T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2024/109 Esas
KARAR NO :2024/602
DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:29/12/2014
KARAR TARİHİ:16/10/2024
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında sözleşmeden faturalardan ve ayrıca aralarındaki cari hesaptan kaynaklanan 162.220 TL tutarında bir alacak bulunduğunu, söz konusu borcun ödenmemesi üzerine .... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalı şirket tarafından borca itiraz edildiğini ve bu itirazın iptalinin gerektiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince davalı şirkete ait merkez binasının iç mimarisinin müvekkili tarafından tam ve eksiksiz olarak ifa edildiğini, davalının sözleşme gereği yapması gereken ödemelerin tamamını yapmadığını, tarafların ticari defter kayıtlarında yapılacak inceleme ile bu durumun ortaya çıkacağını, alacağın muaccel hale gelmesi ve tahsil amacıyla davalıya ihtarname keşide edildiğini, gönderilen cevabi ihtarnamede müvekkiline herhangi bir borcun bulunmadığının bildirildiğini, davalı şirketin yetkilisi ve yoga uzmanı ... hakkında basında çıkan cinsel taciz haberleri neticesinde davalı şirketin müşteri kaybederek ekonomik olarak dar boğaza girdiğini, bu bağlamda mal varlığını elden çıkarma duyumları üzerine huzurdaki davalının menkul gayrimenkul tüm malvarlığı hakkında teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve mal varlığı üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle itirazın iptalini, takibin devamını, davalı şirketin malvarlığı hakkında teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, borçlu şirket aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir fatura tebligatı yapılmadığını, keşide edildiği belirtilen ihtarnamede herhangi bir fatura, sözleşme, yazılı belgeye dayandırılmadığını, varlığı iddia edilen alacağın sebebinin de bildirilmediğini davacıya ödenmesi gereken bir borç bulunmadığından borca itirazları içeren cevabi ihtarnamenin gönderildiğini, davacının .... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile yapılan takipte talep edilen 164.200 TL tutarındaki alacağın taleple uyum göstermeyen 240.720 TL tutarındaki faturaya dayandırıldığını, takibe konu edilen faturanını alacaklı görünen davacı tarafından müvekkili şirkete veya adına hareket etmeye yetkili temsilcisine tebliğ edilmediğini, varlığı iddia edilen alacağın hiçbir belgeye dayandırılmadığı gibi sebebinin de gösterilmediği, davacının faturaya dayalı olarak genel haciz yoluyla yaptığı takipteki dava dilekçesine bir sözleşme ve sözleşmeye ekli bir belge sunduğunu, ancak müvekkili şirketin sonradan ortaya çıkan bu sözleşme ve ekli belgenin tarafı olmadığını, kendileriyle bir ilgisinin bulunmadığını, bu sözleşme ve ekli belge ile bağlı olmadıklarını, yapılan icra takibinin tebliğ edilmemiş ve takip üzerine itiraza uğramış faturaya dayanarak açıldığını, icra takibinde başkaca bir delile dayanmayan davacının sonradan başa bir delile dayanarak aynı takibe ilişkin açtığı itirazın iptali davasının reddedilmesi gerektiğini, ayrıca davacı taraf iddiasının aksine müvekkili ile davacı arasında herhangi bir yazılı cari hesap sözleşmesi ve cari hesap ilişkisinin bulunmadığını, süresi içinde itiraz edilen bir faturanın düzenleyen lehine delil olarak kullanılamayacağını, söz konusu faturanın içeriğine de itiraz edildiğini, tek taraflı olarak düzenlendiğinden alacağı ispata yeterli olamayacağını, takibe konu olmayan ve müvekkili tarafı dahi olmadığı sözleşme ve ekindeki belgenin dikkate alınmaması gerektiğini, özellikle itirazın iptali davasında takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık ilkesinin asıl olduğunu, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılarak takipte dayanılmayan belgenin ispat vasıtası olarak kullanılmasının mümkün olmadığını, davaya konu edilen icra takibindeki alacağın 162.220 TL olduğunu, alacağın ise 240.720 TL tutarındaki faturaya dayandırıldığını, oysa ki müvekkili şirketin takipten önce davacıya toplam 656.390 TL ödeme yaptığını, bu nedenle davacı tarafın sebepsiz zenginleştiğini, müvekkili şirketin alacaklı olduğunu, davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu defter kayıtlı ile müvekkilinin yaptığı ödemelerin karşılaştırılması halinde yapılan ödemelerin davacı şirket kayıtlarında yer almadığının görüleceğini, davacı tarafın şirket yetkilisinin değişmesini fırsat bilerek kasten ödemeleri göstermediği ve haksız kazanç sağlamaya çalıştığını, davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığından ve gerçek dışı kayıtlara yer verilmiş olduğunun delil değerinin olmadığını, bu nedenlerle davanın reddini, davasında haksız ve kötü niyetli olan davacı şirket aleyhine davacı tarafça iddia edilen alacak miktarının %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Eldeki dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bilirkişiler tarafından düzenlenen 13/07/2022 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre; tarafların usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahipleri lehine delil kudretine haiz olduğunu, dava konusu icra takibinin dayanağı, 30/06/2014 tarihli, 240.720 TL