WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL 2. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2024/633 Esas
KARAR NO : 2024/676

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/11/2023
KARAR TARİHİ : 16/10/2024

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ... adresindeki akaryakıt istasyonu ve dinlenme tesisi müvekkili firma tarafından 2018 yılında Sahibinden.com isimli sitede sitesine satışa konulduğunu, davalılardan ...'ın bu satış ilanına istinaden müvekkillerine telefonla ulaştığını, ardından ise devreye ...'ın ortağı olan ... sahibi olduğunu söyleyen ... isimli bir şahsın devreye girdiğini, bu kişilerin işini profesyonelce yapabilen, ikna kabiliyeti yüksek, diksiyonu, görünümü düzgün olmaları sebebiyle müvekkilini ikna ettiklerini, ...'ün müvekkilleri tarafından satışa sunulan akaryakıt istasyonu ve dinlenme tesisinin satışıyla ilgili ilk teklifi; akaryakıt istasyonunu piyasa değerinde para ödemeden devrini alıp, karşılığında ise Türkiye’nin en büyük prestijli inşaat firmalarından olan ve diğer davalı olan ...'den müvekkillere petrol firmasının değerinin iki katı olan bir dükkanı satmak şartıyla anlaştıklarını, ... ve ...'ün barter şirketi olduklarını, ... Gayrimenkulle beraber çalıştıklarını, ... Gayrimenkul adına dükkan ve ev satmaya yetkileri olduğunu, ... adına her türlü alım satım işini yapabildiklerini, yani sanki resmi bir temsil yetkileri varmış gibi bir sunumla müvekkilini dükkan almaya ikna ettiklerini, davalılardan ... 2019 senesinde kendi öz oğlu olan ve bu işin içinde birlikte hareket eden ... adına ... Tapu Müdürlüğü’nde 3.514.000 TL (Üç milyon beş yüz on dört bin TL) karşılığında müvekkilinden bu akaryakıt istasyonunun devrini aldığını, ancak bu paranın müvekkiline ödenmediğini, çünkü taraflar arasında yapılan anlaşmaya göre bu rakamın ... AŞ.'den alınacak dükkanın satış bedelinden düşüleceğini, müvekkili ve ailesinin yükümlülüğünde olan akaryakıt istasyonun tüm tapu devirlerini ''...''a (...’ın oğlu ... adına ...’nde kurduğu ...Şti.) yapıldığını, (petrol firmasının devir sözleşmesini müvekkili adına imzalayan ... müvekkilin eşidir) akaryakıt istasyonunun devrini hiç bir bedel ödemeden alan davalı ...'ın müvekkilinin ... dükkan satmak vaadiyle, müvekkilleri diğer davalı ...'a ait ... ilçesinde bulunan ve ... satış ofisine götürdüğünü, ... ait satış ofisinde müvekkilinin ... isimli ... 'ün genel müdür yardımcısı olduğu söylenen bir kişiyle tanıştırıldığını, davalılardan ... A.Ş ile yapılan görüşmelerde, dükkanın krediye uygun olduğu belirtilerek kredi alınabileceğinin bildiriliğini müvekkilinin 6-7 kere ... ait satış ofisine gidip geldiğini ve akabinde ... projesine ait bir dükkan için sözleşme imzalandığını, bu sözleşme uyarınca müvekkilinin 3.514.000 TL'ye Sivas İli Yıldızeli İlçesindeki akarkayıt istasyonu sayıldığını, ödenmesi gereken kalan paranın ise; 4.00.0000-TL'si ise aylık taksitler halinde ödenmek koşuluyla sözleşme yapıldığını, ilgili sözleşmeye göre; müvekkillerinin akaryakıt istasyonunun devrini ...'a devrettikten sonra devamında 1.500.000 TL ödemeyi ise ... Gayrimenkul'e ait banka hesabına göndermek suretiyle yapıldığını, aylık taksitler ilk 12 ay için 50.000 TL, kalan kısmı ise aylık 130.000 TL şeklinde ödenerek bitirilmesi koşuluyla anlaşmaya varıldığını, davalılardan ... tarafından petrol firmasının devrini aldıktan sonra satış sözü verilen ... Gayrimenkule ait dükkanın müvekkili ve ailesi tarafından devir işleminin yapılamadığını, bunun üzerine müvekkilinin ...'a telefonla arayarak ... (...) müvekkilinden aldığı akaryakıt istasyonunu başkasına sattığını ve müvekkilleri oyalayarak görüşme taleplerini de reddettiğini, ...'