T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/779 Esas
KARAR NO : 2024/747
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2023
KARAR TARİHİ : 15/10/2024
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle: "Huzurdaki davaya konu ... Limited Şirketi tarafından Müvekkil şirket lehine düzenlenen ... Bankası - ...– Seri No:... – Keşide Yeri: ... -Tarihi:16/10/2023 – Bedel:225.000-TL bilgilerini haiz çek ve ... Bankası - ... Şubesi/ ... Seri No: 0361236 Keşide tarihi: 30/10/2023 Keşide Yeri: ... - Bedeli: 225.000-TL çek müvekkilin göstermiş olduğu tüm ihtimam, özen ve önlemlere rağmen bir şekilde kaybolmuştur. Çeklerin bu suretle zayi olması neticesinde 03/10/2023 tarihinde tarafımızca ... 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin... E. Sayılı dosyasında çeklerin zayi nedeniyle iptali için dava açılmıştır. Açlan dava sonrası mahkemece belirtilen teminatlar karşılığımda çeklerin muhatap banka tarafından ödenmemesi hususunda 04.10.2023 tarihli tedbir kararı verilmiştir. Ayrıca çeklerin mahkemeye ibrazı için ticaret sicil gazetesinde ilanlar yapılmıştır. Söz konusu çekler kaybolup müvekkil şirketçe zayi nedeniyle iptal davası açıldıktan sonra önce 16.10.2023 keşide tarihli çek hakkında ... 9. Asliye tİcaret Mahkemesinin ... d.iş sayılı ihtiyati haciz kararı alınıp ardından ... 7. İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında ihtiyati haciz kararı uygulanmış ardından esas takibe geçilmiştir. Müvekkil şirketin malvarlığına ihtiyati haciz kararı uygulanması üzerine müvekkil çekin yetkisiz kişilerce ele geçirildiğini öğrenmiş, ilgili dosyadan ödeme emrinin de tebliğ edilmesi üzerine tarafımızca ... 11. İcra Hukuk Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasıyla borca, imzaya itiraz edilmiştir. İlgili dosyanın yargılaması halen devam etmektedir. Bu çekin ortaya çıkması sonrası davaya konu diğer çek hakkında da ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin...d.iş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı aldırılmış, ardından ... 7. İcra Dairesinin ... Esas sayılı takip dosyası ile ihtiyati haczin uygulanmış ve esas takibe geçilmiştir. Müvekkil şirket söz konusu bu çekin de yine yetkisiz kişilerin eline geçtiği bilgisine aleyhine uygulanan ihtiyati hacizler sebebiyle öğrenmiş ve ödeme emri kendisine tebliğ edilince ... 23. İcra Hukuk Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyası ile borca ve imzaya itiraz davası açmıştır. Söz konusu davanın yargılaması devam etmektedir. Müvekkil şirket, çeklerin ortaya çıkması sonucu çeklerin müvekkili,n kaşesinin sahte olarak üretilmesi ve sahte imza ile ile ...isimli şahsa cirolanmış olarak göründüğünü, ardından ...Şti., daha sonra .... A.ş.'ye ciro edilmiş ardında da en son... Aş.Eye ciro edilmiştir. İlgili çeklerin bankaya ibraz edilmiş ancak banka tarafımızca açılan iptal davasında verilen ödeme yasağı kararı bulunduğu çeklere şerh edilerek başkaca herhangi bir işlem yapılmamıştır. Yukarıda da beyan ediliği üzere çekler müvekkil şirketin yetkili hamil olduğu anda elinden çıkmış, çekler herhangi bir bir kişiye ciro edilmemiştir. Dava konusu çeklerde müvekkil şirket adına atfen atılı imza müvekkil şirkete ait değildir. Müvekkil şirketin ticari ilişkiyi bırakın herhangi bir tanışıklığı dahi olmayan kişiye sahte imza ve kaşe kullanılmak suretiyle ciro edilmiş olarak gösterilmek suretiyle müvekkil şirket zarara uğratılmaya çalışılmaktadır. Müvekkil şirketin bu kişi/kişilerle hiçbir ticari ilişkisi, alacak-borç ilişkileri bulunmamaktadır. İspat noktasında müvekkilin ve çekte imzaları bulunan cirantaların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesini talep ederiz. Çeklerin bu şekilde ortaya çıkması üzerine tarafımızca ... 