WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL 5. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2024/612 Esas
KARAR NO : 2024/620

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 14/10/2024
KARAR TARİHİ : 16/10/2024

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının 2023 yılının başından beri ...'a yerleştiğini, hayatına ...'da devam ettiğini, davacının ...'da yaşadığına dair İş Sözleşmesi, Kira Sözleşmesi ve Pasaport bilgilerini sunduklarını, ... 5.İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasının borçlusu ...'nün davacının babası olduğunu, 2007 yılında annesi ile babasının boşanmasından sonra davacının babasıyla hiçbir şekilde görüşmediğini, Borçlu ..., 10.02.2024 tarihinde vefat ettiğini, davacı tarafından ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin ...E ...K sayılı kararı ile mirasın gerçek reddinin yapıldığını ve kararın kesinleştiğini, davacının muris babasına hiçbir borcunun bulunmadığını, yaklaşık 17 yıldır görmediği muris babasının borcuna istinaden gönderilen 89/1 ve 2 ihbarnamelerine itiraz edememesinin sebebinin eline tebligatın geçmemesi olduğunu, haciz ihbarnamelerinin tebliğ edilmediğini, davacının ...'da kendisine bir hayat kurduğunu, tebligatların yapıldığı adreste yaşamadığını, davacının öğrendikten sonra alacaklı tarafça irtibata geçtiğini ve durumu izah etmişse de olumlu geri dönüş alamadığını, davalı takip alacaklısının kötü niyetli olduğunu, tebliğ mazbatalarından davacının tebligat yapılan adreste oturmadığının belli olduğunu, Türkiye'de yaşadığı son adres olması ve mevcut yasalarımızla mernis adresini sildirememesinden faydalanan davalının takip alacaklısının borçlu konuma getirmiş olduğunu, huzurdaki davayı açmak zaruretinin doğduğunu, davanın kabulünü, takip alacaklısına ve ... 5.İcra Müdürlüğünün... Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitini, kötü niyetli hareket eden davalı takip alacaklısı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, 3. (üçüncü) kişi tarafından İİK.’nun 89/3. maddesi uyarınca açılmış menfi tespit istemine ilişkindir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5. maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır.
Mutlak ticari davalar, 6102 Sayılı TTK'nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK'nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK'nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. Maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür.
Dava; İİK.nun 89/3. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, menfi tespit istemine ilişkindir. İş bu eldeki dava ticari dava değildir. Davacı ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Uyuşmazlık takip hukukundan kaynaklanmakta olup görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, TTK'nın 4. ve 5. maddeleri kapsamında "ticari dava" olarak nitelendirilemeyeceği ve davaya bakmanın Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevi kapsamında bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK'nın 1. maddesi hükmüne göre; göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, aynı yasanın 114/1-c. bendi gereğince dava şarti olan bu husus, HMK'nın 115/1. Maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinde araştırılır, göreve ilişkin dava şartı noksanlığının sonradan giderilmesi mümkün değildir. Dava konusu talebin temelinin İİK m.89/3'e dayanan menfi tespit istemine dayandırıldığı, TTK nun 4/1ve 5. Maddeleri uyarınca Mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiği ve görevin dava şartı olduğu anlaşıldığından; Mahkememizin görevsizliğine, Mahkememizin görevsizliği nedeni ile dava şartı yokluğundan davanın reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli Nöbetçi İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliğine, mahkememizin görevsizliği nedeni ile dava şartı yokluğundan davanın reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331.maddesi uyarınca harç ve masrafların görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tarafların yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK 341.maddesi uyarınca istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/10/2024

Katip ...
e-imzalı

Hakim ...
e-imzalı

UYAP Entegrasyonu