T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2024/605 Esas
KARAR NO :2024/670
DAVA:İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/10/2024
KARAR TARİHİ:11/11/2024
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili arasında ... Konut Projesi Otoparkında 'epoksi' işi için anlaşmaya varıldığını ve 06/02/2024 tarihinde kapsamlı bir sözleşme imzalandığını, müvekkili şirketin sözleşmede üstüne düşen bütün edimleri yerine getirmişse de davalı şirket asli edimi olan ödeme konusunda temerrüte düştüğünü, davalı şirketin, müvekkile sözleşme gereği yapması gereken ödemeyi yapmayınca müvekkili şirketin mağdur edildiğini, müvekkilinin, sözleşme konusu edimin ifası için temin etmesi gereken ürünleri temin edip fatura ödemelerini yapmak durumunda olduğundan, davalı şirket ödemeyi vadesinde yapmaması nedeni ile hem maddi zarar doğmuş hem de itibar ve prestij kaybı yaşandığını, müvekkilinin bu durumlardan dolayı ciddi hak kayıplarına uğradığını, müvekkili tarafından, kullanılacak olan epoksi malzemeleri 27/06/2024 tarihinde sahaya teslim ettiğini ve akabinde irsaliye düzenlenmiş olup irsaliyede hem müvekkils şirket yetkilisi ...'ın hemde sözleşmede ismi geçen davalı şirket yetkililerinden ince işler şefi ...'in imzası bizatihi mevcut olduğunu, müvekkilinin işlenecek malzemeleri sahaya teslim ettikten sonra doğal olarak sözleşmenin 11 başlığında belirtilen sözleşme bedelinin %50 sini kapsayan ihzarat bedelini davalı yandan istediğini, devamında davalı şirketin Satın Alma ve Muhasebe Birimi ihzarat faturası düzenlenmesi yönünden müvekkiline onay maili gönderdiğini, müvekkilinin 835,440TL'ye tekabül eden 29/02/2024 tarihli ... numaralı faturayı düzenleyip davalı şirkete göndermişse de davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı şirketin Satın Alma ve Muhasebe Birimi müvekkili yana fatura düzenlenmesi için onay maili göndermiş olup müvekkilin düzenlediği faturaya da davalı tarafça hiçbir şekilde itiraz edilmediğini, daha sonra müvekkilinin, davalı şirketten ödeme yapmasını istemişse de davalı şirket sadece 320,000 bin TL kadar ödeme yaptığını ve sözleşmeyi tek taraflı feshetmeyi kendinde hak gördüğünü, daha sonraları müvekkilince öğrenildiği üzere davalı şirket yapılan ihzarattan sonra başka firmayla anlaşmaya vardığını müvekkili yanla çalışmak istemediği için ihzarat faturasının bedelini de ödemekten kaçındığını, işbu durum üzerine de ....Noterliğininin 20/03/2024 tarihli ... yevmiye numaralı ihtarnamesinde davalı şirkete ödeme yapması yönünde ihtarname gönderilmişse de davalı şirket .... Noterliğinde düzenlediği 25/03/2024 tarihli ... yevmiye numaralı ihtarname de özetle 'müvekkillin edimlerini yerine getirmediğini söz konusu ihzaratin ya hiç ya da eksik getirildiği ve gönderilen ihzarat sebebiyle kısmi ödeme yapıldığını' dile getirdiğini, mahkemece tespit edileceği üzere davalı şirketçe düzenlenen ihtarname içeriği çelişkiler silsilesiyle dolu olduğunu, ihzaratın davalı şirketce her ne kadar hiç veya eksik getirilmiş denilse de düzenlenen irsaliye içeriği açık olduğunu, davalı tarafın Muhasebe ve Satış Birimi tarafından muvekkile işbu durum üzerine de ihzarat faturasının düzenlenmesi için onay maili gönderildiğini, düzenlenen faturaya davalılarca ne sözlü ne de yazılı herhangi bir itiraz da getirilmediğini, ihzaratın yapıldığı bu kadar açık ve net olmasına rağmen davalı şirketin bu durumu inkar etmesi ve düzenledikleri ihtarnamenin devamında 'getirdiğiniz ihzarata müsavi bir ödeme yapılmıştır' ibaresine yer vermesi mahkemenin de dikkati üzerine davalı tarafın ne kadar mesnetsiz savunmalar da bulunduğunu göstermekte olduğunu, davalı şirketin aynı ihtarname içinde ihzaratın ya hiç ya da eksik yapıldığını iddia edip devamında yapılan ihzarata müsavi bir ödeme yapılmıştır şeklinde açıklamalar yapmasından davalı yanın ihzaratı inkar etmesinin haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu da göstermekte olduğunu, davalı şirketin iddiaları tamamen asılsız olduğunu, müvekkilinin üstüne düşen tüm yükümlülükleri layıkıyla yerine getirdiğini, taraflarınca her ne kadar ....Noterliğininin 02/04/2024 tarihli ... yevmiye numaralı ihtarnamesinde son bir defa davalı tarafın haksız ve mesnetsiz tutumundan vazgerek yapması gereken ödemeyi taraflarına yapması yönünde ihtar çekilmiş olsa da davalı tarafın bu tutumu değişmediğini ve tekrar .... Noterliğinin 18/04/2024 tarihli ... yevmiye numaralı yeni bir ihtarname gönderildiğini, düzenlediği ihtarda asılsız olan iddialara devam edildiğini, söz konusu ihtarda özetle 'İhzaratın eksik yapıldığını, bir ay sonra yapılan tespite göre malzemelin birim fiyatının 9.435 EURO + KDV olduğu, sahaya personel görevlendirilmediğini ve işleri sürümcede bırakıldığı' yönünde asılsız iddiaların sıralandığını, 'Yer Teslim Tutanağı' taraflarca imzalanmadığını ve işe başlama talimatının davalı yan tarafından verildikten sonra müvekkilinin işe başladığını, müvekkilinin, 45.maddede bahse konu 30 günlük sürenin dolmasından çok daha önce epoksi malzemelerini sahaya indirip teslim ettiğini ve saha içinde bilfiil çalıştığını, saha içerisine örnek uygulama alanı (Mock-up) yaparak