
3-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına ,
4-Harç ve yargılama giderlerinin 6100 Sayılı Kanunun 331. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesi uyarınca, görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair tarafların yokluğunda karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!