ın ısrarla müvekkiline yine aynı sistem olan; hiçbir yasal hükmü ve kanuni dayanağı olmayan, yalnız bir parça kağıt olan barter çeki verdiğini, aynı sistemle başka büyük projelerde asıl değerinin iki katı olan gayrimenkul alıp tekrardan müvekkilini borçlandırarak bu işi çözeceğini ısrarla söylemesine rağmen bunu gerçekleştirmediğini, ... A.Ş tarafından satış vaadi verilen dükkannın tapuda devri mümkün olmayan ve üzerinde... Belediyesine ait encümen kararı ve birden fazla yürütmeyi durdurma kararı bulunan bir dükkan olduğunu, dolayısıyla tapuda devri mümkün olmayan bir dükkanın satışa konu edilmesi ile müvekkilinin kandırıldığını, akaryakıt İstasyonu hile ile ellerinden alınan müvekkili firmanın ödeme güçlüğü çektiğini, ancak tapuda devri mümkün olmayan, krediye uygun olmayan, ... Gayrimenkul'e ait dükkanın müvekkiline devredilemediği için müvekkilinin ekonomik olarak büyük sıkıntıya girdiğini ve tüm aile birikimlerini bu işe yatırdıkları için iflas etme aşamasına geldiğini, akaryakıt istasyonları ellerinden karşılıksız alınan müvekkili firmanın ödeme güçlüğüne düşmesi sebebiyle diğer davalı ... ile yeniden bir ödeme planı oluşturulduğunu, müvekkili ile davalılardan ... Gayrimenkul arasındada revize sözleşme yapıldıktan sonra müvekkilinin ipotekli kredi çekme niyetiyle ve alınan paranın ... hesabına geçmesi için ... Bankasından ipotekli kredi başvurusunda bulunduğunu, ancak tapuya gidildiğinde satış sözleşmesine konu olan dükkan üzerinde, birden fazla şerh olduğunu, yürütmeyi durdurma kararları olduğunun anlaşıldığını, bunun üzerine ... ile yapılan görüşmede kendilerine; ''... sizi taklaya getirmiş, burayla bir alakası yok'' şeklinde açıklama yaptığını, müvekkilinin de kendisine üzerindeki şerhlerin temizlenmesi koşuluyla dükkanı halen ipotekli kredi kullanmak suretiyle almak istediklerini ve kredinin tamamının kendilerine aktarılacağını ve peşin olmak üzere borcun kapatılacağını söylediğini, ...'ın bu teklifi kabul etiğini fakat aradan 4-5 ay gibi bir süre geçtikten sonra dükkan üzerinde encümen kararları ve şerhlerin halen kaldırılmadığını, akabinde müvekkilinin davalılara noter vasıtasıyla ihtarıyla ihtar çektiğini, Davalılardan ...'ın toplam 1.442.000 TL'yi 3 parçada müvekkiline ödediğini, ancak petrol şirketinin müvekkiline iade edilmediğini yaşanmış olan bu süre sonunda munzam zarar meydana geldiğini belirterek müvekkili firmaya ait akaryakıt istasyonunun ... Tapu Müdürlüğü'nde devir işleminin gerçekleştiği tarihten itibaren bankalara verilen en yüksek ticari reeskont işleyecek faizi ile birlikte, davalıların müvekkil şirketin döviz bazında munzam zararını fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500.000,00 TL olmak üzere davalılardan tahsiline karar verilmesini, 3.kişilere devrinin engellenmesi ve telafisi imkansız zararlar doğmaması adına ... ili, ... ilçesi, Kıraç, 1001 ada 14 parsel de bulunan ... ... No'lu dükkana dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini, masraf ve yargı giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı ... vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça huzurdaki dava ikame edilirken ticari reeskont faizi talebinde bulunulduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin ticari ilişki olduğunun açıkça kabul edildiğini, müvekkilinin tacir sıfatını haiz olduğu ilgili vergi müdürlüğü ile Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılması halinde açıkça tespit edileceğini, müvekkilinin de tacir olduğu ve bu nedenle TTK'nun ilgili hükümleri gereğince tacirler arasındaki ilişkilerin ticari ilişki olduğu ve davacının taraflar arasındaki ilişkinin ticari ilişki olduğuna dair dava dilekçesindeki açık kabulü nazara alındığında müvekkili yönünden ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuğun yerine getirilmediği huzurdaki davanın, dava şartlarının yerine getirilmeksizin açılmış olması sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmedi gerektiğini, HMK m. 6 hükmünde "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." denildiğini, yetki hususunun belirlenmesi açıkça davalının yerleşim yerine bağlı kılınmış olduğunu müvekkili ...'ın yerleşim yerinin ... adresinde bulunduğu ve işbu ilçe Asliye Ticaret Mahkemeleri bakımından ... Adliyesi yargı çevresine bağlı bulunduğunu huzurdaki davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yine HMK m. 7/1 hükmünde "Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir." denilmiş olsa da diğer davalı şirketin yerleşim yerinin de ... olduğunu, mahkemenin yetkisiz olduğunu, müvekkili ile dava dışı şahıslar arasında dava dilekçesine konu edilen akaryakıt istasyonu ile dükkan niteliğindeki taşınmaza ilişkin sözleşme akdedildiğini, işbu sözleşme yükümlülüklerine aykırı davranışlar sergileyenlerin müvekkili değil sözleşmenin karşı tarafları olduğunu, işbu aykırı davranışlar nedeniyle gerekli başvuruların yapıldığını, müvekkili ile dava dışı..., ... ve ... arasında dava dilekçesinde de bahsedilen akaryakıt istasyonunun devrine ilişkin sözleşme bulunduğunu, taraflar ... adına kayıtlı Yıldızeli/Sivas adresinde bulunan akaryakıt istasyonunun müvekkili ...'a devri ile tapu sicilinde ... İnşaat Sanayi Anonim Şirketi adına kayıtlı olup; gerçek sahibi müvekkili olan "..." adresinde mukim dükkan niteliğindeki taşınmazın karşılıklı devri konusunda mutabık olduklarını, satım ilişkisi çerçevesinde, dükkan niteliğindeki taşınmazın değerinin 7.514.000,00 TL olarak ve akaryakıt istasyonunun değeri ise 3.514.000,00 TL olarak kabul edildiğini, kabul edilen bu değerlere göre bakiye 4.000.000,00 TL de diğer davalı ...Şirketi'ne taksitler halinde ödeneceğini, taşınmaza ilişkin mahkemenize sunulan sözleşmede taraflardan davalı müvekkil ... alıcı; ..., ... ve ... ise satıcı olarak tanımlandığını, taraflar arasında sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların mahkeme önüne taşınması halinde hakim tarafından imzalanan sözleşmenin yorumlanması gerektiğini öncelikle; tarafların işbu sözleşmede hem alıcı hem de satıcı konumunda olduğu ve sözleşme ile taraflara yüklenen asli yükümlülüklerin taşınmazların tapu devrinin karşılıklı olarak sağlanması ve ..., ... ve ... tarafından ...'ta mukim taşınmazın değerine karşılık gelen bakiye 4.000.000 TL'nin ödenmesi olduğu kabul edilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki anlaşmaya göre bakiye nakit ödeme, diğer davalı ... Şirketi adına ...