WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL 6. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2024/440 Esas
KARAR NO:2024/616

DAVA:Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ:30/07/2024
KARAR TARİHİ:17/10/2024

Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekilinin dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirketin yetkilisinin şirkete ait işyerinin restaurantının kafesinde bulunduğu sırada müvekkili şirkete ait Ortaklar Pay Defteri, Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri'nin de içinde bulunduğu çantasını tüm dikkatine rağmen 21/07/2024 tarihinde çaldırdığını, bu nedenle müvekkili şirkete ait ortaklar pay defteri zayi olduğunu, müvekkili şirkete ait ortak pay defteri defterinin müvekkil şirket yetkilisinin tüm özen ve dikkatine rağmen çalındığını beyanla müvekkili şirkete ait Ortaklar Pay Defteri, Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri'nin zayi olduğuna dair belgenin verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 05/09/2024 tarihli dilekçesi ile; müvekkiline ait işyeri cafe-restaurant olduğundan dolayı müşterilerce yanlış anlaşılmaya mahal vermemek adına polise ve savcılığa suç duyurusunda bulunulmadığını belirtmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, 6102 sayılı TTK'nın 82/7.maddesine dayalı olarak açılmış zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK'nın 82/7.maddesinde; bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgelerin; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacirin zıyaı öğrendiği tarihten itibaren otuz gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği, bu davanın hasımsız açılacağı ve mahkemenin gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebileceği hüküm altına alınmıştır. TTK'nın 82/7.maddesinde, zayi belgesi verilmesini gerektirecek zayi olma durumları sınırlı olarak sayılmamış ise de tacirin zayi belgesi isteyebilmesi için, defterlerin zayi olmasında kusur ve sorumluluğunun bulunmaması, tedbirli bir tacir gibi davranmasına rağmen zayi olayına engel olamamış durumda olması başka bir deyişle ticari defter ve belgelerinin korunabilmesi amacıyla gerekli dikkati ve ihtimamı göstermiş olması gerekmektedir. Ayrıca, ziya durumunun tacirin iradesi dışında meydana gelmesi zorunludur.
6102 sayılı TTK'nın 82/7.maddesinde öngörülen 30 günlük süre hak düşürücü süre olup ziyaın öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlar ve ticari işletmenin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.
Davacı şirketin İTO kaydı çıkartılarak dosya arasına alınmış ve incelenmesinde; davacı şirketin yerleşim yeri itibariyle mahkememizin kesin yetkili olduğu tespit edilmiştir.
... Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün 02/08/2024 tarihli cevabi yazısı ile; davacı şirketin yazımız tarihi olan 01/08/2024 tarihi itibariyle 257.561,48-TL vergi borcunun bulunduğu bildirilmiştir.
... Sosyal Güvenlik Merkezi'nin 13/09/2024 tarihli cevabi yazısı ile; davacı şirketin borcunun bulunmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 17/10/2024 tarihli duruşmasında dinlenen davacı tanığı ...; "davacı şirketin ortağıyım, hatırladığım kadarıyla 2016-2017 yılından itibaren şirketin ortağıyım, davacı şirket restaurant-cafe işletmektedir, restaurant-cafe' nin içerisinde ofiste bulunmaktadır, bu işlemeye ilişkin tüm resmi evrak ve belgeler çantanın içerisinde bulunur, bu çanta genelde ... dedir, o da çantayı genelde arabasının içerisinde yada ofiste masada veya masanın yanında bulundurur, bu restaurant-cafe tahminen 100 kişiliktir, işletmenin içerisinde 3 adet kamera vardır, ofisin içerisinde ise kamera yoktur, toplamda ise tahminen 16 adet kamere bulunmaktadır, davaya konu çantanın çalınmasına ilişkin olay hatırladığım kadarıyla 21 Temmuz 2024 yılında gerçekleşti, o gün ... ile biz cafenin içerisinde köşe de bulunan masada oturuyorduk, Muhammet içerisinde evrakların bulunduğu çantayı yanına koydu, bende garsona sipariş verdikten sonra şefin yanına gittim daha sonra masaya döndüğümde çantanın olmadığını görünce, garsona burada çanta vardı çantayı kim aldı diye sordum, garsonda bana hiç