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ... E. Sayılı dosyasına tarafımızca bu hususta bildirimde bulunulmuş mahkemece tarafımıza çekin istirdatı talepli dava açmak için süre verilmiştir. İşbu dilekçemiz ile davamızı açmış bulunmaktayız. Davalı şirket çek iktisabında ağır kusurlu ve kötüniyetlidir. Her şeyden önce belirtmek gerekir ki davalı şirket, ticari şirket olmasından dolayı basiretli davranma yükümlülüğünün yanı sıra factoring şirketi olması sebebiyle de bazı özel yükümlülükleri bulunmaktadır. "Faktoring şirketleri, kambiyo senedine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilmeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler. Faktoring şirketinin çeki takibe yetkili olmadığı dikkate alınmalıdır." ( YARGITAY HGK ... E. -.... Bunun yanında Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin ilgili hükümlerin de faktoring şirketlerinin istihbarat yükümlülüğü öngörülmektedir. Özellikle müşterilerin mali durumları değerlendirilerek, bunların işlem geçmişleri de dikkate alınmak suretiyle, gerektiğinde fatura borçlusu ve kambiyo senedi keşidecisine başvurularak, borcun teyit edilmesini sağlayacak yöntemler geliştirilmesi yönetmelikte kendine yer bulan istihbarat yükümlülüğünün bir görünümüdür. Bu yükümlülük yerine getirilmeden çeklerin iktisap edilmesi ağır kusurlu ve kötüniyetle iktisap edildiğinin en önemli kanıtıdır. Davaya konu çekler hakkında ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin ...Esas sayılı dosyasında çekin iptaline ilişkin dava açıldığı ve çeklerin mahkemeye ibrazı gerektiğine dair ilan 06.10.2023 tarihinde ticaret sicil gazetesinde yayınlanmıştır. Söz konusu ilana rağmen çekler iktisap edilerek icra takibine konu edilmesi davalı tarafın yine ağır kusurlu ve kötüniyetli olduğunu göstermektedir. Çeklerde müvekkilden sonra ciranta olarak görünen kişi ve şirketler arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Söz konusu iki şirketin kuruluş tarihlerinin birbirine yakın olması, kaşelerin yazı stilinin aynı olması, şirketlerin aktif bir ticari hayatta yer almamaları, çıplak gözle bile farkedilebilecek nitelikte çeklerin üzerine yazılı telefon numaralarının yazı stilinin tek kişinin elinden çıktığının anlaşılması, yine cirantalar adına atfen atılan imzaların tek kişinin elinin ürünü olduğu göstermesi cirantaların paravan olduğunu, faktoing şirketlerinin basit bir istihbarat araştırmasına gidildiğinde dahi kolaylıkla gerçek bir ticari ilişkiyi yansıtmadığını anlayabileceği çeki iktisap etmesi iktisapta ağır kusurlu ve kötüniyetli olduğunun açıklamasından başka bir şey değildir. Davamızın kabulü ile, ... Bankası A.Ş.'nin ...Şubesi ... seri numaralı, keşidecisinin ... Limited Şirketi, keşide yeri İstanbul , keşide tarihinin 16.10.2023 ve 225.000 TL bedelli çek ile ... Bankası A.Ş.'nin...Şubesi ... seri numaralı, keşidecisinin ... Limited Şirketi olduğu, keşide yerinin ..., keşide tarihinin 30.10.2023 ve 225.000 TL bedelli çeklerin müvekkil davacı şirket ... A.ş.'ye iade edilerek çeklerin istirdatına, müvekkilimizin meşru hamil sıfatıyla alacaklı olduğunun tespitine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini" talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dilekçesinde özetle: "Önemle belirtmek isteriz ki müvekkil ... A.Ş. Faktoring işlemlerinden kaynaklı finans şirketi olup;Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 1'inci maddesi mahkemelerin görevinin ancak yasa ile belirlenebileceğini ve göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğunu açıkça ifade etmiştir. Kesin yetki halleri de bu çerçevede değerlendirilir. Bu yasal düzenlemeye paralel olarak görev ve kesin yetki halleri (HMK m.114/1-c ve ç) dava şartları arasında sayılmıştır.... tarihli ve ... sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun "Hukuk mahkemelerinin kuruluşu" başlıklı 5. maddesinin ... tarihli ve ... sayılı Kanunun 10. maddesiyle değişik beşinci fıkrası hükmüne göre; "İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde hukuk mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. Özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır." Görüldüğü üzere, bu fıkra hükmünde de, açıkça, bir yerdeki birden çok aynı tür mahkeme arasındaki "iş dağılımı"ndan bahsedilmiş; iş dağılımını belirleme yetkisi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna verilmiş ve dairelerin, belirlenen iş dağılımına göre tevzi edilen davalara bakmak zorunda oldukları hükme