davalı şirketin talebi üzerine üretici firma tarafından inspektör çağrılarak sahada yapılan örnek uygulamanın doğruluğunun onayı dahi davalı şirket yetkilileri huzurunda alındığını, müvekkiline gösterilen 700 m2 lik alanın makine ile beton silim isçiliği de bitirildiğini, davalı tarafın keşide ettiği .... Noterliğinin 18/04/2024 tarihli ... yevmiye numaralı ihtarname de haklı çıkma çabası içerisine girip ihzaratın tesliminden bir ay sonra kendilerince bir tespit girişiminde bulunduklarını, tespite göre ise malzemenin birim fiyatının toplam 9.435 EURO + KDV olduğunu iddia ettiklerini, davalı tarafın Satın Alma ve Muhasebe Biriminin direktifiyle müvekkili yan ihzarat bedelinin faturasını düzenleyip davalı tarafa gönderdiği vakit davalı tarafça herhangi bir itiraz yapılmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 06/02/2024 tarihinde imzalandığını, davalı şirketin işe başlama talimatıyla da işe başlandığını, ihzarat 27/02/2024 tarihinde imzalı bir şekilde teslim edildiğini, sözleşme imzalandıktan 21 gün sonra ihzaratın yapıldığı ve sahada bilfiil çalışıldığı açıkça ortada olduğunu, sözleşmede düzenlenen 45.m düzenlemesi dikkate alındığında işe başlama talimatının üzerinden 30 günlük süre geçmeyene kadar davalı şirket sözleşmeyi feshetme yetkisine sahip olmadığını, 'işe başlama talimatı' tarihi bir tarafa dursun irsaliye tarihi ile sözleşmenin imzalandığı tarih dahi hesaplandığında 30 günlük sürenin geçmediğinin anlaşılmakta olduğunu, işe başlama talimatından hemen sonra ihzarat yapıldığını, işbu durumlar üzerine müvekkilinin haklı alacağının tahsili amacıyla .... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyası ile icra takibi yapılmışsa da davalı tarafından haksız ve mesnetsiz şekilde borca ve yetkiye itiraz edildiğini, alacak miktarının açık ve likit durumda olduğunu, davalının haksız itirazlarının iptali ile aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Eldeki dava, itirazın iptali davasıdır.
İstanbul Bam 15.Hukuk Dairesinin 2023/1065 E., 2023/841 K.sayılı ilamında "Davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğu, davacı şirket tacir ise de davalının tacir olmadığı, davanın TTK'nın 4. maddesinde sayılan dava ve işlerden olmadığı anlaşılmaktadır. Eser sözleşmelerinden kaynaklanan dava ve işlere asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılacağına dair özel bir düzenleme de bulunmamaktadır. Bu nedenle, davayı görüp sonuçlandırma görevi asliye hukuk mahkemesine ait olduğundan mahkemece davanın usul yönünden reddi ile dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi yerinde olmuştur." gerekçesi ile eser sözleşmesinden kaynaklanan davalarda taraflar biri tacir değilse asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen TTK'nın 4 ve 5 maddeleri şu şekildedir:
"MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
6100 Sayılı HMK'nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde;" Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.'' hükmünü haizdir.
TTK hükümlerine göre, nisbi ticari davanın varlığından söz edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerekir.Bu iki koşuldan birinin olmaması halinde ortada bir ticari davanın varlığından bahsedilemez. Başka bir deyişle yasada ifade edilen iki koşulun aynı anda gerçekleşmesi zorunludur.Taraflardan birinin tacir olması durumunda ticari işten bahsedilebilirse de, ticari davanın mevcut olduğundan söz edilemez.
... Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden gelen 14/10/2024 tarihli yazı cevabı ile davacının ticaret sicil kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.
... ... Vergi Dairesi’nden gelen 18/10/2024 tarihli cevabi yazı ile davacının işletme hesabına göre defter tuttuğu, 2.sınıf tacir olduğu ve VUK 177.maddesinde belirtilen hadleri aşmadığı bildirilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, TTK 4. maddede belirtilen, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de değildir. Vergi Dairesi ve Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen müzekkere cevapları ile davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır. HMK 114. maddesinde; mahkemenin görevli olması hususu dava şartı olarak belirtilmiş, HMK 115. maddesinde de, dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceği açıklanmakla yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK. 4. ve 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp üstte belirtilen istinaf kararında da belirtildiği gibi davacı tarafça açılan davanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Uyuşmazlığın niteliğine göre dava tarihi nazara alınarak davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiği Mahkememizin GÖREVSİZ olduğu anlaşılmakla HMK 114/1 c ve 115/2 maddesi gereğince DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde RESEN, HMK'nın 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK'nın 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde gider avansının ilgili mahkeme veznesine aktarılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.11/11/2024
Katip ...
e-imzalıdır
Hakim ...
e-imzalıdır
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!