T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/106
KARAR NO : 2024/571
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 05/10/2022
KARAR TARİHİ : 15/10/2024
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri ... ve ...'in ortak olarak işlettikleri işyeri nezdinde ticaret ile uğraştıklarını, 31.08.2022 Tarihinde Müvekkili ...'in cep telefonuna ... tarafından ''.../İstanbul şubemizde ****... no'lu senediniz bulunmaktadır.'' mesajının gelmesi üzerine müvekkilinin ilgili ... ... şubesini gittiğini ve kendisine 10/04/2022 Tanzim, 30/08/2022 Vade tarihli 45.000 TL tutarında alacaklısı ... (Ortağı) olarak düzenlenmiş ve davalı ... ... ve ... tarafından cirolanmış senet gösterildiğini ve senedin ödenmesi gerektiğinin belirtildiğini, müvekkilinin dava konusu senedi incelediğinde kendisi adına ve ortağı ... adına atılmış olan imzaların sahte olduğunu tespit ettiğini, senedin ... tarafından cirolanmak suretiyle sahte şekilde düzenlenmiş ve tahsil edilmesi amacıyla ... Bankasına teslim edildiğini, dava konusu senet aslının Cumhuriyet Savcılığının isteği üzerine ilgili savcılık soruşturma dosyasına eklendiğini, ifade tutanaklarında da belirtildiği üzere sahte olarak düzenlenen senette hamil olarak gösterilen müvekkil ... ve borçlu olarak gösterilen müvekkil ...'in senedi düzenlemediğini, imzasının sahte olduğu ve böyle bir borç ilişkisinin mevcut olmadığını belirttiğini, senedin sahte olarak tanzim edildiği ve tahsil edilmesi amacıyla cirolanarak bankaya teslim edildiğinin aşikar olduğunu, dava dilekçesi ekinde sunmuş oldukları vekaletnamelerdeki ve ilgili kurumlardan temin edilecek olan Noter Araç Satış Sözleşmeleri, imzalı Banka evraklarındaki imzalardan da anlaşılacağı üzere müvekkiller tarafından senede atılmış olarak görülen imzaların tamamen farklı olduğunu, kötü şekilde taklit edildiğini, bu nedenlerle, dava konusu senedin icra takibine koyulması suretiyle müvekkillerinin haksız haciz tehdidi ile karşı karşı kalmalarını önlemek amacıyla icranın durdurulması yönünde teminatsız veya teminat mukabilinde İhtiyati Tedbir talep etmiştir.
Davalı taraflarca davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128'e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 10/04/2022 tanzim tarihli, 30/08/2022 vade tarihli ve 45.000,00-TL bonodan kaynaklı menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış ve...Cumhuriyet Başsavcılığı'nın...soruşturma sayılı dosyası dosya arasına alınmış ve
Mahkememizce 23/05/2023 tarihli ara karar ile dosyanın imza incelemesi için ATK'ya gönderilmesine, dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek üzere rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
21/05/2024 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda özetle; İnceleme konusu senette ... adına atılı borçlu imzaları ile ...'in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla ...'in eli ürünü olmadığı, yine, tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu senet arka yüzdeki 1. ciro imzası ile ...'in mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirildiği görülmüştür.
Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı (Kuru-El Kitabı), İstanbul 2013, s. 346).Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Eş söyleyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen istemin temeli menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte, yani bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise, hukukî ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, menfi tespit davasını açan davacı (borçlu), davalının (alacaklı) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip, bilakis bu ilişkinin doğduğunu bildirerek başka bir nedenle hukukî ilişkinin geçersiz olduğunu veya son bulduğunu ileri sürmekte ise bu iddiayı ispat yükü TMK’nın 6. maddesi gereğince davacı tarafa aittir. Örneğin; alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (Kuru-El Kitabı, s.370 ilâ 372).
Somut uyuşmazlıkça davacı taraflarca uyuşmazlığa konu 10/04/2022 tanzim tarihli, 30/08/2022 vade tarihli, 45.000,00-TL bedelli bonodan kaynaklı imza inkarında bulunulmuş olup; mahkememizce aldırılan ve hükme esas alınan 21/05/2024 tarihli Adli Tıp Kurumu raporuyla da inceleme konusu senette ... adına atılı borçlu imzaları ile ...'in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla ...'in eli ürünü olmadığı, yine, tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu senet arka yüzdeki 1. ciro imzası ile ...'in mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususu tespit edilmiş olmakla; davanın davalı ... yönünden kabulü ile; davacıların uyuşmazlık konusu 10/04/2022 tanzim tarihli, 30/08/2022 vade tarihli, 45.000,00-TL bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiş; davalı ... ... yönünden ise mahkememizin 27/02/2023 tarihli ara kararıyla dosyanın ... bu davalı yönünden tefrikine karar verilmiş olup; yine mahkememizin ... sayılı ilamıyla davanın feragat nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Sehven ... bu esastan davalı ... ... yönünden de karar verilmiş ve tefrik edilen dosyadan da karar verilmiş olmakla ayrıca yargılama gideri ve vekalet ücreti değerlendirilmesi yapılmayarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın davalı ... ... yönünden feragat nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davanın davalı ... yönünden KABULÜ İLE;
Davacıların 10/04/2022 tanzim tarihli, 30/08/2022 vade tarihli, 45.000,00-TL bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 3.073,95-TL nispi karar harcının, peşin alınan 768,49-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 2.305,46-TL harcın davalı ...'dan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 30.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan dava açılarken yatırılan toplam 860,69-TL (Başvurma Harcı 80.7-TL Vekalet Harcı 11.50-TL Peşin Harç 768.49-TL) harcın davalı ...'dan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 5.427-TL (1.635,82-TL tebliğler ve posta, 3.791,19- TL ATK ücreti) yargılama giderinin davalıdan davalı ...'dan , davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı asilin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/10/2024
Katip ...
¸
Hakim ...
¸
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!