tutarındaki fatura tutarındaki faturanın her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle fatura karşılığında mal veya hizmet verildiğinie ilişkin ispat yükünün yerine getirilmiş olduğunu, davalı ödemeleri toplamı, davacı şirket ticari defterlerinde 78.500 TL olarak kayıtlıyken davalı şirketin ticari defterlerinde e656.390 TL olarak kayıtlı olsa da ödemeler toplamının davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu gibi 656.390 TL olduğunun davacı tarafın kabulünde olduğunu, sözleşme kapsamında eksiksiz şekilde yapıldığını ve tamamlandığını iddia edilen işin davalının eski merkez adresinde yapılmış olduğunu ve aradan aklaşık 8 yıl zaman geçtiği, yerinde inceleme yapılarak tespitlerde bulunulmasının dosyaya katkı sağlamayacağı dosyada sözleşmenin bir parçası olan projelerin bulunmadığını, işin eksiksiz bir biçimde tamamlanıp tamamlanmadığı hususunun dosya kapsamında anlaşılmasının şu aşamada mümkün olmadığını, işin teslim edildiğine dair dosyada kabul tutanağının bulunmadığını, yapılmadığını veya eksik ve ayıplı olduğuna dair de herhangi bilgi ve belge bulunmadığını, iş artışı oluşmuşsa buna ilişkin de bilgi ve belge bulunmadığını, davalı tarafından takip öncesinde 656.390 TL tutarında davacıya ödeme yapıldığını, bu çerçevede sözleşme eksiksiz yerine getirilmiş ise sözleşmeye göre davacının bu iş kapsamında KDV dahil 33.610 TL alacaklı olabileceğini, davacı tarafından düzenlenen faturanın sözleşme konusu işin bir bölümüne ait olabileceğini, dosyanın BAM kararı gereği değerlendirilebilmesi için davacı tarafından 690.000 TL KDV dahil sözleşme kapsamında tamamlandığı iddia edilen işe ait, ispat edici bilgi ve belgelerin, malzeme alış faturaları, sözleşme konusu olan uygulama projeleri ve 3 boyutlu görseller de dahil olmak üzere davacı tarafından dosyaya sunulması gerektiğini mütalaa etmişlerdir.
Bilirkişiler tarafından düzenlenen 09/10/2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporuna göre; Tarafların usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahipleri lehine delil kudretine haiz olduğunu, dava konusu icra takibinin dayanağı, 30/06/2014 tarihli 240.720,00 TL tutarındaki fatura tutarındaki faturanın her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle fatura karşılığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmiş olduğunu, davalı ödemeleri toplamı, davacı şirket ticari defterlerinde 78.500,00 TL olarak kayıtlıyken davalı şirket ticari defterlerinde 656.390 TL olarak kayıtlı olsa da ödemeler toplamının davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu gibi 656.390 TL olduğunun davacı tarafın kabulünde olduğunu, sözleşme kapsamında eksiksiz şekilde yapıldığı ve tamamlandığı iddia edilen işin davalının eski merkez adresinde yapılmış olduğu ve aradan yaklaşık 8 yıl zaman geçtiğini, yerinde inceleme yapılarak tespitlerde bulunulmasının dosyaya katkı sağlamayacağını, dosyada sözleşmenin bir parçası olan projelerin bulunmadığı, işin eksiksiz bir biçimde tamamlanıp tamamlanmadığı hususunun dosya kapsamında anlaşılmasının şu aşamada mümkün olmadığını, işin teslim edildiğine dair dosyada kabul tutanağının bulunmadığını, yapılmadığı veya eksik ve ayıplı olduğuna dair de herhangi bilgi ve belge bulunmadığını, iş artışı oluşmuşsa buna ilişkin de bilgi ve belge bulunmadığını, davalı tarafından takip öncesinde 656.390 TL tutarında davacıya ödeme yapıldığını, bu çerçevede sözleşme eksiksiz yerine getirilmiş ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere kök raporda 690.000 TL KDV dahil baz alınarak yapılmış olan hesabın, takdir Mahkememize ait olmak üzere 690.000 TL + KDV olarak değerlendirilmesi halinde; bu iş kapsamında davacının KDV dahil 157.810 TL alacaklı olabileceğini, davacı tarafından düzenlenen faturanın sözleşme konusu işin bir bölümüne ait olabileceği, fatura içeriğinin sözleşmedeki iş kalemleri ile uyumlu olduğu, ek rapor çerçevesinde yapılan değerlendirme bakımından; sözleşmenin 690.000 TL + KDV olarak kabul edilmesi halinde davacı tarafından kesilen 204.000 TL + KDV faturanın içeriğindeki iş kalemlerinin değerleri yönünden sözleşme eki ile uyumlu olduğu, bununla birlikte dosyanın BAM kararı gereği değerlendirilebilmesi için, davacı tarafından 690.000 TL + KDV sözleşme kapsamında tamamlandığı iddia edilen işe ait, ispat edici bilgi ve belgelerin; malzeme alış faturaları, sözleşme konusu olan uygulama projeleri ve 3 boyutlu görseller de dahil olmak üzere dosyaya sunulması gerektiği mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce verilen ilk karar İstanbul Bam 15.Hukuk Dairesinin 2018/2145 E., 2021/1539 K. Sayılı ilamı ile ve "Somut olayda taraflar arasında eser sözleşmesine dayalı bir borç ilişkisi bulunduğu ve davalı borçlunun takip öncesi bir kısım ödemeler yaptığının bilirkişi raporu ile tespit edildiği; davaya dayanak olan takibin bakiye 30.06.2014 tarihli 240.720,00TL tutarındaki faturaya dayandırılmış ancak bakiye bakiye 161.560,00TL ile bir takım ilave imalat bedelleri olan 2.718,40TL'nin toplamının tahsili için yapıldığı belirtildiğinden bu tutarın dışındaki alacağın tahsil edildiğinin alacaklının kabulünde olduğu değerlendirilmelidir.