- ... ve .... tarafından peyderpey yapılacağını, ... Gayrımenkul adına kayıtlı dükkan niteliğindeki taşınmazın tapu sicilinde resmi devri, 4.000.000 TL tutarındaki nakit bedelin tamamen ödenmesi ile sağlanacağını, buna rağmen; satım sözleşmesinin imzalanmasından sonraki süreç boyunca dükkan niteliğindeki taşınmaza karşılık nakit ödeme bedeli olarak ödenmesi öngörülen yükümlülük ihlal edildiğinden diğer davalı ... Gayrımenkul tarafından taşınmazın devri sağlanmadığını,. davacı adına ve sözleşmenin tarafı olan dava dışı ..., ... ve ... adına kayıtlı bankalardan ödeme dökümlerinin dosyaya eklenmesini ve işbu ödemelerin yapılmadığı ve sözleşme ile yükümlendikleri yükümlülüklerin yerine getirilmediğinin görüleceğini, bedellerin ödenmemesi akaryakıt istasyonunu devretme taahhüdü veren tarafların sözleşmeden örtülü olarak caymış olması anlamını taşıyacağını, sözleşmenin 8 no.lu bendinde "Alıcı herhangi bir sebepten satıştan vazgeçerse sözleşme şartlarını yerine getirmezse sözleşme bedelinin %25 cezai şart olarak nakit ödemeyi kabul ve taahhüt eder." şeklinde düzenlemenin yer aldığını, işbu madde gereği müvekkiline sözleşme bedelinin %25'i oranında cezai şart ödenmesi gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkiline ödenen bedellerin iadesini talep ettiğini, sözleşme hükümleri uyarınca halihazırda bir taraftan alacağı bulunanın davacı değil bizzat müvekkilli olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte; yalnızca bir an için tapu kaydının iptal edilerek davacı adına tescil edilmesi gerektiği düşünülse bile; davacıya iade edilmesini gerektirir herhangi bir alacak bulunmadığını, anılan sözleşmenin "1" no.lu bendinde "...petrol yeri arsası 6500 m2 petrol ruhsatı dahil demirbaş listesi ile beraber kanopi pompalar dahil bütün ruhsatlar ve perakende petrol satmaya uygun hale getirilerek..." denilerek devri sağlanan benzin istasyonunun işletmeye hazır bir şekilde devredilmesi konusunda yükümlülüğe yer verildiğini, dava dışı şahıslar tarafından müvekkiline işbu taahhüde ilişkin olarak 04.10.2023 ödeme tarihli ve 3.500.000,00 TL değerindeki bono da imzalanarak teslim edildiğini, işbu akdin imzalanmasından sonra defalarca kez müvekkili tarafından benzin istasyonunun işletmeye hazır olmadığı ve bu yükümlülüğün sözleşmede kararlaştırıldığı şekliyle yerine getirilmesi gerektiği ifade edilmişse de dava dışı sözleşme taraflarınca iki yıllık süreç boyunca müvekkilinin oyalandığını, müvekkilinin tüm çaba ve girişimlerine rağmen dava dışı şahıslar tarafından 2 yıl boyunca müspet herhangi bir girişimde bulunulmadığından, benzin istasyonunun devri sağlanmak zorunda kalındığını, müvekkilinin hiçbir zaman hurda olarak nitelendirilebilecek bir işletmeyi devralma amacında olmadığını, ancak sözleşme ile yüklenen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle müvekkilinin hiç olmayı istemediği bir sözleşmenin tarafı haline getirildiğini, müvekkiline hurda olarak nitelendirilebilecek seviyede bir benzin istasyonunun zorla devrini sağlamanın hakkaniyete de uygun olmadığını, müvekkilinin 3.514.000,00 TL tutarında değerinde olduğu hususunda mutabık kaldıkları benzin istasyonundan herhangi bir gelir elde etmek bir yana ekonomik anlamda büyük kayba uğrayarak satışını sağlamak zorunda kaldığını, işletmenin petrol ruhsatının da müvekkili tarafından alındığını, müvekkilinin işbu sözleşmeye aykırı davranışlar nedeniyle uğramış olduğu zararın ve sözleşmede kabul edilen 8 no.lu bendinde "Alıcı satıcı herhangi bir sebepten satıştan vazgeçerse sözleşme şartlarını yerine getirmezse sözleşme bedelinin %25 cezai şart olarak nakit ödemeyi kabul ve taahhüt eder." şeklinde düzenleme gereği davalılar tarafından yerine getirilmeyen edimler doğrultusunda sözleşmenin toplam bedeli olan 7.514.000 TL'nin %25'i oranında cezai şart bedelinin ödenmesi istemiyle ... İcra Müdürlüğü ... Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından işbu takibe itiraz edildiğini, ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin ...Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, sözleşme ile satışı gerçekleştirilecek olan dükkan niteliğindeki taşınmaz tapu sicilinde diğer davalı ... Gayrimenkul adına kayıtlı olsa da taşınmazın gerçek sahibinin müvekkili olduğunu, müvekkili ve diğer davalı ... Gayrımenkul arasında söz konusu taşınmaza ilişkin olarak satım ilişkisi gerçekleştirildiğini, yalnızca resmi şekilde devir sağlanamadığını, resmi şekilde devrin sağlanmamasının sebebi ise taşınmaz alım satımlarında uzun süren tapu devir işlemleri ile her tapu devrinde tarafların ödemek durumunda kaldığı tapu masrafları olduğunu, taşınmazların devri her ne kadar resmi şekil şartına tabi tutulmuşsa da anılan sebeplerle hayatın olağan akışında bireylerin sıklıkla haricen satış yolunu kullandığının bilindiğini, resmi şekil şartı yalnızca bireylerin haklarını korumak için getirildiğini, taşınmazın gerçek anlamda mülkiyet hakkına sahip olduğunun kabul edilebilmesi için resmi devrin sağlanmasına ihtiyaç olmadığını, müvekkilinin satımını sağladığı taşınmazın bizzat mülkiyet hakkı sahibi olduğunu, herhangi bir firmanın temsilcisi gibi davranmalarını gerektirir bir durum olmadığını, müvekkili tarafından diğer davalının yapmış olduğu ... Sitesinde bulunan taşınmazların satımını sağlaması karşılığında komisyonculuk bedeli olarak temsil yetkisi varmış gibi hareket ettiği iddia edilen taşınmaz verildiğini, davalılar arasındaki işbu anlaşmaya ilişkin yazılı bir sözleşme de imzalandığını, sözleşmenin mahkemeye sunulduğunu, müvekkili ...'ın satın alarak bedelini ödediği ve taşınmazın mülkiyet hakkını bu yolla kazandığı taşınmazı da bizzat kendisini taraf olarak gösterdiği sözleşme ile devretmeyi taahhüt ettiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca öncelikle ... 2. Noterliğinin ... tarihli ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi tebliğ edilerek dükkan niteliğindeki taşınmazın devri talep edildiğini, ihtarnamede açık bir biçimde görülebildiği gibi; davalıların dava dışı ... Gayrımenkul'e yapılması gereken ödemelerin eksik yapıldığının ikrar edildiğini, ihtarnamenin müvekkillerine tebliğ edilmesinin ardından müvekkillerince ... 40. Noterliğinin ... yevmiye numaralı ve ... tarihli ihtarnamesi gönderilerek sözleşme ile kararlaştırılan ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmediği, ödeme yükümlülüğünün ve muhattabın dava dışı ... Gayrımenkul olduğunu ve davalı müvekkillerinden herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, müvekkili tarafından ... 55. Noterliğinin ... tarihli ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kötüniyetli ihtarnameye yanıt verildiğini, davalı müvekkili ve dava dışı ...'