görmediğini söyledi bunun üzerine kamera kaydını inceledik fakat kameranın kayda almadığını gördük, bunun üzerine polise haber verip vermeme konusu konuşuldu, ... ile konuştuğumuzda içerisinde önemli evrakların olmadığını, polis çağırmamız durumunda cafede bulunan müşterilerin rahatsız olabileceği, bu durumun işletmeye zarar verebileceği ve başka anlamlara gelebileceği sebepleri ile polis çağırmamaya karar verdik, benim olaya ilişkin bilgim ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti talebim yoktur bilgi ve görgüm bundan ibarettir." şeklinde, aynı tarihli duruşmada dinlenen davacı şirketin 06/04/2023 tarihi ve halen yetkilisi ... ; "ben davacı şirketin davaya konu olayın gerçekleştiği 21/07/2024 tarihinde yetkilisi idim, halende yetkilisiyim, biz ...' de restaurant-cafe işletmekteyiz, olayın gerçekleştiği günde restaurant -cafenin 16 numaralı masasında ... ile birlikte oturuyorduk, şirkete ait belgelerin ve faturaların bulunduğu çantada masada benim yan koltuğumda duruyordu, şirketin yetkilisi olduğum için bu çanta benim arabamda, bende ve cafenin üst katında bulunan ofisimde bulunuyordu, biz olay günü garsona sipariş verdikten sonra siparişimizin gecikmesi üzerine aşağıya indik ve siparişimizi sorduk geri masaya döndüğümüzde çantanın yerinde olmadığını fark ettik, daha sonra garsonlara çantaya ne olduğunu sorduğumuzda, görmediklerini ama bir kişinin apar topar şeklinde dışarıya çıktığını söylediler, kameraları incelediğimizde kameraların çalışmadığını gördük, cafenin salonunda 4 tane, diğer 12 kamerada koridor ve mutfakta olmak üzere toplam 16 kamera vardır, fakat bunlar daha önce yaşadığımız bir elektrik probleminden dolayı çalışmamaktadırlar, daha sonradan kameraların çalışmadığını da görünce işletmenin cafe-restaurant olması olayın gerçekleştiği saatin 18 civarında olaması ve o sırada müşterilerin bulunması ile polisin işletmeye gelmesi durumunda müşterilerin tedirgin olacağını ve çantanın içerisinde yer alan evraklarında çok önemli olmadığını düşündüğümden doyalı polise resmi bir müracaatta bulunmadım, bu cafe yaklaşık 100 kişiliktir." şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Tüm deliller birlikte değerlendiriliğinde; eldeki talepte davacı taraf, şirkete ait Ortaklar Pay Defteri, Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri'nin zayi olduğunu belirterek zayi belgesi verilmesini talep etmiştir. Hırsızlık olaylarının çok yoğun olduğu büyük kentlerde, davacının saklamak zorunda olduğu, ticari defter ve belgelerini kasa ve buna benzer sağlam yerlerde muhafaza etmesi gerekmektedir. Kaldı ki, hırsızın, kendi açısından ekonomik değeri yok denecek düzeydeki Ortaklar Pay Defteri, Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri'ni çalmasının yaşamın olağan akışına ve gerçeklerine ters düştüğü de açıktır. Bu nedenlerle talep edenin tutmak ve saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeleri özenle korumak zorunda olduğu, tacir olmanın yükümlülüklerinden birinin de basiretli davranma olduğu, ticari işletmenin genel kurul toplantı ve müzakere defterinin çalınması nedeniyle tacirin gerekli dikkat ve özeni göstermediği -tanık beyanlarından kameraların çalışmadığı, evrak ve defterlerin çantada olduğu, bu çantanın ise kasada değil şirket yetkilisinde (araba, ev ve yanında) olduğunun tespit edilmesi-, davacı şirketin 05/09/2024 tarihli dilekçesinde de bildirdiği üzere suç duyurusunda dahi bulunulmaması, talep eden şirketin defter ve belgelerinin TTK'nun 82/7 maddesinde sayılan sebeplerden biri nedeniyle zayi olduğunu, zayii belgesi talep koşullarının gerçekleştiğini ve defterlerin ihtimam ile korunduğunu yeterli delil ile ispatlayamadığı, Yargıtay uygulamaları ile aranan kaçınılmazlık şartının yerine getirildiğine dair delil de sunamadığı, anılan maddede aranan yasal şartların oluşmadığı anlaşılmakla Mahkememizce açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Talebin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 427,60-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin huzurunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/10/2024

Katip ...

Hakim ...

UYAP Entegrasyonu