Mahkemece taraf ticari defterlerine göre düzenlenen bilirkişi raporu esas alınmış ise de; davacı tarafça takibe dayanak yapılan faturanın taraflar arasındaki eser sözleşmesine dayalı yapılan iş kaynaklı olduğu; bu durumda taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında yapılan tüm işlerin bedelinin tespit edilerek sözleşme bedeli olan 690.000,00 TL +KDV dikkate alınarak; ayrıca davalı tarafça ödendiği ispatlanan 656.390,00 TL'nin bu miktardan mahsubu ile varsa alacağın tespiti gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır." gerekçesi ile kaldırılmıştır. Kaldırma kararı sonrası dosya yeni bir esasa kaydedilmiş, yargılamaya devam edilmiş ve bilirkişi heyetinden kaldırma kararı kapsamında kök ve ek rapor alınmış ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen ikinci karar İstanbul Bam 15.Hukuk Dairesinin 2023/1361 E., 2024/121 K. Sayılı ilamı ile ve "...Dairemizce verilen kaldırma kararında mahallinde yapılan işlerin tespiti istenmiş olup, bilirkişi ek ve kök raporunda dosyada eksik olduğu belirtilen kabul tutanağı, eksik ayıplı işe dair belgeler, davacının işe ait malzeme faturaları, uygulama projeleri ve üç boyutlu görsellerin taraflardan sorulup temin edilmesi halinde mahallinde keşif yapılmak suretiyle iş bedelinin hesaplanması, var ise sözleşme dışı işlerinde yapıldığı yıl piyasa rayicine göre bedeli de tespit edilerek, yapılan ödemeler düşülmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi..." gerekçesiyle kaldırılmıştır. Kaldırma kararı sonrası dosya yeni bir esasa kaydedilmiş, yargılamaya devam edilmiştir. Kaldırma kararı doğrultusunda kabul tutanağı, eksik ayıplı işe dair belgeler, davacının işe ait malzeme faturaları, uygulama projeleri ve üç boyutlu görsellerin sunulması için taraf vekillerine kesin süre verilmiş, taraf vekilleri 16/10/2024 tarihli celsede belgeleri önceden sunduklarını, sunacakları başka belgenin olmadığını bildirmiş, 31/01/2024 tarihli Bam kaldırma kararında bu belgelerin sunulması halinde keşif yapılması ve hesap yapılması istense de kaldırma kararında belirtilen belgelerin taraflarca sunulmaması nedeniyle keşif yapılmamış, dosyaya kaldırma kararından sonra herhangi bir belge sunulmadığı da gözetilerek İstanbul Bam 15.Hukuk Dairesinin 2018/2145 E., 2021/1539 K. sayılı, 07/09/2021 tarihli ilamında belirtildiği şekilde sözleşme bedeli olan 690.000,00 TL +KDV'den davalı tarafça ödendiği ispatlanan 656.390,00 TL'nin mahsubu ile bulunan 157.810 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, alacağın likit olduğu gözetilerek kabul edilen tutar üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, reddedilen tutar yönünden davacının kötü niyeti ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalının .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 157.810-TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibe bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen alacağın %20’si oranında 31.562-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
4-Alınması gereken 10.780 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 8.795,83 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı ve 1.984,17 TL peşin harcın toplamı olan 2.009,37 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 30.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 6.468,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 5.716,50 TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 5.491,41 TL'sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı tarafından yapılan 32,10 TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1,26 TL'sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/10/2024
Katip ...
e-imzalıdır
Hakim ...
e-imzalıdır
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!