T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/503 Esas
KARAR NO: 2024/635
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2022
KARAR TARİHİ: 17/10/2024
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin, davalı şirketten alacaklı olduğunu, davaya konu icra takibine yapılan haksız ve mesnetsiz İtirazın İptali ile takibin devamının gerektiğini davacı şirketin, ------- imzaladığı sözleşme doğrultusunda kurulan laboratuvarda, davalı şirket tarafından gönderilen numuneler üzerinden -------- davalı şirkete sağladığını, davacı şirket tarafından söz konusu hizmetin eksiksiz sağlandığını, bu hizmete ilişkin bedel e-fatura şeklinde tahakkuk ettirilerek GİB sistemi üzerinden davalıya gönderildiğini, mevzuata uygun olarak kendisine fatura tahakkuk ettirilen davalı yan tarafından yasal süresi içerisinde faturaya ya da miktara yönelik hiçbir itiraz sunulmadığını, faturaların ticari defter kayıtlarına işlendiğini, davalı yana tahakkuk ettirilen faturalarda belirtilen test sayıları, test yapılan hasta verilerinin -------de işleniyor olması nedeniyle resmi kayıtlar ile örtüşmekte olduğunu, faturaların bu sayılar üzerinden usulüne uygun olarak düzenlendiğini, davalı yan tarafından talep edilen ve davacı şirket tarafından ------- verilen kişilerin listesinin taraflarda mevcut olduğunu, bu hususta herhangi bir ihtilaf ya da sunulan itiraz da söz konusu olmadığını, davalının ödemekle yükümlü olduğu ------- tarihli fatura bedellerinin tamamını ödemeyip cari hesaba istinaden ---- tarihinde kısmi ödeme yapmış olduğunu, bakiye alacağın ödenmesi için kendisine ----- ihtarname gönderildiğini, davalının ihtarname doğrultusunda bakiye alacağa ilişkin ödeme yapmadığından-------icra dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin icra dosyası itiraz ile durdurulduktan ve arabuluculuk anlaşmama tutanağı düzenlendikten sonra haricen kısmi ödemeler yapmış olduğunu, icra dosyasına bildirilen bu miktarlar yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla işbu dava ikame edilerek takibin devamını talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu, davalının başlatılan İcra takibine haksız olarak itiraz etmiş olduğunu, davaya konu icra takibi kötüniyetle bu suretle durdurularak davacının alacağı sürüncemede bırakılmış olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, davacı şirketin alacağının faturalarla belirli olan ve sabit bir alacak olduğunu, alacak likit olduğundan ve işbu tazminata hükmedilebilmesi için gerekli diğer tüm koşullar da mevcut bulunduğunu, ------- dosyası kapsamında başlatılan icra takibine itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetle yapılan itiraz sebebiyle alacağın 20%sinden az olmamak kaydıyla davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının alındığını iddia ettiği hizmetin hem alınmadığını hem de dayanak olarak iddia edilen faturaların davalıya ibraz edilmediğini, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 21. Maddesine göre, bir fatura ya da teyit mektubunun; ancak, hizmet ya da malı aldığı iddia edilen tarafa ibraz edilmesi ve ibrazdan sonra 8 günlük süre içinde itirazın olmaması halinde söz konusu olduğunu, İcra takibine dayanak teşkil ettiği iddia edilen faturaların davalıya ibraz edilmediğini, sırf faturanın düzenlenmiş olması bir malın teslim edildiği ya da ilgili hizmetin ifa edildiği anlamına gelmediğini, davalının davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı şirket tarafından davacıya yapılan 18/02/2022 tarihli ve 01/04/2022 tarihli ödemelerin görmezden gelinerek kötü niyetli olarak huzurdaki davanın ikame edildiğini, bu hususun davacı şirketin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde de açıkça ortaya çıkacağını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın REDDİNE, kötü niyetli davacının tazminata mahkumiyetine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;"Davalı -------vekili ile yapılan görüşmelerde yasal defter ve belgelerinin ibrazı talep edilmiş olup olumlu dönüş alınamadığından incelenememiştir. Davalının defter ve kayıtlar ile tüm evrakları mahkemenize sunması halinde incelenebilecektir. Davalının ------mal ve hizmet aldığını beyan ettiği görülmüştür. Davacının -----sattığını beyan ettiği görülmüştür. Davalı tarafından ------beyanından da anlaşıldığı üzere teslim alınan mal ve hizmetlerin ------yapıldığından 2 adet belge ile KDV hariç 102.306 TL tutarında mal ve hizmet aldığı ve faturaların ibrazının yapıldığı" şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; "Haricen yapılan ödemelerin mahsubu ile bakiye asıl alacak olarak 63.490,48 TL asıl alacak, 33774 TL ihtar masrafı ve takipten önce işleyen 233,09 TL olmak üzere toplam 64.061,31 TL Kesinleşen tutar üzerinden takip tarihi olan 01/11/2021 tarihinden hesaplama yapılan 15/05/2024 tarihine kadarki döneme ait 24.390,64 TL Hesaplanan faiz miktarı + 10.249,81 TL vekalet ücreti + 2.048,39 TL tahsil harcı, 59,30 TL başvurma harcı, 34,50 TL başvurma harcı olmak üzere toplam ödemelerin mahsubu ile bakiye 62.843,95 TL borç bakiyesi bulunduğu" şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
EK RAPOR: Bilirkişi ek raporunda özetle; "14.000 TL dava dışı firmadan yapılan ödeme dikkate alındığı taktirde; İcra Takibine konu edilen aslı alacak 153.764,04 TL Dava dışı ------------İcra Dosyasına haricen yapılan 18/02/2022 tarihli ödeme -24.000,00 TL İcra Dosyasına haricen yapılan -------- tarihli ödeme-14.000,00, KALAN ASIL ALACAK 25.090,48 TL, TALEP EDİLEBİLİR TAKİP ÖNCESİ FAİZ MİKTARI 49,49 TL, 14.000 TL dava dışı firmadan yapılan ödeme dikkate alınmadığı taktirde; İcra Takibine konu edilen aslı alacak 153.764,04 TL Dava dışı ------ tarihli ----- İcra Dosyasına haricen yapılan 18/02/2022 tarihli ödeme -24.000,00 TL, KALAN ASIL ALACAK 39.090,48 TL TALEP EDİLEBİLİR TAKİP ÖNCESİ FAİZ MİKTARI 77,11 TL" şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK'nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ''Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır''. TTK'nın 21/2.(6762 sayılı TTK'nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Davacı şirketin bilirkişi marifetiyle incelenen kayıtlar neticesinde oluşturulan 14/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda; "icra takip tarihi itibari lie davacı alacağının 25.090,48 TL olduğu, " şeklinde tespit ve değerlendirmelerde bulunduğu görülmüştür.Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Her iki ticari defterlerde yer alan kayıtlar birbiri ile uyuşması halinde ticari defterler ,içeriğine göre delil vasfına sahip olabilecektir.Mahkememizce 14/06/2023 günü yapılması istenilen defter incelemesine davalı yanın hazır olmadığı duruşma olan 4 nolu celsede karar verildiği, davalı şirket vekiline duruşma zaptının tebliği ile inceleme gün ve saati ihtar edildiği, davalının ticari defterlerini dosyaya ibraz etmediği gibi dava dosyasına ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişiyi bildirmediği, 6100 sayılı Hmk'nın 222/3. maddesinde, 28/07/2020 tarihli resmi gazetede yayımlanan 7251 sayılı kanunla ticari defterlerin sunulmamasına ilişkin 23. madde ile değişiklik yapılmış ve ticari defterlerin davalı tarafından sunulmaması halinde davacının ticari defter kayıtlarının lehine delil olacağının belirtildiği ancak davacı yanın incelenen ticari defterlerin usul ve yasaya uygun tutulmadığı, sahibi lehine delil niteliği taşımadığı, bu nedenle davacının ticari defter ve kayıtlarına itibar edilmediği, bununla beraber taraf şirketlerin vergi dairelerinden -------- formlarının celbedildiği, davalı vekilinin cevap dilekçesindeki savunmalarının aksine davacının takibe konu ettiği iki adet faturayı vergi dairesine bildirdiği, bu haliyle fatura içeriğine ilişkin davalı yanın itirazlarının yerinde olmadığı, sonuç olarak davalı tarafça ---- formuna konu davacı tarafından keşide edilen -------- e-arşiv faturayı davacı taraftan alarak vergi dairesine beyan ettiği, davacının ticari defterlerinden davalı şirketin ------ ödeme gerçekleştiği, aynı şekilde takip sonrası -------- ödeme gerçekleştirildiği hususları hep bir arada değerlendirildiğinde form----- beyannamelerinden davalının davacıdan fatura alarak kayıtlarına intikal ettirmesi karşısında artık ispat yükünün davalı tarafa geçmiş olduğu ve aksinin dosya kapsamı itibariyle ispat edilemediği, davalı yanca ticari defter ve kayıtlarını incelemeye esas mahkememize sunulmadığı anlaşılmakla -------fatura esas alınarak yapılan hesaplama neticesinde 25.090,48 TL asıl alacak ve 49,49 TL işlemiş faiz ve 337,74 TL ihtar masrafı üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.Her ne kadar davacı vekili bilirkişi raporlarının sunulmasından sonra dava dışı -----davalı şirket ile organik bağı olmasından kaynaklı iki şirketin birlikte hareket ettiğinden bahisle dava dışı firmaya ait ------- lik faturanın bilirkişiler tarafından dışlanmasının yerinde olmadığı savunmasında bulunulmuş ise de davacı vekilinin bu yöndeki itirazları mahkememizce kabul görmemiştir. Zira davacı vekili dava dilekçesinde davalı şirket ile dava dışı şirket arasında organik bağın bulunduğundan bahisle bir iddia ileri sürmemiştir. Basit yargılama usulünün işletildiği iş bu davada iddianın genişletilme yasağının dava dilekçesinin mahkemeye sunulması ile başladığının kabulü gerektiği, safahatta davalı şirket ile dava dışı şirket arasında organik bağın bulunduğundan bahisle dava dışı şirketten olan alacağın da tahsiline ilişkin talebinin "genişletilmiş iddia" kabul edileceği, bununda yasak olduğu anlaşılmakla bu yöndeki iddialara itibar edilmeyerek salt taraflar arasındaki faturalar esas alınarak yapılan bilirkişi hesaplamalarına itibar edilmiştir. Alacağın likit olması konusunu -------- kararında; ''Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. ----------- kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Somut olayımızda davacının talep ettiği alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından--------------- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 25.090,48TL asıl alacak ve 49,49 TL faiz ile 337,74 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 25.477,71 TL bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan 25.090,48 TL üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.740,38 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 1.866,35 TL harcın mahsubu ile fazla bakiye 125,97 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 1.866,35 TL peşin harç toplamı 1.947,05 TL ile 12.400,00 TL ( Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, müzekkere gideri, dosya ücreti) olmak üzere toplam 14.347,05 TL yargılama giderinden davanın kabul 0,16 ve red 0,84 oranına göre hesaplanan 2.295,52 TL'sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Arabuluculuk ücreti 1.560,00 TL'nin kabul oranına göre 249,60 TL'sinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Arabuluculuk ücreti 1.560,00 TL'nin red oranına göre 1.310,40 TL'sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 25.477,71 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 30.000,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ----------- Adliye Mahkemesi'nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/10/2024
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!