T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2024/629 Esas
KARAR NO : 2024/677
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/11/2023
KARAR TARİHİ : 16/10/2024
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ... adresindeki akaryakıt istasyonu ve dinlenme tesisi müvekkili firma tarafından 2018 yılında ... isimli sitede sitesine satışa konulduğunu, davalılardan ...'ın bu satış ilanına istinaden müvekkillerine telefonla ulaştığını, ardından ise devreye ...'ın ortağı olan ... ve ... sahibi olduğunu söyleyen ... isimli bir şahsın devreye girdiğini, bu kişilerin işini profesyonelce yapabilen, ikna kabiliyeti yüksek, diksiyonu, görünümü düzgün olmaları sebebiyle müvekkilini ikna ettiklerini, ...'ün müvekkilleri tarafından satışa sunulan akaryakıt istasyonu ve dinlenme tesisinin satışıyla ilgili ilk teklifi; akaryakıt istasyonunu piyasa değerinde para ödemeden devrini alıp, karşılığında ise Türkiye’nin en büyük prestijli inşaat firmalarından olan ve diğer davalı olan ...'den müvekkillere petrol firmasının değerinin iki katı olan bir dükkanı satmak şartıyla anlaştıklarını, ... ve ...'ün ... şirketi olduklarını, ... beraber çalıştıklarını, ... adına dükkan ve ev satmaya yetkileri olduğunu, ... adına her türlü alım satım işini yapabildiklerini, yani sanki resmi bir temsil yetkileri varmış gibi bir sunumla müvekkilini dükkan almaya ikna ettiklerini, davalılardan ... 2019 senesinde kendi öz oğlu olan ve bu işin içinde birlikte hareket eden ... adına ... Tapu Müdürlüğü’nde 3.514.000 TL (Üç milyon beş yüz on dört bin TL) karşılığında müvekkilinden bu akaryakıt istasyonunun devrini aldığını, ancak bu paranın müvekkiline ödenmediğini, çünkü taraflar arasında yapılan anlaşmaya göre bu rakamın ... AŞ.'den alınacak dükkanın satış bedelinden düşüleceğini, müvekkili ve ailesinin yükümlülüğünde olan akaryakıt istasyonun tüm tapu devirlerini ''...''a (...’ın oğlu ... adına ...’nde kurduğu ....Şti.) yapıldığını, (petrol firmasının devir sözleşmesini müvekkili adına imzalayan ...müvekkilin eşidir) akaryakıt istasyonunun devrini hiç bir bedel ödemeden alan davalı ...'ın müvekkilinin ...Ödül ... Projesinden dükkan satmak vaadiyle, müvekkilleri diğer davalı ...'a ait ... ilçesinde bulunan ve Ödül İstanbul Projesi satış ofisine götürdüğünü, ... ait satış ofisinde müvekkilinin ... isimli ...'ün genel müdür yardımcısı olduğu söylenen bir kişiyle tanıştırıldığını, davalılardan ... A.Ş ile yapılan görüşmelerde, dükkanın krediye uygun olduğu belirtilerek kredi alınabileceğinin bildiriliğini müvekkilinin 6-7 kere ... ait satış ofisine gidip geldiğini ve akabinde ... ait bir dükkan için sözleşme imzalandığını, bu sözleşme uyarınca müvekkilinin 3.514.000 TL'ye ... İli ... İlçesindeki akarkayıt istasyonu sayıldığını, ödenmesi gereken kalan paranın ise; 4.00.0000-TL'si ise aylık taksitler halinde ödenmek koşuluyla sözleşme yapıldığını, ilgili sözleşmeye göre; müvekkillerinin akaryakıt istasyonunun devrini ...'a devrettikten sonra devamında 1.500.000 TL ödemeyi ise ...'e ait banka hesabına göndermek suretiyle yapıldığını, aylık taksitler ilk 12 ay için 50.000 TL, kalan kısmı ise aylık 130.000 TL şeklinde ödenerek bitirilmesi koşuluyla anlaşmaya varıldığını, davalılardan ... tarafından petrol firmasının devrini aldıktan sonra satış sözü verilen ... ait dükkanın müvekkili ve ailesi tarafından devir işleminin yapılamadığını, bunun üzerine müvekkilinin ...'a telefonla arayarak ... (...) müvekkilinden aldığı akaryakıt istasyonunu başkasına sattığını ve müvekkilleri oyalayarak görüşme taleplerini de reddettiğini, ...'