bağlanmıştır. Huzurdaki dava Faktoring Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunundan kaynaklanan işlerden olması nedeniyle Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/11/2021 tarih ve 1232 sayılı kararı uyarınca 15/12/2021(tarihi dahil) tarihinden itibaren, asliye ticaret mahkemeleri arasındaki iş dağılımına göre İstanbul 6.7.8.9. Asliye Ticaret Mahkemelerinin ihtisas mahkemesi olarak iş bu dosyaya bakmaya görevli olduklarından, dosyanın ilgili mahkemelerden birine gönderilmesini bilvakale talep ederiz. Huzurdaki dava istirdat davası olup bu davanında İİK'nın 72/VII. Maddesi uyarınca borcun ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekmektedir. Her ne kadar davacı tarafça kısmı dava olarak açılmış olsa da istirdat ve menfi tespit davaları belirsiz veya kısmı dava olarak açılamazlar. Somut duruma bakıldığında takip konusu borç miktarları en basit haliyle çek bedelli kadar (450.000,00-TL) iken davacı tarafça borçlu olunmadığı iddiası ile tespiti istenen miktar belli niteliktedir. Huzurdaki davada davacı taraf dava değerini "sonradan tamamlanmak üzere 1.000-TL " olarak kısmı olarak ikame etmiştir. İşbu davada istirdatı istenilen miktar her iki taraf içinde tartışmasız ve açıkça belli olduğundan HMK 109/2 maddesi uyarınca kısmı veya dava tarihinde alacak miktarı belirlenebilir olduğundan HMK 107/1 maddesi uyarınca da ne belirsiz ne de kısmi dava olarak ikame edilemez. dolayısıyla davacı taraf huzurdaki davayı her iki taraf içinde tartışmasız ve açıkça belirli olan çeklerin bedelleri üzerinden veya takip konusu icra dosyalarının kapak hesapları üzerinden açıp harçlandırması gerekirken , 1.000-tl üzerinde kısmı dava açamayacağından davacının hukuki yararı bulunmamaktadır. hmk 114/4 maddesi uyarınca da hukuki yarar bir dava şartı olduğundan davacının davacının dava şartı noksanlığından usulden reddini talep ederiz. davacı borçlu olmadığı kanısında ise borçlu olmadığını tespit ettirmek için icra takibi devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açılabilir ve bu menfi davasında hiç değilse icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı alarak aleyhine devam etmekte olan icra takibinin durdurulmasını ve menfi tespit davasını kazanınca da icra takibinin iptalini sağlayabilirdi.
İstirdat davası; menfi tespit davası açmamış veya menfi tespit davası açmamakla birlikte borcu cebri icra tehdidi altında ödeme yapılmış ise, ödenmiş olan paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı açmış olduğu davadır. Huzurdaki dava istirdat davası olup bu davanında İİK'nın 72/VII. Maddesi uyarınca borcun ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekmektedir. Kısacası istirdat davası cebri icra tehdidi altında ödenen paranın alacaklıdan geri alınmasına ilişkin davadır.
Somut duruma bakıldığında dava konusu çeklerden ... seri numaralı çek ... 7.İcra Müdürlüğü'nün ...E. Sayılı dosyasından ilamsız takibe, ... seri numaralı çek ise ... 7.İcra Müdürlüğü'nün ...E. Sayılı dosyasından ilamsız takibe konu edilmiştir. Yapılan takiplere istinaden her iki çeke ilişkin olarak ta imzaya itiraz davaları açılmış ve bu davalardan tedbir kararı alınmıştır. Dolayısıyla her iki takibe konu çeklerden alacağa konu para tarafımıza ödenmemiş ve reddiyatı gerçekleşmemiştir. İşbu davaya konu istirdatı istenen çeklere konu miktarlar müvekkil uhdesine geçmemiştir. dolayısıyla istirdata konu çeklerden kaynaklı bir para, alacaklı uhdesine geçen bir para olmadığından ve çekler istirdatının ancak açılacak bir menfi tespit davası ile talep edilebileceğinden davanının hmk 114/1-h maddesi uyarınca da hukuki yarar bir dava şartı olduğundan davacının davasının dava şartı noksanlığından usulden reddini talep ederiz. Davacı davasını diğer davalı ile olan ticari ilişkisi içierisinde çeklerin bedelsiz kaldığı olgusuna dayandırmıştır. Ancak, çekin kayıtsız ve şartsız bir ödeme aracı olduğunu, bedelsizlik def'i şahsi nitelikte olup, sadece temel borç ilişkisinin tarafları arasından ileri sürülebileceğinden işbu iddialar iyi niyetli yetkili hamil olan müvekkil şirkete karşı yöneltilemez.
