T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/193
KARAR NO : 2023/145
DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 12/08/2022
KARAR TARİHİ : 18/07/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / : Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının Türkiye’nin önde gelen spor kulüplerinden birisi olduğunu, TPMK ve ----nezdinde pek çok tescilli markalarının bulunduğunu, ayrıca----numarası ile markanın tanınmış marka olarak tescil edildiğini, ayrıca ----tescil numaralı markalarının tescilli olduklarını, davalıya ait işletmeden “----” markalı ve logolu bir adet parti süsünün satın alındığını, davalının “-----” adresindeki iş yerinde davacının marka ve logosunu taşıyan taklit ürün satışı yaptığını, bu durumun davacının tanınmış ve tescilli markalarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini belirterek, öncelikle davanın kabulüne, davanın mahiyeti gereği davalıya tebligat gönderilmeksizin; davalıya ait “--- adresinde yer alan “...” ticaret unvanlı ve “------” isimli/tabelalı işletmede hukukçu marka vekili unvanına sahip bilirkişi eşliğinde keşif yapılmasına, yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesinde; davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden taklit nitelikte ürünlerin satışa sunulup sunulmadığının tespitine, satışa sunulan ve/veya ticari amaçla elde bulundurulan taklit nitelikte ürünler mevcut ise; işbu ürünlerin adetinin, fiyatının ve keşif tarihi öncesinde kaç adet satış gerçekleştiğinin tespitine, satışa ilişkin belge, fatura ve ayrıntılı ürün görsellerinin düzenlenecek olan bilirkişi raporuna eklenmesine, davacının marka haklarına tecavüz teşkil eden satışa sunulan ve/veya ticari amaçla elde bulundurulan taklit nitelikteki ürünlerin muhafaza altına alınmasına, davalının eylemlerinin 6100 sayılı HMK'nın 106. maddesi ve 6769 sayılı SMK'nın 29 ve 149/l-a, TTK 55 vd. hükümleri uyarınca davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, 6769 sayılı SMK’nın 149/1-c hükmü uyarınca davacının marka haklarına yönelik ihlalin ve haksız rekabetin durdurulmasına, 6769 sayılı SMK”nın 149/ 1-dhükmü uyarınca davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden taklit nitelikteki ürünlere el konulmasına, vekâlet ücreti ve tüm yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı cevap dilekçesi sunmamış, davalı şirket yetkilisi ---- duruşmada, davayı kabul etmediğini, kendisinin bu ürünlerin satışını yapmadığını, muhtemelen müşterinin ürün değişimi yoluyla bu ürünlerin kendilerine geldiğini, bilerek taklit ürünü satmadığını, bilirkişi raporuna itirazının bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, davacı adına tescilli “-----” markası ve logolarını taşıyan taklit ürünlerin davalıya ait iş yerinde satışa sunulduğu iddiasıyla açılan marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davasıdır.Davacıya ait marka tescil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde;---- tescil numaralı “-----” markasının 03, 05, 07, 08, 09, 14, 16, 18, 20, 21, 24, 25, 27, 28, 29, 30, 32, 33, 34, 35, 38, 39, 41, 42 ve 45. sınıflarda, -----tescil numaralı “-----” markasının 05, 08, 09, 11, 12, 14, 16, 18, 19, 20, 21, 22, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 32, 33, 34, 35, 38, 39, 41, 42 ve 43. sınıflarda davacı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.Mahkememizce davacının talebi gibi delil tespiti amacıyla dosya üzerinde ve davacı tarafça davalıdan satın alındığı iddia edilen ve satış fişiyle dosyaya sunulan ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka uzmanı bilirkişi ----- tarafından hazırlanan 25/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda; Mahkemece delil tespiti yapılması talep edilen "-----" adresinde yapılan tespit neticesinde; "----" markalı 2 adet parti şapkası, 1 adet (10’lu) pipet takımı taklit ürünlerin mevcut olduğu,-6 adet ----renkli şişme balon, 1 adet karton yemek tabağı, 2 adet yemek
Servisi (peçete), 6 adet duvardan duvara ---, 8’li bardak ürünün ise üzerinde orijinal olduğunu gösterir ----logolu Hologram bulunduğu, bu Hologramların taklit olduğu iddiası var ise Hologram üzerinde Teknik laboratuvar ortamında incelenmek suretiyle ancak taklit olup olmadığı anlaşılabileceği, ayrıca şirket yetkilisi tarafından sunulan alış faturasından lisanlı ürün alımı
yapıldığı, tutanak ekinde alınan alış faturası da dikkate alınarak bu ürünlerle sınırlı olmak üzere orijinal olduğu, taklit ürünlerde davacıya ait tescilli markaların davalı tarafından aynen veya çok benzer şekilde taklit olarak kullanıldığı, bu durumun da SMK'nun 29/1. maddesi