ın ısrarla müvekkiline yine aynı sistem olan; hiçbir yasal hükmü ve kanuni dayanağı olmayan, yalnız bir parça kağıt olan barter çeki verdiğini, aynı sistemle başka büyük projelerde asıl değerinin iki katı olan gayrimenkul alıp tekrardan müvekkilini borçlandırarak bu işi çözeceğini ısrarla söylemesine rağmen bunu gerçekleştirmediğini, ... A.Ş tarafından satış vaadi verilen dükkannın tapuda devri mümkün olmayan ve üzerinde ...Belediyesine ait encümen kararı ve birden fazla yürütmeyi durdurma kararı bulunan bir dükkan olduğunu, dolayısıyla tapuda devri mümkün olmayan bir dükkanın satışa konu edilmesi ile müvekkilinin kandırıldığını, akaryakıt İstasyonu hile ile ellerinden alınan müvekkili firmanın ödeme güçlüğü çektiğini, ancak tapuda devri mümkün olmayan, krediye uygun olmayan, ...'e ait dükkanın müvekkiline devredilemediği için müvekkilinin ekonomik olarak büyük sıkıntıya girdiğini ve tüm aile birikimlerini bu işe yatırdıkları için iflas etme aşamasına geldiğini, akaryakıt istasyonları ellerinden karşılıksız alınan müvekkili firmanın ödeme güçlüğüne düşmesi sebebiyle diğer davalı ... ile yeniden bir ödeme planı oluşturulduğunu, müvekkili ile davalılardan ... arasındada revize sözleşme yapıldıktan sonra müvekkilinin ipotekli kredi çekme niyetiyle ve alınan paranın ... hesabına geçmesi için ... Bankasından ipotekli kredi başvurusunda bulunduğunu, ancak tapuya gidildiğinde satış sözleşmesine konu olan dükkan üzerinde, birden fazla şerh olduğunu, yürütmeyi durdurma kararları olduğunun anlaşıldığını, bunun üzerine ... ile yapılan görüşmede kendilerine; ''... sizi taklaya getirmiş, burayla bir alakası yok'' şeklinde açıklama yaptığını, müvekkilinin de kendisine üzerindeki şerhlerin temizlenmesi koşuluyla dükkanı halen ipotekli kredi kullanmak suretiyle almak istediklerini ve kredinin tamamının kendilerine aktarılacağını ve peşin olmak üzere borcun kapatılacağını söylediğini, ...'ın bu teklifi kabul etiğini fakat aradan 4-5 ay gibi bir süre geçtikten sonra dükkan üzerinde encümen kararları ve şerhlerin halen kaldırılmadığını, akabinde müvekkilinin davalılara noter vasıtasıyla ihtarıyla ihtar çektiğini, Davalılardan ...'ın toplam 1.442.000 TL'yi 3 parçada müvekkiline ödediğini, ancak petrol şirketinin müvekkiline iade edilmediğini yaşanmış olan bu süre sonunda munzam zarar meydana geldiğini belirterek müvekkili firmaya ait akaryakıt istasyonunun .... Tapu Müdürlüğü'nde devir işleminin gerçekleştiği tarihten itibaren bankalara verilen en yüksek ticari reeskont işleyecek faizi ile birlikte, davalıların müvekkil şirketin döviz bazında munzam zararını fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500.000,00 TL olmak üzere davalılardan tahsiline karar verilmesini, 3.kişilere devrinin engellenmesi ve telafisi imkansız zararlar doğmaması adına ... ili, ... ilçesi, ..., 1001 ada 14 parsel de bulunan ... No'lu dükkana dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini, masraf ve yargı giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı ... Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan sözleşmesinin 14.12. Maddesinde " Bu sözleşmenin uygulanmasında her türlü uyuşmazlığın giderilmesinde ... ve/veya ... MAHKEMELERİ VE İCRA MÜDÜRLÜKLERİ yetkili kılınmıştır. " şeklinde açık madde bulunduğunu, sözleşmedeki bu madde ile taraflar yetkili mahkemeyi açıkça tespit ettiklerini, tarafların sözleşme ile yetkili mahkemeyi tayin etmesi karşısında yetkili mahkeme ... Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, dosyanın yetki yönünden reddi ile yetkili ... Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, davacı şirketin sözleşmeye konu taşınmazın satış bedelinin 7.514.000,00 TL olduğu yönündeki beyanının ve iddialarının gerçek olmadığını, Müvekkili ile davacı arasında imzalanan 09.10.2018 tarihli sözleşme incelendiğinde; sözleşme konusu taşınmazın satış bedelinin 3.950.000,00 TL olduğu, bunun 500.000,00 TL’sinin peşin ödendiği, kalan 3.450.000,00 TL’ye karşılık ise 35 adet senet tanzim edilerek verildiğini, tapu sureti incelendiğinde söz konusu taşınmazın sözleşmenin feshinden sonra 07.12.2022 Tarihinde5.084.745,77 TL bedelle tapuda satıldığını ve tapu devri yapıldığını, dolayısıyla 2022 yılı sonu itibarı ile yaklaşık 5.000.000,00 TL bedelle satılan işbu dükkanın 2018 yılında 7.514.000,00 TL gibi bir bedelle satılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının sözleşmeye konu taşınmazın satış bedelinin 7.514.000,00 TL olduğu yönündeki beyan ve iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının sözleşmeye konu taşınmazın satış bedeline mahsuben, müvekkiline 3.514.000,00 TL bedel karşılığında “ ... ili, ... ilçesi, 283 ada, 3 Parselde “ kayıtlı akaryakıt istasyonun verildiğini beyan ve iddia ettiğini, sözleşme konusu işyerinin satış bedeli 3.950.000, 00 TL olduğunu, bu hususun sözleşmede açıkça belirtildiğini, taraflarca bu bedele karşılık akaryakıt istasyonu verileceğine ve/veya barter yapılacağına yönelik herhangi bir anlaşma hükmü olmadığını, taraflar arasında imzalanan 24.12.2020 tarihli Ek Protokolde de buna ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığını, Davacının diğer davalı ... ile yaptığı ticari işler ile davacının bu ticari işleri nedeniyle, diğer davalıya yaptığı akaryakıt istasyonunun devrine yönelik işleminin müvekkili ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, davacının diğer davalı ...'a yaptığı devrin, müvekkili ile davacı arasında imzalanan sözleşmeye konu işyerinin satış bedeli ile bir ilgisi bulunmadığını, müvekkili şirketin işbu devre vermiş bulunduğu herhangi bir muvafakatta bulunmadığını, davacı dava dilekçelerinde açıkça ve üzerine vurgu yaparak: "Davalılardan ... AŞ.'yi temsil yetkisi olduğuna veya onların yetkili bir çalışanı olduğuna dair temsile ilişkin hiç bir belge veya vekaletname sunmamıştır. " şeklindeki açık beyanda bulunduğunu, davacının diğer davalı ...'a yaptığı devrin, müvekkili ile davacı arasında imzalanan sözleşmeye konu işyerinin satış bedeli ile bir ilgisi bulunmadığını açıkça ortaya koyduğunu, Müvekkilinin işbu devre vermiş bulunduğu herhangi bir muvafakatta bulunmadığını, ihtarnamelerde de görüleceği üzere, davacının bu iddialarını gönderdiği ihtarnameler ile daha önce defalarca dile getirdiğini, ancak bu iddiaların müvekkili tarafından hiçbir şekilde kabul edilmediğini, Müvekkili ile davacı arasında imzalanan 09.10.2018 tarihli sözleşmede ve 24.12.2020 tarihli Ek protokolde sözleşme konusu taşınmazın satış bedeli ve ödeme şart ve koşulları açıkça yer aldığını, davacının, diğer davalı ...'a yaptığı akaryakıt istasyonunun devrine yönelik işleminin müvekkili şirket ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, davacı diğer davalı ...'a yaptığı devrin, müvekkili ile davacı arasında imzalanan sözleşmeye konu işyerinin satış bedeli ile bir ilgisi bulunmadığını, sunulan ihtarnameler incelendiğinde, davacıyla sözleşme ile satın almayı vaat ve taahhüt ettiği dükkanın satış bedellerini zamanında ödememesi nedeniyle defalarca ihtar edildiğini, tüm gecikmelere rağmen, davacı ile 24.12.2020 tarihli Ek protokol imzalandığını ve davacının borcu hiçbir vade farkı talep edilmeden yeniden yapılandırıldığını, davacının bu ek protokole rağmen, bu ek protokolde yer alan hükümlere de uymamış ve ödeme yükümlülüklerini de yerine getirmediğini, müvekkili şirketin tüm çabalarına rağmen, davacının ödeme yükümlülüklerine uymadığı, ... 