ın bakiye nakit ödemeye ilişkin olarak sözleşmenin karşı taraflarından icra takibi başlatmak veya dava açmak suretiyle herhangi bir talepte bulunmadığını, aralarındaki ticari ilişkiye ve sözleşmeye güveni nedeniyle borcun ödenmesini beklediğini, huzurdaki dava ikame edilerek iyiniyetli davranışları adeta cezalandırılmaya çalışıldığını, sözleşmenin "4" no.lu bendinde "Petrol ofisinin devredildiği tarih itibariyle satıcı tüm hak ve alacaklarını alıcıdan aldığını kabul ve taahhüt eder. Satım değeri olan paranın tamamının kendisine ödendiğini, petrol ofisi ve arsanın üzerinde herhangi bir hak ve alacağının kalmadığını kabul eder." şeklinde denildiğini ve müvekkilinin ibra edildiğini, müvekkili ile sözleşmeye konu edilen taşınmazların devri konusunda anlaşılmış olmanın yanında her ne kadar dava dilekçesinde tapuda devri mümkün olmadığı belirtilmişse de bu hususun kabul edilebilirliği olmadığını, söz konusu taşınmazın özel mülkiyete tabi ve resmi şekillerde devredilebilir hale de getirildiği, dava dışı ... tarafından sahibinden.com adlı internet sitesinde .... numaralı ilan ile 12.450.000,00 TL üzerinden satışa sunulduğunu, davacı adına kayıtlı ve sözleşmenin karşı taraflarınca hak kaybına uğratıldıkları iddia edilen müvekkilinden huzurdaki şekilde talepte bulunulması TMK m. 2'de düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılık taşıdığını, açıklanan nedenlerle, Öncelikle ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk dava şartının yerine getirilmemiş olması sebebiyle huzurdaki davanın dava şartı noksanlığından reddine, mahkeme aksi kanaatte olması halinde huzurdaki uyuşmazlığın ... Adliyesi yargı çevresinde dahil olması nedeniyle mahkemenizin yetkisizliğine, mahkeme yetkili olması halinde davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Taraf şirketlerin ticaret sicil kayıtları, yerleşim yeri bilgileri celp edilmiş, incelenmiştir.
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kapsamında taşınmazın devrinin gerçekleştirilmemesi sebebiyle uğranılan munzam zararın tazmini istemine ilişkindir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin ... Esas ... Karar sayılı istinaf ilamında "...Davacı, davalı şirketin üstlendiği projede yer alan ve kendisine devri vaadedilen dükkanın karşılığında davalı ...'a akaryakıt istasyonun devredildiğini, ayrıca kalan kısmın da taksitler halinde davalı şirkete ödemekte olduğunu, ancak buna rağmen dükkan devrinin yapılamadığını, taşınmazın üzerinde devir engeli olduğunu, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini iddia ederek munzam zararını talep ettiği, munzam zarardan davalı şirketi resmi temsil yetkisi olmadığı halde davalı şirket adına hareket ettiğini ileri sürdüğü davalı ...'ı da davalı şirket ile birlikte sorumlu tuttuğu görülmektedir. Davacı şirket ile davalı şirket arasındaki dükkan satışına ilişkin uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanmakta olup, ...'ın davalı şirketi temsil yetkisi olmadığı halde şirket adına hareket ederek davacı şirketin zararına neden olduğu iddiası ve ...'a akaryakıt istasyon işletmesi devri yapıldığı iddiası dikkate alındığında davacının iddia ettiği alacağın ... yönünden de ticari nitelikte olduğu ve TTK'nın 5/A maddesi gereğince davanın her iki davalı yönünden de zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu, ancak arabuluculuk dava şartının sadece davalı şirket yönünden yerine getirildiği, davanın davalı ... yönünden arabuluculuk dava şartı yerine getirilmeden açıldığı anlaşıldığından mahkemece dava şartı olarak düzenlenen bu husus dikkate alınmadan her iki davalı yönünden yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas - ... Karar sayılı 27/03/2024 tarihli kararının davalı ... bakımından HMK'nın 353(1)-a-4 gereği KALDIRILMASINA, "Dava yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine...." şeklinde karar vermiştir.
