T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2023/246 Esas
KARAR NO :2024/654
DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:03/04/2023
KARAR TARİHİ:06/11/2024
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Dava dışı asıl alacaklı ... A.Ş. ile davalı dışı kredi lehtarı (asıl borçlu) ... HİZM. İNŞ. SAN.TİC. LTD.ŞTİ. arasında otomobil kredisi sözleşmesi imzalandığıNI, işbu sözleşmeyi davalı/kefilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi taksitlerinin düzenli olarak ödenmemesi üzerine ... 46. Noterliğinin 12.02.2010 tarih ve .... yevmiye no.lu ihtarnamesi ile kredi hesabı kesilip kat edildiğini, akabinde davalı kefil aleyhine....İcra Md. ... E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi açıldığını, diğer yandan davanın konusu olmayan taşınır rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ....İcra Md. ... E. sayılı dosyası ile başka bir icra takibi daha başlatıldığını, davalı kefil ilamsız icra takibinden dolayı yetkiye, asıl borca ve takibin tüm fer’ilerine itirazları üzerine takibin durduğunu, sözleşmenin 19 m. göre müvekkilin ticari defter ve kayıtlarının kesin delil olacağı, sözleşmenin 22 m. altında kefalet hükmünün düzenlendiğini, müvekkilin ilamsız icra takibinden dolayı 40.745,65 TL alacak üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; daha önce ....İcra Md. ... E. sayılı dosyası ile 34 GL 9424 plakalı rehinli taşıt aracının paraya çevrilmesi yoluyla takip açıldığını, 20.10.2012 tarihinde araç üzerinden haczin kaldırıldığını, takip eden 12.03.2020 tarihinde davalı kefil aleyhinde....İcra Md. ... E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi açıldığını, en son işlemin 30.10.2012 tarihinde yapıldığını, bu tarihin zamanaşımı başlangıç tarihi olması gerektiğini, davanın süresi içinde açıldığını, tesis edilen kefaletin 818 sayılı B.K’nun 484 m. kapsamında geçerli olduğunu, kefaletin türü sözleşme üzerinde açıkça müteselsil kefil olarak gösterildiğini, kat ihtarıyla muacceliyet şartının gerçekleştiğini, talep edilen faizin sözleşmeye uygun olduğunu belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Eldeki dava, itirazın iptali davasıdır.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 26/12/2023 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı finansman şirketi ile dava dışı kredi lehtarı (asıl borçlu) ... HİZM. İNŞ. SAN.TİC. LTD. ŞTİ. arasında Taşıt Kredisi Sözleşmesi akdedildiğini, anılan sözleşmeyi davalı kefilinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduklarını, bahse konu sözleşmeye istinaden, taşıt kredisi kullandırılmış olduğunu, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalı aleyhinde takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiğini, kefalet limiti ve davalı kefilin sorumluluğu: davalı kefilin sözleşmede gösterilen kefalet limitinin 37.450,00 TL olduğunu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan nakdi kredi asıl borç tutarı 21.999,86 TL’nın kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kendi temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı kefalet limitiyle sınırlı olarak-çünkü takip tarihi itibariyle temerrüde düşürülmüştür de ondan (Emsal, Y.19. HD. 07.12.2015 T. 2015/3357 E. ve 2015/16301 s. K. uyarınca) borcun tamamından müteselsilen sorumlu sayılabileceğinin söylenebileceği davacının takip tarihi itibariyle alacağının toplam 40.745,65 TL olduğunu, Mahkemece raporun benimsenmesi halinde; hesaplanan alacağın takipte talep edilenin altında olduğu nazara alınarak, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 21.999,86 TL’na sözleşmesel olarak yıllık %24,80 oranında işleyecek temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceğini, ....İcra Md. ... E.sayılı dosyasından herhangi bir tahsilatın bulunmadığı bilgisi edinilmiş olmakla birlikte, alacaklının bu dosyada 30.10.2012 tarihinde ‘haciz kaldırma işlemi yapıldığını’ belirtmesine göre –muhtemelen- dosya harici temlik eden tarafından tahsilat yapıldığını, buna ilişkin bilginin dosyada olmadığını belirtmişlerdir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 10/05/2024 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; toplanan bilgilere göre de tam tarihi netleşmemiş olan .... İcra Müdürlüğü’nün ...-E sayılı takip sürecinin Ekim-Kasım/2010 ayında başlatılmış olabileceğini, zamanaşımının başlangıcın 12.02.2020 (hesabın katı ihtarının düzenlendiği) tarih olduğu ve başlayan zamanaşımının Ekim/Kasım 2010 ayında kesildiği değerlendirmesine göre, 12.03.2020 tarihinde ....İcra Müdürlüğü’nde ...-Esas sayısı ile başlatılan takip tarihi itibariyle 10 yıllık genel zamanaşımının dolmadığını, dava dışı ... A.Ş.’nin 04.04.2024 tarihli yazısı ekinde yer alan ödeme tablolarına göre, kredi borcu için yapılan tahsilatların en son 21.04.2010 tarihli 13.taksit için yapıldığını, buna göre alacağın hesaplamasına esas alınan faiz başlangıcın hesabın katı yerine 21.04.2010 tarihinin esas alınması halinde, takip tarihi itibariyle alacak miktarının 65.627,60-TL (=21.999,86-TL asıl+ 41.550,23-TL faiz + 2.077,51-TL BSMV) hesaplandığını, tarafların diğer itirazlarının kök rapordaki değerlendirmeleri değiştirecek nitelikte görülemediğini belirtmişlerdir.