2. Noterliğinin ... tarih ve ... yevmiye numarası ile gönderdiği ihtarname ile ödeme yükümlülüklerini tam zamanında yerine getirdiği iddiasında bulunduğunu, davacının bu yöndeki beyan ve iddiaları tamamen gerçek dışı olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşme, ek protokol ve ihtarnameler ile sabit olduğunu, davacının sözleşmeye konu dükkanın bulunduğu proje hakkında birden fazla yıkım, durdurma ve mahkeme kararı bulunduğu yönündeki beyan ve iddialarının da gerçeği yansıtmadığını, ... Belediyesinin mühürleme ve inşaatı durdurma kararının müvekkilinin kusurundan kaynaklanmadığını, ... Belediyesinin iş bu mühürleme ve inşaatı durdurma kararına karşı müvekkili tarafından idare mahkemesinde dava açıldığını, davada yerel mahkeme belediyenin bu yönden yaptığı tüm işlemleri iptal ettiğini ve işbu kararın kesinleştiğini, sözleşme konusu işyerinin ve bu işyerinin ait bulunduğu projenin yapıldığı 14 parsel üzerinde yer alan inşaat faaliyetleri ile ilgili olarak ilgili belediye tarafından gerek ruhsata ve gerekse projeye yönelik tespit etmiş bulunduğu herhangi bir aykırılık bulunmadığını, hakkında tutanak tutulan ve durdurma kararı verilen yer üzerindeki yapılar ile birlikte billa bedel ilgili ... Belediyesine terk edilen 13 ve 15 parselde yer alan alanları ile ilgili olduğunu, verilen mühürleme işleminin 13 ve 15 parselde yer alan yapılar ile ilgili olduğunu, dolayısıyla bu durdurmanın müvekkili şirketin kusurundan kaynaklanmadığını, sözleşmenin feshinden sonra söz konusu taşınmazın 07.12.2022 tarihinde tapuda satıldığını ve tapu devri yapıldığını, müvekkilinin tüm çabalarına ve gösterdiği tüm kolaylıklara ve imzalanan ek protokole rağmen, davacının ödeme yükümlülüklerine uymadığını, davacının munzam zarar talebinde bulunmasının akdi ve hukuki dayanakları olmadığını, müvekkili ile davacı imzaladığı sözleşmedeki tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen, davacının kendi yükümlülüklerini gereği gibi veya hiç bir şekilde yerine getirmediği, kendi kusuru ile sözleşmenin feshedilmesine sebep verdiğini, bu nedenle davacı şirketin munzam zarar talep edebilmesi için gerekli akdi ve hukuki şartlar oluşmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme tacir olan her iki şirket yönünden bağlayıcı olduğunu, davacı ile müvekkili arasındaki süreçte; Müvekkili ile davacı arasında: 09.10.2018 tarihli sözleşme imzalandığını, davacı sözleşme ile satın almayı vaat ve taahhüt ettiği bağımsız bölümün satış bedeline ilişkin ödemelerini vadelerinde yapmadığını, bunun üzerine davacıya, borcunu ödemesi, aksi taktirde sözleşmenin haklı sebeplerle feshedileceğinin bildirilmesi üzerine davacı ile müvekkilinin yeniden görüştüğü ve vadesi gelen, vadesi gelmeyen tüm borcu vade farkı alınmaksızın yeniden yapılandırma yapıldığını, müvekkili ile davacı arasında 24.12.2020 tarihli Ek protokol imza altına alındığını, davacının işbu ek protokol ile: vadesi gelen ve vadesi gelmeyen tüm borçlarını yapılandırmak suretiyle yeni senetler verdiğini, ancak davacının bu Ek protokolde yer alan hükümlere de uymadığı ve ödeme yükümlülüklerini de yerine getirmediğini, müvekkilinin taraflar arasında imzalanan 09.10.2018 tarihli sözleşmeyi haklı nedenlerle tek taraflı olarak feshettiğini ve davacının o güne kadar kendisine yaptığı ödemeleri banka havalesi ile (21.09.2021 tarihinde 500.000,00 TL, 26.11.2021 tarihinde 500.000,00 TL ve 08.12.2021 tarihinde ise 438.345,88 TL olmak üzere) kendilerine iade ettiğini, sözleşmenin 