T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2024/205 Esas
KARAR NO : 2024/624
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/04/2024
KARAR TARİHİ : 17/10/2024
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, ünlü markaların, kampçılık, av, outdoor, trekking, balıkçılık, dağcılık gibi birçok farklı doğa sporları ekipmanlarını ...'deki mağazası ve "..." internet satış portalı ile müşterilerine ulaştırmakta olduğunu, yanı sıra, ... A.Ş. olduğu gibi başkaca platformlar üzerinden de ürün satışı gerçekleştirildiğini, doğrultuda müvekkil şirket ürünleri davalı şirkete ait "..." alan adına sahip internet sitesi üzerinden satışa sunulmakta olduğunu, bahsi geçen internet sitesinde satışa sunulan ürünlerden biri satışında hatalı işlem yapılan "..." isimli ürün olduğunu, 06/02/2024 tarihinde etkisi büyük olan ve etkisi 11 ilde oldukça ağır şekilde hissedilen deprem felaketi meydana geldiğini, bölgedeki depremzedelerin ihtiyaçlarının giderilmesi için ise ülke genelinde seferberlik başladığını, her bir bireyin elinden gelenin fazlasını yapabilmek adına çaba gösterdiğini, fakat her olayda olduğu gibi bu durumu dahi fırsat görerek aksi yönde hareket edip kar amacı güden işletmelerin varlık gösterdiğini, öyle ki bazı satıcıların piyasada normalde daha uygun fiyatlara satılmakta olan ürünlerine deprem sonrasında zam yaparak tüketicilere fahiş fiyatlı olarak arz ettiğini, yaşanan bu gibi durumlar nedeniyle Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu harekete geçtiğini, 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 18/1-k, 18/4 ve Ek 1. Maddesi uyarınca bu satıcı ve firmalar hakkında idari para cezası uygulanmasına hız kazandırdığını, müvekkili şirketin 6 Şubat depreminin gerçekleşmesi akabinde gerek deprem bölgesine göndermiş olduğu yetkili ve çalışanları vasıtasıyla gerek ise internet siteleri üzerinden gerçekleştirdiği ürün satışları ile deprem bölgesine maddi ve manevi açıdan yardımda bulunduğunu, zira müvekkili şirketin ürünlerinin özellikle kış şartlarında depremzedelerin kullanımı için elzem olduğundan ürünlerin ulaşılabilir olmasının oldukça önemli olduğunu, davalı şirketin de deprem sürecinde faydalı olabilmek için kendi inisiyatifiyle depremzedelerin ihtiyaç duyulabileceği ürünlere ilişkin düzenleme gerçekleştireceğini tüm satıcılara bildirdiğini, hatta davalı şirketin 6 Şubat tarihinde müvekkil şirkete gönderdiği mesajda yardım kampanyası yürütüp yürütmeyeceklerini sorduğunu, müvekkilin ise elinden gelen yardımı yaptığını bildirerek yine de ürün fiyatlandırması noktasında davalı firma ile tekrar bir incelemeye girişme niyetini belirttiğini, akabinde müvekkilinin "..." adresinde satışa sunduğu ürünlere normal şartlardaki satış fiyatı üzerinden %20 indirim yapılarak depremzedelere yardımda bulunma kararı aldığını ve davalı taraf ile birlikte bu kararını uygulamaya giriştiğini, bu doğrultuda 07/02/2023 tarihinde "..." isimli ürünün satışa sunulduğunu, ürünün ilana çıkarılmadan evvel müvekkil şirket tarafından davalı şirkete yazılı bir şekilde "..." şeklinde bildirimde bulunulduğunu, müvekkili şirketin komisyon indirimi yapılmaması yönündeki bildirimine karşı davalı şirketin "tamamdır burdan belli modelleri iletiyorum o şekilde" şeklinde geri bildirimde bulunduğunu, konuşmanın devamında ise müvekkili şirket tarafından "..." şeklinde tespit edilen hatalı eylemin davalı şirkete bildirildiğini, olay akışından da anlaşıldığı üzere deprem faaliyeti kapsamında yapılan yardımlar sırasında müvekkili şirkete ait halihazırda ilanda ve indirimde olan "..." ürünü, davalı şirketin ilgili dönemdeki uygulaması gereği komisyon alınmaksızın satışa sunulduğundaki fiyatı üzerinden yeniden ilana çıkarılmıştır. Müvekkil şirket olaya ilişkin bilgilendirmede bulunduğunda ise "Onu dahil etmeyelim" şeklinde dönüş aldığını ve ürün fiyatının revize edilerek indirimin kaldırıldığını, müvekkil şirketin 06 Şubat 2023 tarihinde halihazırda indirimli şekilde ve 185-TL olarak satışta bulunan ürünü davalı taraf hatalı fiyatlandırma sistemi sebebiyle 07 Şubat 2023 tarihinde 209-TL olarak satışa sunulduğunu, bir gün içerisinde meydana gelen bu artışın ise müvekkili aleyhine haksız rekabet hükümlerinin uygulanmasına neden olduğunu belirterek, TBK m. 49 ve devam hükümleri uyarınca davalının kusurlu ve hukuka aykırı eylemleri neticende gerçekleşen müvekkil şirketin 331.289,00 TL zararının davalı tarafından tazminine, aksi kanaatin hasıl olması halinde tarafların kusur oranları tespit edilerek zararın kusuru oranında davalı şirketten rücuen tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından dava dilekçesinde öne sürülen hukuki dayanaktan yoksun iddia ve taleplerin kabulünün mümkün olmadığını, tarafından gerçekleştirilen kontrollerde ürün fiyat artışının davacı tarafından gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini, ilgili ekran görüntüsü incelendiğinde bahse konu fiyat değişiminin davacı şirket'i münferiden temsile yetkili olan ... tarafından gerçekleştirildiğinin ortada olduğunu, fiyat artış süreciyle ilgili olarak müvekkil şirketin herhangi bir müdahalesinin ve/veya herhangi bir hata veya ihmalinin söz konusu olmadığı hususunun sabit olduğunu, bu nedenle gerçekleştirilen fiyat artışı işlemi bakımından müvekkil şirketin hiçbir şekilde sorumluluğunu kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili 17/10/2024 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, davalıdan yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını beyan etmiştir.
Davacı vekilinin davadan feragat yetkisi bulunduğu vekaletnamesinde görülmüştür. Davadan feragat HMK'nun 307. maddesi hükmü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. HMK'nun 309. Maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatının mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Feragat bildiriminin HMK'nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tesbit olunmuştur. Bu nedenlerle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı tarafça ön inceleme duruşmasından sonra davadan feragat edilmiş olması nedeniyle 492 Sayılı Harçlar Kanunun 22. Maddesi gereğince 2/3 oranında hesap edilen 285,06-TL harcın peşin olarak alınan 5.657,59-TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.372,53-TL harcın karar kesinleştiğinde, talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan avans olması halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve hazine tarafından karşılanan 3.600,00.-TL masrafının, davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde karar verildi.17/10/2024
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır
*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!