6098 sayılı TBK'nın 598. maddesinde "Hangi sebeple olursa olsun, asıl borç sona erince, kefil de borcundan kurtulur.
Borçlu ve kefil sıfatı aynı kişide birleşmiş olursa, alacaklı için kefaletten doğan özel yararlar saklı kalır.
Bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan her türlü kefalet, buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkar.
Kefalet, on yıldan fazla bir süre için verilmiş olsa bile, uzatılmış veya yeni bir kefalet verilmiş olmadıkça kefil, ancak on yıllık süre doluncaya kadar takip edilebilir.
Kefalet süresi, en erken kefaletin sona ermesinden bir yıl önce yapılmak kaydıyla, kefilin kefalet sözleşmesinin şekline uygun yazılı açıklamasıyla, azamî on yıllık yeni bir dönem için uzatılabilir." hükmü düzenlenmiştir.
İstanbul Bam 12.Hukuk Dairesinin 2022/666 E., 2022/581 K.sayılı ilamında "Tüm bu hükümler birlikte değerlendirilerek somut olaya döndüğümüzde; kefalet borcunun sona ermesiyle ilgili olarak 6098 sayılı TBK hükümlerinin uygulanması gerektiği, davacı vekili tarafından 2009 yılında kambiyo takipleri ile zamanaşımının kesildiği ileri sürülmüşse de; kefillere başvurulduğunun ileri sürülmediği, genel kredi sözleşmesinin 31.03.2008 tarihinde akdedildiği, hesabın 19.06.2020 tarihinde kat edildiği ve alacağın muaccel hale geldiği, buna göre 31.03.2018 tarihinde 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu, buna göre icra takip tarihi olan 18.02.2021 tarihinden çok önce kefaletin kendiliğinden ortadan kalktığı, dolayısıyla kefil olan davalıların sorumluluklarının sona erdiği, gerçek kişi müteselsil kefillere başvuru süresi olarak öngörülen 10 yıllık sürenin de hakdüşürücü süre olduğu genel olarak kabul gördüğünden, TBK 598/3 maddesi uyarınca davanın hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru değil ise de; yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına yeniden hüküm verilerek davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir." gerekçesi ile kefalet borcunun 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için davalı hakkında icra takibi yaptığı, takibe itiraz edilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı, davaya konu ... Kredi Sözleşmesinin 21/05/2009 tarihinde imzalandığı, TBK m.598'e göre davalının kefaletten kaynaklanan sorumluluğunun 21/05/2019 tarihinden itibaren kendiliğinden ortadan kalktığı, davacı tarafça ....İcra ... E. sayılı dosyası ile asıl borçlu hakkında icra takibi yapılsa da davalı kefil hakkında 10 yıllık süre içerisinde icra takibi yapılmadığı, davalı hakkında ilk takibin ....İcra Müdürlüğünün ... E.sayılı dosyası ile yapıldığı gözetilerek gerek takip tarihi gerek dava tarihi itibariyle TBK m. 598'de düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu gözetilerek, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine,
2-Alınması gereken 427,60 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 695,84 TL harcın mahsubu ile artan 268,24 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 30.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13.maddesi ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi gereğince Adalet Bakanlığı Bütçesinden Arabulucuya ödenen 3.120 TL ücretin tamamının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
06/11/2024
Katip ...
e-imzalıdır
Hakim ...
e-imzalıdır
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!