5.1. Maddesinin, EK.1. Maddesinin, EK.9.Maddesinin açık olduğunu, Taraflar arasında imzalanan 24.12.2020 Tarihli ek protokolün; 8. Maddesi ve 9. Maddesininde incelenmesi gerektiği, açık hükümler dikkate alındığında sözleşmenin haklı sebeplerle feshedildiği, feshedilen sözleşme nedeniyle davacı tarafından o güne kadar ödenen meblağın herhangi bir kesinti yapılmadan kendisine iade edildiğini, davacının ödediği bedellere dayanarak munzam zarar talebinde bulunmasının akdi ve hukuki dayanakları olmadığını, müvekkilinin davacı ile imzaladığı sözleşmedeki tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davacının kendi yükümlülüklerini gereği gibi veya hiç bir şekilde yerine getirmeyerek, sözleşmenin feshedilmesine sebep verdiğini, dolayısıyla kendi kusuru ile sözleşmenin feshedilmesine sebep veren davacının, munzam zarar talebinde bulunmasının kabul edilemeyeceğini, davacının, tüm talepleri yönünden bankalara verilen en yüksek ticari reeskont işleyecek faizi ile birlikte talep etmesinin akdi ve yasal dayanakları bulunmadığını, açıklandığı üzere, davacı şirketin haksız, kötü niyetli, akdi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Taraf şirketlerin ticaret sicil kayıtları, yerleşim yeri bilgileri celp edilmiş, incelenmiştir.
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kapsamında taşınmazın devrinin gerçekleştirilmemesi sebebiyle uğranılan munzam zararının tazmini istemine ilişkindir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin ...Esas ...Karar sayılı istinaf ilamında "...Davacı, davalı şirketin üstlendiği projede yer alan ve kendisine devri vaadedilen dükkanın karşılığında davalı ...'a akaryakıt istasyonun devredildiğini, ayrıca kalan kısmın da taksitler halinde davalı şirkete ödemekte olduğunu, ancak buna rağmen dükkan devrinin yapılamadığını, taşınmazın üzerinde devir engeli olduğunu, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini iddia ederek munzam zararını talep ettiği, munzam zarardan davalı şirketi resmi temsil yetkisi olmadığı halde davalı şirket adına hareket ettiğini ileri sürdüğü davalı ...'ı da davalı şirket ile birlikte sorumlu tuttuğu görülmektedir. Davacı şirket ile davalı şirket arasındaki dükkan satışına ilişkin uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanmakta olup, ...'ın davalı şirketi temsil yetkisi olmadığı halde şirket adına hareket ederek davacı şirketin zararına neden olduğu iddiası ve ...'a akaryakıt istasyon işletmesi devri yapıldığı iddiası dikkate alındığında davacının iddia ettiği alacağın ... yönünden de ticari nitelikte olduğu ve TTK'nın 5/A maddesi gereğince davanın her iki davalı yönünden de zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu, ancak arabuluculuk dava şartının sadece davalı şirket yönünden yerine getirildiği, davanın davalı ... yönünden arabuluculuk dava şartı yerine getirilmeden açıldığı anlaşıldığından mahkemece dava şartı olarak düzenlenen bu husus dikkate alınmadan her iki davalı yönünden yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ...Esas - ... Karar sayılı 27/03/2024 tarihli kararının DAVALI ... BAKIMINDAN HMK'NIN 353(1)-A-4 GEREĞİ KALDIRILMASINA, "Dava yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine...." şeklinde karar vermiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin ... Esas ...Karar sayılı istinaf ilamı içeriği gözetilerek Mahkememizin 2024/629 Esas sayılı dava dosyasından ... bakımından tefrik kararı verilmiş, dosya tefrik edilmiştir. (Tefrik sonucunda ... dosyası ...Esas olmuştur)
Davalı yasal süre içinde sunduğu cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuştur.