gereğince marka hakkına tecavüz oluşturduğu, dava konusu taklit kullanımın tüketici gözünde davacı ile aleyhine tespit istenen arasında
ticari ilişki var olduğu algısını yaratabileceği, tüketicide oluşacak bu karıştırılmanın TTK'nun 55/1-a-4 maddesi anlamında haksız rekabet oluşturacağı, iş yeri yetkilisinin/sahibinin -----olduğuna dair görüş bildirmiştir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 29/1-c maddesinde markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davalıya ait iş yerinde davacı adına tescilli “-----” markasının taklit parti şapkası ve pipet ürünleri üzerinde kullanıldığının tespit edildiği, davacının-----tescil numaralı markasının koruyucu olanlar hariç iç ve dış giysiler ile pipetler için tescilli olduğu, dava konusu ürünlerin de bu kapsamda kaldığı, davalının eyleminin davacının marka haklarına tecavüz teşkil ettiği, davalının alınan bilirkişi raporuna itiraz etmediği anlaşılmakla, marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davasının kabulüne karar verilmiştir.
Davacı, davalının tescilli markasından kaynaklanan haklarına tecavüz etmesinin aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunu belirterek, haksız rekabetin tespitini ve önlenmesini de talep etmiştir. Yargıtay ----- Hukuk Dairesi'nin 14/03/2022 tarihli, ----- Esas, ------ Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi; 6762 sayılı mülga TTK’nın 57/5.maddesinde yazılı "Başkasının emtiası, iş mahsulleri, faaliyeti veya ticaret işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalarıyla iltibasa meydan verebilecek surette, ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtaları kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmeyerek, satışa arz etmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun elinde bulundurmak" şeklindeki düzenlemeden yola çıkılarak, sınai mülkiyet hakkına tecavüz eylemleri, hem özel yasa niteliğindeki 556 sayılı Marka KHK’nın 61 ve 9.maddeleri uyarınca, hem de az önce zikrolunan hüküm nedeniyle mülga 6762 sayılı TTK’nın 57/5.maddesi hükümleri doğrultusunda kümülatif olarak korunmakta idi. 6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 bendinde yer alan "Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak," şeklinde düzenlenmiş olup, Kanun’un gerekçesinde de ifade olunduğu üzere, Kanun Koyucu bilinçli bir şekilde, “ad, unvan ve marka” kavramlarına yeni düzenlemede yer vermemiş ve buna gerekçe olarak da, bu kavramların kendi özel yasası niteliğindeki 556 sayılı Marka KHK, 554 sayılı End. Tasarım KHK ve 555 sayılı Coğrafi İş. KHK ve TTK’nın unvan ile ilgili düzenlemeleriyle korunması gösterilmiş ve bunların bir kez de TTK’nın haksız rekabet hükümleriyle korunmasının gereksiz olduğu ve yorum güçlüklerine yol açacağına vurgu yapılmıştır.Gerçekten de, sınai mülkiyet haklarının kendi özel yasası niteliğindeki 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümleriyle korunması ve 6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 maddesindeki düzenleme karşısında, davalının davacının davacı adına tescilli markaları taşıyan taklit ürünleri satması eyleminin TTK’nın 55/1-a-4.maddesi uyarınca aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğine ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş, tüm bu gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalının iş yerinde davacı adına tescilli "-----" marka ve logolarını taşıyan ürünlerin satışını yapmasının davacının marka haklarına TECAVÜZ TEŞKİL ETTİĞİNİN TESPİTİNE,Davalının davacının marka haklarına tecavüz teşkil eden eylemlerinin DURDURULMASINA,Davacının marka haklarına tecavüz teşkil eden davalıya ait ürünlerin MUHAFAZA ALTINA ALINMALARINA, karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle İMHALARINA,
Davacının haksız rekabetin tespiti ve durdurulması davasının REDDİNE,
Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine'ye gelir kaydına,
Davacı vekiline davanın kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 161,40 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,Davacı tarafından yapılan 113,25 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.113,25 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%50) 1.056,63 TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%50) 1.056,62 TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına,Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!