İşbu dava dosyası, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin... Esas ... Karar sayılı istinaf ilamı içeriği gözetilerek Mahkememizin ...Esas sayılı dava dosyasından davalı ... bakımından tefrik edilmesi sonucunda oluşturulmuştur.
19/12/2018 tarih 30630 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi uyarınca, 6102 sayılı TTK'ya "3.Dava şartı olarak arabuluculuk" başlığı ile eklenen 5/A maddesi uyarınca; 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak getirilmiştir.
7155 sayılı Kanunun 23. maddesi ile 6325 sayılı HUAK'a "Dava şartı olarak arabuluculuk" başlıklı eklenen 18/A maddesinin 2. fıkrasında; davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderileceği, ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verileceği, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceği belirtilmiş olup, devam eden maddelerde arabulucuğa ilişkin düzenlemenin 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olaya gelince; davanın munzam zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, bu itibarla 6102 s. TTK 5/A. maddesi hükmü uyarınca dava şartı arabuluculuğa tabi olduğu, davanın 17/11/2023 tarihinde açıldığı, ancak arabuluculuk dava şartının sadece davalı şirket yönünden yerine getirildiği, davanın davalı ... yönünden arabuluculuk dava şartı yerine getirilmeden açıldığı, esasen bu hususun dosyada bulunan arabuluculuk tutanağı ile yukarıda yer verilen istinaf ilamı uyarınca sabit olduğu, hasılı davanın açıldığı tarih itibariyle davalı ... bakımından arabulucuk dava şartının yerine getirilmediği anlaşılmıştır.
Öte yandan; davanın açıldığı tarih itibariyle davalı ... bakımından arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği tartışmasız olup, 6325 s. HUAK 18/A. maddesi hükmü uyarınca dava açıldıktan sonra, artık bu dava şartının dava devam ederken yapılacak yeni bir başvuru ile sonradan tamamlanması / yerine getirilmesi mümkün değildir.
Nitekim, 6325 s. HUAK 18/A,2.son cümle maddesi"ARABULUCUYA BAŞVURULMADAN DAVA AÇILDIĞININ ANLAŞILMASI HÂLİNDE HERHANGİ BİR İŞLEM YAPILMAKSIZIN DAVANIN, DAVA ŞARTI YOKLUĞU SEBEBİYLE USULDEN REDDİNE KARAR VERİLİR" emrini içermektedir. Diğer söyleyişle, mahkememizin anılan Yasa hükmüne aykırı hareket etmesi mümkün değildir. Arabulculuya başvurulmadan dava açıldığı anlaşılırsa, herhangi bir işlem yapılmayacaktır ve davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir, bu hususta mahkememizin takdir hakkı da bulunmamaktadır.
Kaldı ki, 6235 sayılı HUAK' ın 18/A. maddesi emredici şekilde düzenlenmiş olup, arabuluculuk dava şartı noksanlığı yargılama sürecinde sonradan tamamlanabilecek bir dava şartı olarak da kabul edilmemektedir. (İSTANBUL BAM 13. HD. ... E. ... K).
Açıklanan nedenlerle, eldeki munzam zarar davasının dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğu, ancak dava açılmadan önce davalı ... için arabuluculuk yoluna başvurulmaksızın doğrudan işbu davanın açıldığı, davacı / vekili tarafından işbu dava açılmadan önce davalı ... bakımından dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulmadığı, dava açıldıktan sonra artık bu dava şartının sonradan tamamlanmasının da mümkün olmadığı, 6325 s. HUAK 18/A. maddesi " Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir" hükmü uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davacının arabuluculuk yoluna başvurmaksızın doğrudan işbu davayı açmış olması karşısında TTK 5/A. hükmüne atfen 6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A. madde hükmü uyarınca davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 427,60 TL başvurma harcı ve 427,60 TL maktu karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 855,20 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. ve 13/1.maddeleri uyarınca Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek koşulu ile belirlenen 30.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-HMK' nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/10/2024

Katip ...
E- İmza

Hakim ...
E- İmza

UYAP Entegrasyonu