WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL 3. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/643 Esas
KARAR NO : 2024/740

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/10/2023
KARAR TARİHİ : 15/10/2024

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : " Davacı müvekkil şirketten KASKO poliçesi yaptırmış bulunan dava dışı ... A.Ş.' nin maliki olduğu, ...plakalı numaralı araç anayolda seyir halindeyken, 16.06.2022 tarihinde, davalı ...' in maliki olduğu kaza anında ...' ın sevk ve idaresinde olan kavşaktan sağa dönmekte olan ve aniden anayola çıkan ... plaka numaralı aracın (ticari kamyonet vasıflı) ...plakalı numaralı araca sol taraftan vurması sonucu maddi hasarlı ve pertli trafik kazası meydana gelmiştir. Kazanın ardından ekte sunulduğu üzere anlaşmalı maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı tutulmuş olup, akabinde Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi' nin (SBM) ekte yer alan ... kaza ihbar numaralı kaza tespit tutanağında da görüleceği üzere karşılıklı mutabakat söz konusu olup, tutanağın kusur değerlendirme kısmında davalı ...' in maliki olduğu ... nolu ticari kamyonet işbu kazada %100 kusurlu olarak değerlendirilmiştir.
Davacı müvekkil sigorta şirketi, işbu kazanın ardından pert olan sigortalısının/mağdurun aracını onun beyanını ve taahhütünü alarak teknik servise göndermiş bulunup, serviste aracın hasarını onartmıştır. Ekte yer alan davadışı ...Tic. A.Ş ile davacı müvekkil ... Sigorta arasında imzalanan 06.07.2022 tarihli kasko pert mutabakatında da görüleceği üzere müvekkilden kasko sigortalı aracın karıştığı kazada neticesinde rayiç bedel 280.000 TL, sovtaj bedeli 192.900 TL olmak üzere kalan 87.100 TL lik bedelin gerçek zarar olduğu beyan ve taahhüt edilmiştir. Söz konusu 87.100 TL'lik zarar bedelinin, 50.000 TL si davalı malikin aracının sigortası ... tarafından ödenmiş olup, müvekkilin halen bu zarar bedelinden 37.100 TL'lik alacağı bulunmaktadır.
Dava şartı arabuluculuk anlaşamama tutanağı da ekte mevcut olmakla beraber, davalı aracın tam ve asli kusurlu olması ve TTK. 1472 vd. Maddeleri halefiyet ilkesi uyarınca müvekkilin işbu zarar bedelini davalıdan rücuen tazmin etme hakkı olması sebebiyle, davalı haksız ve kötüniyetli olarak takibe ve borca itiraz etmiş olmakla işbu haklı ve hukuka uygun davanın kabulüne karar verilmesini..." talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere, sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davalarında görevli mahkemenin tespiti hususunda, 22.03.1944 tarih, 37 esas, 9 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında "sigortacının halefiyete dayalı açtığı dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
6100 sayılı HMK’nin 2. maddesinin 1.fıkrası gereğince malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yine 2.maddenin 2.fıkrası uyarınca HMK’da ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. Göreve ilişkin bu genel düzenlemeler yanında bazı kanunlarda belirli kişiler arasında çıkan uyuşmazlıklara veya belli bir çeşit uyuşmazlıklara bakmak üzere kurulmuş özel olarak görevli mahkemeler de belirlenmiştir. Bu anlamda uyuşmazlıkla ilgili olması bakımından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesinde ticari davalar ve ticari nitelikteki çekişmesiz işlerin Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiği düzenlenmiştir.
Ticari davalar TTK’nın 4/1.maddesinde tanımlanmıştır. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK'nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK'nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK'nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür.
Asıl olan bir davanın genel mahkemelerde görülmesidir. Yani bir özel mahkemede bakılacağına dair özel bir kanun hükmü bulunmayan her dava genel mahkemelerde görülür. Özel mahkemeler istisnai niteliktedir.
Toplanan deliler ve tüm dosya kapsamına göre; davacının halefiyete dayalı olarak iş bu davayı açtığı ve davacının sigortalısı ile davalı arasındaki eylemin haksız fiil niteliğinde bulunduğu , eylemin her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmadığı ve haksız fiilden kaynaklandığı, dosyaya sağlanan belgelerden davalının tacir olmadığının tespit edildiği, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında uyuşmazlığın mutlak yada nispi ticari dava kapsamında bulunmadığı, bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerektiğinden görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay 17. HD'nin ... Esas,... Karar sayılı ilamı)
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK'nın 114/1-c. Ve 115/2. Maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-HMK'nın 20/1. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine, aksi takdirde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-HMK'nın 331/2. Maddesi uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip
E-imzalıdır

Hakim
E-imzalıdır

UYAP Entegrasyonu