Yetki ilk itirazı usule ilişkin savunma sebeplerinden biri olup, davanın esasına geçilmeden evvel öncelikle yetkili mahkemenin hangi mahkeme olduğu ve somut olayda Mahkememizin yetkili olup olmadığının tartışılması ve değerlendirilmesi zorunludur.
Davalı ... ... A.Ş., İstanbul Mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve bu sözleşmedeki yetki şartı uyarınca ... Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu belirterek yetki ilk itirazında bulunmuştur.
Davacı ile davalı ... ... A.Ş. arasında akdedilen ve varlığı tartışmasız olan 09/10/2018 tarihli "Ödül İstanbul Konut / İş Yeri Satış Vaadi" sözleşmesinin 14.12. maddesinde "Bu sözleşmenin uygulanmasında her türlü uyuşmazlığın giderilmesinde ... Mahkemeleri yetkili kılınmıştır" şeklinde yetkili mahkemenin belirlenmesine yönelik yazılı yetki şartı kararlaştırılmıştır. Yetkiye ilişkin yasal düzenlemelere bakıldığında: HMK 17. maddesi "tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır." şeklindedir. Somut olayda, hem davacı hem de davalı ... ... A.Ş. ticari şirket / tüzel kişi tacir olduğundan HMK 17. maddesi uyarınca yazılı yetkili şartı tacirler açısından geçerli olduğundan ve tarafların sözleşmenin yetki şartına ilişkin bu hükmü bağlayıcı nitelikte olup yetkili mahkemenin ... Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin kaldırma kararı öncesinde ... E. ... K. sayılı (yetkisizlik) kararına karşı işbu davanın tarafları olan davacı ve davalının herhangi bir istinaf başvurusunun bulunmaması, bu çerçevede taraflar yönünden önceki yetkisizlik kararının esasen kesinleşmesi, bununla birlikte hakkında tefrik edilen ...'ın istinaf başvurusunun (yalnızca dava şartı arabuluculuk) kabul edilmesi ile önceki kararın tümüyle kaldırılması ve yeniden esas kaydedilmesi zorunluluğu karşısında, ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin ... E. ...K. Sayılı istinaf ilamı, özellikle bahsi geçen ilamda da belirtildiği üzere önceki kararın yalnızca davalı ... bakımından kaldırıldığına karar verilmesi, nihayetinde işbu davanın tarafları yönünden önceki yetkisizlik kararının istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi, öte yandan davalının mevcut yetki itirazı yönünden Mahkememizce artık yeniden tahkikat yapılmasına gerek olmaması nedeniyle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda (tarafların adalete mümkün olduğu ölçüde hızlı ulaşması ilkesi, yargıda hedef süre kriterleri, HMK'nın 30. maddesindeki usul ekonomisi ilkesi göz önünde bulundurularak) eldeki uyuşmazlık bakımından Mahkememizin yetkisiz olması nedeniyle, davalının yetki ilk itirazının kabulü ile; 6100 s. HMK 114/1-ç madde yollaması ve HMK 115/2. maddesi hükmü uyarınca uyarınca davanın usulden reddine, Mahkememizin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde dosyanın talep halinde yetkili ... Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davalının yetki ilk itirazının KABULÜ ile; 6100 s. HMK 114/1-ç. madde yollaması ve HMK 115/2. maddesi hükmü uyarınca uyarınca davanın usulden reddine, Mahkememizin yetkisizliğine,
2-Karar kesinleştiğinde dosyanın talep halinde yetkili ... Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-Karara karşı kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren iki hafta içinde; süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleştirilmiş ise kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesine,
4-Başka mahkemede davaya devam edilmesi söz konusu olmadığında dava hakkında açılmamış sayılma kararı verilerek davacının yargılama giderlerine mahkum edileceğinin taraf vekillerine bildirilmesine,
5-HMK 331/2. maddesi uyarınca davaya başka bir mahkemede devam olunacağından yargılama giderlerine bu aşamada hükmedilmemesine,
6-Harç ve tüm yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi.16/10/2024
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!