Müvekkil dava konusu çeki düzgün bir ciro silsilesi içerisinde edinmiş yetkili ve iyi niyetli hamildir. Dolayısıyla huzurdaki davada davacı tarafın müvekkil aleyhine olan talepleri dinlemez. Zira dinlenebilmesi için müvekkilin açıkça davacı aleyhine kötü niyetle hareket ettiğinin ispatlanması gerekir ki, bizzat davacının dava dilekçesindeki beyanlarından da anlaşıldığı üzere; çekleri kendisinin teslim ettiğini, bir ticari ilişki içinde teslim edildiğin ve davalı müvekkilin çeki ne sebeple iktisap ettiğini bilmediğini beyan etmiştir. Öncelikle müvekkil firma faktoring firması olmasından kaynaklı çekin bedelini ödeyerek çeki iktisap etmiştir. Bu işlemi yaparken çeki kendisine teslim eden ciranta ile bir önceki ciranta arasında yasal olarak düzenlenmiş bir fatura olmasına ve ciro silsilesinde kopukluk olup olmamasına bakar. Müvekkil bu yükümlülükleri yerine getirildiğinden bu sebeplerle müvekkile kötü niyet izafe edilemeyeceği aşikardır.
Nitekim davacının bu davayı müvekkile yöneltebilmesinin ön koşulunun gerçekleşmediği sabittir. Davacı taraf kötü niyeti ispatlamak durumunda olduğu bir davada, davalı tarafın ne niyetle çeki edindiğini bilmemektedir. Kaldı ki davasının iddialarının aksine müvekkil şirket kanunun kendisine yüklediği sorumlulukları usulüne uygun yerine getirmiş ve usulüne uygun düzenlenmiş çeke ilişkin faturası mevcuttur.
Öncelikle huzurdaki dava Faktoring Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunundan kaynaklanan işlerden olması nedeniyle Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun ... tarih ve ... sayılı kararı uyarınca 15/12/2021(tarihi dahil) tarihinden itibaren, Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki iş dağılımına göre görevli mahkemeler olan İstanbul 6.7.8.9. Asliye Ticaret Mahkemelerinin ihtisas mahkemesine gönderilmesine;
müvekkile yapılan herhangi bir ödeme bulunmadığından istirdat davasına konu bir para bulunmadığından ve davacı tarafın işbu davayı açmada hukuki yarar bulunmadığından, istirdat davsının kısmı dava olarak açılamayacağından ve hukuki yarar dava şartı olduğundan dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
mahkemeniz aksi kanaatte ise; davacı tarafı zor duruma düşürecek herhangi bir işlem tarafımızca yapılmamış ve haciz baskısı altında ödenen bir para olmadığından davacının istirdata konu çeklerden kaynaklı bir para, alacaklı uhdesine geçen bir para olmadığından ve çekler istirdatının ancak açılacak bir menfi tespit davası ile talep edilebileceğinden davacının çeklerin istirdatına ilişkin taleplerinin reddi ile davacı tarafın haksız ve hukuksuz davasının esastan reddine,
Davacı tarafın iddiasının aksine müvekkil çeki kanun aramış olduğu tüm yasal yükümlülüklerini yerine getirerek iktisap etmiş olup, iyi niyetli hamil konumunda olan müvekkilin çekin çalıntı olduğunu bilebilecek durumda olmadığından davacı tarafın kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine,
Davacı taraf haksız ve hukuksuz işbu davayı tamamen kötü niyetli açmış olduğundan dolayı %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine,
Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini " talep etmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizde görülmekte olan işbu dava Davacı şirketin elinden rızası dışında çıkan çekin sahte imza yolu ile cirolandığı ve takip başlatıldığı iddiasıyla çeklerin istirdatı isteminden ibarettir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığının 25.11.2021 tarihli, 1232 sayılı kararıyla;
13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. Maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden,( TTK madde 4/-f: Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemeler)
22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun , rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ile 969. Maddelerinden,
19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunundan, (142. Maddesinde düzenlenenler hariç),
23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunundan
21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunun'dan
06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunundan
20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkındaki Kanun'dan Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlerde kararda belirtilen mahkemeler ihtisas mahkemesi olarak görevlendirilmiştir.
Huzurdaki davanın faktoring sözleşmelerinden kaynaklanan çek istirdat davası olduğu v tevzi tarihi itibarıyla finans mahkemelerinin münhasıran görevli olduğu anlaşıldığından esasın kapatılarak dosyanın tevzi bürosuna gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Dosyanın, Finans Mahkemeleri sıfatıyla incelenmek üzere İstanbul 6. 7. 8. ve 9. Asliye Ticaret Mahkemelerine tevzi olunması için İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
2-Mahkememiz Esasının bu şekilde kapatılmasına,
Dair; duruşmalı olarak yapılan inceleme neticesinde davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/10/2024
Katip
¸
Hakim
¸
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!